Kocaoğlu’ndan tarihi yayında flaş sözler: Seçim tahminini açıkladı!

EGEDESONSÖZ- İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cumhuriyet Halk Partili (CHP) Aziz Kocaoğlu, Sonsöz TV’de yayınlanan Günaydın Ege Programına katıldı ve Fatih Yapar ile Aslı Eren’in sorularını yanıtladı.  

Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu 15 yıllık görev döneminin dolmasına 3 gün kala birbirinden önemli açıklamalara imza attı. İzmir’in belediyecilik tarihinde büyükşehir noktasında başkanlık koltuğunda en uzun süren oturan Başkan Kocaoğlu, ‘1 Nisan’dan sonra ne yapacaksınız?’ sorusunu da cevapladı.

HEM PARTİME, HEM İZMİRLİYE BORCUM VAR
Kocaoğlu ilk olarak Büyükşehir Belediyesi’nin 150 yıllık tarihinde 15 sene gibi uzun süre görev yapması noktasında konuştu kırsalda düzenlediği turlara değindi. Kocaoğlu, “15 yıl belediye başkanlığı için uzun bir süre. 150 yıllık tarihte de bizden uzun görev yapan olmamış. Onun da verdiği bir durumla ve 6 ay önce aday olmayacağımı açıklamamdan dolayı turlar yapıyorum. Bir ara aday belli olsun diye ara verdim. Belediye başkanlığımda olduğu gibi onların dertlerini dinlemek ve oradan beslenmek için gidiyorum. Benim mahallede, köyde dolaşmamın amacı onlardan öğrenmek, onların ihtiyaçlarını kendilerine tespit ettirmektir. Ben şunu yaparım değil, siz benden ne istiyorsunuz?’ diye soruyorum. Aldığım cevapları not ediyorum. Bu aynı zamanda bir veda ziyareti oldu hem de seçim hızlandıkça çalışma oldu. Ben CHP’liyim, partimden hiç kopmadım. Partim beni 3 dönem aday gösterdi. İzmirli hemşerilerimin oylarıyla başkan seçildim. Hem partime, hem İzmirliye borcum var. Siyaseti, ‘ben evime geçer, otururum’ diyemezsiniz. Bunu bekleyenler olabilir. Ben siyaseti meslek olarak görmedim hiçbir zaman. Hayatın belli aşamasında size görev düştüğünde, memleketiniz, hemşerileriniz için çalışmak olarak gördüm. Benim aday olup olmamam hiçbir şey fark ettirmiyor. Hiçbir sıkıntım da yok. Aday açıklandığında da nerede, nasıl duracağımız kamuoyuna ilan ettim” dedi.

BU KOLTUK BENİM İÇİN YETERLİ BİR KOLTUK!
“Siyaset ülke, millet, devlet, insanımız için yapılır” diyerek sözlerini sürdüren Kocaoğlu, “Partiler de araçtır, insanlar da araçtır. Mensup olduğunuz parti size görev verir, vermez, siz yine çalışmanızı sürdürürsünüz. Partimizde hayatı boyunca çalışan arkadaşlarımız vardır hiçbir yerde değerlendirilmemişlerdir. Ama çalışmalarını sürdürürler. Ben kendimi şanslı olarak görenlerdenim. Bir kere Bornova’dan iki kere Büyükşehir’den aday gösterildim, 3 seçimi de kazandım. Bundan sonra da ne kadar yük kaldıracaksam yine partim için çalışacağım. Bu ‘aziz bir şey bekliyor’ demek değildir. Kesinlikle! Yıllardır benim partimin en büyük kamu koltuğu, halkın seçtiği en büyük koltuk benim koltuğumdu. Orada 15 sene oturdum. Bu koltuk benim için yeterli bir koltuk. Son derece mutluyum, 15 sene yapmışım. Bundan sonra şuraya gideyim, şunu olayım’ düşüncesinden ziyade partinin iktidar olması için çalışacağım. Burada İzmir modeli yarattık, deneyim kazandık, yerelden kalkınmanın pratiğini de teorisini de yaptık. Aklın, bilimin rehberliğinde yürüdük, kalkınma strateji hazırladık. Hiç eleştirilmedik. Doğru sıralamayla gittiğinizde eleştiriler teferruatta kalır. Bundan sonraki çalışmalarımızda da partimizin, ülkemizin daha ileri gitmesi için çalışmalarımızı yapacağız” açıklamasını yaptı.

