CHP'li Kılıç'tan 'önseçim' mesajı: Adaylığımı herhangi bir şarta bağlamam!

EGEDESONSÖZ - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili ve Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlık Divanı Katip Üyesi Sevda Erdan Kılıç Sonsöz TV'nin konuğu olduğu. Gazeteci Fatih Yapar'ın sorularını yanıtlayan Kılıç, gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.

Esnaf ve vatandaşların sorunlarından olası bir erken seçim sürecine, İzmirli depremzedelerin sorunlarından Millet İttifakı arasında yaşandığı iddia edilen tartışmalar kadar bir çok konuda değerlendirmelerde bulunan Kılıç, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun İzmir ziyareti ve 9 Eylül kutlamalarına kadar bir çok konuda konuştu.

İzmir’deki 9 Eylül kutlamalarında yaşanan coşkuyu aktaran Kılıç, tatlı bir yorgunluk yaşadıklarını ifade ederek, Çok tatlı bir yorgunluk ile bir hafta geçirdik. İlçelerin kurtuluş etkinlikleri ile başladı ardından da 9 Eylül… Hem İzmir'in kurtuluşu hem CHP'nin kuruluşu… Sonrasında Genel Başkanımızı ağırladık, umarım mutlu kalmıştır. Gözlemlediğimiz kadarıyla bir eksiklik yaşanmadı. Yorucu ama çok güzel bir haftaydı. Çok karanlık bir dönemden geçiyoruz ancak 9 Eylül itibariyle İzmir bir günlük nefes aldı. İzmir'in yoğun katılımı ve coşkusunu beraber yaşadık. Birçok ilimizin kurtuluşu çok önemli ancak İzmir, Kurtuluş Savaşı’nın başladığı ve bittiği bir il. Biz bu duyguyu Anadolu illerinde de hissediyoruz. İzmir milletvekiliyiz dediğimizde gözlerinde ışığı geçirebiliyoruz. Bizlere ayrı bir sarılıyorlar. İzmir umudun kenti. Anadolu’da nereye giderseniz gidin bir umut ışığı yanıyor insanların gözünde. Yeni bir kurtuluşun ışığının da İzmir'den çıkacağına inanıyoruz.

İZMİR UMUDUN KENTİ
En çok kullanılan şey ‘İzmir’imizin dağlarında çiçekler açar’ sözü. Biz diyoruz ki İzmir’in dağlarında çiçekler açıyor ancak biz bu çiçekleri tüm dağlarda açtırmak istiyoruz. Ayrı bir dayanışma ruhu olduğu İzmir'de Anadolu’dan da görülüyor. İzmir uzun yıllardır Cumhuriyet Halk Partisi tarafından yönetiliyor ve buradaki birçok proje Anadolu’ya örnek oluyor bu yüzden umudun kenti olarak görüyorlar” dedi.

İNSANLAR EVİNE EKMEK GÖTÜREMEZKEN BUNLARI KONUŞMAYI DOĞRU BULMUYORUM
Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekilleri'nden Tacettin Bayır, Atila Sertel ve Kani Beko'nun 'önseçim olmazsa aday değilim' söylemlerini sonrası kendisinin 'önceçim şartı' olup olmadığının sorulması üzerine konuşan Kılıç, "O dönem geldiğinde önce aday olup olmayacağımı düşüneceğim. Adaylığımı da herhangi bir şarta bağlamam. Ben 2015'de ön seçime girdim ve öyle listeye girdim. Seçimlerde de 1'nci bölge milletvekili adayıydım. Son seçimde ön seçim yapılmadı ittifaklar süreci ve süreçte kısıtlıydı.  Merkez yoklaması yapıldı ve yine önseçim sürecinde çıkanların hepsi milletvekili. Merkez yoklaması ile hepimiz milletvekili olduk. Ülkenin çok ciddi sorunları var. Gerçekten halkın sorunları çok ve halk umut olarak CHP ve Millet İttifakı'nı görüyor. Böyle bir ciddi durumdayken ve karanlık gelmiş gelmiş şafağa gelmişken güneş açacakken, kişisel olarak kimin nasıl milletvekili ve belediye başkanı olacağını konuşmanın kendi açımdan zül olduğunu düşünüyorum.

