HABERLER>KÜLTÜR - SANAT
24 Mart 2023 Cuma - 09:24

Günümüzü anlatan bir kara komedi… Ağlarken güldüren: 3 Nalla 1 At!

İzmir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları'nın yeni oyunu olan 3 Nalla 1 At, 24 Mart’ta sahnelenecek. Oyun öncesinde yorumlarda bulunan oyunun yönetmeni Hatice Altan, günümüze ışık tutan bu politik mizah için “Üç nalla bir at daha bulsalar sistemden öğrendiklerini uygulayarak kefeni yırtacaklar. Nallar birer ikişer gelmeye başladığında hayalleri genişliyor, hayalleri genişledikçe heyecan artıyor, tartışmalar yaşanıyor, tansiyon yükseliyor, yükseliyor…” ifadeleriyle oyunun heyecanını paylaştı.

Günümüzü anlatan bir kara komedi… Ağlarken güldüren: 3 Nalla 1 At!

Dilek ÇELİKTEN – Ozan EKİZ / EGEDESONSÖZ – İzmir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları yeni sezon oyunlarına hız kesmeden devam ediyor. Son olarak Bulgar tiyatro yazarı Stefan Tsanev’in Büyük İskender’in Atı ismiyle Hüseyin Mevsim tarafından Türkçeleştirilen oyunu, 3 Nalla 1 At ismiyle 24 Mart’ta İsmet İnönü Sahnesi’nde seyircilerine merhaba diyecek.

Neoliberalizm eleştirisi üzerine kara mizah komedisi olan oyun, sistem içerisinde ezilen bir köyün meyhanesinde bir araya gelen ‘kimsesizlerin’ üzerinden şekillenen ve kendi aralarındaki iktidarı kurmaya çalışanların bir anlatısını sunuyor. İzleyicilerin günler öncesinden biletlerini tükettiği oyuna dair detayları, oyunun yönetmeni Hatice Altan Egedesonsöz’e değerlendirdi.

OYUNUN İSMİ NEDEN DEĞİŞTİ?
Öncelikli olarak oyunun çevirisinde Büyük İskender’in Atı ismindeki değişikliğe değinen Altan, Makedonyalı Büyük İskender’in atı Bukefalos’un isminin bu topraklarda kendisi kadar karşılık bulmayacaklarını düşündüklerini söyleyerek, “Makedonyalı Büyük İskender, malumunuz, tarihin ünlü kahramanlarından biri. Cesur, atak, savaşçı bir komutan. Bizde pek bilinmese de atının da kendi kadar ünlü olduğunu görüyoruz. Bir Balkan oyununda, bir Balkan komutanın atının adı elbette çeşitli yerlerde karşılık bulur. Ama ülkemizde çok karşılığı olabilir miydi, emin olamadık. Çünkü aslında bu isim; oyunun yapısı içinde insanlığın çoktan uzak kaldığı, artık ulaşılması çok zor bazı kavramlara dikkat çekiyor; onur, cesaret, kahramanlık gibi...” ifadelerini kullandı.

BUKEFALOS VE 3 NALLA 1 AT İSİMLERİ NEYİ ANLATIYOR?
Bukefalos’un ve ‘3 nalla 1 at’ deyiminin metaforlarını anlatan Altan, “Öyle ki, sanki bir atları olsa, tıpkı Bukefalos gibi yeniden o güzel günlere dönülecek! Ama ellerinde sadece Bukefalos’un bir resmi var. Sonra buldukları ‘Bir nal’ ile hayalleri genişlemeye başlayan altı kişinin diğer nalları da bulduklarında; zavallılıklarının artık sonlanacağı, güzel, zengin günlerin onları beklediği bir hayata yelken açmaları kalıyor geriye. Bir nalın bulunmasıyla başlayan beklenti ve umut artık sınır tanımıyor. Bilirsiniz bizde bir deyim vardır, ‘Bir nalı bulduk; işimiz üç nalla bir ata kaldı!’ Eline önemsiz bir imkan geçtiğinde büyük işlerin hayaline kapılmak anlamına gelir” diyerek bu sanatsal anlatıyı sadeleştirdi.

