Başkan Kocaoğlu: TOMA’lara su verdik ama…

EGEDESONSÖZ - İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, önemli açıklamalarda bulundu. Ege TV’de yayınlanan Ümit Yaldız ve Aslı Eren’in sunduğu “Güne Bakış” programına konuk olan Kocaoğlu, yerel seçim öncesi değerlendirmeler yaptı. Kocaoğlu, Türkiye gündemine bomba gibi düşen AK Partili bakanların çocuklarının da adının karıştığı yolsuzluk operasyonunun ‘adalet’ kavramını yeniden gündeme getirdiğini söyledi.


 
Kocaoğlu, “Bizim dönemlerimizde, gençlik yıllarımızda ayakkabı kutuları, paralar, para sayma makineleri yoktu. Böyle şeyleri bizler bilmeyiz. Bizim hiç böyle bir durumumuz olmadı. İzmir’de yapılan operasyonda hükümetin tavrı ile bugünkü tavrı arasında fark var. Büyükşehir Belediyesi’ne düzenlenen operasyondaki tavrı ile şimdiki tavrı kıyaslandığında ne gibi hukuksuzlukların, cezalandırıcı ve kurtarıcı yasaların olduğunu gözler önüne seriyor. İki vaka her şeyin ne olduğunu gösteriyor.  Aslında bu durum ibret vericidir. Bugün de aynısını istiyoruz. Bugün de adalet yok. Bizim o dönem Konak Meydanı’ndaki çıkıştan, Torbalı konuşmasına varıncaya kadar adaletin Türkiye’de erozyona uğradığını, zayıfladığını ilk tespit eden ve bunun üzerinde duran kişi ve kurumuz. Benim arkadaşlarım 22 ay yattılar. Ne yaptıkları ortada... Ayakkabı kutusu çıkmadı. Mandalina, şal ve birkaç konser çıktı.
 
Bir başbakan savcıya ‘elimden geleni yapacağım’ derse burada adalet olmaz. Artık sadece adalet istiyoruz. Adalet yoksa demokrasi, laiklik, Cumhuriyet, yaşam hakkı, seyahat hakkı, telefonla konuşma hakkınız bile yok.  Adaleti tesis etmesi gerekenler bu güveni veriyorlar mı? Daha adil, daha adaletin tesis edildiği bir yıl olsun. Başkasının çıkarına göre belirlenen adalet kalıcı olmaz. Sorun olur, çıban olur. Sadece kabuk bağlar, sorun çıkartır” dedi.


 
BAŞBAKAN HEP YAPIYOR
Başkan Kocaoğlu CHP’li milletvekillerinin de sert tepki gösterdiği Başbakan Erdoğan’ın Manisa’daki “CHP pisliktir, kirliliktir” sözlerini değerlendirdi. Kocaoğlu, “Ayın 17’sinden bu tarafa başbakan günde kaç saat konuyor bilmiyorum. Yaptıkları algıyı yönetmek olarak değerlendiriliyor. Başbakan zorda kaldığı zaman kurmayları ile birlikte karar verip siyasi arkadaşları yeni yeni hafif topa girdiler. En yakınındakiler sürece yeni girdiler. Başbakan bunu her çıkmaza girdiğinde yapıyor. Gündemi değiştirmek üzere açıklamalar yapıyor. Başbakan 11 yıldır bütün erk elindeyken sürekli karşısında rakip yaratarak, düşman yaratarak siyaset yapıyor. Rakibe vurarak çalışıyor. Bu rakip CHP, MHP ya da meslek odaları oluyor. Farklı STK’lar da oluyor. Başbakan giderek son Gülen Cemaati çıkışı ile birlikte sanıyorum düşman ilan etmediği oy kitlesi yüzde 30 civarında. Halkın yüzde 70’ini karşısına aldı. Bu durum umutsuzluk, güvensizlik getirir. Normal bir iş yapan adam ‘ben de dinleniyor muyum’ diye düşünüyorsa ‘telefonda konuşmayalım’ diyorsa toplum korku imparatorluğuna girmiştir. Ayrıca ego şişkinliği, güç rehaveti de var” diye konuştu.
 
İZMİR’İN MALLARI SATILDI!
Hükümetin İzmir’e yönelik yatırımlarını da anlatan Kocaoğlu yine rakamlar verdi. Kocaoğlu, “Çevre konusunda rakamlar konuşacak. Bir milletvekili kalktı ’15 milyar TL yatırım yaptık’ dedi. Başbakan sonra o rakamı 21’e çıkarttı ve yüzde 50 zam yaptı. Bizde devletin rakamları var. O da yatırım için harcanan rakam 5 milyar 300 milyon TL’dir. Bu zaman aralığında özelleştirdiği rakamlar ise 5.5 milyar TL’yi aşıyor. Kentin 30 yıllık havalimanını gelirleriyle beraber adama bırakırsan ve ‘yatırım yaptık’ dersen olmaz. Yapılanlar bellidir. Birincisi çevreyolu, bölünmüş yol, Beydağ ve Gördes Barajı yapıldı. Havalimanı, Çandarlı Barajı zaten yap işlet devret ile yapılıyor. Sabuncubeli Tüneli de öyle. Ama özelleştirmelerle bu kentin malları satıldı. Karayolları, limanlar için ihaleye çıkartılıyor.  İzmir 2012 yılında 32 milyar TL vergi tahakkuk etmiştir. Ödenen rakamı da 27 milyar TL’dir.  İzmir, 10 vilayetten daha çok ülkenin bütçesine kaynak aktarmıştır. İzmirli vergisini ödüyor, bilinci var. Vergiler ödeniyor. Konya, Kayseri, Samsun bir verirken iki alıyor. Bu kente ‘kirli’ demek kimsenin hakkı değil. Kimsenin hakkı yoktur” diye konuştu.
 
HÜKÜMET ENGEL OLUYOR
İzmir’in yatırım istediğini fakat cevap alamadığını anlatan Kocaoğlu, “İzmirli, kent talep ediyor. Sanayi odaları, ticaretle uğraşanlar anlatıyorlar, istiyorlar. İzmir en çok araştırılma yapılan, proje üretilen, halkı bilinçli bir yer. Herkesin birbirini bildiği bir kentti. İzmir üretiyor. Siyasetçide şöyle bir mantık var. Bana oy ver sana hizmet edeyim ya da etmeyeyim. Önce hizmet et bakalım kardeşim. Şaşı bakmayı bırak, Kayseri’ye verdiğinin iki mislini verdiğinde İzmir’de 60-70 milyar yatırım yapması lazım. Yıllardır diğer illere veriyorlar. Bizim verdiğimizin iki mislini sadece bir kere verseler zaten İzmir ayağa kalkacak. Hükümet İzmir’e yatırım yapmıyor, bunu yapmamakla kentin önünü tıkadığı gibi devlet bütçesinin önünü kesiyor. Kent gelişse vergisini verecek, daha çok katkı koyacak” dedi.


 
BAŞKASINA YAPABİLİRLER Mİ?
Kocaoğlu, Ankara bürokrasinin kendisine uyguladığı sistemi ve zaman zaman yaşadığı sorunları da anlattı. Kocaoğlu, “Bürokrat siyasetçiye göre hal alır. Baştaki neyse ona göre iş yapar. Bize yapılan muamelelerde siyasetçinin bakışını gösterdi. Öyle bakanlıklar vardır ki çok iyi karşılanırsınız öyle bakanlıklar vardır ki neredeyse güvenlikten çok kez geçirirler.  Geçen gün İçişleri Bakanlığı ile randevum vardı. Bir genç çocuk polise ‘belediye başkanıyım’ dedim. O da ‘kimliğini ver’ dedi. Verdim. Sonra ‘belediye başkanı kimliğini verebilir misiniz’ dedi. Olmadığını söyledim. Beni vatandaş kapısından aldılar ve oradan girdim. Genç çocuk tanımayabilir. Beni tanımak zorunda değil.  Gerçekten benim belediye başkanı kimliğim yok. Kendisi bilmemiş olabilir ama yanındakine sorsa olur. Bunu bile yapmıyorlar. Bunu iktidar partisinin belediye başkanlarına yapabilir mi?” ifadelerini kullandı.
 