İNSANLAR EVİNE EKMEK GÖTÜREMEZKEN BUNLARI KONUŞMAYI DOĞRU BULMUYORUM
Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekilleri'nden Tacettin Bayır, Atila Sertel ve Kani Beko'nun 'önseçim olmazsa aday değilim' söylemlerini sonrası kendisinin 'önceçim şartı' olup olmadığının sorulması üzerine konuşan Kılıç, "O dönem geldiğinde önce aday olup olmayacağımı düşüneceğim. Adaylığımı da herhangi bir şarta bağlamam. Ben 2015'de ön seçime girdim ve öyle listeye girdim. Seçimlerde de 1'nci bölge milletvekili adayıydım. Son seçimde ön seçim yapılmadı ittifaklar süreci ve süreçte kısıtlıydı.  Merkez yoklaması yapıldı ve yine önseçim sürecinde çıkanların hepsi milletvekili. Merkez yoklaması ile hepimiz milletvekili olduk. Ülkenin çok ciddi sorunları var. Gerçekten halkın sorunları çok ve halk umut olarak CHP ve Millet İttifakı'nı görüyor. Böyle bir ciddi durumdayken ve karanlık gelmiş gelmiş şafağa gelmişken güneş açacakken, kişisel olarak kimin nasıl milletvekili ve belediye başkanı olacağını konuşmanın kendi açımdan zül olduğunu düşünüyorum. Önceliğimiz bu ülke ve CHP. Ön seçim yapıldığı Haziran'da, 2 bölgeden de 6-6 milletvekili çıkarıldı. 2002'de  toplam 8-8 toplamda 16 milletvekili çıkarmıştık merkez yoklamaydı. Bu yıl merkez yoklamada 7-7 milletvekili çıkardık. Önseçim, merkez yoklama o olursa iyi bu olursa iyi söylemleri benim için anlamsız tartışmalar. Ben bir şey olmak için değil görev yapmak için buradayım. 22 yılın 17 yılında örgütte görev aldım. Bi şart koşmam. Önseçim tartışmalarını bu kadar yoğun gündem varken, insanlar evine ekmek götüremezken bunları konuşmayı doğru bulmuyorum ve bunların kişisel olduğunu düşünüyorum” dedi.

Önseçim, merkez yoklama o olursa iyi bu olursa iyi söylemleri benim için anlamsız tartışmalar. Ben bir şey olmak için değil görev yapmak için buradayım. 22 yılın 17 yılında örgütte görev aldım. Bi şart koşmam. Önseçim tartışmalarını bu kadar yoğun gündem varken, insanlar evine ekmek götüremezken bunları konuşmayı doğru bulmuyorum ve bunların kişisel olduğunu düşünüyorum” dedi.

ŞARTA BAĞLAMAK DOĞRU DEĞİL
Örgütün önseçim talebini haklı bulduğunu dile getiren Kılıç, "Örgütü şu konu anlıyorum. Örgüt istiyor ki ulaşabildiği, oranın sokağından geçmiş, cenazesine düğününe gitmiş kişilerin kendini temsil etmesini istiyor bu konuda haklılar. Ancak bunu konuşmanın ve şarta bağlamanın doğru olmadığını düşünüyorum" dedi.

TAM ANLAMIYLA İTİRAF!
Çorlu’da yaşanan tren kazasına ilişkin konuşan Kılıç, benzer bir olay olan Konya örneği için Devlet Demir Yolları tarafından yapılan açıklamanın tam anlamıyla bir itiraf olduğunu belirterek, olayın takipçisi olacaklarını vurguladı. Kılıç, “Çok acı bir olay. Çorlu tren katliamı diyoruz biz 7 si çocuk 25 can kaybedildi… Davaları da 3 yılı aşkın Bir süredir aileler adalet arıyor. Kendileri mağdurken ayrı bir yargı sopası ile acılarını söyledikleri için kendilerine dava açıldı. Çorlu 1'nci Ağır Ceza Mahkemesi Devlet Demir Yolları’na yazarak soruyor. Benze bir olay; Konya'da yaşanan selde kaza olmasını nasıl önlediniz diye soruyorlar. Devlet Demir Yolları da orada 24 saat kameramız var. O gün fazla yağış olmamasına rağmen bir yağış gözlemlendi ve makiniste uyarı verildi ve makinist yavaşladı, sonra suyun artması sonrası ile yolun kapatıldığını belirtmiş. Bunu okuduğumuzda tam anlamıyla itiraf olduğunu anlıyoruz. Siz gerekli tedbirleri alırsanız böyle bir kaza gerçekleşmeye bilir. Peki niye bu önlemleri Çorlu'da almadınız? Neden ihbarlar yapılmadı ve hatlar durmadı? Biz bunun takipçisi olacağız. AKP iktidarının gözünde insan canının hiçbir önemi yok. Bu yazı aslında bir itiraf. Gelinen noktada aslında kurum itiraf etmiş yani bir önlem alınmadığını bu yüzden can kaybolduğunun itirafı. Dava devam ediyor ve biz bunun takipçiyiz. Geldiğimiz noktada diyoruz ya kurumların içi boşaltıldı diye, bu da bunun göstergesi” diye konuştu.

