HABERLER>İŞ DÜNYASI
26 Ekim 2022 Çarşamba - 18:22

İZTO'da seçim sonrası ilk meclis... Özgener'den faiz tepkisi, enflasyon önerisi!

İzmir Ticaret Odası’nda (İZTO) ay başında gerçekleştirilen seçimin ardından ilk meclis toplantısı yapıldı. Mecliste kürsüye çıkan ve yeni dönemine seçilen Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, ekonomik gündemi değerlendirirken düşük faiz karşısında tepki gösterirken enflasyonun düşürülmesine dair önerilerde bulundu.

İZTO da seçim sonrası ilk meclis... Özgener den faiz tepkisi, enflasyon önerisi!

Ozan EKİZ/ EGEDESONSÖZ – İzmir Ticaret Odası’nda (İZTO) ay başında gerçekleştirilen ve 2022 – 2026 dönemini kapsayan seçimin ardından ilk meclis toplantısı yapıldı. Ekim ayı olağan meclis toplantısı İZTO’nun konferans salonunda gerçekleştirildi. Yönetim Kurulu Başkanlığı’na seçilen Mahmut Özgener, meclise yeni dönemindeki ilk katılımını sağladı. Meclisi Meclis Başkanı Selami Özpoyraz yönetti.

Özpoyraz, yeni dönemin ilk meclis toplantısında meclisin açılış konuşmasını yaptı. Konuşmanın ardından odanın Ekim ayı faaliyetlerine dair sinevizyon gösterisi meclis üyelerine sunuldu.

Sinevizyon gösteriminin ardından yeniden seçilen Özgener, kürsüde yeni döneme dair açıklamalarda bulundu. Seçim sonuçlarından sonra teşekkürlerini meclis üyelerine ileten Özgener, seçimleri gerçekleştirilen Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Ender Yorgancılar,  İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Işınsu Kestelli’yi ve Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk’ü tebrik ediyor, yeni dönemde başarılar diliyorum. EBSO Meclis Başkanı Sayın İbrahim Gökçüoğlu ve İTB Meclis Başkanı Sayın Ömer Gökhan Tuncer’i, DTO Meclis Başkanı Argun Gündüç’e tebriklerini iletti.

Ekonomik tabloya değinen Özgener, dünya ekonomisinin büyümesinde azalma yaşandığına değinerek, “Dünya ekonomisine ilişkin 2023 tahminlerinde aşağı yönlü revizyonlar dikkat çekiyor. IMF’nin tahminlerine göre, 2021 yılında %6 olan dünya ekonomik büyümesi 2023 yılında %2,7’ye inecek. IMF, gelişmiş ekonomilerde bu sürecin daha hızlı olacağını tahmin ediyor. Yine 2021’den 2023’e %5,2’den %1,1’lere doğru keskin bir düşüş söz konusu. Elbette, gelişmekte olan ekonomiler de bu süreçten payını alacak ve büyüme oranları aynı dönemde %6,6’dan %3,7’ye,  yani neredeyse yarı yarıya aşağı inecek” dedi.

‘TİPİK BİR STAGFLASYON HİKAYESİ KARŞIMIZDA DURUYOR’
Merkez Bankası’nın faiz düşüme politikasına değinen Özgener, “Politika faizlerinde yükseliş ve büyük merkez bankaları bilançolarının daralma süreci ile kurlardaki oynaklık da artıyor. Bu oynaklığı sınırlamak ve enflasyonu dizginlemek için diğer gelişmekte olan ülkelerde de politika faizleri yükseliyor, ancak Türkiye, Çin ve Rusya’da bu durumun tersini, yani faizlerin düştüğünü görüyoruz. 2022’de enflasyonda tepe noktasını görecek gibiyiz; fakat büyümede dip olmayabilir. Tipik bir stagflasyon hikayesi karşımızda duruyor. Dünya ekonomisi tahminlerden daha fazla yavaşlıyor. Enflasyon 2023’te düşecek ama pandemi öncesi döneme göre yüksek kalacak beklentisi hakim.  Bütün ülkelerin ortak derdi enflasyonu daha fazla hasar yaratmadan ve kalıcı olmadan düşürmek; fakat bunu yaparken büyümeyi çok fazla yavaşlatmamak” açıklamalarında bulundu.

ÖZGENER’DEN ‘ENFLASYON’ ÖNERİSİ
Gittikçe artan enflasyon oranlarına karşın önerilerde bulunan Özgener şunları söyledi:

Yaklaşık son bir yıldır, yani enflasyondan bağımsız para politikası izlemeye başladığımızdan beri sıklıkla tekrarladığımız bazı konulara dikkat çekiyoruz. Geçtiğimiz bir yıldaki Meclis konuşmalarımın neredeyse hepsinde enflasyonun şirket ve hane halkları bilançolarında ve ülkemizin ekonomik istikrarında yarattığı tahribattan bahsediyorum, önerilerimizi sıralıyorum.

