CHP İzmir'den iktidara 'deprem' salvosu!

Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ - İzmir'de 30 Ekim 2020 tarihinde yaşanan 6,9 büyüklüğündeki deprem sonrasında binlerce vatandaş mağdur olurken, yaşanan felaket beraberinde siyasi tartışmaları da getirmişti.

Özellikle depremzedelerin en önemli taleplerinden biri olan 'emsal artışı' ve 'Dünya Bankası' kredisi konusunda kentte, Cumhuriyet Halk Partili (CHP) ve AK Partili siyasiler sık sık karşı karşıya gelmiş ve geçtiğimiz günlerde İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından Bayraklı için verilen parselde yüzde 20, ada bazlı ise yüzde 30'luk emsal artışı kararına TMMOB tarafından dava açılması sonrası AK Partili isimler "Sonucun böyle olacağı belliydi. Sorumlusu Büyükşehir Belediyesi ve CHP'dir" yorumunda bulunmuştu.

Yaşanan gelişmeler sonrası ise Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl Başkanlığı'nda basın toplantısı düzenledi. İl Başkanı Deniz Yücel, hazırladığı basın metnini okuduğu toplantı sonrasında ise basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Toplantıya İl Başkanı Deniz Yücel'in yanı sıra CHP İzmir Milletvekili Özcan Purçu ve İl Yöneticileri de katıldı.

MAĞDURİYETİ ARTIRMAK İÇİN YAPILDIĞINI DÜŞÜNMÜYORUM
TMMOB'un emsal artışına dava açması konusunda hukuk yolunun herkese açık olduğunu vurgulayan Yücel, "Yargı ve dava hakkı anayasal haktır. TMMOB korumun yasaların temsil ettikleri akademik meslek gruplarının sorumluluğu ilke hareket ederek yargı yoluna başvurmuş olabilir bunu depremzedelerin mağduriyetini arttırmak için yapıldığını düşünmüyorum. Türkiye Cumhuriyet Devleti bir hukuk devletidir ve herkese dava açabilir. Dava hakkını kullanmasının altında başka bir şey aranmaması gerekir" dedi.

DEPREMZEDELERİMİZİN YANINDAYIZ
AK Partili isimlerin emsal artışı konusunda kendilerinin İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi'nde verdiği önergelerin kabul edilmesi halinde 'iptalinin mümkün olmadığı'nı vurgulaması ve meslek odaları ile Büyükşehir arasında 'danışıklı dövüş' eleştirilerinde bulunmasını değerlendiren Yücel, "İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin ve Bayraklı Belediyesi'nin almış olduğu meclis kararları açıktır. Bu kararlar depremzedelerin güvenli konutlarda yaşama ihtiyaçlarını karşılamaya yöneliktir. Siz bir taraftan depremden zarar gören konutları dönüştürmek istiyorsunuz ancak bir yandan bunun finansmanını ortaya koymuyorsunuz. Bu anayasamıza göre merkezi hükümetin görevidir. Burada; merkezi hükümetin yapmadığı yapmaktan kaçındığı proje alanındaki konutlar gibi yüzüne gözüne bulaştırdığı şeyleri yerel yönetimler olarak çözmeye çalıştıkları somut bir adımdır. Bunun arkasında danışıklı dövüş gibi anlamlar aramak abeste iştigaldir. Biz CHP'li belediyeler olarak her zaman depremzedelerimizin yanındayız. Yasaların bize verdiği imkanlar doğrultusunda biz bu sorunlara çözüm üreteceğiz çözüm üretemediğimiz yerde imkanları zorlayacağız, gündeme getireceğiz meclis kararları alacağız. Bunun yargıya konu edilmesi, iptal edilmesi ayrı bir konudur. Ben bir hukukçu olarak meclis kararının iptal edileceğini düşünmüyorum. Bunlar belirli bir gruplara menfaat sağlamak için değil, İzmir depreminde zarar gören depremzedelerin güvenli konutlar içinde yaşaması için alınmış bir karardı" diye konuştu.

CHP İzmir İl Başkanı olarak depremzedeler için TMMOB ile davanın iptalini talep etmek amacıyla görüşme yapıp yapmayacakları sorusuna da yanıt veren Yücel, "Önümüzdeki günlerde böyle bir görüşme yapabiliriz ancak böyle bir planımız yok" dedi. TMMOB'un 'emsal artışı kent suçudur' yorumlarını da değerlendiren Yücel, "Kesinlikle katılmıyorum" dedi.

