Kitabın ortasından başlarsam;
Kooperatif soruşturması dosyasının boş olduğunu düşünenlerdenim.
Adliye koridorlarının kooperatif davaları ile dolu olduğu ülkemizde bu işten tutuklu yargılanan kişiler ortada bir zimmet suçu varsa tutuklu yargılanmıştır belki. İZBETON operasyonunda ortada ne zimmet suçuna dair emare ne de sorguda “paralar nerede?” sorusu var. Kooperatifteki para ilişkileri konusunda tek bir soru sorgulamada ben görmedim. Bu durum operasyonun hukuki değil siyasi olduğuna ilişkin değerlendirmelerin ağır basmasına yol açıyor.
İddianame çıktığında ve dosya açıldığında daha fazla detaya ulaşabileceğiz.
Yaşananları, bizzat şahidine, sayın Tunç Soyer’e sordum. Tunç Bey cezaevinden kısıtlı imkanlarla yaptığı açıklamada kişisel çıkar ve menfaat konularında ne bir ifade ne de bir belgenin olduğunu da aktardı. Sürecin tıkanmasının nedeni olarak ise son 1 yıl içerisinde kooperatif inşaatlarının durmasından kaynaklandığını da ekledi.
TUTUKLAMAK İÇİN KILIF UYDURDULAR
-Böyle bir operasyon bekliyor muydunuz?
Elbette bekliyordum. Bugünkü siyasi iktidarın hayatım boyunca sergilediğim siyasi tutuma bir bedel ödetmeyeceğini düşünmek ham hayal olurdu. Sadece nasıl bir kılıf uydurulacağını bilmiyordum. Sonunda buldular belli ki… Hukuksuz ve tamamen keyfi olarak seçilen gözaltı yöntemi iktidarın korku ve baskı yaratarak muhalefeti güçsüzleştirmesi için bir araç olarak uygulanıyor.
GÖZALTI SÜRECİ TAM BİR KABUSTU
-Gözaltı süreciniz nasıl geçti?
1 Temmuz sabaha karşı 04.50’de başlayan ve 4 Temmuz, Adliye’ye sevk edildiğimiz saate kadar devam eden süreçte karşılaştığım, tanıştığım tüm memurlar, polisler son derece olumlu, anlayışlı yaklaştılar. Bu nedenle her birine teşekkür ediyorum. Ancak süreç tam bir kabustu. Birkaç battaniyeyle 72 saat boyunca beton üzerinde kaldık. Yaklaşık 60-70 kişi tek bir alaturka tuvaleti kullanmak zorundaydık. Bu da ihtiyaç taleplerinin sıraya konmasına ve çok sıkıntılı zamanlar yaşanmasına sebep oldu. Kısacası bu sürece kelimenin anlamıyla “eziyet” diyebilirim.
15 AYDIR BIRAKTIĞIM SAKALLARIMI DÜN KESTİM
Hücreniz tek kişilik mi? Cezaevi hayatınızdan bahsedebilir misiniz?
Evet B/63 tek kişilik bir hücre. Sevdiklerimin, sevenlerimin üzüntüsü dışında bir üzüntüm yok. Yaşam koşullarına uyum sağlamakta zorluk çekmiyorum. 15 aydır bıraktığım sakallarımı dün kestim. Hayatımda yeni bir sayfanın açıldığını, buradan yenilenerek ve güçlenerek çıkacağımı düşünüyorum.
BİR SENEDİR İNŞAATLARIN İLERLEYEMEMESİ, BÜYÜK MAĞDURİYETLER DOĞURDU
Hakkınızda yöneltilen ithamlarla ilgili düşünceleriniz neler? 20 sayfalık bir soru ile karşılaşınca ne hissettiniz?
Tek kelimeyle söylemek gerekirse süreç hukuki değil siyasi. Hukuk, siyasi sürek avına kılıf ihtiyacını karşılamak için kullanılıyor. Bunu kendi sürecimi örnekleyerek anlatayım. TCK 158/1 yani nitelikli dolandırıcılıkla suçlanıyorum. Suçun 2 unsuru vardır. 1) Hile ve desise yapmak. 2) Kişisel çıkar, menfaat temin etmek.
Kentsel dönüşümde, müteahhitlerin daha yüksek kar beklentisi karşılanmadığı için açılan ihalelere girmemeleri nedeniyle yaşanan tıkanıklığı aşmak için, kooperatifçilik örgütlenmesi ile bir çözüm aradık. Türkiye’ye örnek olabilecek bu uygulamanın durdurulması ile sorun yaşanmaya başlandı. Bir senedir inşaatların ilerleyememesi, büyük mağduriyetler doğurdu. Sorunların ortaya çıkması, ortaya konan model nedeniyle olmadığı gibi, arkasındaki iradenin “hile ve desise” olarak kabulü mümkün değildir. 2. unsurla yani kişisel çıkar ve menfaat temini ile ilgili olarak da ne tek kişinin bir beyanı ne de tek bir belge vardır. Dolayısıyla hukuken suç oluşmamıştır.
TÜRKİYE’YE ÖRNEK OLACAK BİR MODELİN KRİMİNALİZE EDİLMESİNE ÜZÜLÜYORUM
Kendinize haksızlık edildiğini düşünüyor musunuz?
Elbette böyle düşünüyorum. Ancak sorun sadece kişisel olarak bana haksızlık yapılması değil. Türkiye’ye örnek olacak bir modelin kriminalize edilmesine üzülüyorum. Biliyorum ki kentsel dönüşüm süreçleri kaldığı yerden devam ettirilse: 1) Belediyenin saygınlığı ve itibarı geri kazanılacak 2) Binlerce mağdur insanın mağduriyetleri sona erecek 3) Suçlandığım davanın konusu ortadan kalkacak. Süreçlerin devam ettirilmesinde hiçbir hukuki engel yok. Kooperatifler, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İzbeton kurumsal kimliklerini koruyorlar, aralarında mevcut olan akitler fesih olmadığı için geçerliliklerini koruyorlar.
SPEKÜLASYON DEĞİL MAHKEME KARARINA YANSIYAN BİR GERÇEK
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın suç duyurusuna bulunduğuna dair iddialar kamuoyuna yansıdı. Bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?
Söz konusu iddialar, spekülasyon değil mahkeme kararına yansıyan bir gerçektir. Kararda “İzBB iç denetim raporunda ifade edildiği gibi” denilerek, mevcut belediye yönetiminin dahili belgelenmiştir. Ancak sorun Cemil Tugay’ın şikayet etmesi ya da savcılığa rapor vermesi değil. Cemil Tugay’dan veya bir başkasından da gelse bu suçlamalara her zaman cevap veririm. Ancak sorun, kentsel dönüşüm süreçlerinin durdurulmuş olması ve sürdürülmemesi nedeniyle mağduriyetlerin büyümesindedir. O nedenle bu noktaya nasıl geldiğimizin muhasebesindense bundan sonra sürecin tekrar önünün açılmasına odaklanmak gerek.