Berivan KAYA/EGEDESONSÖZ- 22 Ekim tarihinde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin açıklaması ile başlayan ve kamuoyunda “Terörsüz Türkiye” süreci olarak bilinen terörle mücadelede yeni döneme ilişkin olarak önemli gelişmeler yaşanmaya devam ediyor.

Meclis'te kurulan Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun İmralı'ya gidip gitmeyeceği tartışmaları devam ederken 4 Kasım günü partisinin grup toplantısında sürece dair çarpıcı açıklamalarda bulunan Bahçeli, MHP'nin "katılıma hazır" olduğunu belirterek, komisyondan bir milletvekili heyetinin İmralı’da Öcalan ile görüşmesi çağrısında bulundu.

Türkiye İşçi Partisi İzmir İl Başkanı Orhan Kiper, partisinin yeni sürece ilişkin tutumunu Egedesonsöz’e değerlendirdi.

İKTİDAR İYİLİK OLSUN DİYE YAPMAZ
Orhan Kiper açıklamasında, “Bu ülkenin barışa ihtiyacı var. Türkiye Cumhuriyeti öncesinde başlayan sorun son 50 yıldır son derece yoğunlaştı. Biz TİP olarak barış ihtimali yüzde 1 bile olsa yanında durulmalı ve bir söz söylenecekse mutlaka söylenmesi gerekiyor. İktidar bir şeyi iyilik olsun diye yapmaz. Ne siyasi partilere ne de herhangi bir toplumsal kesime iyilik olsun diye bir süreç başlatmaz. Türkiye’nin iç ve dış meselesiyle bu süreci değerlendirmek gerekiyor. İktidarın çeşitli şekillerde köşeyi sıkıştığını ve süreci yürütmeye zorlandığını görüyoruz. Bu süreçte bizim üzerimize düşen sorumluluk barışın ve demokrasinin birlikte yürütülmesi, Türkiye’deki demokrasi sorunu sadece Kürt meselesi üzerine yürümemeli. En yakıcı mesele Kürt halkının iradesini tecelli ettirememesi. Fakat Türkiye’nin tek demokrasi süreci Kürt meselesi ve barış süreci değil. Türkiye’de barış süreci ile birlikte ele alınması gereken emek ve demokrasi sorunu var” dedi.

SARAY KENDİ MENFAATİNE ÇALIŞIYOR
Açılımların sebebini değerlendiren TİP’li Kiper, “Bu açılımların sebebi iktidarın belli bir siyaset manevralarını alma zorunluluğu. Türkiye iç ve dış politikada yönetilemiyor. İç ve dış politikada ciddi bir çürüme var. Bu çürümeyi engellemek adına saray rejimi kendi bir takım iş bölümü ile çeşitli toplumsal grupların meşruiyetine dayanmak zorunda olduğunun farkında. Türkiye’de Aleviler, Kürtler, kadınlar ve tüm ezilenler üzerinden barışın öyle ya da böyle gündeme gelmesi çok değerli. Ancak saray rejiminin kendi menfaatine çalıştığını bilmeliyiz. Bu durumu toptan reddetmemeli ancak tüm partilerle birlikte tehlikenin farkında olarak süreci devam ettirmeliyiz” ifadelerine yer verdi.

KARŞI DEVRİM SÜRECİ
CHP’nin 19 Mart diye adlandırdığı sürece yönelik açıklamalarda bulunan Kiper, “TİP’in amacı Türkiye’deki demokrasi mücadelesini daraltmak değil olabildiğince genişletmek. Karşı devrim sürecinden geçiyoruz. Bu karşı devrime karşı geliştirilecek en geniş demokratik cepheyi oluşturmak zorundayız. Bu genişlettiğimiz cephenin kırmızı çizgileri olmalı. CHP, bu konuda bizim demokrasi mücadelesinde dışladığımız değil asgari müştereklerde yol yürüyeceğimiz partidir. Burada CHP meselesinden öte yurttaşlık meselesi var. Biz yen temel yurttaş hakları meselesiyle birlikte iktidarın saldırısına uğrayan dost kurumlarla dayanışmayı sürdüreceğiz. Biz AKP’ye benzeyerek değil ondan daha da koparak ve toplumun ihtiyacı olan meseleler üzerinde uzlaşarak cepheyi büyütebiliriz” dedi.

MASADA KAZANILMAZ
Asgari ücretin sadece net brüt ücret üzerinden ele alınmamasın gerektiğine dikkat çeken Kiper, “Saray rejiminin halka reva gördüğü yaşam meselesi üzerinden değerlendirmek gerekiyor. Hem partimiz hem demokratik kurumlarla yürüteceğimiz süreci emek gündeminden ziyade insanca yaşam üzerinden değerlendirmemiz gerekiyor. Türkiye’de asgari ücret belirlenirken masada 3 taraf var gibi gözükse de hakem sıfatıyla orada olan kurumların hepsi patronların safındadır. Bu yüzden bu iş sadece masada kazanılmaz. Türkiye’de örgütlülük düzeyinin artmasıyla ancak o masanın bir ayağını güçlendirebiliriz. Onun haricinde sadece rakam meselesi üzerinden tartışmak işin özünü kaçırmaktır” dedi.

İZMİR HALKININ TİP’TEN BİR BEKLENTİSİ VAR
İzmir’de yerel yönetimlerin çalışmalarını değerlendiren Kiper, “Tayyip Erdoğan ve saray rejiminin, ‘yerel ve genel iktidar bir olmalı yoksa kaos çıkar’ söylemi hepimizin malumu. Türkiye’deki tüm muhalif belediyeler üzerinde ekonomik ve siyasal baskı var. Ancak TİP şunun altını çiziyor. Biz sadece genelde değil yerelde de karşı devrimin yarattığı tüm baskı ve zorbalığa karşı ortak mücadele hattı gerekli. İzmir’de CHP’nin iktidar olduğu bir gerçek. Burada belediyelerde ya da belediye ile bağlantılı kurumlarda emekçilerin hakları ya ödenmiyor ya da aylar sonra ödeniyor. Emekçiler ile halkın karşı karşıya geldiği bir düzende TİP’in yanı her zaman emekten ve emekçiden yanadır. Burada belediye yönetiminde işçiler ile halkın karşı karşıya getirilmesinin halka çok daha büyük sorun olarak geri döneceği kanaatindeyiz. İşçilerin kazanılmış haklarının ödenmesi belediyenin bir numaralı gündemidir. TİP, işçilerin kazanılmış haklarının en büyük takipçisidir. Emek meselesi üzerinde hiçbir işçinin hakkını yedirmeyeceğiz. İzmir ve Türkiye’de bunun garantörü olduğumuzu söyleyebiliriz. İzmir’de Körfez, Basmane Çukuru, Ulaşım, Altyapı, su meselesi yıllardır gündemimizde. İzmir Foça’da sel olduğu zaman evlerde kuraklık sebebiyle su kesintileri devam ediyordu. Biz bu sorunların planlı bir şekilde ve kamucu bir müdahale ile çözüleceğini düşünüyoruz. Bu sebeple belediyenin tüm gündemlere dair irade koymasını ve bu iradelerin kamu adına konulması gerektiğini söyleyebiliriz. Küçük menfaatler uğruna İzmir’in zenginlikleri harcanmamalı. İzmir’de belediyecilik faaliyetlerinin halkta rahatsızlık yarattığının farkındayız. İzmir halkının TİP’ten bir beklentisi var. Biz bu beklentiyi karşılamaya çalışıyoruz. TİP, halkın belediyecilik anlamında duyduğu hoşnutsuzlukların farkında. İzmir’in sorunlarının çözümünde yer edinmek gibi bir niyetimiz ve gayretimiz var” dedi.

ERKEN SEÇİME SIKIŞTIRILMAMALI
Siyasetin erken seçime sıkıştırılmaması gerektiğine dikkat çeken Orhan Kiper, “Tayyip Erdoğan en kısa zamanda gönderilmeli ancak erken seçim gündemine sıkışan bir siyaseti kabul etmiyoruz. Meseleyi sadece seçim meselesi üzerinden kurduğumuz takdirde daha önceki seçim sonuçlarından farklı bir sonuçla karşılaşacağımızı düşünmüyoruz. Seçime kadar gelen sürede siyasetin nasıl örgütlendiğini bakıyoruz. TİP, seçimleri çok önemli bir araç olarak görmekle birlikte asli gündemi seçimlerden kurmamayı ilke olarak ediniyor. En büyük derdimiz geniş demokratik cepheyi yaratmak ve seçimlere kadar taşımak” dedi.

AK Partili Yıldız'dan CHP'li Güç'e: Beceriksizliklerini örtmek için saldırmayı tercih ediyor!
AK Partili Yıldız'dan CHP'li Güç'e: Beceriksizliklerini örtmek için saldırmayı tercih ediyor!
İçeriği Görüntüle

30 YAŞ ALTI BAŞKANLAR
TİP’in bir çok büyükşehirde 30 yaş il başkanlarının 30 yaş altı gençlerden oluştuğuna dikkat çeken Kiper, “İzmir’de son derece genç bir il yönetimimiz var. TİP’in gençler tarafından yönetilen bir parti olduğunun kanıtı İzmir’de il yönetimimizin durumudur. Gençler genel siyaset kalplarına sığmıyor. Gençler karşı devrimde bir alternatif ve radikal çıkış arıyor. Kriz zamanlarında gençliğin siyasetini kim temsil ediyorsa gençler kendilerini orada var ediyor. TİP bunun sorumluluğunu da en çok üstlenen partilerden biridir. İstanbul, İzmir, Ankara, Antalya, Denizli gibi işçi sınıfın en yoğun olduğu illerde tüm il başkanlarımız 30 yaş altı gençlerden oluştu. Bu partimizin yıllardır yürüttüğü siyasetin çıktısı. Gençlerin iradesiyle bütünleşen bir partiyiz” dedi.

DEMOKRASİ MÜCADELESİNİN İLK ADIMI

Kiper açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi;

“Türkiye’de barış süreci ile ilerleyen demokrasi sorunun çözülmesinin yolu AİHM kararlarının uygulanması ve siyasi tutsakların salınmasıyla bağlantılı. Selahattin Demirtaş’ın, Figen Yüksekdağ’ın, Osman Kavala’nın, Can Atalay’ın ve tüm siyasi tutsakların salınması, haklarında var olan yargı kararları sebebiyle bırakılması demokrasi mücadelesinde atılabilecek ilk ve en önemli adımdır.”