CHP OLARAK ÖNCELİĞİMİZ DEPREMZEDELERİN YARALARININ SARILMASI
İzmir Büyükşehir Belediyesi eli ile yapılan çalışmaları deprem çalışmalarını anlatan Yücel, "30 Ekim 2020 tarihinde yaşadığımız yıkıcı depremin üzerinden 444 gün yani yaklaşık 15 ay geçti. Bu süre zarfında Cumhuriyet Halk Partisi olarak önceliğimiz; depremzedelerin bir an önce yaralarının sarılması ve sıcak yuvalarına kavuşması olduğundan, konuya her zaman siyaset üstü baktık.  İzmir Büyükşehir Belediyemiz depremin hemen ardından tüm imkânlarını seferber ederek başlattığı çalışmalarını, 15 ay boyunca hız kesmeden sürdürdü. Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer'in öncülüğünde başlatılan, İzmir içinden ve dışından tüm CHP’li belediyelerin destek verdiği yardım seferberliğiyle depremzedelerin yaralarını, hiçbir siyasi menfaat hesabı yapmadan sarmaya çalıştık. İzmir Büyükşehir Belediyemiz, başlattığı “Bir Kira Bir Yuva” kampanyasıyla Türkiye genelinde bir dayanışma ağı oluşturarak yardımsever vatandaşlarımızın desteğiyle depremzedelerimiz için 42 milyon 649 bin lira kira yardımı toplayarak deprem mağdurlarına aktardı. İzmir Büyükşehir Belediyesi kendi bütçesinden de 5 bin 216 depremzedeye 35 milyon 126 bin 900 lira kira desteğinde bulundu. Kira desteğinin ötesinde, kentte oluşan barınma krizini en iyi şekilde yöneterek, Uzundere konutlarını ve 5 yıldızlı bir otelin 380 odasını depremzedelerimize tahsis etti. Depremden zarar gören insanlarımıza çok yönlü desteğini hala sürdürmeye devam eden İzmir Büyükşehir Belediyesi, yardımda bulunmak isteyen birçok kurum ve vatandaşı bir araya getirerek mobilya, beyaz eşya, gıda ve kıyafet gibi bağışların ulaştırılmasını sağladı. Yapılan tüm bu desteklerin yanı sıra depremin ana merkezi Bayraklı’yı yeniden inşa etmek ve İzmir’i geleceğe hazırlamak için teknik çalışmalarını sürdüren Bayraklı Belediyemiz ve İzmir Büyükşehir Belediyemiz depremde hasar gören binalar için parsel bazında yüzde 20, ada bazında yüzde 30 emsal artışı kararı aldı" dedi.

DEPREM VERGİLERİ NE OLDU?
Emsal artışı konusunda AK Parti'nin TBMM'de sessiz kaldığını belirten Yücel, "Biz karıncanın su taşıması misali, adım adım bunları gerçekleştirirken, TBMM'nde meclis çoğunluğunu elinde bulunduran ve istediği an İzmir depremiyle ilgili yasa çıkartarak bölgesel emsal artışı getirebilecek durumda olan AKP iktidarı her zaman olduğu gibi başını kuma gömmeyi tercih etti. Betona olan aşklarıyla nam yapmış AKP kadrolarının, İzmir depreminden bu yana yaptıkları, arama çalışmaları devam ederken enkaz üzerine çıkıp kameralara poz veren bakanlardan, yerine getirilmeyen vaadlerden, cevapsız kalan sorulardan ve evsiz kalan depremzedelerden ibaret kaldı.  Tıpkı “128 milyar dolar nerede” sorusuna yanıt veremedikleri gibi,  Tıpkı “20 Aralık gecesi kimlerin 18 - 19 TL'den döviz bozdurup ertesi gün 12 TL’den" topladığı sorularını yanıtsız bıraktıkları gibi, tıpkı Millet İttifakının mecliste “20 Aralık’ta kimlerin zengin olduğu araştırılsın” önergesini reddettikleri gibi, tıpkı “2003’ten 2021 yılına kadar toplanan 35 milyar 544 milyon dolar deprem vergisinin nerede olduğunu da açıklayamadıkları” gibi…  Onlar depremzedelerimize, İzmirli hemşerilerimize, yandaşları dışında tüm halkımıza üç maymunu oynamaya devam da etseler, biz 84 milyon adına “128 milyar dolar nerede, 20 Aralık gecesi kimler servetine servet kattı, 35 milyar 544 milyon dolar deprem vergisine ne oldu” sorularını sormaya devam edeceğiz" diye konuştu.