‘DEYİMİN ESERE BU DENLİ ‘CUK’ DİYE OTURMASININ FIRSATINI KAÇIRMAK İSTEMEDİK’
İsim değişikliğine dair son olarak Türkçe’nin zenginliğinden ve bu deyimin tam olarak esere de yakıştığından bahseden Altan, “Oyunumuz tam da bunu anlatıyorken ve elimizde Türkçemizin az lafla çok şey anlatan, deyim yerindeyse ‘Cuk’ oturan deyimlerinden birisi varken, üstelik tam da soyut ve somut olarak ‘Nal’ ile bağlantılıyken böyle bir fırsatı kaçırmak istemedik. Çevirmenimiz Hüseyin Mevsim ile görüştük ve olumlu dönüş aldık.  Zaten oyunun neredeyse bizim ülkemizde geçtiğine kalıbımızı basabileceğimiz bir içeriği varken, içeriği bu kadar doğru karşılayabilecek bir Türkçe deyimi kullanmamak yazık olurdu” dedi.

OYUN İZLEYİCİLERE NE ANLATIYOR?
Oyunu merakla bekleyen ve içeriğini merak eden izleyiciler için kısa bir özet geçen Altan, şunları söyledi:
Bazı fıkralar vardır, şöyle başlar: Bir gün, bir papaz, bir deli, bir çingene... İşte şimdi bunlara bir de bir meyhaneci, bir öğretmen ve bir subayı ekleyelim... İşte bunlar açlığın, susuzluğun, yoksulluğun en alt basamağında, terkedilmiş ücra bir köyün meyhanesinde yine bir araya gelirler. Onları bu hale getiren ekonomik ve politik nedenlerini sezer gibi oluyorlar ama artık karşı çıkmak, engel olmak vesaire için çok geç kalmışlar. Bu arada ortaya çıkardıkları bir nal ile yeniden toparlanabileceklerini düşünüyorlar. Ah, üç nalla bir at daha bulsalar sistemden öğrendiklerini uygulayarak kefeni yırtacaklar. Nallar birer ikişer gelmeye başladığında hayalleri genişliyor, hayalleri genişledikçe heyecan artıyor, tartışmalar yaşanıyor, tansiyon yükseliyor, yükseliyor. Daha fazla özetlemesek daha iyi olacak. Seyircimize sürprizimiz var çünkü.

VERMEK İSTEDİĞİ MESAJ NEDİR?
Oyunun vermek istediği mesajın temelde ‘örgütlenmek’ üzerine olduğuna değinen Altan, “Oyunumuz, yeni dünya düzeninin özellikle az gelişmiş, gelişmemiş ülkeler üzerindeki egemenliğini, bu ülkeler ve insanlarının nasıl bu büyük sömürünün nesnesi yapıldığını ve gelinen son noktayı anlatıyor. Dolayısıyla mesajı da bu sisteme karşı uyanık olmak, sistemin uydusu olmaya hazır işbirlikçi hükümetleri ve icraatlarını görmek, bunlara karşı örgütlenilmediği zaman bireysel olarak tek tek avlanan zavallı insanlar olmaktan başka bir seçeneğimiz olamayacağının görülmesi olarak özetleyebiliriz” ifadelerini kullandı.