İZMİR MODELİNİ TÜRKİYE’YE YAYACAĞIM
İzmir modelini Türkiye’ye yaymak için bir çalışma programı hazırlayacağını söyleyen Kocaoğlu, “Hep birlikte, arkadaşlarımızla belirli bir deneyim kazandık. Bir gönüllü kadromuz var. Bunu bir sekreterya ile İzmir’de konumlandırıp, Türkiye’deki uzmanlardan yararlanabileceğimiz, gündemli toplantılar yapıp model oluşturabileceğimize inanıyorum. Amacımız konunun uzmanlarından önce bilgi alıp, rapor hazırlanmasını talep edip, onları bir çerçeveye oturtup sonra tartışarak ete kemiğe büründürmek ve model yaratmak olacak. ‘Türkiye sektörler bazında nasıl kalkınır?’, ‘Yerele nasıl indiririz?’ gibi… İnsanlarımızın nasıl ekmeğini büyütürüz diye düşüneceğiz. İzmir’de yaptığımızın aynısını Türkiye’de yapmak için çalışacağız. Dar bir kadroyla bu çalışmaları organize edeceğim” ifadelerini kullandı.

CUMA AKŞAMINDAN İTİBAREN AKTİF SİYASETİ BIRAKIYORUM
Seçilecek noktada siyaset yapmayı düşünmediğini aktaran Kocaoğlu, “Cuma akşamından itibaren aktif siyaseti bırakıyorum. İnsan önce kendini bilmeli, tanımalı. Ben 71 yaşındayım. 15 yıl çok yorucu bir süreç yaşadım. İş hayatım da çok sıkıntılı, yorucu geçti. Ben kendimde böyle bir gücü görmüyorum. Yoruldum. İş yeri açacağım diyelim, 10 sene sonramı görmem lazım. Bir iş namusuyla 10 seneden önce oturmaz. Oturttum diyen yalan söyler. 10 sene sonra o iş sürdürebilecek miyim? Öyle bir yaştayım ki… Benim görevim gençlere katkıda bulunmaktır. Amacım, siyasetteki kişi profilini geliştirmek, daha donanımlı arkadaşları kazandırmak olacak. Şunu olamadım, küstüm diye kimse benim yanıma gelmesin. Hep beraber çalışalım, olalım. Şunu olacağım diye kimse kendini şartlandırmasın! Siyasetin genelinde böyle bir şey var. Herkes kendini herkesten güçlü görür. Ülke için siyaset yapmanın önemine vurgu yapıyorum” dedi.

GENEL MERKEZ İZMİR’DE KÖKLÜ BİR DEĞİŞİM YAPTI, HERHALDE BUNU GEREKLİ GÖRDÜ!
İzmir’deki değişimi yorumlayan Kocaoğlu, “Mevcut belediye başkanlarının çeşitli nedenlerle içine sinse de sinmese de adayların yanında olması gerekir. Çünkü onları da belediye başkanlığına aday gösteren CHP’dir, seçen de o ilçenin seçmenleridir. Hem onlara hem partiye saygılı olmak açısından adayın, partinin yanında durmak gerekir. Belediye başkanlığı yapmış kişinin temel görevlerinden bir tanesidir. Partide görev almak bence bunu gerektirir. Benim siyaset anlayışım ve partililik bilincim budur. Bornova’da 12 tane aday adayıydık. Genel merkezimiz beni gösterdi. İzmir’de genel merkezimizin yaptığı köklü bir değişim var. Herhalde bunun gerekli olduğuna inandı” açıklamasını yaptı.

İZMİR’İ BELEDİYE BAŞKANLARINI İRDELEDİĞİ İÇİN ÇOK SEVİYORUM, 15 SENE BUNDAN BESLENDİM!
Kocaoğlu konuyla ilgili ayrıca, “Bunun tartışılması, değerlendirilmesi süreç içinde olacaktır. Seçime sayılı saatler kala bunun değerlendirmesini yapmak doğru değildir. Partililer görevini yapacak, herkes en fazla oyla kazanmak için elinden geleni yapacak. Belediye başkan adaylarımıza art niyetle bakmamak gerekir. Onlar da yol yürüyecek, görev yapacak. Hiçbir ilde belediye başkanları, siyasetçiler bu kadar irdelenmez, sağlıklı eleştirilmez. İzmir’de eleştirilir. Ben 15 senedir bundan beslendim. Ben İzmir’i bundan dolayı çok seviyorum. Umuyorum belediye başkanlarımız başarılı olurlar” dedi.