TÖREN SADECE ŞOVDAN İBARET
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geçtiğimiz aylarda İzmir'de gerçekleştirdiği anahtar teslimini eleştiren Yücel, "Hiç kimsenin şüphesi olmasın ki, bu sorularımız karşısında bugün ölü taklidi yapanlar çok yakında Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında, Millet İttifakı iktidarında bağımsız ve tarafsız yargı önünde hesap verecekler. Cumhuriyet Halk Partisi dostlarıyla beraber tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyenlerden hesap soracak ve yine kimsenin şüphesi olmasın ki, tüyü bitmemiş yetimin hakkı o yetime teslim edilecek.  AKP'li yetkililer tarafından kamuoyuna,“Deprem konutları teslim tarihi” her açıklandığında, depremzedelerimizin umutları çalındı. İzmir depreminin ardından AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilk olarak teslim tarihini,2021 yılı Ağustos ayı olarak açıkladığı, bu söz gerçekleşmeyince Genel Başkan Yardımcıları, milletvekilleri tarafından 'Depremin yıldönümü' olarak değiştirilen, yine olmayınca Kasım’ın her haftası farklı tarih verilen ve son olarak Tayyip Erdoğan’ın İzmir’e geldiği 26 Kasım’da teslim edildiği iddia edilen deprem konutları hala bitmedi, hala teslim edilmedi. Bir Cumhurbaşkanı düşünün ki, deprem konutları teslim töreni düzenliyor, bu törene bakanları, genel başkan yardımcıları, milletvekilleri katılıyor. Sahneye 8 depremzede davet edilerek kendilerine anahtar teslim ediliyor. Tüm bunlar İzmir kamuoyunun önünde adeta bir tiyatro gibi sergileniyor. Cumhurbaşkanı şovunu yapıyor ve gidiyor. Her zaman olduğu gibi, bu tören de sadece şovdan ibaret kalıyor' diye konuşuldu" dedi.

DEPREM GİBİ BİR FELAKETTE DE KARŞI KARŞIYAYIZ
Depremzedelere teslim edilen tek bir dairenin bile olmadığını vurgulayan Yücel, "Bitirildiği söylenen konutların balkonlarına çiçek saksıları yerleştirilerek, basına ve kamuoyuna “Daireler bitirilmiş, teslim edilmiş” görüntüsü veriliyor ancak depremzedelere teslim edilen 1 tek daire bile yok. Bitirilen 1 tek daire bile yok. Sıcak yuvasına kavuşan, konutuna yerleşen 1 tek depremzede bile yok. Bayraklı bölgesinde 7 proje alanı içinde depremde yıkılan ya da Bakanlık tarafından yıkılan 64 bina ve 1819 bağımsız bölüm bulunuyor. Bunların 1566’sı konuttu ve bu konutlardan 760 tanesinin kurası dahi hala çekilmedi.  Çekilen kuraların birçoğu, yaşanan hak kayıpları ve bir kısım hak sahibinin dışarıda kalması nedeniyle iptal edildi. Sadece birinci proje alanında bile 24 hak sahibi dışarıda bırakıldı. Bakanlığa tapusunu devreden, bedelinin ne olacağını bilmeden boş senede imza atan depremzedelerimize Bakanlık yetkilileri hiç utanmadan, sıkılmadan, 'Bayraklı’nın merkezindeki evinin yerine sana rezerv alandan ev veriyoruz, sen hakkını alıyorsun, o yüzden kuranın dışında kaldın' diyor. Devlet vatandaşına dayatma yapmaz. Devlet vatandaşına emrivaki yapmaz.  Devlet vatandaşının hakkını, hukukunu çiğnemez.  Burada edimler arası ifa eşitliği bozulmuş, bu tip mağduriyetlere uğrayan vatandaşlarımız için yargı yolu açılmıştır. AKP’nin 19 yıllık iktidarında her alanda yapmaya alıştığı haksız, hukuksuz, adaletsiz "Ben yaptım oldu" zihniyetiyle ne yazık ki deprem gibi bir felakette de karşı karşıyayız" ifadelerini kullandı.

DEPREMZEDELERİN ÇAĞRISI CEVAPSIZ KALDI
Rezerv alanda konut isteyen depremzedelerin çağrısını hatırlayan Yücel, "Yapılan teslim töreni tiyatrosunun ardından aldıkları anahtarla büyük bir umutla, evlerine girmeye çalışan depremzedelerimiz anahtarların o evlere ait olmadığını görerek büyük bir şok yaşamış, tamamlandığı söylenilen binaların içinde inşaat çalışmalarının devam ettiğini, dairelerin büyük bir çoğunluğunda henüz mutfak, banyo bile olmadığını görerek hayal kırıklığına uğramışlardır. Umut tacirliğini meslek haline getirmiş olan AKP iktidarı binaları bitiremeyince çözümü depremzedelerin binaya girişini yasaklamakta bulmuş, boş senet imzalatılan depremzedelerimiz binalardaki örnek daireye dahi alınmamıştır. Ben buradan AKP'li yetkililere, depremzedeler adına soruyorum; Kimden neyi saklıyorsunuz? Neden kaçak güreşiyorsunuz? Bitmemiş evlerin, tamamlanmamış inşaatların “Anahtar Teslimini Yapıyoruz” tiyatrosuyla, İzmirli depremzedelerin zaten hassas olan duygularıyla neden oynuyorsunuz? Depremzedelere, İzmirlilere ve tüm Türkiye’ye yalan söylemeye utanmıyor musunuz? Depremzedelerimiz evinlerini görmek istiyor ama binadan içeri sokulmuyor. Kurayla proje alanından hak sahibi olan depremzedelerimizin metrekare kaybının ya nakdi olarak, ya da rezerv alandan ücreti dâhilinde daire verilerek karşılanması gerektiğini daha önce de dile getirmiştik. Kendisinin ya da yandaşının çıkarı olmayan her konuda kafasını kuma gömerek vatandaşından saklanan AKP, depremzedelere karşı da aynı taktiği uygulamaya devam ediyor. Depremzedelerin 'rezerv alandan hak sahibi olmak istiyoruz' çağrısı da cevapsız kaldı" diye konuştu.