DEVLET YÖNETİLEMİYOR!
Kılıç, devlete bağlı kurumlarda atamaların liyakat çerçevesinde yapılmadığını söyleyerek konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:

“Bütün kurumlarda olduğu gibi atamalar liyakat çerçevesinde olmuyor. Belli bir grubun ya da yandaşın; AKP'ye yakın olması, o işi yapan bir firmanız varsa bir gün genel müdür bir gün bakan olarak atanabilirsiniz. Bir ülkede yaşanabilecek an acı olaylardan biri de bu. Milli Eğitim Bakanı’nın okulları, Sağlık Bakanı’nın hastaneleri, Kültür ve Turizm Bakanı’nın otelleri var… Baktığınızda giden ticaret Bakanı’nın durumu ortada… Bakanlık, devlet yönetimi tamamen yandaşlık ve belirli bir zümrenin para kazanması üzerine kurulmuş. Bizde yapılmış hiçbir atamaya şaşırmıyoruz.  Böyle devlet yönetilmez. Bu Çorlu katliamı da bunu bir örneği. Önemler alınmıyor, göz yumuluyor sonra sorumlular kaçırılıyor. Aileler takip etmek istiyor sonra onlar engelleniyor sosyal medyadan… Aileler sosyal medyadan paylaşım yapıyorlar ancak ailelerin sosyal medya hesapları engelleniyor. Devlet yönetilemiyor.”

SANDIK GÜVENLİĞİ ÇALIŞMALARIMIZ NEREDEYSE TAMAMLANDI
Kılıç, Türkiye’nin yönetilemediğine vurgu yapmasının ardından erken seçim çağrısını yineleyerek, gönlünden geçenin yarın seçim olması olduğunu söyledi. Kılıç, “Yarın seçimin olmasını ve Millet İttifakı olarak devlet yönetimine geçip konuştuğumuz kötülüklere son vermek ve devletin nasıl yönetileceğini göstermek isteriz. Ancak farklı farklı tartışmalar var. Zamanı 2023… Seçim sistemine ilişkin tartışmalar konuşuldu, Cumhur İttifakı içinde yüzde 7'lik seçim barajında anlaşıldığı söylendi. Seçim kanunu değişikliği sanki meclis gündemine gelecek gibi.  Böyle bir hazırlığın olduğu duyumlarını alıyoruz. Seçim kanunundan 1 yıl sonra seçim yapabilirsiniz. 2022 Kasım-Aralık deniyor... Seçim ne zaman yapılırsa yapılsın biz yarın yapılacak gibi Millet İttifakı olarak hazırız. Sandık güvenliği çalışmalarımız neredeyse tamamlandı. Sandık görevlilerimiz hazır durumda. İstanbul seçimi gösterdi ki sandık güvenliğini sağlayamazsanız çalışmanızın bir anlamı yok. Biz CHP olarak bunlara hazırız” dedi.

VATANDAŞ MUTSUZ!
Erken seçimi Millet İttifakı’ndan çok vatandaşın istediğini aktaran Kılıç, “İnsanlar asgari ücret ile evine ekmek götüremiyor, emekli geçinemiyor. Köylünün durumu zaten ortada... Son çıkarılan kararname ile köylü yok sayıldı. Sanayiciye baktığınızda elektrik fiyatları başta olmak üzere mağdurlar. Öğretmen, veli, esnaf, sokaktaki vatandaşlar, üniversite öğrencileri mutsuz… Ekonomik olarak insanlar normal insanı yaşam haklarını kaybetmiş durumdalar. Eğitim, ekonomi, tarım, dış politika; tüm bu politikaların hepsinin 180 derece değişmesi gerekiyor” diye konuştu.