‘POLİTİKA İLE İLGİLENMEDİĞİNİ İDDİA ETMEK DE POLİTİK BİR TAVIRDIR’
Eserin yaratıcısı olan Tsanev’in bu eseri yazarken günümüz ekonomik, siyasal ve toplumsal sorunlarından ne denli etkilendiğine değinen Altan, eserin günümüze dair benzerlikleri taşıdığını belirterek, "Bildiğiniz gibi Tsanev yaşayan bir Bulgar yazar. Yani çağdaşımız. Dolayısıyla eserleri de günümüzün, çağımızın sorunlarına ilişkin. Şunu artık biliyoruz: ‘Her şey politiktir.’ Politik olmadığını söylemek, politika ile ilgilenmediğini iddia etmek bile sonuçta bir politik tavırdır. Hayatı, dünyayı, insanlığın gidişatını sorgulamak hepimizin en önemli politik görevi olarak önümüzde duruyor. Dünyamızın geldiği, getirildiği noktada bugün insanlığın mutluluğundan söz edemiyorsak; bunun nedenini anlamak, sormak hatta çözüm önerileri düşünmek şu kısacık yaşamımıza onur katacak çabalar değil midir?”

‘İNSANIN EN YÜCE VARLIK OLDUĞUNU SÖYLEMEK ÇELİŞKİ SUNUYOR’
Tsanev’in insana atfedilen ‘en yüce varlık’ değerinin çelişkili ifadelerini siyasal ve tarihsel boyutuyla açan bir yazar olduğunu ifade eden Altan, yazarın olağanüstü acıları hicivle çok güzel bir biçimde harmanladığına değinerek, “İnsanın ‘En yüce varlık’ olduğu söylenir. Oysa özgürlük, adalet, eşitlik gibi en temel insan haklarından mahrum bırakılışımız, yoksulluk, savaş, açlıkla ömürlerimizi tüketişimiz ve günün sonunda bir türlü ‘yüce varlık’ olamayışımız ne büyük bir çelişki sunuyor bize. Bu noktadan baktığımızda, sanat alanında bu çelişkiyi gören, buna vurgu yapan, dikkat çeken, gözler önüne seren eserlerle karşılaşıyoruz. İşte bizim oyunumuz da bunlardan biri. Yazarımız Tsanev, dünyanın ve insanlığın düşürüldüğü acınası durumun, ekonomik, siyasal ve tarihsel boyutunu bütün açıklığıyla görüyor. Emperyalizm, neoliberal sistem, yeni dünya düzeni adına ne derseniz deyin, özellikle ‘3. dünya ülkeleri’nin sömürülmesine ve aynı zamanda pazar alanı olarak açılmasına dayanan sistemin, bu ülke insanlarını her anlamda ezişini, yok edişini anlatan oyunlar, romanlar yazıyor sevgili yazarımız. Üstelik konuşurken bile gözyaşımızı tutmakta zorlandığımız, anlatırken içimizi yakan, bu kadar acılı, bu kadar ağrılı konuları olağanüstü bir hicivle sunuyor. Ağlarken gülesimiz geliyor, gülecekken boğazımız düğümleniyor. Tsanev müthiş bir kara komedi ustası, çağımızın büyük yazarlarından biri” ifadeleriyle yazarın günümüze tuttuğu gerçekçi ışıktan bahsetti.

‘PARAN VARSA İKTİDAR SEN OLURSUN(!)’
Oyunda ‘başrol’ haline gelen at ve nalın temsillerine değinen Altan, “Oyunumuzun dünyanın şu andaki politik durumuna gönderme yapıyor olması, kuşkusuz bu politik dünyanın aktörlerine de yer vermesini gerektiriyor. Sistem varlığını sürdürebilmek için yandaşlarını yetiştiriyor, temsilcilerini tayin ediyor, işbirlikçilerini iktidara taşıyor. Ama elbette bunun karşısında da bir bariyer oluşuyor. Aktörlerimiz sistemden yana veya ona karşı duran sınıflar olarak görünüyor. Dolayısıyla oyunumuzda orta ve alt sınıf temsilcilerini ve hatta giderek üst sınıf olma emellerini taşıyan oyun kişilerini görüyoruz. Tam da bu noktada nallara ve ata sahip olmak sermayeye sahip olmak anlamına geliyor ki, bir tanesi ‘Paran varsa, iktidar da sen olursun! İktidara sahip olmak demek, devleti ele geçirmek demektir’ diyor” sözleriyle para ve iktidar orantısındaki hayallere değindi.

İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ŞEHİR TİYATROLARI İÇİN: BİZİM BEBEK DOĞDU VE KOŞUYOR
Oyunun daha prömiyerini yapmamışken yakın tarihteki biletlerinin tükenmesine değinen Altan, İzmir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları'nın genç yaşına rağmen ilgi görmesine dair, “Öncelikle, bizi bağrına basan, onurlandıran sevgili İzmirlilere kucak dolusu teşekkürler. Genel olarak yeni başlayan işler için ‘Bebek doğdu, emekliyor, yakında ayağa kalkıp yürüyecek’ deriz. Şımarıklık saymazsanız, ‘Bizim bebek doğdu ve koşuyor’ demek isterim. Bu noktaya sadece bir, bir buçuk yıl içinde geldiğimiz söylenemez. Geçmişe bakmak gerekir. Pek çok seyircimiz, hatta pek çok tiyatro insanı arka plandaki bu birikmişliği bilmeyebilir, görmemiş olabilir” ifadelerini kullandı.

‘YÜCEL ERTEN EKİP RUHUNU YAKALAMAYI ÇOK İYİ BİLEN BİR SANAT İNSANI’
Bu başarıda İzmir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Yücel Erten’in payının büyük olduğunu belirten Altan, “Kurucu Genel Sanat Yönetmeni Yücel Erten, bildiğiniz gibi 60 yıldır aktif tiyatro hayatının içinde, oyunculuk ile yönetmenliğin yanı sıra, Devlet Tiyatroları’nda genel müdürlük yapmış bir isim. Dolayısıyla hem kurumsal işleyişi hem de sahnede ekip ruhunu yakalamayı çok iyi bilen bir sanat insanı” dedi.

‘BU BAŞARIDA GÖRÜNMEZ KAHRAMANLARIMIZIN KATKISI YADSINAMAZ’
Tiyatrodaki başarıların kollektif yapı sayesinde yükseldiğine değinen Altan, görünmez kahramanları da anarak, “Tiyatroda çok önemli olan takım oyunculuğunun oluşması adına, öteden beri ‘Birim Tiyatro’ anlayışını savunduğunu biliyoruz.  Kuşkusuz bu ekip ruhu, salt oyuncuları değil, tiyatronun görünmez kahramanlarını da kapsıyor. Teknik ekip, iletişim ekibi, idari ekip... Tüm arkadaşlarımızın, çalışanlarımızın bu başarıdaki katkısı yadsınamaz” ifadeleriyle ekip arkadaşlarına teşekkürlerini sundu.

‘SANATSAL ÖZGÜRLÜK ALANI BIRAKAN BAŞKAN SOYER’İN CESARETİ…’
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in sanatın özgürlüğü için cesur adımlar attığına değinen Altan, biletlerin çabucak tükenmesindeki birikimi şöyle anlattı:

Diğer yandan sanatsal özgürlük ve özerklik çok önemli. Değerli Belediye Başkanımız Tunç Soyer’in büyük cesaret, özgüven ve ileri görüşlülüğü ile İzmir halkına bir kent tiyatrosu armağan etmek istemesi ve bu değerli hediyeyi de Kurucu Genel Sanat Yönetmeni Yücel Erten’e emanet etmesi ile işte bu sözünü ettiğim, yıllarca özlemini çektiğimiz, sanatsal özerkliği olan bir ‘Birim Tiyatro’ modeli anlayışı yaşam alanı buldu. Neredeyse üç yıllık sanatsal takvimi tasarlanmış, günün, hayatın, toplumun isteklerine duyarlı, dolayısıyla da bir politik bakış, duruş sergileyen oyunlarıyla repertuar tiyatrosu olma özelliği kazanan tiyatromuzun başarısının arka planında öncelikle bunları görüyorum. Yücel Erten gibi bir tiyatro ustasının işte bu birikimle, bu deneyimle imzasını attığı sanat kurumumuzun sevgili İzmirli seyircilerimiz ve biz tiyatro sanatçıları için çok büyük bir şans olduğunun farkındayız. Biletlerimiz çıkar çıkmaz tükeniyor.  Ben, bizi ‘kapalı gişe’ye taşıyan seyircilerimizin hiçbir oyunu kaçırmak istemeyişinin altında, tiyatromuzda gördüğü ve etkilendiği bu birikim yatıyor diye düşünüyorum.