UMUDUNUZU KAYBETMEYİN
Sorunların CHP iktidarında çözüleceğini vurgulayan Yücel, "Buradan 1819 malik adına, proje alanında yaşanan hak kaybının rezerv alandan verilecek hak sahipliğiyle giderilmesi gerektiğinin altını bir kez daha çiziyoruz. Şeffaflıktan kaçan, hesap vermekten korkan, vatandaşına karşı dürüst davranmayan bir iktidar meşruiyetini kaybetmiştir. Türkiye yönetilemiyor ve bu yönetilememezlik her alanda, her adımda, her gün karşımıza çıkıyor. Velev ki, bugüne kadar teslim etmedikleri evlerin tamamını yarın teslim etseler. Bunca zaman sözle, vaadle, çakma teslim törenleriyle oyaladıkları depremzedeler yarın evlerine girsinler. Yine de İzmirli depremzedelerin sorunları bitmiyor. Bu proje alanında evleri olmayan, depremde evleri, hasar derecesine bakılmaksızın ve kendilerine sorulmadan yıkılan depremzedelerin mağduriyetleri yine devam edecek. İnsanlara, 20 yıl vadeli, faizsiz kredi sözü verip, bugüne kadar üç maymunu oynayanların, insanların evini hasar derecesine bakmadan yıkıp, “Git müteahhitle anlaş” diyenlerin mağdur ettiği tüm depremzedelerimizin sorunları maalesef ki bitmeyecek. Konuşmama son verirken bir kez daha tüm depremzedelerimize uğradıkları her haksızlık, yaşadıkları tüm adaletsizlikler için her türlü hukuki desteği vereceğimizi bildiriyorum.  Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir çağrısı var, “Sakın umudunuzu kaybetmeyin” diyor. Tüm bu yaşananlara rağmen kimse sakın umudunu kaybetmesin, umudunuzu kaybetmeyin. Çünkü Cumhuriyet Halk Partisi var, çünkü biz varız. Adaletin var olduğu, devlet karşısında herkesin eşit muamele gördüğü, insan onuruna yaraşır yaşam süren insanların Türkiye’sini hep beraber inşa edeceğiz" dedi.

BİR PANİKLE BU AÇIKLAMAYI YAPIYORLAR
AK Parti İzmir Milletvekili Necip Nasır'ın dün akşam sosyal medya hesabından yaptığı 'deprem konutları yarın vatandaşlarımıza teslim edilecek' söylemlerini de eleştiren Yücel, "Dün akşam saatlerinde deprem konutları ile ilgili basın açıklaması yapacağımızı duyurduk. Aradan yaklaşık  saat geçtikten sonra AK Partili bir milletvekili sosyal medyadan yaptığı paylaşım ile, he halde gecenin bir yarısı bir şimşek çarptı ya da bir yerden talimat aldı. Deprem konutlarının teslim edileceğini duyurmuş. Bu açıklamalar reklam kokan hareketler. Biz istiyoruz ki depremzedelerin sorunları çözülsün, bunları gündeme getirelim, iktidar gücünü elinde bulunduranlar bu sorunlar çözüm üretsin. Bir basın daveti yapıyoruz devlet ciddiyetin uymayacak şekilde milletvekili açıklama yapıyor ve müjde verir gibi deprem konutlarının teslim edileceğini belirtiyor. Bir panikle bu açıklamayı yapıyorlar. Umuyoruz ki bizim bu açıklamalarımız depremzedelerimizin sorununa değinen açıklamalarımız sorunların çözülmesine vesile olur. Samimi olurlar ve her türlü gücü elinde bulunan iktidar mensupları aradan 15 ay geçmesine rağmen yapmadıklarını en kısa sürede yaparlar" dedi.