Kars’ta yaşlı bir amcanın iktidara yönelik “Kurt kışı geçirir ancak yediği ayazı unutmaz” dediğini söyleyen Kılıç, “Şarkışla’da bir hayvan pazarına gittik sohbet ettik, çünkü vatandaşın en çok bunlara ihtiyacı var. Yoksa Ankara’da anlat anlat ancak havada kalır. Şarkışla’da hayvan pazarına gittik, nasıl gidiyor satışlar dedik  amca, 'ne satışı, bunlar artık evladımız oldu, biz bunlara çalışıyoruz. Bütün parayı bunlara yatırıyoruz, buraya getiriyoruz ancak akşam alıp gidiyoruz. Biz bir rakam söylüyoruz en azından maliyeti çıksın diye ancak vatandaş da haklı alamıyor' dedi. Muş'a gittim orada konuştuk, evli misin diye sordum, 'Ne evliliği, ne nişanı kızları görünce kafamızı çeviriyoruz evlenmek istemesinler’ dedi genç arkadaşımız. ‘Neyle ev alacağız evlenince, biz kızlardan kaçıyoruz abla artık' dediler. Hangi sektörde olursanız olun maliyetinizi çıkartamıyorsunuz. Bazen 1 yıl bazen 6 ay ek veriyorsunuz ancak bunun maliyeti var ancak satmaya kalktığınızda devletin açıkladığı rakamlar ortada.

GELDİĞİMİZ DURUM İÇLER ACISI!
Geçtiğimiz hafta Tire’de pazarda dolaşırken teyzeye satış nasıl dedik 'Kızım ne satışı, insanlar kilo ile almıyor 10 TL'lik domates 2 TL'lik salatalık verir misin' diyorlar dedi. Zaten iklim krizi var bir de bunun yanında yanlış tarım politikaları ile… Eskiden bir fileyi 10 TL doluyorken şimdi 200 TL. Markette peynirin üstüne kilit vurulması çok acı değil mi? Geldiğimiz nokta gerçekten içler acısı ancak bunu yaşayanlar bilir. Oturursanız sarayda görmezsiniz. Etrafınızda zaten kırmızı halılar ya da milletvekiliyseniz gidip gelirsiniz meclise, insanların içine girmezseniz bunları göremezsiniz.  Bayındır'da bir teyze kolumu tutu 'Vekilim bak bu ellerime, bu eller ile yıllardır çalışıyoruz, oğlum Hacettepe Üniversitesi’ni kazandı, gönderemedik, kiralar 5 bin TL… Oğlum gelip dedi ki 5 bin TL verirsek kiraya siz ne yiyeceksiniz dedi ve kendi bize kıyamadı, bizde ona kıyamadık…' dedi. İnsanların bu dönemde hayatları artık kitap olacak duruma geldi” ifadelerini kullandı.

SAHADA KARŞILAŞMIYORUZ
Kılıç, sahada AK Partililerle karşılaşmadıklarını aktararak, “Ortak bir çalışma yapalım birlikte sokağa inelim ve seçim istiyorlar mı mutlular mı? Onlar nereye gidiyor bilmiyoruz. Biz resmi törenlerde Ankara’da karşılaşıyoruz ancak sahada karşılaşmıyoruz. Biz aynı gün farklı ilçelere gidiyoruz. Sonra bunun değerlendirmesini yaptığımızda duyduğumuz sözler aynı. Çalışma esnasında karşılaşamadım. Sadece meydanda etkinliklerde karşılaştık. 9 Eylül'de Cumhur İttifakı üyeleri ile birlikte yürüdük. Saha çalışmalarında herhangi bir ilçede ben karşılaşmadım” dedi.

VATANDAŞ BİZİ ANLIYOR
Vatandaşların, milletvekilleri sormadan erken seçim istediklerini söylediklerini söyleyen Kılıç, son 2 yıllık süreçte belediyelerin ciddi bir sınav verdiğini vurguladı. CHP’li belediyelerin bu sınavı başarıyla geçtiğini belirten Kılıç, şu sözleri söyledi:

“Zor bir pandemi süreci geçirdik. En zor dönemi ilk kapanma dönemiydi. CHP'li belediyelerin iyi bir sınav verdiğini görüyoruz ki gittiğimiz illerde keşke bizde sizin yönettiğiniz il olsaydık diyenler var. CHP'li belediyeler pandemi ve afetlerde hep milletin yanında oldu Her türlü engellemeye karşı yapıldı. Yıllardır devam eden aş evinin hesabı kapatıldı. Bunlara rağmen yerel yönetimlerimiz iyi bir sınav verdi.  İyi bir sınav verdiği için, sonrasın yaşana afetlerde de sınav verdi. Burada deprem oldu Türkiye’deki tüm Millet İttifakı belediyeler yardım geldi. Gördüler ki CHP'li belediyeler bu ülkeyi yönetebilir. Hep bir algı vardı CHP gelirse yardımlar kesilir diye. Ancak gösterdik ki CHP yardımı kesmiyor tersine arttırıyor. Sadece yandaşa değil vatandaşa yardım ediliyor diye gösterdiler. Biz yoksulluğun bu ülkede bitmesini istiyoruz. Yoksulluğu bitirmeye talibiz. Bunu yerel yönetimlerimiz gösterdi. Bizde gittiğimiz illerde bu teşekkürleri yöneticilerimize anlatıyoruz. CHP'nin nasıl karalandığı bu süreç gösterdi bunun kaynağı da belediyelerimizin yaptığı çalışmalar. Süt Kuzusu projemizi Türkiye'de duymayan kalmadı, İzmir'de yıllardır yapılıyor. Onlar da bunları görünce bizde CHP tarafında yönetilmek istiyoruz diyorlar. Bize hep diyorlar ki proje var ama kaynak nerede... Asgari ücreti söyledik kaynak nerde dediler ancak o ücrete geldiklerinde… Vatandaşın artık bilinçlendiğini ve bizi anladığını düşünüyorum.”

VELİ OLARAK KAYGILIYIM
Koronavirüs gölgesi altında başlayan yüz yüze eğitim hakkında konuşan Kılıç, “Türkiye’de 850 bin derslikte ders görülüyormuş 198'unda çift vaka olmuş ve eğitime ara verilmiş. Belki bu rakam küçük görülebilir ancak bunun ilk haftada olduğunu düşünürseniz ve bazılarında belirti yapmadığını düşünürseniz ürpertici rakam. Bende bir veli olarak kaygılanıyorum. Aşı karşıtları var bir de.1,5 yıldır çocuklar evde maskesiz, yani maske ile nefes almaya alışık değiller. Sosyal mesafe konusunda da çocuklar birbirini çok özlemişler. Bende bunlar konusunda veli olarak kaygılıyım.

Bu denetimler sık yapılıyor mu, dezenfekte işlemleri yapıldı mı bunlara ilişkin bir değerlendirme gerekiyor. Benim devlet okulları ile kaygılı olduğum şu; okullara temizlik ve dezenfekte için öğrenci başına 20 TL ayrılmış. Bir kolonya alsanız belki bu rakamdır. Şaka gibi rakamlar. ABD'de 600 dolar öğrenci başı. Hollanda da 2 bin 500 dolar… Bu rakamlar ile velilerin tereddütlü olmaması mümkün değil. Diyanete bu kadar bütçe ayrılırken, eğitime yeterli bütçe ayrılmaması üzüntü verici. Zaten eğitim içler acısı duruma geldi. Her bakan geldiğinde yeni bir sistem diyor. Sınavları değişti, sınav sistemleri değişti. Öğrencilere el yazısı öğrettiler sonra düz yazıya geçirildi. O nesil ikisini de beceremiyor ve çok kötü yazısı olan bir nesil geldi. Baştan başa gerçek bir sistem değişikliği gerekiyor. Belirli rakamlar açıklanıyor Türkiye hep en sonralarda. Bir çocuğun girdiği sınavdan 0 alması ne demek? Bende bir veli olarak kaygılıyım” diye konuştu.