En son Ekim ayında faiz indirimlerinin devam etmesi ve devam edeceğinin sinyalinin verilmesi, bu Meclis konuşmamda da enflasyon ve ekonomi politikalarının yaratacağı sorunlara değinmemi zorunlu kılıyor.

Türkiye ekonomisindeki gelinen son durumda, global ekonomide olduğu gibi Türkiye’de de sanayi üretim endekslerinden ve PMI (Satınalma Yöneticileri Endeksi – Purchasing Manager Index) üretim verilerinden bizde de yavaşlamanın başladığı sinyallerini alıyoruz. Ancak, diğer ülkelerden farklı olarak ülkemizde enflasyon çok yüksek ve fakat para politikası gevşek. Gelişmekte olan ülkelerde tüketici enflasyon ortalaması %9,9; bizde ise son rakam %83,5.

Bütün dünya ekonomileri, enflasyon ve ekonomik yavaşlama problemi ile aynı anda uğraşırken, Türkiye tam bir yıldır enflasyon seviyesinden bağımsız bir para politikası uyguluyor.

Bunun sonucunda bir yıldır yükselen enflasyon ve hızla değer kaybeden bir TL ile karşı karşıyayız.  Bu enflasyon seviyesine rağmen, Merkez Bankası Nisan ayından beri faizleri 350 baz puan indirirken, bizim de dahil olduğumuz gelişmekte olan ülkelerdeki ortalama faiz artışı 150 puanın üstünde.  Reel faizlerin Türk Lirası’nın avantajına çalışmadığı çok net.  

Nitekim Türk Lirasının, tüm zamanların en değerli olduğu 2013’ten beri en düşük seviyede olması ve enflasyonun yükselmesi, hane halkının alım gücünü önemli ölçüde düşürmeye devam ediyor.

Türk Lirasının değer kaybetmesinin ilk bakışta ihracat üzerinden bir avantaj yaratacağı düşünülebilir; fakat aynı süreçte cari açığın azalmasına bir katkı sağlamadığını gözlemliyoruz.  Artan ihracat ve turizm gelirine rağmen, sene sonunda cari açık 2022 başında tahmin edilen 10 milyar doların yaklaşık 5 katı yüksek bir seviyede olacak.

Cari açığın yükselmesi, rezerv seviyemiz ve bütün dünyada uygulanan para politikası uygulamalarının tersine bir uygulama yürüttüğümüz için ülke risk primimiz yüksek seyrediyor.

Cari açığın finansmanında eskiden çok önemsemediğimiz ve sıcak para dediğimiz kısa vadeli yatırımların bile payı azalırken, rezerv kullanımına ve net hata ve noksan denilen kaynağı belirsiz döviz girişine daha bağımlı hale geliyoruz. Net hata ve noksan ile finanse edilen bir cari açık, ne Türk Lirası’nın istikrarı, ne de ekonomik büyümenin sürekliliği ile ilgili olarak yatırımcılara ihtiyaç duyulan öngörülebilirliği sağlamıyor.

Nitekim, Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Nureddin Nebati, İngiliz Gazetesi Financial Times’a verdiği demeçte; net hata noksan ile ilgili bir açıklama yaptı. Ülkemize para girişinin, artan turizm gelirleri ile Irak, Rusya ve Ukrayna’daki yaşanan durumla ilişkilendirerek, bu konuda çok hassas ve dikkatli olduklarını ifade etti.

Tüm bunların yanısıra; yeni modelin yarattığı boşlukları doldurmak için sıklıkla piyasalardaki oynaklığı artıran ve serbest piyasa koşullarını zorlaştıran kararlarla da karşılaşıyoruz.

En son BDDK’nın geçtiğimiz Cuma günü bankaların kredi verme koşullarını sıkılaştıracak kararlar aldığını gördük.  Evet, kağıt üstünde kredi faizleri %18-19 aralığına inmiş gözüküyor; ancak kredi alma koşulları gittikçe fazlalaşıyor ve ağırlaşıyor.

Çoğumuzun bizzat tecrübe ettiği gibi, %35-36 civarındaki faiz oranlarıyla bile krediye ulaşamıyoruz. Şu anda piyasada yaşadığımız en ciddi sorun, finansmana ulaşılamaması. Bu durum; öz sermayesi kısıtlı olan, ölçeğini büyütmek için krediye ve diğer finansman araçlarına ihtiyaç duyan KOBİ’lerimiz için büyük sıkıntı yaratıyor.

