Kaderleri Soyer ile değişti... Çobanlar artık para kazanıyor!

EGEDESONSÖZ – İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Halk TV ekranlarında Önder İnce’nin sunduğu Yerinden Tarım programına katıldı. Kültürpark’ta gerçekleştirilen programda Başkan Soyer, 91’incisi gerçekleştirilen Fuar ve İzmir Tarımı hakkında açıklamalarda bulundu.

Belediyenin tarım politikaları kapsamında yaptığı alımlarla birlikte elde edilen ürünlerin değerinin zaman içinde arttığını belirten Başkan Soyer, bu elde edilen karı üretici ile paylaşacaklarını söyleyerek, “Biz toplam 5 milyon liralık süt aldık. Elimizde şu an 16,5 milyon liralık peynir var. Şimdiki değeri 40 milyon liraya çıktı. Bizim kar etme derdimiz yok. Biz elde edilecek bu karı üreticiye yansıtmak istiyoruz. Üreticinin alın terinin karşılığı olarak onlara vermek istiyoruz. Bu bereketli topraklar üzerinde yaşayan herkesi doyurmaya muktedir” dedi.

‘ÇOBANLAR BUGÜN PARA KAZANMAYA BAŞLADILAR’
Belediyenin tarım politikaları olarak çobanlara verilen ayrıca değerden bahseden Soyer, yapılan politikalarla beraber çobanlık mesleğinin itibarını arttırdıklarını söyledi. Eylül ayında çobanlık yapan vatandaşın nikahını kıyacağını aktaran Soyer, “Çobanlık öyle bir meslek haline geldi ki kimse çobana metelik vermiyor. Biz çoban envanteri çıkardık ve İzmir’deki tüm çobanları saydık ve her bir çobanın bütün verilerini tespit ettik. Onlarla kurduğumuz bu bağ ile sütlerini almaya başladık. Her şeyden vazgeçip hayvancılığı terk etme noktasına gelen çobanlar bugün para kazanmaya başladılar. İlk defa bir çoban arkadaşımızı eylül ayı içinde nikahını kıyıp evlendireceğim. Bunun itibarlı bir meslek olduğunu bizim göstermemiz lazım. Kız vermiyorlardı çobana. Bunu değiştiriyoruz, bu bir kader değil. O çoban alnının teri ile çok iyi ve çok düzgün bir iş yapıyor. Karşılığını almalı bunun” açıklamalarında bulundu.

SOYER ANKARA’DA GÖREV ALACAK MI?
Son olarak Başkan Soyer, bu tarım politikalarıyla beraber ‘Ankara’da işleri yürüten kişi olacak mısınız?’ sorusuna şu yanıtı verdi:

Yok. Ben İzmir’den Ankara’ya verebildiğim kadar ilham, enerji, motivasyon ve moral vermeye devam ederim. Biz İzmir’de bunları başaracağız. İzmir Türkiye’nin lokomotifi olmaya devam edecek.

'BUCA METROSU İÇİN ÖNÜMÜZÜ KESECEK BİR ŞEY YOK'
TELE 1 ekranlarında yayınlanan Fuar’a özel programa katılan Başkan Soyer, Buca Metrosu’nun yapım sürecine dair bilgiler aktardı. Metronun 4 yıl içerisinde biteceğini söyleyen Soyer, “O metro Buca’ya gelecek. Metro inşaatı başladığı anda inşaat süresi 4 yıl sürüyor. 5.yıldan itibaren işletme başlıyor. İşletmenin geri ödemesi süresi 13 yıl. Metro bitince yılda 45 milyon Euro ciro yapacağız. Kimsenin cebinden para çıkmamış olacak, kendi kendini ödeyecek bu metro. Metro nedeniyle o hatlardan geri çekeceğimiz otobüslerden bahsetmiyorum, metronun rahatlığından trafiğin rahatlamasından bahsetmiyorum. 4 yıl içinde metro gelecek. Şu anda dün itibariyle tünelin ilk kazısını başlatacak şekilde aklanın üzerindeki ağaçların taşınma işlemini başlattık. İlk dilim geldi, 21,5 milyon Euro ödemesi hesaplarımıza girdi. Önümüzü kesecek hiçbir şey yok” dedi.

SOYER İSMAİL KAHRAMAN'IN SÖZLERİ İÇİN NE DEDİ?
TBMM eski Başkanı İsmail Kahraman’ın İzmir’in kurtuluş günü olan 9 Eylül ile ilgili sözlerine Soyer, “Bunu değerlendirme dışı bırakıyorum, söylenecek bir şey yok. Gerçekten çok yazık, çok üzücü. Bir şey söylemek istemiyorum. İnsanı çok öfkelendirebilecek şeyler bunlar, bunu bir tarafa bırakmak en doğrusu” açıklamalarında bulundu.

İzmir’in kurtuluşunun 100. yılına yönelik olarak 9 Eylül’de gerçekleştirilmesi planlanan kutlamalarla ilgili Başkan Soyer, “Olağanüstü bir teatral gösteri yapacağız. 180 sanatçı sahnede olacak. Olağanüstü canlanmalar, teknolojinin kullanılması ile büyüleyici bir gösteri olacak. Aynı zamanda filme çekiyoruz, bir sinema filmine dönüştürüyoruz. Çocuklarımıza bu kutlamayı bırakacağız. En sonunda Tarkan konseriyle taçlandırmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Başkan Soyer son olarak Zafer Yolu’na dair deneyimlerini şu sözlerle aktardı:

Biz 400 km’lik o zafer yolunu yürümeye karar verdik, ben de 2 gece yürüyüşe katıldım. 24 Ağustos’ta 850 kişiyle başladık. O 8 km’lik bir yürüyüştü. Dereçine’den Yeşilçiftlik’e yürüdük. Ertesi gece saat 23:30’da Yeşilçiftlik’ten yürümeye başladık ve Kocatepe’ye çıktık. Tamamen bir rampa ve 15 km’lik bir gece yürüyüşü. Genel Başkanımız da katıldı bize. Kocatepe’ye 4:30 gibi vardık. Saat 5:30 gibi top sesleri duymaya başladık. İnsan irkiliyor ilk top sesinde. 5-10 saniye arayla boşluğa topçu atışları başladı. Yüz yıl önce o noktada ve tam o dakikada o topçu ateşi başlamış. O topçu ateşini duyduğumuz andan itibaren o yürüyüşün anlamı değişti. Gözümüzün önünde çok daha kolay canlandırabilir hale geldik atalarımızın ne yaptığını. Ne zor koşullar ardında yürümüşler… Nasıl büyük bir taarruz… Ne yapsak az. Atalarımızın izinden yürüyünce onların ne muazzam bir mucize yarattığını ve gerçekten biz bu güzelim vatanın üzerinde güle oynaya yaşayalım diye nasıl canlarını verdiklerini görüyorsunuz ve içinizde hissediyorsunuz. O yüzden görkemli kutlama yapacağız diye övünüyoruz ama bu ne ki? Ne yapsak az. O büyük zaferin ardından öyle bir barış tesis etmiş ki Atatürk, bu coğrafyada hiçbir zaman yaşanmamış yüzyıl kesintisiz barış. O zafer nedeniyle yüzyıl kesintisiz barış tesis etmiş bize. Biz de çocuklarımıza o barışı emanet edeceğiz.