MUHALEFETİN SORMASININ ARDINDAN LİDER İLE O GÖRÜŞMEYİ ANLATTI!
Kocaoğlu AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ ile Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu’nun yaptığı açıklamalara dair konuştu. İki ismin kendisinin 1 Ekim’de aday olmayacağını açıklamasını, sonrasında kararından vazgeçerek genel merkeze adaylık kararını iletmesini ve o dönemde, ‘İzmir’de oynanan bir oyun var’ şeklinde yaptığı çıkışını hatırlatarak, ‘Aziz Ağabey, İzmir üzerine oynanan oyunu açıkla… Özel bir durum var?’ olarak yaptığı çağrılara dair net ifadeler kullanan Kocaoğlu, “Yok hiçbir şey yok. Söyleyeyim! Özel hiçbir şey yok. Olması da mümkün değil. Benim hayatta özel hiçbir şeyim yok. Bir sürü söylentiler vardı, şu oluyordu, şöyle oluyordu. Ben de gitmiyordum. Aday değilim açıklamasından sonra bir kere belediye başkanları toplantısına gitmiştim. Genel başkan ‘30 ilçeyle ilgili bir çalışma yap’ demişti, yaptım gittim anlattım, döndüm geldim. Birisi, ‘git’ öbürü ‘bir daha git’ diyor. Ben de ‘bir kere gittim, bir daha gitmem’ diyorum. Gidip de ‘beni aday yapın’ demem. Benim öyle bir mizacım yok. Olana da saygı duyarım. İl başkanı aradı, ‘başkanım bir gelsen de genel başkanla bir görüşsen’ dedi. Örgüt başkanımızın isteğiyle gittim. Sonra ‘beraber gidelim’ dedim. ‘Ben gelmeyeyim ağabey’ dedi. Ben de genel başkana, ‘Büyükşehir noktasında çok şey duyuyoruz, görüşebilir miyiz?’ dedim. ‘Kişiler üzerinde konuşabilir miyiz?’ dedim. O da bana, ‘daha karar vermedik, arkadaşlarla değerlendireceğiz’ dedi. Ben de ‘ben bir daha buraya gelmem, zorunluluk olarak geldim, değerlendirebilir miyiz?’ dedim. Yine standart cevap; ‘değerlendireceğiz’ dedi. Bu kez ben, ‘bakın efendim, ben 15 senedir belediye başkanlığı yapıyorum. Kadifekale’de evleri yıkıyorduk, gece 03:00’te oralarda geziyordum. Ben İzmir’de istediğim yere istediğim saatte giderim. Eğer bir yanlış yapılırsa İzmirli beni sokakta yürütmez. ‘Müdahale etmedin, aday olmadın’ derler. Ben bu sorumluluk duygusuyla geldim. Ben bu yaştan sonra böyle bir eleştiriyle karşılaşırsam İzmir’i terk etmek zorunda kalırım. Terk etmem, etsem de bu yafta benimle birlikte gelecek. Ben bu duygularla geldim. Genel başkan yine aynı şeyi söyledi. Müsaade ederseniz ben buradan çıkınca adaylığımı açıklayacağım’ dedim. ‘Sizin tercihiniz’ dedi. Çıkıp açıkladım, mecbur kaldım. Aday ya da kişi konuşulmadı. Hoş geldin faslından sonra konuştuğum konu bu kadardır! Hiçbir isim konuşulmadı. İzmir için ben kendimi ortaya koydum. Ben 10 senenin başkanlık için yeterli olduğuna inanlardanım. 2014 yılında ben aday olmayacağımı söylemiştim. ‘Binali Bey olabilir, olursa mecburum, olacağım, kaçamam. Ama AKP’nin adayını görelim, zayıf aday koyarsa ben aday olmak istemiyorum’ demiştim. 5 yıl önce bunları konuştum. Sonraki süreçte de ben aday değilim, adayınızı ayarlayın diye kereler keresi söyledim” ifadelerini kullandı.