Piyasa faizlerine ve reel sektörün işleyişine yapılan müdahaleler, fiyatlama davranışlarının daha da bozulmasına sebep oluyor. Fiyatlama mekanizmasının yanlış politikalar sonucunda bozulması karşısında, daha fazla makro ihtiyati tedbirlerle karşılaşıyoruz.  Her müdahale, ertesi hafta bir başka müdahaleyi zorunlu hale getirmeye başladı. 

Bu konuda daha önce de önemli bir noktayı hatırlatmak istiyorum:  Faizleri ne kadar düşürürseniz düşürün, eğer risk primleri yüksek ise, fiyatlamalar daha fazla müdahale ile düzeltilemez; ancak, arz ve talep dengesini doğru anlayan, global ekonomik ve finans sisteminin mantığını kendi lehine kullanabilen politikalarla düzeltilebilir. 

Bir başka tekrarı da dış ticaret ve ihracatımızla ilgili olarak ifade etme gereği duyuyorum: Başta Avrupa Birliği olmak üzere bütün dünya ekonomisi yavaşlarken, artan ihracat rekabetine sürekli değerini kaybeden Türk Lirası ile cevap vermek mümkün değil.

Ülke ekonomisinde rekabetin artması için, ihracat dışında, ithalatta da sağlıklı bir patikada olması gerekir. Hem enflasyondaki yükseliş, hem dış ticarette rekabet sıkıntılarını ve cari açıktaki yükselişi aynı anda yaşamamız, bu politika setinin bir an önce gözden geçirilmesi için bir sinyal olmalı.  Global ekonomik koşulların kötüleşmesi ise bu değişiklik ihtiyacını daha da artırıyor.

Küresel koşulların farklılaştığı bir ortamda, dengelerin yerinden oynamasını kaçınılmaz olarak görüyoruz. Global ekonomik yapı değişirken ihtiyaç duyulan şey öngörülebilirliği artırmak olmalı. Fakat ülkemizde enflasyonun geldiği seviyeye rağmen verilen politika tepkisi ve gittikçe daha sık kullanılmaya başlanan makro-ihtiyadi tedbirler birleşince, ihtiyacımız olan öngörülebilirlikten gittikçe uzaklaşıyoruz.

2023 yılında enflasyonla mücadelede önemli kazanımlar elde edilmesi ve finansal istikrarın sürdürülebilir kılınması için planlamaların mutlaka şimdiden yapılması ve paylaşılması gerektiğine inanıyoruz.

Enflasyonist sürecin firmalarımız ve hane halkları üzerinde yarattığı olumsuz tabloyu en aza indirmek, ortak gündemimiz olmalı.  Her alanda atılacak normalleşme politikaları ile iç piyasalarda ve dış piyasalarda ekonomimize duyulan güvenin artması, şirketlerin birçok alanda artan problemlerinin azalmasına da katkı sağlayacaktır. 

Politikaların normalleşmesi, şirket bilançoları açısından hassasiyetle yönetilmesi gereken bir süreç olacaktır; ama orta vadede hiçbir şey enflasyonun yüksek seyretmesi ve öngörülebilirliğin azalması kadar zarar verici olamaz.

‘ÜYELERİMİZİN FUARLARA KATILIMINA DESTEK VERİYORUZ’
Önerilerin ardından gelecek döneme dair neler yapacaklarından bahseden Özgener, meclis üyelerine odanın gelecek dönemindeki projelerinden bahsetti. Fuarlara ayrıca değinen Özgener, “İzmir Ticaret Odası Yönetimi olarak, siz değerli Meclis Üyeleri ile beraber bugüne kadar ihracatımıza ciddi katkılar sağlayan fuarlara büyük önem verdik, yeni dönemde de hız kesmeden üyelerimizin fuarlardan en üst seviyede yararlanması için sizlerle beraber çalışacağız. Oda olarak, yurtiçinde ve dışında düzenlenen önemli fuarlara, üyelerimizin katılımına destek veriyoruz. Fuarlara giden her firmamız, oradan yeni ticari bağlantılarla dönüyorlar. Sunduğumuz hizmetlerin amacına ulaşmasından duyduğum mutluluğu özellikle paylaşıyorum” dedi.

