Başkan Soyer rakamlarla konuştu: Borcumuz 1 yıllık gelirimiz!

EGEDESONSÖZ - İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Sonsöz TV'nin konuğu oldu. Gazeteci Fatih Yapar'ın sorularını yanıtlayan Soyer, gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.

Çalışmaları devam eden 'Çeşme Projesi'nden ESHOT'un pandemi raporuna, 30 Ekim depreminden İnciraltı planlamalarına kadar birçok konuda konuşan Başkan Soyer, borçlar konusuna da değindi.

İBB TÜRKİYE'NİN EN GÜVENİLİR FİNANSAL MALİ YAPISINA SAHİP KURUMDUR
İzmir Büyükşehir Belediyesine yöneltilen borçlanma eleştirilerine rakamlarla yanıt veren Başkan Soyer, Büyükşehir'in tüm borçlarının 1 yıllık gelir ile kapatılabilecek seviyede olduğunu söyledi. Soyer, "İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin toplam borcu 1 yıllık toplam gelirlerine denktir. 2030'lu yıllara kadar devam edecek borç ödemesi var, bu borç yükünün toplamı 1 yıllık gelirimize denk. Bizim 7,5-8 milyar gelirimiz olduğu kabul edilirse, toplam borçlarımız bu rakamın içinde. Bu nedenle telaş edilecek bir tablo yok. Büyükşehir belediyesi mali disiplini son derece kuvvetli bir yapıdır. Bu nedenle uluslararası değerlendirme kurumlarından  en yüksek notu almış kurumdur. Bunun değişmemesi için de aşırı özen gösteriyoruz. İzmirlilerin içi rahat olsun. İzmir Büyükşehir Belediyesi, Türkiye'nin en güvenilir finansal mali yapısına sahip kurumdur" dedi.

BÜYÜKŞEHİR'İN GEÇMİŞTEN GELEN BORCU YOK
İller bankasından gerçekleştirilen kesintiler hakkında Büyükşehir'deki durumun sorulması üzerine de yanıt veren Soyer, "Büyükşehir'in geçmişten gelen borcu yok. İlçe belediyelerin geçmişten kalan borçları mevcut… Büyükşehir'in böyle bir durumu yok" ifadelerini kullandı.

DETAYLI ALT YAPI RAPORU
Tam kapanma süreci ile birlikte çalışmalara yoğunluk verildiğini belirten Soyer,"Krizi fırsata dönüştürmeye çalışıyoruz. Özellikle ana arterlerde yol satıh düzenlemeleri asfalt kaplamaları, kavşak düzenlemeleri hem de İZSU çalışmalarını kapanma sürecinde sığdırmak için çalışıyoruz. 7 ayrı noktada kavşak düzenlemesi yapıyoruz. Bunlar Bornova'da, Çiğli Anadolu Caddesi'nde, Karabağlar’da, Mithatpaşa’da, Karataş'ta en önemlisi de Marinada… Üçkuyular-Marina’da... Tüm bu kavşak düzenlemelerini 17 günlük kapanmanın sonuna geldiğimizde tamamlamış olacağız. Bir taraftan da Talatpaşa bulvarında sıcak asfalt yapıyoruz. Buraya kolay kolay dokunmak mümkün değildi, çünkü trafiği kapatmamız gerekiyordu. Biz şu an bu fırsatı bulduğumuz için çalışmaya başladık. Buca Çaldıran  Mahallesi'nde çalışmalarımız yürütüyor… Aslında 20 ilçede 80 mahallede 245 bin ton asfalt dökümü yaptık. Pandeminin bize yarattığı fırsat diye bakıyoruz şu anda. İZSU ile ilgili de çok önemli çalışma yapıyoruz. Adnan Saygun'un olduğu tarafta çok ciddi tahribat yaşanmıştı sel olduğu zamanda. Poligon deresinin rahat akışını sağlayabilmek için arkadaşlarımız önemli düzenlemeler yapıyoruz. Kısacası  bir yandan fen işlerimiz, bir yandan İZBETON, bir yandan İZSU herkes acayip bir tempoda çalışıyoruz" dedi.