PİŞMAN DEĞİLİM, ADAYLIĞIM GERÇEKTEN ADAY OLMAK İÇİN DEĞİLDİ!
Geride kalan adaylık sürecine ilişkin açıklama yapan Kocaoğlu, “Adaylık sürecinde hiçbir pişmanlığım yok! Bazı partili arkadaşlar, ‘Aziz Kocaoğlu’nun aday olmadığını söylemesi çok onurluydu, sonra olmadı’ dedi. Onu algılayamamış. Benim adaylığım belediye başkanı olmak için değildi. Bunu Türkiye’de herkes anladı. Gerçekten aday olmak isteyen insan aday açıklandıktan bir gün sonra sabahleyin Türkiye’de herkese nasıl durulması gerektiğini açıklamazdı. Onu okuyan herkes siyasetin nasıl yapılması gerektiğini görür. Hareketim gerçekten aday olmak için değildi” dedi.  

SİYASETİ SAKİNLEŞTİRECEK BİR NUMARALI KİŞİ CUMHURBAŞKANIDIR!
Seçim sürecinde yaşanan gerginliklere değinen Kocaoğlu, “Ben İzmir’de 3 tane seçim geçirdim. Ne bir partinin seçim bürosu taşlandı, ne bir adayın hanımı saldırıya uğradı, ne Selçuk Belediye Başkan Adayı Osman Başterzi’ye yapılan bir saldırı gibi bir saldırı, Aliağa MHP ilçe başkanına yapılan saldırı gibi bir olay oldu. Bunlar İzmir’de de toplumun gerildiğini gösteren ibareler. Adaylar özellikle büyükşehir adayları ki oradan başlar, toplumu germez, tansiyonu düşürürse, siyaseti olması gerektiği gibi centilmenlik içinde yaparlarsa bu olaylarla karşılaşmazsınız. Biz 3 dönemdir yapmadık. Biz dürüstçe kampanyalar yürüttük, toplum da bu mesajları aldı. Türkiye genelinde siyaset gerilmeye başlayınca çok tehlikeli bir boyuta geldi. CHP PKK’lı demek ne anlama geliyor? Ben bunu anlayamıyorum. Siyaset, belediye başkanlığı için bu ülke bu kadar bölünmez, ayrılmaz. Kimse Cumhur İttifakına bir şey demiyor siz kalkıp Millet İttifakı’na zillet diyorsunuz. Biri CHP, diğeri İYİ Parti! Kimin nereden geldiği belli! Sen bunu böyle gerersen, ülkenin beka sorunu dersen olmaz. Ülkenin beka sorunu varsa eğer ona en önce sahip çıkacak olan tüm millettir. Beka sorununu yaratan CHP ve İYİ Parti… Var mı böyle bir şey? Bu artık Türkiye’de siyasetin çok ama çok kötü bir yere evirildiğini gösterir. Bu nereye gider? Bence sakinleşmesi gerekir. Bunu yapacak bir numaralı kişi cumhurbaşkanıdır. Sayın cumhurbaşkanı 82 milyona harç olmak zorundadır. Teröristle mücadelede hep beraberiz. Senin teröristin benim teröristim olmaz” açıklamasında bulundu.

KİMSEYE AYRIMCILIK YAPMADIM
Görev süresi boyunca kimseye ayrımcılık yapmadığını aktaran Kocaoğlu, “15 yıllık görev sürem boyunca kimse ‘sen bu kitleyi ayırdın Aziz’ diyemez. Ayırmadım çünkü. Herkese aynı nazardan bakıyorum. Suçluysa emniyet, savcı, hakim var. Onun görevi onu yakalamaktır. Onun dışında her vatandaşımı adil hizmetle buluşturmak zorundayım. Öyle de yaptım. Bundan sonra da tek başıma gezeceğim. Kimse benim önüme çıkıp da ‘sen beni ayırdın’ demedi bugüne kadar. Bundan sonra da denileceğini sanmıyorum, yapmadım çünkü!” dedi.

BEKA SORUNU VARSA TELEVİZYONLARDA KONUŞULMAZ
Kocaoğlu yerel seçimlerin propaganda döneminin beka sorunu üzerinden yürütülmesi ve yaşanan polemiklerle ilgili, “Beka sorunu bir slogan haline geldi. Üzücüdür, beka dendiğinde ben üzülüyorum. Bu ülkenin gerçekten beka sorunu olduğunda ne olacak? Değerleri yıprata yıprata bir yere varamayız. Bu ülkenin beka sorunu varsa bu ciddi bir sorundur, her gün televizyonlarda konuşulmaz, bu ciddi bir iştir” açıklamasını yaptı.

