Kancayı otizmli ailelere attılar… ‘Sahte ilaç’ alarmı!

Diren ÇELİK/EGEDESONSÖZ- İzmir’de görev yapan Özel Eğitim Öğretmeni Serhat Çelik, down sendromu, aspergel, otizm gibi çeşitli tanıları olan öğrencilerin hayatında en büyük değişimi eğitimin yaratacağını kaydetti.

Bornova Muzaffer Taşdemir Okulu’nda otizmli öğrencilerin öğretmenliğini yapan Serhat Çelik en yaygın ve en belirsiz olan tanının otizm olduğundan bahsediyor. Egedesonsöz’e konuşan Çelik ayrıca doğum öncesinden eğitim yıllarına kadar olan süreci anlatarak velilere sahte ilçe konusunda da uyarılarda da bulundu.

PİYASAYA SAHTE İLAÇ SÜRDÜLER
Otizm adında bir ilacı piyasa sürülerek umut tacirliği yapıldığını kaydeden Çelik, “Yine otizm ile ilgili bir diğer sorun ise çocuklara hangi ilaçların iyi geldiği konusu. Ailelere bu konuda, doktorun reçete etmediği hiçbir ilacı kullanmaması gerektiğini söylüyoruz. Piyasada bitkisel içerikli olarak satılan bir sürü ilaç var. Bu ilaçlar tamamen sahtekarlık. Çok kirli bir sektör haline geldi. Bu ilaçlara genellikle internetteki reklamlar üzerinden ulaşılıyor. Hiçbir faydasını görmediklerini yorumlara yazan vatandaş sayısı oldukça fazla… Dolandırıcılık arttı. Hatta otizm adıyla satılan bir ilaç var. Sosyoekonomik seviyesi ve dar gelirli aileler çok rahat şekilde inanabiliyorlar. Ailelerin tanı hakkında bilgileri de az olduğu için yönlendirilmeleri de çok kolay oluyor. Şifa ararken adeta kandırılmaya müsait hale gelebiliyorlar. Çeşitli ilaçlardan medet umarak alerjyen maddelere neden oluyor. Bunları engellemek için sık sık çağrı yapsak da dolandırıcılar kadar geniş kitlelere ulaşamıyoruz. Ancak tıbbın önerdiği doğru ilaçları kullanan çocuklar, belli bir süre sonra konsantrasyonu artmış, daha da sakinleşmiş oluyorlar. Yine ebeveynlerin bu reçeteli ilaçlardan çekinmemeleri gerekiyor. Piyasada pazarlanan ilaçların, iğnelerin hiçbir yararı yoktur. Bunları satan tacirdir” dedi

Otizmde erken teşhisin önemine dikkat çeken Çelik açıklamasında şunları söyledi:

“Otizmli çocuklar anne karnında tespit edilemiyor. Doğduktan sonra belirli gözlemler sonucunda tanı belirlenebiliyor. Doğduktan sonra 9-12 aylık arasında herhangi bir sese tepki vermiyorsa yüzümüze bakmayıp göz kontağı kuramıyorsa elindeki oyuncağa değil de dikkatini farklı yere yöneltiyorsa burada dikkat edilmesi gerekiyor. Bu süreçte mırıldanma ve agulama süreci de uzuyor. Birinci yaşta olması gerekirken 2-2,5 yaşta mırıldanmalar başlıyor. Ses tekrarı, göz kontağı, basit alkış, öpücük gibi temel sesleri çıkartamıyor. Aileler bu süreci yaşıyorsa geciktirmeden bir çocuk psikiyatrine ve çocuk nöroloğuna götürmemeliler. Otizmde erken tanı ve erken müdahale çok önemli. Erken teşhis olduğunda aileye bir yol haritası da çizebiliyoruz. Buna ek olarak bir de kulak burun boğaz doktoruna götürülmeli belki de tepki vermemesi duymamasından da olabilir. Bunun yanı sıra konuşmayı engelleyen genzi ve dil bağındaki uzama nedeniyle dilin kısa kalması sorunu ortaya çıkmış olabilir. Aile de bununla birlikte kabullenmeme ve şok durumu yaşıyor. Şok süreci kısa sürerken Kabullenmeme süreci ise uzun zaman alıyor. Aile, bu aşamada doktorları geziyor. Aile kabullenemiyor kendi kendine teşhis koyup zaman kaybediyor. En başından doktorun dedikleri dinlenmeli ve işin uzmanından çocuk için eğitim alınmalıdır. 1,5 yaş ile 4 yaş arasındaki beyin aktivasyonu arasında ciddi gelişim farkları var. Erken tanının önemi burada ortaya çıkıyor”

ÇEVRİMİÇİ EĞİTİM ALIYORLAR
Çelik ayrıca, tedavi sürecinin yetkin isimlerle yürütülmesinin önemine dikkat çekerek “öğretmen olanların dışında sertifika ile alanda çalışan sertifika alarak öğretmen olduğunu söyleyen insanlar var. Bunlar maalesef yetkin kişi değildir. Yetkin kişiler 4 yıllık özel eğitim öğretmenliği bitirmiş, alanında uzman ve yüksek öğrenimi olanlar özel çocuklar emanet edilebilir. 48-60 saatlik çoğu da çevrimiçi olmak üzere çocuk bile görmeden özel eğitim öğretmeniyim diyenler var. Hatta WhatsApp profillerine bile bunu yazanları gördük. Ailelere tek bir çağrım var. Bunlara aldanmasınlar” ifadelerini kullandı.

TEDAVİ  YÖNTEMİ DEĞİL
Özel çocukların eğitim sürecinde hayvanların kullanılması ile ilgili olarak değerlendirmelerde bulunan Çelik, hayvan sevgisinin otizmli çocuklara iyi geleceğini ancak terapi yöntemi olarak kullanılmasının hayvanların özgürlüğünün kısıtlanması açısından da doğru bulmadıklarını ifade etti. Çelik, son olarak bunun tedavi yöntemi olmadığını belirtti.