Berivan KAYA/EGEDESONSÖZ- MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan'a yaptığı 'Meclis'te konuşsun' çağrısı ve 'umut hakkı' çıkışıyla ile başlayan Terörsüz Türkiye süreci, partilerin komisyona sunduğu raporlarla devam ediyor.
DEM Parti, Öcalan'a "umut hakkı", terör örgütü PKK üyelerinin affedilmesi, Kürtçe'nin TBMM tarafından tanınması gibi taleplerin yer aldığı 99 sayfalık raporu komisyona sundu.
TOPLUMUN SİNİR UÇLARIYLA OYNUYORLAR
Komisyonun İmralı’ya gidilmesine yönelik yapılan oylama sonrası komisyondan çekilen Demokrat Parti İzmir Milletvekili Haydar Altıntaş, DEM Parti’nin taleplerine tepki göstererek, toplumun sinir uçlarını hatırlattı.
Egedesonsöz’e açıklamalarda bulunan Haydar Altıntaş, Komisyon çalışmaları sürdüğü esnada DEM Parti’nin bugün ileri sürdüğü hiçbir konu bu komisyonun çalışma alanı içerisinde olmayacağına dair tüm vaatler arkada kalmış vaziyette, bunlar bir raporda isteklerini sıraladılar. Sıraladıkları maddeler bizim toplumumuzun sinir uçlarıyla oynuyor. İlerleyen zaman içerisinde Türkiye Cumhuriyeti devletinin varlığını tehdit edecek boyuttaki taleplerle alakalı 13 maddede istekleri var. Tüm bunların ötesinde komisyon ilk çalışmaya başladığında Terörsüz Türkiye projesine olumsuz bakan kişi sayısı yüzde 31’di. İmralı’ya gidip adanın üzerinde gezi yapacaksınız değilsiniz ya neden Apo’ya gidiyoruz demekten imtina ettiniz. Ortaya koydukları konuların hepsi oldukça sıkıntılı. Öyle bir hava yarattılar ki, ‘biz bir savaş kazandık ve şartları masaya dikte ediyoruz, isterseniz kabul edin, istemezseniz etmeyin’ diyecek noktadalar” dedi.
BAŞKA HAYALLERİ VAR
Eşit yurttaşlık ve inanç özgürlüğü maddesinin altında başka hayallerin olduğunu dile getiren Altıntaş, “Kayyumların sonlandırılması ve yerel demokrasinin inşası konusu var. Biz zaten Türkiye’de kayyum uygulamasına karşıyız. Eşit yurttaşlık ve inanç özgürlüğü denilen bir madde var. Eşit yurttaşlık ve inanç özgürlüğü, laiklik ilkesi din ve vicdan özgürlüğünün teminatı olarak kabul edilirse bu Kürtlerin talebi olmaktan ziyade toplumsal taleptir. Bu iddianın altında ileri sürdükleri başka hayalleri var. Yargı reformu ve hukukun üstünlüğü diye bir madde koymuşlar. Türkiye bir hukuk devleti olacaksa bu da Kürtlerin talepleri dışında Türk milletinin demokrasi talepleri içerisindedir. Hukukun üstünlüğü gerçekten uygulanırsa bunun Kürt’ü, Çerkes’i, Alevi’si olmaz. Tüm vatandaşlar için eşit uygulanır.
APO’NUN ELİNİ KOLUNU SALLAYARAK GEZMESİNİ GÖNLÜME SIĞDIRAMAM
Öcalan’a umut hakkı talebini sert sözlerle eleştiren Altıntaş, “En fazla canımızı acıtan meselelerden bir tanesi AİHM kararları doğrultusunda Apo’ya umut hakkı verilmesiyle ilgili konudur. Ben Apo’nun umut hakkını kullanarak Türkiye’de elini kolunu sallayarak gezmesini gönlüne sığdırabilecek bir vatandaş değilim. Ana dilde ve çok dilli hizmet diye bir maddeleri var. Bunun kabul edilebilir tarafı yoktur. Kalıcı barışın ve geçmişin yaralarının sarılması için TBMM bünyesinde hakikat ve adalet komisyonu kuralım diyorlar. Burada neyi tartışacaklarını 10. Maddede faili meçhul cinayetler konusunda ortaya koymuşlar. Bu faili meçhul cinayetlerinin önemli bölümü PKK’nin kendi vatandaşlarını, kendilerine karşı gelenleri öldürerek devletin üzerine attıklarını herkes biliyor. Tarihsel yüzleşme diye ortaya koydukları hikaye var. Şeyh Sait, Seyit Rıza ve Said-i Nursi’nin mezar yerlerinin açıklanarak ailelerine iade edilmesi ve bu isimlerin tanınması diyor. Burada zaten Şeyh Sait’in heykeli dikilerek, ‘kahramandır’ diye kendileri sokaklarda bağırdılar. O günün şartlarında çıkan isyanlar Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin varlığına engel teşkil etmiş. Emperyalist güçlerle işbirliği yaparak Türk milletine tuzaklar kurdu, oyunlar oynadı. Bunu tekrar kaşıyarak ortaya getirmeleri iyi niyetli değil” ifadelerine yer verdi.
TÜM KÜRTLER APO’NUN HİMAYESİNE SOKULMAMALI!
DP’li Haydar Altıntaş açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi;
“Geri dönüş neden bir hadise var. Kimsenin evine, köyüne dönmesinde mani bir durum yok. Gelen insanların hepsinin affedilerek, iş verilmesi, kamuda hizmet imkanı bulması, geçmişte suçlu veya suçsuz diye bir ayrıma tabi tutulmaksızın kamu haklarını rahatça kullanabilmeleri konusunda iddialarının Türk Milleti tarafından kabul edilebilir bir yanı yoktur. Terörsüz Türkiye projesi Türkiye’deki tüm Kürt vatandaşları devlet eliyle Apo’nun himayesine sokmaktır. Bu çok tehlikelidir. Apo’yu önder kabul etmeyen Kürtler vardır. DEM Parti, fırsatı ele geçirmişken elimizi yükseltelim, ne koparırsak kardır diye düşünülmüş ve akılla bağdaşmayan tutumdur. Türkiye Cumhuriyeti Devletini tehlikeye sokar. Karşımıza gelecek hikayeler milletimize barış ve huzur getirmez.”