HİÇ ALINMIYORUM
Cumhur İttifakı’nın (AK Parti ve MHP) İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Nihat Zeybekci’nin zaman zaman kendisini ve CHP’li yerel yönetimleri hedef alan açıklamalarını değerlendiren Kocaoğlu, “Seçim yaklaştıkça bunu doğal karşılamak lazım. 1 Nisan’dan itibaren taşlar yerli yerine oturur. Seçim kampanyasında yapılan konuşmalar seçim telaşıyla seçmeni etkilemek, için yapılan ajite söylemlerdir. Ben de o şekilde bakıyorum, hiç de alınmıyorum” dedi.

ELEŞTİRİLERE TOPLU CEVAP!
Kocaoğlu iktidar partisi mensuplarının içme suyu, trafik, ulaşım, körfez kokusu üzerinden gelen eleştirilerini yanıtlarken, “2 buçuk milyon aboneye içilebilir su veriyoruz. Musluklardan akan bütün sular içilir. Dağ köyünde de musluktan içilmeyecek suysa vermiyoruz. Hiçbir yerde sağlıksız suyu vermiyoruz. 2 buçuk milyon da atık abonemiz var. Onu da en çok arıtan kentiz. Türkiye’deki arıtmaların yüzde 25’i İzmir’de. Arıtma yok diyor. Komik tabii! Körfez kokuyor, raylı sistem… Körfez kokmuyor. Bazı dereler çöplük gibi kullanılıyor. Buradaki organik maddeler Meles’te çöküyor. Hava ısınmaya başladığında fermente oluyor. Orada kanalizasyon atığı anlamına gelmiyor. Setler çekiyoruz. Mücadele yapmasak asıl kokacak. Derelere bir şey atılmaması noktasında uyarılar yapıyoruz. Bilinç arttıkça atık gelmedikçe koku bitecek. Niye koksun ki? Ulaşım konusunu niye eleştiriyorlar onu bilmiyorum. Şu an İzmir’de ulaşım konusunu eleştirenler İstanbul ve Ankara’da hiç toplu ulaşıma binmemiş ya da araba kullanmamışlar herhalde. Oran önemlidir. Rakam değil. 11 kilometre metro aldık, şu an 179 kilometre çalışıyor. Narlıdere metrosu için 8 kilometre yapılıyor. Onay gelirse 13 buçuk kilometrelik Buca Metrosu başlayacak. Keşke krediler pahalı olmadan onay gelseydi. Şu an yapılması çok zor. 73 kilometre daha yapılacak hazır. Raylı sistem öncesinde 70 bin kişi taşıyorduk. Şu anda 800 ile 850 bin kişi taşıyoruz. Bu 750 bin kişiyi lastik tekerlikliyle taşımaya çalıştığınızda trafiği, çevre kirliliğini, hepsini bir araya getirdiğinizde yaptığımız işin önemi ortaya çıkıyor. Yüzde 45 civarını raylı sistemle taşıyoruz. Ankara günlük yolcunun yüz de kaçını raylı sistemle taşıyor? O rakamı söylemeden onu kıyaslamadan konuşmak, ‘İzmir’de trafik, kaos var’ demek afaki!” açıklamasında bulundu.  

HAVADA UÇAN VAATLER OLABİLİYOR
‘Göreve yeni gelecek başkana önerileriniz var mı?’ sorusunu yanıtlayan Kocaoğlu, “Kendi takdiridir. Belediye başkanına akıl vermem haddim değil. Bizde bürokrasi her şeye vakıftır, şeffaftır. Neyin başladığı, finans yapısının ne olduğu, ihaleler, yürütülmesi gereken işler konusunda Tunç Soyer kazanırsa ki onun kazanmasını istiyoruz, Zeybekci kazanırsa ona brifing verilecektir. Mazbatayı aldıktan sonra kim oturursa oturacak önüne bakılacak. Bu seçim arifesinde konuşulanları ciddiye almamak gerekir. Havada uçan vaatler olabiliyor. Bu ülkede ciddi bir ekonomik kriz var. Yurt dışında borcu olanın TL bazındaki borcu iki katına çıktı” dedi.  

BELEDİYE BAŞKANI SPONSOR İŞLERİNE BAKMAZ
Kocaoğlu ayrıca, “İzmir Büyükşehir Belediyesi Türkiye’nin 20 işletmesinden biridir. Dev bir kuruluştur. 2 buçuk milyon kişiye musluktan su akıyor, 2 milyon kişi trafikte taşınıyor. Bizde hep yatırım konuşuluyor. Önce bir işletmeyi sürdürmek çok önemlidir. İşletme boyutuna da bakılmalıdır. Belediye başkanı aydan, cebinden para bulmaz. Belediye başkanında teberru, bağış olmaz, belediye başkanı sponsor işlerine bakmaz” açıklamasını yaptı.