TSANEV DÜNYA TİYATRO GÜNÜ’NDE OYUNU İZLEMEYE GELEBİLİR
Oyunun yazarı Tsanev’i davet etme girişimleri olduğunu belirten Altan, “Değerli yazarımızı oyunumuza davet etme girişimlerimiz sürüyor.  27 Mart Dünya Tiyatro Günü’nde kendisini aramızda görebilmeyi umuyoruz” dedi.

‘SAHNE BİZİM, TİYATRO SİZİN’
Son olarak seyircilere mesajlarını aktaran Altan, şu ifadeleri kullandı:

Tiyatronun var olabilmesi için, en az iki temel unsurun bulunması gerekiyor. Oyuncu ve Seyirci. İzmir’in, tiyatrosuna sahip çıktığını görmek bizi umutlandırıyor, gururlandırıyor. Sevgili seyircilerimize bir kez daha seslenelim sizin aracılığınız ile, ‘Sahne bizim, tiyatro sizin.’

 

 
EURO 2024 Avrupa heyecanı başladı
 
İzmir'de dolu dolu program: Herkes kitap okusun diye!
YORUMLAR
Toplam 2 yorum var, 2 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Izzet Polat Ararat 24 Mart 2023 Cuma 22:39

Sürekli alkışlar Izzet Polat Ararat

Yorumu oyla      2      3  
24 Mart 2023 Cuma 09:57

Deprem bölgesinde çocuklara etkinlik yapılsın bence, sanatçıları deprem bölgesine bekliyoruz

Yorumu oyla      3      3  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Özaydın'dan yeni single: İyileşir mi Kalbim?
Alişan Özaydın, hikayesi 3 sene öncesine dayanan yeni single çalışması ...
Gödence belgeseline yoğun ilgi!
20 Mart 2023 Pazartesi akşamı Fransız Kültür Merkezi’nde ‘İzmir Kooperatif ...
DR. Berna BRIDGE yazdı...Lozan Antlaşmasının 100. yılında
DR. Berna BRIDGE yazdı...Lozan Antlaşmasının 100. yılında
 
Farah Zeynep'e 'Musa Orhan' cezası!
Batman'ın Beşiri ilçesinde yaşamına son veren İpek Er'e (18) cinsel saldırıda ...
Yazar Ahmet Ümit'in kitabına sansür
Yazar Ahmet Ümit'in kaleme aldığı Başkomser Nevzat Tapınak Fahişeleri ...
Yılmaz Gruda hastaneye kaldırıldı
Bir süredir sağlık sorunlarıyla mücadele eden Yılmaz Gruda'nın menajeri ...
 
İzmir Kitap Fuarı, 25'inci kez kapılarını açtı
İzmir Kitap Fuarı, Gaziemir Fuar İzmir'de kitapseverleri ağırlamaya başladı. ...
Cumhuriyet Resim Sergisi geliri depremzedelere
Aslen İskenderunlu olmasına rağmen üniversiteyi bitirdiği İzmir’e hayranlığı ...
Yaraları sarmak için sahneye çıktılar!
Piyanist ve besteci Fazıl Say ile solist Serenad Bağcan, depremzedeler ...
 
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Manisa bir 'olmaz'ı nasıl 'olur' yaptı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
İmamoğlu’nun el uzattığı Somalı köylüler
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Mahfi Eğilmez’den Yeni Ekonomi ve Çevre
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bugün hepimiz çocuk olalım!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Görgüsüz açlık ve ikiyüzlü siyaset!
Fatih YAPAR
Fatih YAPAR
Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemek!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Çok başarılı bir STK örneği: EÇEV
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Bizim Yahudiler neden susuyor?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva