İZMİR - CHP İzmir’de artık yeni bir il başkanıyla yol alıyor. Tartışmalarla dolu bir günlerin ardından, başarılı sorunsuz bir kongre ile il başkanı olan Ali Engin, 2014 yerel seçimlere kadar İzmir’de farklı bir strateji izleyeceğini dile getiriyor.
Adaylığı zamanında kendisine karşı olan belediye başkanları ile kesinlikle polemik içerisinde olmayacağını özellikle vurgulayan Engin, “Enerjimizi artık içeride değil, dışarıda harcamalıyız. İl başkanlığına polemik için gelmedim. İzmir’de CHP’yi nasıl çok daha iyi yere getiririz, hep birlikte bunun uğraşısını vereceğiz” diyor.
Milliyet Ege’nin ‘pazartesi klasiği’ Misafir Odası’na konuk olan CHP İzmir’in yeni İl Başkanı Ali Engin çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Yeni göreve gelmiş bir İl Başkanı olarak, öncelikle tanımayanlar için kendinizi kısaca anlatır mısınız?
1983 yılında İzmir’e geldim o günden beri burada yaşıyorum. Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ni bitirdim. Daha sonra inşaat sektörüne girdim. Karşıyaka’da faaliyetlerini sürdüren kendi inşaat şirketimiz var. 30 yıllık Karşıyakalıyım. Karşıyaka Spor Kulübü’nde uzun süre yöneticilik yaptım. 1995 yılında da CHP’ye üye oldum. Babam Tunceli’nin Pertek ilçesinde İlçe Başkanlığı yaptı. Kendisi emekli öğretmen…
Kardeşim de aynı şekilde Karşıyaka’da İlçe Başkanlığı yaptı. Şu anda İlçe Başkan Yardımcılığı yapıyor. 2000 yılında CHP İl yönetimine Alaattin Bey’le birlikte girmiştik. O dönem il başkan yardımcısı oldum. CHP’nin en kötü yıllarıydı, baraj altında kalmıştık. Ancak biz ısrarla partide kalmayı sürdürdük ve 2002 yılında 16 milletvekili çıkardık. Daha sonra Aziz Bey’in Bornova’dan aday olduğu dönemde üç-beş ilçe hariç tüm ilçeleri aldık.
O dönemde biz, Deniz Baykal’ın istifa etmesine kadar parti içerisindeki arkadaşlarımızla birlikte muhalif duruş sergiledik. Ancak hep partinin içindeydik, hiç ayrılmadık.
Siz neden aday oldunuz?
Partide yeni bir dönem başlamıştı ve bizler yani bir zamanlar, partiye demokrasi gelmeli diyerek muhalif duranlar bir ekiptik. Ayrıca Yeni CHP felsefesi, idealleri ve hedeflerinin İzmir’de yeterince yansıdığını düşünmüyorduk. Ekibimiz için bizden birinin işin başına geçmesi önemliydi. Her zaman çoğalmayı hedefleyen bir anlayış ve eski partili arkadaşlarımızla da bütün olarak buralara kadar geldik. Sonuç itibarıyla arkadaşlarımız bana İl Başkanlığını uygun görünce, bende aday olarak çıktım. 30 ilçe kongresinin tamamına katıldım. Sürekli yeni dönemin ihtiyaçlarını ifade ettim. Yeni CHP’yi İzmir’e getirmek için elimizden neler geliyordu hepsini inceleyip, aktardık.
Yeni CHP’den bahsettiniz... İzmir İl Başkanı olarak yeni CHP’de neler değişecek?
Aslında Baykal döneminden sonra başlayan yeni bir akım diyebiliriz. Baykal döneminde parti içi demokrasinin d’si olmamıştı. Bir parti kendi içinde demokrasiyi oluşturamıyorsa, dışarıya faydası olamazdı. Şimdi tam zamanı diyoruz ve kendi hazırlığımızı yapıyoruz. İki yıldır yeni CHP’de güzel şeyler oluyor. Birincisi milletvekilleri artık ön seçimle belirlenecek, tüzüğe girdi. İthal adaylar kalkacak. İkincisi kadınlarımız, gençlerimiz daha ön plana çıkacak. Parti içi demokrasinin en güzel yanını hep birlikte yaşadık. İl seçimimizde de hiç kavga olmadı, bunu gördük. Artık kavga kültürüne pirim vermiyoruz. Parti içi yarışın dedikodu, kavgayla değil, dayanışmayla yapılabileceğin gösterilmesi önemliydi. Yeni CHP budur.
İl seçimlerinde neden çarşaf listeye gidildi?
8-10 yıllık bir sözümüz vardı. Çarşaf listenin zorluğunu biliyoruz. Sonuçta 100 oy çöpe gitti, ileride buna da çare bulmalıyız. Sabahlara kadar sürüyor. Ancak biz başından beri savunduğumuz şeylerden ödün vermedik. İl’de bazı arkadaşlarımız ‘bloğa girelim, nasıl olsa güçlüyüz’ dese de çarşaf listenin demokratik olacağını düşündük. Listeyi, seçimden bir ay önce delegelere postaladık. Ve herkesi bilgilendirmiştik. Çiğli Belediye Başkanı Metin Solak başta olmak üzere birçok belediyeden karşı çıkanlar olmuştu. Nitekim sonunda istediğimiz gibi oldu.
Bundan sonraki süreçte size karşı olan İlçe Belediyeleri ile ilişkiler nasıl olacak?
Ben ziyaretler yapacağım. Geleceğe ilişkin 2-3 saat bilgilendirme toplantıları yapacağız. Önce Sıtkı Kürüm ve Cevat Durak başkandan başlayacağım. Hiçbir ön yargım yok. Ben aday olduğumda, polemiğe girmeyeceğimi gösterdim, hele ki bundan sonra hiç girmem. Biz iş yapmaya geliyoruz. Yeni bir ekip oluşturmaya çalışıyoruz. Artık zamanı çok doğru kullanmak isterim. O arkadaşlarımız da olumsuz insanlar değil. Cevat Bey, Sıtkı Bey gibi isimler, partiye hayatını vermiş insanlar. Bir sorun olacağını sanmıyorum. İlçe başkanlarını görevden almak gibi girişimlere de girmeyeceğiz. Geriye bakmayacağız, bu heyecanı duyan herkesle çalışabiliriz. Eski CHP’de, belediye başkanının, meclis üyelerinin sıraları çok önceden belli oluyordu, ama şu anda öyle değil.
Seçimde karşınızda olan isimler yeniden başkan olmak isteyebilirler...
Partinin o günkü ihtiyacı kimse o aday olacak. Biz şu andan itibaren tüm belediyelerin icraatlarını daha iyi anlatmak için çalışacağız. CHP olarak böyle bir sıkıntımız var. Yaptıklarımızı halka iyi aktaramıyoruz. Bunlar için artık daha çok çalışacağız. Belediye Başkanlarına, İlçe Başkanlarına yardımcı olacağız. Kastettiğim gibi, kimseye ön yargım olmayacak. Samimiyetimizi gösterince sorunların kalmayacağına inanıyorum.
Karşınızdaki iki adayın ittifak yapması için son ana kadar beklediniz mi?
İki aday ittifak yapmayı zaten denediler. Ama onlar birleşse bile çok fazla yukarı çıkma ihtimalleri yoktu, bunu gördüler.
7 ilçede kötü durumdayız
Bazı ilçelerde AKP ile CHP oy farkı düştü, hatta 2. sıraya düştüğünüz ilçeler var. Bu sorunun çözümü için ne yapmayı planlıyorsunuz?
Evet maalesef 7 ilçede 2. duruma düştük. Bayındır Yeni CHP anlayışını buralara götürmemiz gerekiyor. Kanama devam ediyor, müdahale edilmezse durum kötü olabilir. Orada çalışan iyi arkadaşlarımız var. Sorunu çözeceklerine inancım sonsuz. Süreci yönetebileceğimize inanıyorum. İl yönetimindeki arkadaşlarımızla, her hafta üç günü kırsallarda geçirme kararı aldık.
Başkanlarla birlikte çalışacağınızı söylüyorsunuz, milletvekillerinizi bu sürece nasıl katacaksınız? Onlar halkın arasına katılamıyor...
TBMM’de sabahlara kadar süren, haftanın 5 günü çalışmalar oluyor. Bu yüzden milletvekillerinin orada olması gerekiyor. Halkın Ancak CHP’nin milletvekilleri TBMM’de iyi çalışıyor. Onlara haksızlık etmememiz gerekiyor. Birbirimizin eksikliklerini gidererek yeni bir takım oyunu oynamaya hazırlanıyoruz.
Son olarak size şunu sormak istiyoruz, Aziz Kocaoğlu’nun desteği ortaya çıkmasa, sonuç böyle mi olurdu?
Anlatmaya çalıştığım da bu. Biz zaten, Yeni CHP’yi savunan bir ekiptik. Önemli olan bunu yaşama geçirecek birinin aday olmasıydı. İçimizden biri ‘O yapamaz’ derse kimsenin ısrar etme gibi bir şansı yoktu. Bu ekip birini çıkaracaktı ve benimle en yüksek oyu alacakları düşündükleri için beni aday çıkardılar. Şahsi kaygıları olmayan bir duruştu bu. Aziz Bey beni desteklemese zaten aday olmazdım çünkü yeni CHP anlayışının yerleşmesi bizim için önemli. Kişiler değil. Ayrıca Aziz Kocaoğlu, Alaattin Yüksel gibi isimler zaten her şeyiyle çok düzgün insanlar. Biri Türkiye’nin en namuslu belediye başkanı, diğeri Türkiye’nin en başarılı milletvekillerinden... İlçe belediye başkanları var, onlar da aynı şekilde ekip olarak çalıştılar. Bizim iddiamız farklıydı... Diğer arkadaşlarımızın aldığı oy bile fazla oldu. O oyları ancak ilçe belediyelerinin örgütlemesiyle aldılar. Eğer başkanlar onları özgür bırakılsalardı iddia ediyorum ki toplamda 100 oyda kalırlardı.
İşinizi kime bıraktınız?
“Eşim yüksek mimar, birlikte çalışıyorduk. Artık o sürdürecek. Ancak zaman kaldıkça ben işimle de ilgileneceğim. Çünkü siyaset bir meslek değil, eve ekmek götürmek gerekiyor. Müteahhit olarak kapısını çaldığım mimarlık ofisinin sahibi İlke Hanım’la 13 yıldır evliyiz. Eşimin adını koyu bir CHP’li olan babası Atatürk ilkelerinden esinlenerek ‘İlke’ koymuş.”
“Bir işadamı olarak iş dünyasıyla iletişimde eksiklikleri görüyorum. Bizim tarzımızda ilişkiler yeniden gözden geçirilecek, diyaloglar düzeltilecek. Kendimizi mutlaka doğru anlatmalıyız. Ayrıca İzmir’in işdünyası sayesinde de bir marka olduğuna inanıyorum.”
KARŞIYAKA’YI İL YAPMAK DELİ SAÇMASI BİR FİKİR
“AK Parti’nin Karşıyaka’yı il yaparak seçim kazandığı öne sürülüyor. Ben buna ihtimal vermiyorum. Fiilen, kanunen olmayacak işler bunlar. Böyle bir şeyin altına imza atanı tarih affetmez, bütün dünya bize güler. Her gündemin peşine takılıp gitmemek lazım... Ancak bizim de yapılanları anlatmak konusunda sıkıntımız var. Eğer bunları dile getirirsek, insanların kafalarında soru işaretleri gider. Aliağa-Menderes hattını bile iktidarın yaptığını ortaya attılar. Kaynağın tamamı İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin... Kendimizi anlatmakta maalesef eksiğiz.”