SEZAR’IN HAKKINI SEZAR’A VERMEZSENİZ, YARIN SİZ DE SEZAR OLDUĞUNUZDA KİMSE HAKKINIZI VERMEZ!
Millet İttifakı’nın İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı CHP’li Tunç Soyer’in İzmir fuarı için yaptığı özelleştirme açıklamasına değinen Kocaoğlu, “Özelleştirmeye de konumuna göre bakarım, karşı değilim. Benim özelleştirmeye kesinlikle karşıyım diye bir görüşüm yok. Ama fuar şehre hastır. Geldi İstanbullu bir firma aldı, buraya uçuşlar yok dedi İstanbul’a götüreyim dedi. Ne olacak İzmir? Bunun hesabını kim verecek. Burada 45 fuar yapılıyor. Sezar’ın hakkını Sezar’a vermezseniz, yarın siz de Sezar olduğunuzda kimse hakkınızı vermez!” dedi.  

ÖNCE DİNLENECEĞİM, YÜZECEĞİM!
15 yıl için bir anı kitabı yazmayı düşündüğünü açıklayan Kocaoğlu, “Çete ve Kumpas’ta yazdık, İzmir Modeli’nin 6’ncı cildinde de yer verdik. Bir kitap yazılabilir. Önce bir dinleneceğim. Yüzeceğim, yürüyüş yapacağım. Vücudumu toplayacağım. Tavla oynayarak belediye başkanlığı yapıyor deseler de 15 yıllık bu tempo kolay değildi. Bornova’da, Urla’da olacağım. Bir ofis yapmam lazım. Nerede yapacağıma karar vermedim. Ruhumu, bedenimi toparlayacağım, kilo aldım, vermem lazım” diye konuştu.

BÜYÜKŞEHİR AÇIK ARA ALINIR, İLÇELERDE DE MAKSİMUM 3 KAYIP OLUR!
31 Mart akşamı oluşacak tabloya dair bir öngörü paylaşan Kocaoğlu, “Büyükşehir açık ara farkla alınır. İlçelerden de maksimum civarında 3 ilçe kaybolur. İsimleri yok! O doğaldır. Sizin adayınız iyidir, onunki daha iyidir, teveccüh toplamıştır. Yerel seçim çok faktörlüdür. Bir meclis üyeniz size seçim kazandırır, kaybettirir. Oran söylemeyeyim. Bu seçim gerçekten diğer seçimlerin hepsinden farklı. Ekonomik kriz, adalet, ötekileştirme problemleri, korku faktörleri toplum tarafından algılandıysa sonuçlar çok daha farklı ve değişik çıkabilir. Bunun algılanma oranı Cumhur İttifakı’nın aleyhindeki sonucu belirler. Beka meselesi de bu olumsuzlukların üstünü kapatmak için kurulmuştur” dedi.  

KUL HAKKINI OMUZLARIMDA HİSSEDEREK, KENTE FAYDALI OLMAYA ÇALIŞTIM
Kocaoğlu konuşmasının son bölümünde İzmirlilere teşekkür ederken, “Parti beni aday gösterdi, hemşerileriniz oy vermezse ‘şu tarihte aday gösterilmişti’ kalıyor size. Ama oy verirse başkan oluyorsunuz. İzmirliler 3 dönem beni başkan yaptılar. O sorumlulukla çalıştım. 1 kuruşu bile harcarken bile dikkat ettim. Kul hakkını omuzlarımda hissederek, kente faydalı olmaya çalıştım. Bilerek 1 kuruşu kimseye vermedim. Torpil yapmadım. Yaptığımız işler belli. İzmir ile aramızda önce bir güven ortamı oluştu. Birbirimize güvenmeye başladık. Birbirimize sahip çıkmamız, projelerimizi hemşerilerimizle paylaşmamız, onların karar sürecinden geçmesi, o projelerin sahiplenilmesini ve korunmasını getirdi. Ben İzmir’deyim. Her zaman memnuniyetle bir telefon kadar yakınım. İlk telefon çıktığında kullandığım telefonuma döndüm. Onu kullanacağım. Her zaman görüşeceğiz. Karınca kararınca katkıda bulunmaya devam edeceğim. Tüm hemşerilerime teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.