İZMİR’İ BAYRAM SONRASINA HAZIRLIYORUZ
Koronavirüs pandemisinden İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin de çok yoğun bir şekilde etkilendiğini belirten Soyer,"Pandemiden belediyemizde etkilendi. Hem can kayıplarımız var hem de çok sayıda etkilenen oldu. Şu an bir hayli aşağıya indi vakalar. Bizde planlama dairesinden birçok arkadaşımız evden çalışmak zorunda kaldı. Çocuğu olan aileler için istisnai durum uygulandı. Biz deprem yüzünden binayı da boşalttık, kimseye de sonuçlarını yansıtmadık. Pandemi ve depreme rağmen bir de binlerce çalışanımızın olduğu ana binamızı boşalttık. Bütün bu zorluklara rağmen İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin kurumsal kapasitesi oldukça güçlü... İnşallah bu kapanma sürecini çok hayırlı işler yapmış olarak tamamlayacağız. İzmir'i bayram sonrasına hazırlıyoruz" diye konuştu.

OLAĞANÜSTÜ BİR TABLO İLE KARŞI KARŞIYASINIZ
Pandemi sürecinde toplu taşıma kullanımının azalması ile günlük yolcu sayısının 50 binlere kadar düştüğünü belirten Soyer, "Pandemi nedeniyle insanlar toplu ulaşımdan uzaklaşmaya başladılar. Toplu ulaşım kullanıldığında bulaş artacak diye bir kanaat oluştu insanlarda. Bizim 1 milyon 800 bin olan günlük biniş sayımız 750- 800 binlere düştü. Tam kapanma sürecinde bu sayı 50 bin-100 binlerde. Kısacası çok büyük bir düşüş var. Ancak bizim araçlarımız vızır vızır aynı saatte, aynı güzergahta çalışmaya devam ediyor. Aslında boş gidip geliyorlar ancak biz bu hizmeti devam ettirmek zorundayız. Buradaki zarar İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin süspanse etmesi gereken bir tablo ortaya çıkarıyor. Bu Büyükşehir ve ESHOT'un zorluğu. İzmir'de insan sayısı mı azaldı? Hayır tersine özel araç kullanımı arttı. Toplam 1 milyon araç varken İzmir'de buna 250 bin araç ilave oldu. 1.5 yıl içinde bu rakamlara çıkınca bununla başa çıkmak mümkün değil. Olağanüstü bir tablo ile karşı karşıyasınız. Bu altın dokunuşları kısa vadede bu yüzden yapmaya başladık. Biz bir yandan 460 otobüs aldık. Bunlar hem sterilizasyon konusunda özel otobüsler, gerçekten vatandaşlarımızın güvenebileceği otobüsler olduğunu söylemek istiyorum" dedi.

MAZOT İÇİN KDV ÇAĞRISI!
ESHOT'un kar etmek için çalışmadığını belirten Soyer, mazottan alının KDV fiyatına dikkat çekti. Soyer, "Biz lüks tüketim yapmıyoruz. Bizim yaptığımız tüketim, mazot sarfiyatı lüks tüketim olarak kabul edilemez. Bizimki kamu hizmeti, zararına yapıyoruz. Üstelik pandemiye rağmen yapıyoruz. Bu yüzden bizim mazota ödediğimiz KDV'nin yüzde 18 olmaması lazım. Siz teknenize mazot alırken yüzde 1 ödüyorsanız bizimde yüzde 18 ödemememiz lazım. Biz sadece hakkımız olan bir şeyi istiyoruz. KDV ve Özel Tüketim Vergisi toplu ulaşımda aşağıya çekilsin. Bizim aylık yaklaşık 100 milyon ESHOT'un süspansiyonuna ayırdığımız rakam var. ESHOT zaten kar eden bir kuruluş değildir. Zaten biz kamu yararı için kar etmek değil mümkün olduğu en düşük ücretle hizmet etmeye çalışıyorduk" dedi.

