Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ -Dünya genelinde yapılan aşılama çalışmalarına rağmen yüksek ölüm oranlarına neden olan koronavirüs salgını ülkemizde de etkisini hız kesmeden sürdürmeye devam ediyor.
İzmir'de de yüzde 80.1'inin aşılanması oranına ulaşılırken, İzmirli Bilim Kurulu Üyesi ve İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Profesör Doktor Alper Şener, 'uzaktan eğitim' ve 'maske' konuları hakkında Ege'de Sonsöz'e konuştu.
Kent genelindeki vaka durumu hakkında değerlendirmelerde bulunana Şener, "Şu an da İzmir'de genel anlamda bir pik olmadı. Ancak düşme trendinde de değil, yükselme trendinde de değil. Plato yapmış durumda şu anda. Yoğun bakımlar İzmir'de tabiri caizse doldur boşalt şekilde gidiyor. Stabil bir durum söz konusu var. Bizim için yüz güldürücü olan durum en azından pik yapmıyor ve yatak sıkıntı yaşamıyoruz. Vaka sayıları artınca de bu böyle gidecek anlamına gelmiyor. Bir pik yaşanması durumunda vaka sayısı artarsa yine yoğun bakım ve sağlık sistemi tıkanır" dedi.
HASTALARIN YÜZDE 90'I YA HİÇ AŞI OLMAMIŞ YA DA HATIRLATICI DOZUNU YAPMAMIŞ KİŞİLER
Yoğun bakımlarda bulunan vatandaşların yaş ortalaması ile ilgili de bilgi veren Şener, "Yüzde 90'ı ya hiç aşı olmamış ya da ikinci dozu bitmiş ancak hatırlatıcı dozunu yaptırmamış yaşlı hastalarda oluşuyor. Yüzde 10'luk grup ise baktığımızda 20-30 yaş arası hastalar yer alıyor. Gebe hastalar arasında son dönemlerde bir kıpırdanma söz konusu. Ancak bizim kendi görev yaptığımız yeri olan İKÇÜ'yü söylemek gerekirse yarı yarıya durumda. Yani yoğun bakımların yarısı yaşlı hasta grubu, yarısı 20 ila 45 yaş arası hasta grubu" diye konuştu.
MASKEDEN VAZGEÇMEMİZ LAZIM
Kapalı alanlar dahil olmak üzere birçok alanda insanların maske kullanımını azaltmasını da eleştiren Şener, "Aşılanan herkes sanki maskenin atılacağını düşünüyor. Ancak aşı ile maske birbirine eş değer değil. Bunun ne dezavantajı oluyor? Aşılanmaya karşı enfekte hastalar gelmeye başlıyor ve bu nedenle de aşıya güven düşüyor. Aşılama şu anda virüs gücü yüksek olduğu için bulaşı dört dörtlük olarak engellemiyor. Bu nedenle maske kullanımı devam etmeli. Solunum yolları virüsleri yaygın olarak görülmeye başlandı. Zaten bu süreçte sadece koronavirüs salgınından değil, diğer solunum yolu rahatsızlıklarından da koruyacak. Maskeden vazgeçmemiz lazım" dedi.
BİREYSEL KORUNMA TEDBİRLERİ ALINMASI LAZIM
Son dönemlerde sıkça gündeme gelen 'yüz yüze eğitime ara mı verilecek' söylemlerine 'tedbir alınmalı' diyerek cevap veren Şener, "Yüz yüze eğitime ara verilmesine gerek yok. Çünkü yüz yüze ara verilmesi, şu an bulaştırıcı gücü bu kadar yüksek olan virüste, aşısız grupta tek başına etkisi olacağını düşünmüyoruz. Eğer çocuk grubu aşılı olsaydı, ekstra olgu sayısını azaltmak için kapatmak gerekebilirdi, ancak şu anda 12 yaş altı çocuklarda aşı yapılmamış olduğu için bireysel korunma tedbirleri alınması lazım. Gençler aslında burada dürüst olmuyor. Sosyal medyalardan 'Okullar tatil olsun, uzaktan eğitim olsun' diye paylaşım yapıyorlar, ancak baktığımızda uzaktan eğitim olduğunda da evlerde durmadı gençler. Zaten bunu yapıyorlarsa neden bu hastalık düşmedi?" ifadelerini kullandı.
HERKES KENDİ ÜSTÜNE DÜŞENİ YAPMAK ZORUNDA
Alınması gereken önlemler konusunda ders süreleri ve öğretmenler arasındaki aşılanma konusuna dikkat çekerken, "Bunun önüne geçilebilecek durumlar ders saatlerinin kısaltılması. Yani 40 dakika olan ders süresi 20 dakikaya düşürülmesi gerekli zaten bununla ilgili Sağlık Bakanlığımızın sitesinde gerekli öneriler mevcut. Ancak her okul kendi şartları doğrultusunda buna uyamıyorlar. Özellikle aşısız eğitimci kalmaması lazım. Öğretmenlerde ciddi bir grup hala aşılanmamış durumda. Devlet kendi üstüne düşen görevi yapmasına rağmen, vatandaş kendi üstüne düşen görevi yapmıyorsa, devletin ekstra yapabileceği bir şey kalmıyor. Herkes kendi üstüne düşeni yapmak zorunda" dedi.