SÜREÇTE KAOS HAKİM
30 Ekim’de meydana gelen 6.9 büyüklüğündeki depremin ardından evleri hasar gören, yıkılan vatandaşların yaşadıkları zorlukları gördüklerini ve yaraların bir an önce sarılması için ellerinden geleni yaptıklarını aktaran Kılıç, “Geldiğimiz noktada bir kaos hakim. Dernek ile de iletişim halindeyiz. 2-3 haftada bir onların sesi olmaya çalışıyorum. Depremzedeye 10 yıl vadeli 200 bin TL kredi veriliyor. Bir evi mal edebilmek 450 bin TL’yi bulmuş. Bir depremzede yeniden bir ev sahibi olması için aylık 7-8 bin TL kredi ödemesi gerekiyor. O kesim için zenginlerin oturduğu muhit denmiş. Zar zor emekli olup bir ev almış, orta kesim ailelerin yaşadığı bir bölge orası. Bunun bir düzeltilmesi lazım. Bu rakamlar ile kredi ödemesi mümkün değil. 10 yıl vade çok düşük. Bunun 20 yıla çıkması ve 450 bin TL çıkması lazım. Ertelemeli olması lazım birde... Bununla ilgili bir düzenlemeye ihtiyaç var. Yoksa hiçbir depremzede ev sahibi olamaz. Bu gerçekten çok önemli bir konu. Takibi devam ediyor. CHP olarak 5 milletvekili komisyonda yer aldık, rapor çıkmak üzere bizlerde muhalefet şerhlerimiz söyledik. Bir daha deprem olmaması için gerekenleri söyledik. İmar affının bir daha olmaması yönünde görüşümüzü bildirdik. Birçok önerimiz var, rapor çıkmak üzere. Meclis gündemine geldiğinde belki özel bir yayın yaparak raporu değerlendiririz. Mülkiyet hakkı ile ilgili süren bir süreç var. Bununla ilgili ihlal olduğunu düşünenler var. Diğer yandan Dünya Bankası ile anlaşması yapılan kredi var…” dedi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin depremde hasar gören konutların dönüşümü için Dünya Bankası’yla görüştüğü kredi hakkında konuşan Kılıç, “İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız görüşmeleri sürdürmüş mutabık kalınmış, hazine garantisi imzalandığında kredi gelecek. Belki de bir kelime karmaşası oldu. Hazine Bakanlığı onay verince kredi Türkiye'ye gelecek. Deprem konusu çok karışık bir süreç. Kurumlar birbirinin üzerine atıyor konuyu. İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir milletvekillerine ve Çevre ve Şehircilik Bakanı oturup depremzedelerin sorunları ile ilgili bir toparlama toplantısı yapılmalı. Defin yeri almak gibi bir şey düşünmüşler… Depremzedelerin mağduriyetleri bir an önce sonlandırılmalı. Bunun ancak birlikte yapabiliriz. O dönem bir bilgilendirme oluyor. Onun dışına ortada ciddi bir sorun var ve mağdurlar. Var bunların sonlandırılması için böyle bir toplantı lazım. Kimse kimseye topu atmasın çünkü mağduriyet devam ediyor. Her zaman yanlarındayız. Bundan sonra da sorunlarını dile getirmeye devam edeceğiz” diye konuştu.

EV FİYALARI UÇMUŞ DURUMDA
Depremzedelerin birçoğunun kirada olduğuna da dikkat çeken Kılıç, "Çoğu kirada ve kira fiyatları uçmuş gitmiş. İnanılmaz rakamlar söyleniyor ve depremzedelerin birçoğu kira ödemeye devam ediyor. Kimilerinin eşyaları depoda, kimiler uzak ilçelere gitmiş. Bir an önce bir araya gelmeli. Bu sorun siyasi bir sorun değil vicdani bir sorundur” ifadelerini kullandı.

DOSTLUĞUMUZU BOZMAK İÇİN YAPILIYOR
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partili isimlerin Cumhurbaşkanı adayı olarak CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun isminin vermesi sonrası Millet İttifakı içinde yaşanan 'Ben değil biz' söylemlerini değerlendiren Kılıç, şu sözleri söyledi:

"Dostluğumuz bozamayanlar Millet İttifakındaki dostluk farklı bağlarla bağlanmış ve bunu bozamazlar. Biz bu ülkeyi kurtarmak adına bir aradayız. Suni gündemler ile dostluğumuzu bozamlar. Biz ilçe belediye başkanlarımızı baktığımızda CHP'li belediye başkanlarına ne kadar yakınsak Millet İttifakı belediye başkanlarımıza da yakınız. Her CHP'li kendi genel başkanının Genel Başkanının Cumhurbaşkanı olmasını ister. Bu çok normal… Yıllardır süreçte gelen bu atmosferi yaratan genel başkanımızın cumhurbaşkanı adayı olmasını isterim. Genel Başkanımız da dedi 'biz bir ittifak halindeyiz ve burada adayları birlikte karar vereceğiz' dedi. Bende Kemal Kılıçdaroğlu'nun aday olmasını isterim ancak ortada bir söylem var. Konuşulup ortak bir aday çıkarıldığı zaman ben tereddütsün herkesin oy vereceğine inanıyorum. Kimse umutsuzluğa kapılmasın bu konuda. Bunun dışındaki söylemlerde millet ittifakındaki dostluğu bozmak yönünde bir konu olarak görüyorum.”