250 MİLYON DOLARLIK KAYNAK İÇİN MÜZAKERELER BAŞLADI
Deprem sonrasında İzmir'de yaşananları unutmadıklarını ve gerekli önlemlerin alınması yönünde çalışmaların yapıldığını belirten Tunç Soyer, "Biz bir kere inşaat mühendisleri odamızla protokol yaptık. Depremden 10 gün sonra yaptığımız toplantıda 200 milyon TL'lik bütçeyi deprem dairesine aktarma kararı aldık. Bununla birlikte bir çalışmayı başlattık. 33 bin 100 binanın depreme dayanıklılığını ölçmeye başladık. Bayraklı bölgesinde binaların tek tek depreme dayanıklılık karnesi çıkartılıyor. Sonra biz bunu bütün İzmir'e yansıtacağız. Bütün yapı stoku 83 binin üzerinde ama ilk etapta 33 binle başlıyoruz. Biz bir yandan depremde hasar gören yapılar ile ilgili bir finansman bulmaya karar vermiştik. Ağır hasarlılar ile ilgili zaten bir kaynak vardı. Vatandaş kiranın altında bedel ödeyerek tekrar mal sahibi haline geliyordu. Ancak orta hasarlılar ile ilgili böyle bir konu yoktu.  Burada ne yazık ki yasal mevzuatımızda orta hasarlılar için finans kaynağı yaratılmadığı için biz bir finans arayışın girdik. 250 milyon dolarlık bir bütçe ile 6 bin civarında orta hasarlı binaya kaynak yaratmak için müzakere başladık. Bu sürerken Cumhurbaşkanımız ile de görüştüm ve İller Bankası üzerinden gelebilmesi için onay talep ettik ve Cumhurbaşkanımız olumlu fikir beyan etmişti. Belki 2 yıla varacak finansman modellemesi çalışılmasını bitirmek üzereyiz. 338 milyon doları bulabiliriz. Biz bu kaynağı da orta hasarlı binaların güçlendirilmesi ya da yeniden yapılması için kullanıyor olacağız. Biz bir yandan da çıkardığımız çok önemli bir düzenleme var. İlçelerde 'K' bölgesi dediğimiz alanlar geliyor. Bu bölgeler ile ilgilide biz vatandaşa yenisini yapma hakkı tanıyacağız.  Bu da ilçelerde gelmeye başladı. Biz depremden asla aklımızı alabilmiş değiliz. Allah korusun tekrar benzerini yaşamamak için ne yapmamız lazımsa onun için kafamızı yoruyoruz. Önce yaşam hakkını koruyacak, depreme sele karşı dirençli kentler yaratmak… İzmir'i buna hazırlamaya çalışıyoruz" diye konuştu.

BİZ ASLA MÜTEAHHİTE İLE VATANDAŞI BAŞ BAŞA BIRAKMADIK
Dünya Bankası ile yapılan anlaşmanın devamlarının geleceğini belirten İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir'deki kentsel dönüşümün dünyaya örnek olacağını söyledi. Soyer, "Dünya Bankası ile başlattığımız çalışma aslında ilk adım. Dünya Bankası da böyle bir arayış içinde... Sahip çıkacakları bir kentsel dönüşüm modeli arıyorlar. Biz başarılı bir model ortaya koyabilirsek, bu tür finansman kaynaklarının önü açılacak. Yüz milyonlarca dolarlık kaynak yaratmak içten bile değil. Vatandaşımız müteahhite karşı haklarını koruyarak durumda kalkan görevi göreceğiz. Modelin başarıya ulaşması için canla başla çalışacağız. Mesele sadece İzmir meselesi değil. Uluslararası platforma da sağlıklı bir kentsel dönüşüm modeli arıyor herkes. Biz güçlü bir yapı kurarak yol aldık kentsel dönüşümde. Biz asla müteahhite ile vatandaşı baş başa bırakmadık. Bu modelin uluslararası kaynak bulması mümkün…  Geçen sene Mart’tan önce Washington'daki görüşmemizde ben bunu anlatmıştım ve heyecanlanmışlardı. İzmir deki kentsel dönüşüm modeli sadece Türkiye değil dünyaya örnek olacak bir model olacak. Dünyanın her yerinde arka sıradakiler vardır ve onların da insanca yaşama hakkı vardır. Bunu sağlayacak olan kamu otoriteleri özellikle yerel yönetimlerdir. Bunu kendi kaynaklarımız ile yapacak gücümüz yok. Bu nedenle Dünya Bankası gibi kaynaklar bulmamız lazım ve bunu da buluyoruz" ifadelerini kullandı.

