Fatih YAPAR/EGEDESONSÖZ - İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, yeni yıl öncesi belediye personeline yaptığı konuşmada gündemi değerlendirdi. Konuşmasına Gezi Parkı olayları ve yansımalarını anlatarak başlayan Kocaoğlu konuyu son günlerin tartışmalı konuları yolsuzluk operasyonu ve sonrasında yaşananlara getirdi.
Kocaoğlu, “2013 yılına önce Gezi olayları damgasını vurdu. Bu Gezi olaylarını yapan, direnen çocukları yetiştiren kuşak 68-69 kuşağıdır. Onlar da sıkıntı çektikleri için ‘biz gezmedik o gezsin, o yesin’ dediler. Sonra da ‘biz bu çocukları yetiştiremedik’ derken bir baktık Gezi olayları çıktı. Bu yıla damgasını vurduğu gibi Türkiye ve Dünya’ya damgasını vurdu. Gezi olaylarında katılımcılığa destek çıkıyordu. Ayrıca ‘sizin yerinize düşünürüm’ diyenlere tepki gösteriyordu. Bu durumu bir kısım doğru okurken bir kısım da kendisine yapılmış başkaldırı olarak nitelendirdi. Gezi olayları denilen demokratik tepkiyi baskı, şiddet ile sindirmeye çalıştılar. Birçok genç yaşamını kaybetti, yaralandı, saldırıya uğradı. Bu durum Türkiye’yi yönetenlerin ayıbıydı. Böyle değerlendiriliyor. Belediye son operasyonlardan sonra telefonla bile konuşmaya korkarken şimdi herkes korkuyor. Normal hayatında milli piyango bileti saati satan bile hanımı ile konuşurken tedirgin oluyor, korkuyor. Çok acı bir durum. 2011 yılında bize 2 Mayıs’ta operasyon yapılırken ‘yargıya müdahale edilmez, polis gerekeni yapar’ diyenler, dava açanlar, 130 arkadaşımızı KOM’da sorgularken başbakan savcıları, polisleri suçluyor. İktidarını sürdürmek için de ötekileştirdiği insanların kitlelerin sayısını, oranını arttırıyor. Her gün biraz daha” dedi.
ERDOĞAN’A: HER ŞEYİ SARSTI!
Konuşmasında Başbakan Erdoğan’ın söylemlerine de tepki gösteren Kocaoğlu, “Sadece siyasi partileri değil insanları ötekileştirerek Türkiye’nin neredeyse 3’te ikisini ‘rakip’ olarak görüyor. Toplumun moralini, sinir sistemini, yarına güveni, her şeyini sarstı. Dış politikada ilişkiler zafiyete uğradı. Biz bu ülkenin insanıyız. Siyasette farklı partilerde olup yarışabiliriz. Ama ülkenin iyiye gitmesini, zenginleşmesini, refahın artmasını, itibarlı hale gelmesini kim yaparsa yapsın destekler, alkışlarız. Eğer demokrasi ise iktidar kadar muhalefetin de bu durumun gelişmesinde payı, katkısı vardır. Türkiye farklı bir noktaya, farklı yerlere sürükleniyor. Eğer bırakılırsa, yargı, polis serbest kalırsa, müdahale edilmezse bulacak ve gereken cezayı verecektir. Biz kimseyi suçlamıyoruz. Yargı ve polis, emniyet gerekeni yapacaktır. Tabi ki özgür bırakılırsa, müdahale edilmezlerse… Biz Mayıs’ın 2’sinde burada açıklama yaptık. Ve ‘adalet istiyoruz’ dedik. Torbalı’da yaptığımız konuşmada da aynı şeyleri söyledik. Adalet bugün bize, yarın herkese lazımdır. Aç susuz yaşayabilirsiniz, yokluk içinde yaşayabilirsiniz ama adaletsiz yaşayamazsınız dedik. Bunu başımıza geldiği için ilk biz söyledik. Şimdi herkes seslendiriyor. İki sene içinde adaletin yönetene de, yönetilene de lazım olmaya başladığını gördük. Adaletin tecelli etmesi için devlet, hükümet erkini bu yönde kullanacak olanlar bunu kullanmadıklarını da ayan beyan görülüyor” diye konuştu.
