Metehan UD/ EGEDESONSÖZ – İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin farklı birimlerinde görev yapan yüzlerce İZENERJİ, İZELMAN ve İZFAŞ çalışanı, geçtiğimiz aylarda şirket bünyesine geri alındı. Ancak iade edilen işçilerin önemli bölümü ya yıllık izne ya da ücretsiz izne gönderildi.
İşçilerin üyesi olduğu Genel-İş Sendikası İzmir şubelerinin girişimleriyle bir komisyon kurulurken, bir kısmı başka birimlerde işe başlatıldı. Buna karşın hâlâ yüzlerce çalışanın sürece ilişkin belirsizliği sürüyor.
İşçilerin bekleyişi devam ederken sendika da iade edilen çalışanların yeniden işbaşı yapması için eylemler düzenlemeye başladı.
EKONOMİK VE PSİKOLOJİK BASKI
Şirketlere iade edilen işçiler Egedesonsöz’e konuşarak yaşadıkları mağduriyetleri anlattı.
Bekleyiş arttıkça üzerilerindeki ekonomik ve psikolojik baskının arttığını ifade eden işçiler aile bütçelerinde ciddi bir gedik açıldığını ifade ediyor. İşçiler gelirleri kesildiği için borçlarının arttığını, geçimlerinin imkânsız hâle geldiğini belirtiyor.
TUGAY’A AİLE YANITI
Çocuklarının temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamadıklarını söyleyen çalışanlar, aylardır sessizce beklediklerini ancak artık bu durumun sürdürülemez olduğunu ifade ediyor. Sigortası kesilen, maaş alamayan çalışanların olduğu, yaklaşık iki buçuk aydır herhangi bir net bilgilendirme yapılmadığı belirtiliyor. İşçiler, Başkan Tugay’ın ‘aile içinde böyle şeyler’ sözlerine de karşılık olarak kendi geçindirmek zorunda oldukları aileleri hatırlattı.
Taner Tepeli: İZENERJİ güvenlik biriminde çalışıyordum. 18 Eylül’de bir mesajla şirkete iademiz yapıldı. Ne olduğunu anlayamadık. Öğrendik ki havuz sistemini atılmışız. İşimizden, ekmeğimizden edilmek çok kötü bir durum. Ben evliyim ve iki tane çocuğumuz var. Biri iki yaşında diğeri 8 yaşında. Tek kazancımız burasıydı. Başka bir gelirim yok. Borçlarımız birikti, kredilerimiz birikti, çocuklarımın ihtiyaçlarını karşılamıyorum, faturalarım birikti. Dibi görmüş durumdayım. Başkanımızdan İşimizi, ekmeğimizi geri istiyoruz. Çocuklarımızın rızkını geri versinler. Havuz sistemini kaldırsınlar.
Musa Kaygısız: 2010’dan beri özel güvenlik görevlisiydim. EYT’liyiz diye işten çıkarılmak isteniyoruz. EYT isteğe bağlı bir sistem ama biz işimizden edilmek isteniyoruz. 15 yıldır gece, gündüz demeden çalıştım ben bu kurumda. Hiçbir rapor dahi almadım. Bir mesajla işimizden olduk. Tekrar mülakata girdik ama henüz başka da bir iş vermediler. Evim kira ve tek çalışmaktayım. Psikolojim bozuldu. 2 çocuğum var ve eşim de çalışmıyor. Kiralarım ve kredi kartlarım birikti. Yıllık iznim bitince işsiz kalmış olacağım.
Hüsnü Kalkan: 13 senedir İZENERJİ’de çalışmaktaydım ta ki bir akşam mesaj gelene kadar. Başkan bize bir aile olduğumuzu söylüyor, evet büyük bir kurumuz ama bizim de sorumlu olduğumuz bir ailemiz var. 2,5 aydır belirsizlik içindeyiz. Maaş alamayan, sigortası kesilen arkadaşlarımız var. Bu belirsizlik bir an önce son bulmalı. Madem biz bir aile isek başkan da bu aileye sahip çıkmalı. Benim tek suçum EYT’li olmak ama herhangi bir tutanağım yok. 20 bin TL’lik bir emekli maaşı ile bu ülkede nasıl geçinelim? Yine çalışmak zorunda kalacağız. Onun için kendi işimizde çalışmak varken neden başka bir iş de çalışalım.
Metin Koç: Ben 1999 senesinde liseden mezun olduktan sonra 4 yıllık üniversite kazandım. O gün önümde 2 seçenek vardı ya okumak ya da iş hayatına atılmaktı. Ben de ekonomik şartlardan dolayı tercihimi okumaktan yana kullanmadım, tercih formunu dahi doldurmadım. Çalışmaya başladım. Bundan dolayı EYT’li oldum ama buna silah olarak geri döndü. Ben ilk çalışmaya başladığımda taşeron olarak girdim ve çalışma şartlarımız daha da zordu. Yıllarca İzmirlilere hizmet verdik ve şu an yapılan bu hukuksuzluğu kabul etmiyorum. Bu yanlıştan geri dönülsün. Biz kimseden sadaka istemiyoruz. Daha da zor olursa gider başım dik bir şekilde başka yerde çalışırım ama kendi de İzmir sokaklarında başı dik bir şekilde çalışmak istiyorsa bu hukuksuzluğa son vermeli.
