İZMİR - Avrupa Birliği Bölgeler Komitesi’nin Türkiye ile ilişkiler çalışma grubu Türkiye-AB ilişkilerini yerel idarelerin penceresinden tartışmak üzere 26 Ekim’de Brüksel’de gerçekleştirdiği toplantıda, Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer ve Bornova Belediye Başkanı Kamil Sındır konuşmacı olarak katıldı.
Çalışma Grubunun yeni Başkanı Heinz Lehmann konuşmasında Türkiye'nin üyelik sürecinin dinamizmini kaybettiğini bu kapsamda Bölgeler Komitesi Çalışma Grubu’nun üç önemli çalışma alanı ile ilişkilerin hızlanmasına katkı yapmayı arzu ettiklerini ifade etti. Lehmann bu üç alanı yerel ve bölgesel yönetimler ile siyasi diyalog, ekonomik, sosyal ve kültürel politikalar konusunda iş birliği ve AB mevzuatının Türkiye’de yerel boyutta uygulanması şeklinde açıkladı.
Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, AB’nin dünyanın en önemli barış projelerinden biri olduğunu ifade ederek; Türkiye’nin AB’ye entegre olma arzusunu değerlendirdi. Başkan Soyer; “Demokrasinin ancak halkın yerelde yönetime katılımının yüksek olması ile mümkün olabilir. Yeni büyükşehir yasasından, Türkiye’de binlerce belediyenin kapatılacak olması beraberinde birçok olumsuzluğu getirecektir” dedi. Hazırlanmakta olan yeni anayasa konusuna da değinen Başkan Soyer, anayasanın yerel idareler ile istişare içerisinde ve yerel yönetimleri kuvvetlendirecek ilkeler dahil edilerek yapılmasının doğru olacağını ifade etti.
Toplantıda konuşan Başkan Sındır, Türkiye’de belediyelerin tabi olduğu yasaları kısaca özetleyerek gündemdeki yeni Büyükşehir Belediye Yasası’na değindi. Yeni mevzuat ile beldelerin kapatıldığını hatırlatan Sındır, merkez ile yerel idareler arasındaki yetki ve sorumluluk dağılımına dikkat çekti.
Belediyelerin demokratik bir ülkenin en önemli kurumları olduğunu, halkın iradesi ile yereli yönetmek için göreve geldiklerini vurgulayan Sındır şöyle konuştu: “Belediyeler sayesinde kent kimliği, katılımcı demokrasi ve halkın kentlilik bilinci gelişmiştir. Bu bağlamda ademi-merkeziyetçiliğin gereği, yerel yönetimlerin kapatılması yerine yetki ve sorumluluklarının artırılmasıdır. Eğitim, sağlık gibi merkezi idarenin yetkilerinin kısmen de olsa belediyelere devri daha sağlıklı bir demokrasinin gereğidir. Ayrıca askeri darbelerin izlerini taşıyan mevcut Anayasa da değiştirilmelidir. Daha demokratik, barışçıl, çevreye saygılı ve temel hak ve özgürlüklerin üniter devlet yapısı içerisinde güvence altına alınacağı bir Anayasa’nın toplumsal mutabakat ile oluşturulması gereği vardır.”
Turkiye’nin AB nezdinde daimi temsilcisi Büyükelçi Selim Yenel de katılım müzakerelerinin durma noktasına geldiğini, Türkiye’nin bu süreçte bir çok reform gerçekleştirmesi gerektiğini ancak Türkiye’nin üzerine düşenleri yapması için müzakereler sonunda ne ile karşılaşacağını net bilinmesinin arzulandığını ifade etti. Bölgeler Komitesi genişleme Raportörü Luc Van den Brande, Türkiye’de yerel idarelerin daha da kuvvetli olduğu çok seviyeli yönetişimin geliştirilmesinin faydalarını değerlendirerek, merkezileşme eğilimleri ile ilgili endişeleri anlattı.. Avrupa Komisyonu’nun ilerleme raporunu hazırlamaktan sorumlu Daire Başkanı Jean-Christophe Filori de ilerleme müzakerelerinde AB’nin inandırıcı olabilmesi için tüm genişleme ülkelerine uygulanan kurallar dışında başka bir şartın Türkiye’ye dayatılmaması gerektiğinin altını çizdi.
Türkiye ve AB’nin birbirine ihtiyacı var
Çalışma grubu toplantısında katılımcılar Türkiye ve AB’nin birbirine çok ihtiyacı olduğunu ama ilişkilerin hiç de iyi gitmediği konusunda fikir birliği yaptı. Türk ve AB kurumlarına iletilmesi gereken mesajın, çeşitliliğin ve yerinden yönetim ile yerel yönetimlerin kuvvetlendirilmesinin önemli olduğu değerlendirildi. Bölgeler Komitesi üyeleri toplantı sonunda AB-Türkiye müzakerelerinin hızlanması için çağrıda bulundu.
AB Bölgeler Komitesi Nedir?
Avrupa Birliği Bölgeler Komitesi, yerel ve bölgesel yönetimlerin, AB’nin karar alma ve yürütme sürecine katılımını gerçekleştiren kurumdur. 27 üye devletten 344 yerel siyasetçinin görev aldığı Komite’nin Türkiye ile ilişkiler çalışma grubu Türk ve AB’li yerel idarelerin, diyalog oluşturmasını ve genişleme sürecine katkı yapmasını hedeflemektedir. 11 Avrupalı yerel siyasetçi Çalışma Grubunun içerisinde görev üstelemiştir ve yılda iki kez Türk belediye başkanları ile bir araya gelmektedirler.