İNCİRALTI’NDA HAK SAHİPLERİNİN BÜYÜK MAĞDURİYETİ VAR
İnciraltı'nda devam eden ve tartışmalara konu olan planlamalar hakkında konuşan Başkan Tunç Soyer, "Biz aslında tam yokuz. İlçe belediyesi ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı var. Biz İzmir Büyükşehir Belediyesi olara sadece kanaatlerimizi ifade ediyoruz. Biz şimdilik biraz daha arka plandayız. Az kaldı, bir hayli olgunlaştı, ben çok uzun süreceğini düşünmüyorum. Bir müzakere masası var. ‘Ben böyle yapacağım’ diye kestirip atmıyor kimse. Herkes bir biçimde böyle bir kangrenin çözülmesi gerektiğine inanıyor. Orada hak sahiplerinin çok büyük mağduriyetleri var. Sonuçta burası kentin en değerli alanlarından biri... Tarım alanı olarak da tarif edildi bakanlık tarafından. Yani tüm bu menfaatlerin bir araya getirileceği noktaya doğru geliyoruz" diye konuştu.

ÇEŞME’DE PROJE YOK, FİKİR VAR
Çeşme Projesi ile ilgili de konuşan Tunç Soyer, "Şu an ortada bir proje yok. Konuşuluyor ama bir proje yok. Fikir var… Fikirleri de konuşulabilir. Üzerinde konuşacağımız bir şey olması lazım. Fikir üzerinden konuşmasının sonu yok. Somutlukta projeyi görmemiz lazım. Bugüne kadar bizim ifade ettiğimiz çekinceler olmuştu. Su kaynağını demiştik, bununla ilgili bakanlık çalışmalarını yaptı ve çözümler olduğunu belirtti. 4 Haziran Çevre Günü’nde Kent Konseyi başkanlığında, tüm STK'ların meslek odaların içinde yer alacağı bir Çeşme Yarımadası Sempozyumu yapılacak. Burada bu proje de masaya yatırılacak. Onun sonuçlarını da görmek lazım. Burada akademisyenler, meslek oda temsilciler, turizmciler… Bütün bunlar masanın etrafında buluşacak ve İzmir içinde önemli sonuçlar ortaya koyulacaktır ve bakanlıkta bunu değerlendirecektir" dedi.

59 MİLYON SU GELMESİ BEKLENİYORDU
İzmir'de sıkça gündeme gelen Gördes Barajı tartışmalarına değinen Başkan Soyer, sözleşmede yer alan su miktarını alamadıklarını söyledi. Soyer, "Bir kere rakamlar vererek söylemek gerekir. Biz yaklaşık 200 milyon metreküp su tüketiyoruz. Bu Gördes Barajı yapılırken 59 milyonu oradan geleceği öngörülmüş. Protokolünde de bu yazılmış. Biz Büyükşehir olarak ne almışız? Ortalama 13 milyon metreküp almışız. 3 yıl hiç almamışız. Şu anda bütün barajlarda kapak açılacak kadar doluluk sağlandı. Tahtalıda yüzde 50'leri geçti. Gördes de yüzde 4,5" dedi.

DİĞER BARAJLARI KİM DOLDURDU?
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'nin 'Gördes Barajı bölgesine yağmur yağmadı' sözlerini de değerlendiren Soyer, diğer barajların doluluk oranına atıfta bulundu. Soyer, "Diğer barajları kim doldurdu? Yağmur yağdığı için diğer barajlar doldu. Maalesef çok yetersiz alıyoruz. Bütün masrafları da yaptık biz. Üstelik bizden ödeme gecikmesinin faizlerini de alıyoruz ancak biz protokolde belirtilen miktar suyu alamıyoruz"

BUCA METROSU: ETAPLARDAN OLUŞAN BİR İHALEYE ÇIKACAĞIZ
İhale süreci devam eden Buca Metrosu ile ilgili de konuşan Soyer, görev süresi sonunda Şirinyer istasyonun açılacağını söyledi. Soyer, "Bizim 7 Mayıstaydı ancak erteleme zorunda kaldık, önümüzdeki hafta ilk ihale gerçekleşmiş olacak Ekim ayında da tüm ihale bitmiş olacak. Bütün dünya için bir ihaleye çıkacağız ve etaplardan geçiyor. Çok uzun sürüyor hazırlığı ancak kamu ihale mevzuatındaki itiraz süreçleri olmuyor. Bittiği ancak onu kesecek bir süreç yaşanmıyor. Şirinyer Konak arası il istasyonu görev sürem içinde hayata geçireceğiz" dedi.

GÖREV SÜREMDE BURADA YÜZECEĞİM
Yüzülebilir körfez hakkındaki eleştirilere Güzelbahçe'de bulunan plaja verilen Mavi Bayrak ödülü üzerinden yanıt veren Soyer, "Sirkülasyon kanalları için söylediğimde oydu. Bu körfez kendi kendini sirküle edebiliyor. Bu sirkülasyon siz kirletmezseniz kendi kendini daha güçlü  temizleyebiliyor.  Açık denize getirdiği bir akıntı düzeni var körfezin ancak biz o kadar yoğun bir şekilde kirletiyoruz ki yenilemekte yetersiz kalıyor. Biz o yüzden pis suyu ayrıştırma konusunda olağanüstü rakamlar harcıyoruz. Bizim hedefimiz 374 kilometrelik yağmur suyu pis su ayrıştırma kanalını bitirmek. Bu körfeze gelen suyu ayrıştırdığımızda bu kentin pisliğini körfeze akıtmaktan kurtulmuş olacağız. Dereleri temizlemeye başladık. Bu da buna hizmet ediyor. Yıl boyunda yukarılardan gelen alüvyonların temizlenmesi çok önemli. Körfezi kirletmezseniz  burası kendi kendini temizler. Görev süremde burada yüzeceğim. Biz Güzelbahçe'de mavi bayrak ödülü aldık. Bu torpil veya para ile alınabilecek bir şey değil. Bu çok tarihi bir şey… Körfezde uzun yıllar sonra, kirletmelerden sonra, kirletmeye karşı verilen çabaya inananların sarf ettiği çaba ile alınan bayraktır" diye konuştu.

SODEMSEN ÇOK BÜYÜK DESTEK OLDU
Genel-İş Sendikası ile Büyükşehir Belediyesi arasında imzalanan TİS sürecini değerlendiren Başkan Soyer, sosyal haklara yapılan zamlar sonrası 'eşit işe eşit ücret' önerilerine yaklaşıldığını vurguladı. Soyer, "TİS süreci ile ilgili biz 7 bin çalışanımızı ilgilendiren sözleşmede yüzde 21 taban ücrete zam yaptık. Sosyal haklarda artış yarattık. Eşit işe eşit ücret demiştik. Yeni başlayan işçi dahil yüzde 10 ile başlayacak seviyeye gelecek. Sırf bu nedenle eşit işe eşit ücret dediğimizde yüzde 73 artış alan çalışanımız oldu.  SODEMSEN çok büyük destek oldu. Sosyal demokrat belediyeleri bizler için sözleşme yürüten bir sendikaya sahip olduk. Bu bizim sosyal demokrat çalışma ilkelerimizi belirleme imkanı veriyor. Ayrıca İstanbul Sözleşmesini de bu sözleşmesinin ana perspektifi haline getirdik. Beledi iş sendikası ile de sözleşme sürecimiz olmamasına rağmen bu eşit işe eşit ücret anlaşmaları yaptık" ifadelerini kullandı.