MORALİNİZİ BOZMAYIN
Kocaoğlu, Türkiye’nin içinden geçtiği zor günlerde morallerin yüksek tutulmasını da istedi. Kocaoğlu, “Bugün en sıkıntılı tabloları yaşıyoruz. Morallerimiz de bozuk. Yeni yıla bu moralle giriyoruz. Tam tersine moralli olmamız gerekiyor. Aslında en güçlü olduğumuz. Halkın, mağdurun, sade vatandaşın en güçlü olduğu gündür bugün. Artık her şey ortaya çıktı. Gizlenebildiği kadar gizlendi ama artık ortalıkta görünüyor. Demek ki bundan sonra zirveye çıktık yokuş aşağı iniyoruz. Artık sonu geldi. Ötekileştirerek toplumda insan bırakmadılar. 2013 yılında adaletin toplumda tekrar tesis edilmesini, barışın gelmesini diliyoruz. Kalıcı barışı siyasi hırsı olan iktidarların değil halkın yapmasını diliyoruz. Halkın yapacağı barışın kalıcı olacağına inanıyoruz. Dönüyoruz, dolaşıyoruz Gezi Parkı olaylarının bize öğrettiğini anlıyoruz. Zaman zaman bizim uygulamaya çalıştığımız ama uygulayamadığımız biz yöntemi, katılımcı yönetimi bize gençler öğretti. Eğer bütün yapacağımız projeleri tüm İzmir ile tartışarak, görüşerek yürürsek kentimizi doğru yönetmiş, kaynakları doğru kullanmış, ülkenin demokrasisinin yerelde kalkınmasına katkıda bulunmuş oluruz. Tünelin ucunda ışığın göründüğüne inanıyorum. Güvenirliliğini kaybedenlerin doldurdukları koltuklarda uzun süre daha kalamayacaklarına inanıyorum. Ne yaparsanız yapın güven esastır. Yönetici güven üstünde güveni tescil etmelidir. Adil olmalı, herkese aynı nazardan bakmalıdır” dedi.
YAPILANLARI ANLATTI
Başkan Kocaoğlu konuşmasında belediyenin yaptıklarını da anlattı. Ulaşımdan sosyal projelere kadar birçok konudaki projeyi dile getiren Kocaoğlu, “Ulaşımda kent kart sistemini tüm dağ köylerine kadar götürüp dolmuşları da dahil etmek istiyoruz. Türkiye’nin en büyük raylı sistemini yaptık. Hat 80 kilometreden 100’e çıkacak. Ayrıca tramvayların da bu ay içinde ihalesini gerçekleştireceğiz. Sosyal belediyecilikte sağlık alanında önemli çalışmalar yapıyor. Eşrefpaşa Belediye Hastanesi Türkiye’de şu anda tek durumda. Rakipsiz bir numarayız. Kentsel dönüşümde de önemli işlere imza atıyoruz. Dönüşümü yerinde, rızayla, anlaşarak yapıyoruz. Orada çıkan rantı bölgede yaşayanlara vermek gibi bir politika ile 7-8 yerde çalışıyoruz. Seçim atmosferine girildiği ve siyasi rakiplerimiz tarafından engellendiği için uzlaşmada bir yavaşlama var. Seçimden sonra bu durum daha da hızlanacak. Tarımda kalkınma için önemli çalışmalar yapıyoruz. Bayındır’dan çiçek, Bademli’den fidan, Tire’den süt alıyoruz. Önümüzdeki süreçte Bakırçay Havzası dahil olmak üzere kırsalda kalkınma için elimizden geleni yapacağız. Belediye olarak borcumuzu da ödedik. Güvenirliliğimiz, kredibilitemiz, itibarımız yükseldi. Sağlıklı projelerimiz için uzun vadeli, ucuz kredi bulabiliyoruz. Türkiye’de bankalardan bile düşük faizli kredi alma imkanımız yoktu, bunu başardık. Şu anda Türkiye’de kredibilitesi en yüksek kurumuz. Belediye olarak Agora’da, Foça’da kazılara destek veriyor, ören yerlerinin kamulaştırmasını yapıyoruz. Kalkınmanın geri beslenmesi için Türkiye’nin en nitelikli salonlarını yapıyoruz. Ahmet Adnan Saygun bunlardan birisidir. Karşıyaka’da opera binasının ihalesine çıkacağız. Arıtma tesisleri konusunda Türkiye’de çok öndeyiz. Türkiye’nin farklı yerlerinden İzmir’e gelip de çevre konusunda söz söylemek gibi iş yapanlar ne yaptıklarının sanıyorum farkında değiller. Ama İzmirliler ne yapıldığını biliyorlar. Körfezde tarama ve temizlik çalışmalarını yapıyoruz. Uzun süredir ÇED konusunda Ankara’dan haber bekliyoruz. Trafiği rahatlatacak önemli çalışmalar yapıyoruz. Otopark eksiğimiz var. Ama trafik polisleri çalışmadığı sürece, ikinci, üçüncü sıralara park izni verildiği sürece trafik sorunu çözülemez. Trafik polisinin görev yapmasını temenni ediyorum” diye konuştu.
BOYUN EĞMEDİK!
Kocaoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir kenti kalkındırmak sizin için dertse, hedef belirliyorsa ancak o şekilde belediye kaynaklarından 400 milyon TL kaynak aktarıp Türkiye’nin en büyük fuar alanını yapar. Dünya’nın hiçbir metropolünde belediye fuar alanı yapmaz. Bizde kimse bir kuruş vermedi. Arsanın kamulaştırılması dahil her şeyi belediye tek başına yapıyor. Niye yapıyor? Bu kenti kalkındırmak için yapıyor. Belediyenin başka işleri, hedefleri yok mu? Bunu da aslında kentin gelişmesi için yapıyoruz. Haksızlığa karşı asla boyun eğmedik, eğmeyeceğiz. Bizim için kentin rantını eşine, dostuna, akrabasına kaydırmak gibi bir durum söz konusu değil. Rant varsa kentin olması gerekir. Adil yönetim bunu gerektirmektedir”