‘SELANİK FERİBOT SEFERLERİNİ SADECE YUNANİSTAN HATTI OLARAK DÜŞÜNMEMELİYİZ’
Geçtiğimiz günlerde İzmir ile Selanik arasında başlayan feribot seferlerine dair yorumlarda bulunan Özgener, “İzmir-Selanik feribot seferleri, Odamızın Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı nezdinde harcadığı yoğun mesai sonucunda 10 Ekim’de başladı. Ege’nin iki yakasını birbirine bağlayan bu seferlerin, ülkemiz ve kentimiz ticareti için çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu hattı sadece Yunanistan hattı olarak düşünülmemeliyiz. Denizyolu seferlerinin başlamasıyla birlikte turizmin tetiklediği, ticaretle gelişerek artan bir işbirliğimiz olabilir. İzmir üzerinden denizyolu ile başlayarak Selanik’e ve devamında Avrupa’ya ulaşan entegre bir taşımacılık geliştirebiliriz” ifadelerini kullandı.

‘AÇIKLANAN KREDİ PAKETİ İHTİYACA KARŞILIK VERMİYOR’
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan esnafa kredi kolaylığı sağlayan paket hakkında açıklamalarda bulunan Özgener, “İşletmelerimizin özellikle de finansmana erişimlerinin bu kadar ihtiyaç ve zor olduğu dönemde kredilerin sadece hem Esnaf Odası, hem de TOBB ‘a üye olması şartıyla veriliyor olması koşulu bu kapsama giren üye sayımızın çok az olması nedeni ile ihtiyaca tam olarak karşılık vermiyor. Dolayısıyla işletmelerimizin kredi kullanımlarında esnaf-tacir ayrımının kaldırılması gerektiği kanaatindeyiz. Bu konuda gereken girişimleri yapmaya devam ediyoruz. Süreci yakından takip ediyorum yakın zamanda sizlere iyi haberler vereceğimize inanıyorum” dedi.

‘TORBALI OSB’Yİ YAKINDAN TAKİP EDİYORUZ’
Son olarak Torbalı Organize Sanayi Bölgesi’nin genişletilmesine dair yeni imar planlarını yakından takip ettiklerini belirten Özgener, “Uzun zamandır Torbalı Organize Sanayi Bölgesi’nin genişletilmesine dair yeni imar planlarının yayınlanmasıyla ilgili takibimiz devam ediyordu. Bugün aldığımız bilgiye göre, 66,58 hektar büyüklüğündeki Torbalı OSB’nin 62,62 hektar daha genişlemesiyle ilgili imar ve parselasyon planı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız’a onaya sunulmuş ve inceleme safhası başlamıştır” dedi.

 
COVID-19 salgını nedeniyle üniversiteler karantinada
 
AK Partili Sürekli’den İzmirlilere çağrı: Bir dönem şans verin, koku sorununu çözelim!
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Bakanlık askıya çıkardı… Torbalı OSB genişliyor!
Torbalı Organize Sanayi Bölgesi’nin genişletilmesine dair yeni imar planları ...
Olgun’un ekibinde 'sanayici' damgası
Torbalı Ticaret Odası'nda (TTO) seçimler tamamlanırken, birçok önemli ...
'Ülkemizin güçlü yatırım potansiyelini aktardık'
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, 6'ncı Gelecek Yatırım Girişimi ...
 
THY ile Togg arasında anlaşma imzalandı
Türk Hava Yolları (THY) ile Türkiye'nin ilk akıllı elektrikli aracı Togg ...
Küresel ham çelik üretimi Eylül ayında arttı
Küresel ham çelik üretimi, eylülde Çin'deki üretimin yüzde 17'den fazla ...
Philips küresel çapta 4 bin kişiyi işten çıkaracak!
Hollanda merkezli teknoloji şirketi Philips, küresel çapta 4 bin kişinin ...
 
Oda Başkanı uyardı... İzmir'in havası alarm verecek!
Soma’daki kömür ocakların özelleştirilmesinin ardından haftada beş gün ...
SİT’e beton boru döşemişlerdi… Kuluçkahaneye kapasite artışı izni!
Hem doğal SİT hem de tarihi SİT özelliği olan Urla Demircili Koyu’nda ...
Finansal istikrarı destekleyici ilave adım!
BDDK, finansal istikrarın güçlendirilmesi ve kaynakların daha verimli ...
 
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Herkes yer içer hesabı 'Dilber' öder!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Taşlar yerinden oynuyor
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Üç koltuk, iki makam...
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Eğitim ve yeni müfredat
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Yeşil Yıkama ve İtibar Yönetimi
Hanzade ÜNUZ
Hanzade ÜNUZ
Fırtınam, felaketim, hasretim...
Aylin AKDOĞAN
Aylin AKDOĞAN
İzmir-İN
Kemal ARI
Kemal ARI
İstediklerimiz ve sorumluluklarımız
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Buralara bir daha dönme Göztepe!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Mutlu s’on!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva