Berivan KAYA/EGEDESONSÖZ- İzmir'in Seferihisar ilçesi açıklarında 30 Ekim 2020'de meydana gelen 6,6 büyüklüğündeki depremin üzerinden 5 yıl geçti.
117 vatandaşın hayatını kaybettiği deprem sonrası İzmir’in depreme dirençli kent haline gelmesi için çalışmalar başladı. Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Koray Çetin Önalan, Bornova’da başlayan mikro bölgeleme çalışmalarının 4 yıldır sürdüğü ve kentsel dönüşüm adı altında sadece bina dönüşü yapıldığını dile getirdi. Deprem senaryosunun İzmir fayına göre yapıldığını hatırlatan Önalan, deprem üretme potansiyeli yüksek 3 faya dikkat çekerek, master planın hazırlanması gerektiğine dikkat çekti.
KENTSEL DÖNÜŞÜM BÖYLE OLMAZ
30 Ekim İzmir Depreminin üzerinden 5 yıl geçtiğine dikkat çeken Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Koray Çetin Önalan, “Kentin çeşitli yerlerinde münferit kentsel dönüşüm adı altında bina dönüşümleri devam ediyor. Bu modern anlamda kentsel dönüşüm olmaz. Biz sadece binaları dönüştürüyoruz. Kentin depreme dirençli hale gelmesi için bir bütün olarak ele alınması ve kentin zemini sorunlu, depreme karşı dirençsiz binalarının birlikte değerlendirilmesi ve dönüşme girmesi lazım. Sadece İzmir’de değil Türkiye’de depreme karşı önemli adımlar atıldığını söyleyemeyiz” dedi.
3 FAYA DİKKAT!
İzmir’de deprem üretme potansiyeli olan 3 faya göre deprem senaryosu hazırlanması gerektiğine dikkat çeken Koray Önalan, “Bizim İzmir özelinde her an deprem üretebilecek sismik boşluk diye adlandırdığımız 3 fay var. Tuzla, Gülbahçe ve Seferihisar fayının her an deprem üretecek potansiyeli olduğu bilim insanları tarafından belirlendi. Önceki deprem senaryomuz İzmir fayına göreydi. Bu 3 faya göre deprem senaryosu ve deprem master planı hazırlanması gerekiyor” ifadelerine yer verdi.
4 YILDIR BORNOVA MİKRO BÖLGELEME BİTİRİLEMEDİ
Mikro bölgeleme çalışmalarının hızlandırılması noktasında uyarılar yapan Önalan, “Kentimizde mikro bölgeleme çalışmalarının tamamlanması gerekiyor. 4 yıldır Bornova’nın etüdü bitirilemedi. İzmir’in daha 29 ilçesi var. Deprem direnci olmayan 600 bine yakın yapı var. Bunların kısa vadede dönüştürülmesi çok güç. Deprem güvenli alanlarda konut üretimine gidilmeli. Depremle ilgili her an hazırlıklı olmalıyız. Deprem anı kaos planı oluşturulması gerekiyor. 6 Şubat’ta gördük ki 1 hafta kentlere girilemedi. İzmir’de böyle bir şey ile karşılaştığında nasıl bir plan var bilmiyoruz. Kağıt üzerinde yazılanların uygulamaya geçirilmesi gerekiyor” dedi.
İZMİR’İN YERLEŞİMİ SORUNLU
Önalan açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi;
“Yerleşim kültürümüz çok sorunlu. Deprem en çok ovalarda, suya doygun zeminlerde zarar veriyor. İzmir’in yerleşimi de ağırlıklı olarak bu zeminlerde kentleşme devam ediyor. Yapı denetim sisteminde ciddi arızalar var. Bunlar giderilirse depremi en az hasarla atlatmak mümkün. Yerel değil ulusal deprem politikası olması gerekiyor.”