TOMALARA SU VERDİK AMA…
Başkan Kocaoğlu, tartışmalı konular arasında yer alan rakiplerinin siyasi malzeme olarak kullandığı “TOMA’lara su verdi” kampanyası ve Gezi Parkı gençliği üzerinden yürütülen çalışmaları da değerlendirdi. Kocaoğlu, “TOMA’ya su verdik. Belediyenin görevidir. Valilik suyu ister belediye suyu verir. Belediye su vermezse valilik tüm itfaiye teşkilatına el koyar. Ben Gezi boyunca tüm zamanlarda Gündoğdu’ya Meydanı’nda mıydım, Gezi’yi destekledim mi? Bunları yaptım. Gezi’yi desteklemek benim görüşümdür. Ben demokratik hakkımı Aziz Kocaoğlu olarak gösterdim. Dün akşam cep telefonundan Bergama Kozak Yaylası’ndan aradılar. Bana bunu sordular. Hiçbir aday arkadaşımıza ‘Niye aday oldun’ diyemeyiz. Böyle bir hakkımız yok. Aday adayı olanlar var. Hepsine saygı duyuyoruz. Kimsenin aleyhinde açıklama yapmadım. Mahkemede ceza alırsam belediye başkanı kalacakmışız. Rahmetli Piriştina vefat etti yerine 15 gün içinde başkası seçildi. Koltuklar boş kalmaz.  Bu eylemler ve tertiplerin içinde farklı şeyler olabilir. Gezi eylemlerini organize edenler beni biliyor.  Gezi ne belediye başkanının ne de STK’ların işidir. Kimsenin rol çalmamasını istedim. Çocukların korunmasını istedim. Rakibi bu tür olmayan şeylerle manipüle etmek ‘yakalanacak, kesilecek, asılacak’ demek siyasette rekabet yöntemi değildir. Kararı veren genel başkanın kendisidir. Zaten ‘üç ili kendim belirleyeceğim’ dedi. Git ona ağzından gir, burnundan çık. Ona da kötüle. Hiçbir zaman kimse ile kendi adaylığımı konuşmadım. Ne Deniz Baykal ile ne Kılıçdaroğlu ile konuşmadım. Söze başlarken ‘Beni yapmayın,  10 sene yaptım, rakibi görelim, kimi gösterirseniz yanında olurum’ dedim.  Ben aday adayı da olmadım ama Binali Bey adaylığını açıklayınca ben de gittim başvuru yaptım. Ardından ismim açıklandı.  Negatif duruşlardan, eylemlerden, bel altı vuruşlardan kimseye fayda gelmez. Kötüden iyi çıkmaz. İyi düşün iyilik olsun. Pozitif düşünmek zorundayız” diye konuştu.
 
KARDEŞİM DE OLSA DOĞRUYU SÖYLERİM
Başkan Kocaoğlu yerel seçim öncesi aday belirleme zamanına çok kısa süre kala yaşadığı sorunları anlattı. Kocaoğlu, adayları kendisinin değil genel merkezin belirlediğini söyledi. Kocaoğlu, “Aday tespitinde ne başbakan, ne Sayın Kılıçdaroğlu ne de Bahçeli aday belirleme konusunu başkasına bırakmaz. Beni de çok arıyorlar. Etraf da manipüle yapıyor. Atanan kendisinden, atanamayan benden bilecek. Biz sadece bilgi veririz. Bunun kararını ben vermeyeceğim. Bana kimse bırakmaz. Keşke bıraksalar. Bunu konuşanlar da biliyor.  Bizim bir yetkimiz yok. Ahbap çavuş ilişkisi ile ekip siyaseti yapmam. Doğru bildiğimi söylerim. Ben ‘bu adam yapabilir, yapamaz’ derim. Kardeşim de olsa bunu söylerim. İlçelerin bir bölümünde adayların açıklanması gerekiyor. Bana göre belli ilçelerde belli ilçelerde rakibin elini görmek gerekiyor.  Zaten başkanların üçte birisinin değişeceğini tahmin ediyorum. Benim tahminim budur. Zaten belli yerlerin isminin açıklanarak ortalığın durulması lazım” dedi.
 
2009 YEREL SEÇİMLERİNİN ÜZERİNE ÇIKMAK HEDEFİMİZ
Anket ve kamuoyu yoklamaları ile ilgili de konuşan Başkan Kocaoğlu, seçim öncesi rakamlar verdi. Kocaoğlu, “Seçime daha üç ay süre var. CHP hiçbir ankette yansımayan farka sahiptir. 2009 yerel seçimlerindeki aday aynı... Birçok proje yaptık. Yaptıklarımızın üzerine koyacağız. Geçen seçimde yüzde 26.2 oranında fark attık. Bu farkın korunması gerekiyor. CHP’nin seçimde yüzde 56.7’nin üzerine çıkması lazım. Şu anda bunun üzerine çıkmamak için bir neden yok. Zaten benim elimdeki rakamlarla üç aşağı, beş yukarı aynı. Bu yaştan sonra yalan söyleyecek değiliz” diye konuştu.
 
KADINLAR HER ZAMAN ÖNDE
Kentin bir duruşunun olduğunu bunda da kadınların büyük önem taşıdığını anlatan Kocaoğlu, “İzmirlinin yaşam tarzı, sanatı, kültürü, sosyal yaşamı var. Her şeye ayrı bakmak lazım... Bu kadar merkezi hükümete para verip az alan ama yatırım yapan bir kenttir.  Ben para yönetmesini iyi bilirim. Çünkü ekonomistim.  Özgüvenimiz var. Hemşerilerimiz bize güveniyorlar.  İzmir Türkiye’nin en aydınlık kentidir. Bunu sağlayan kadınlar ve gençlerdir. Erkekler daha duyarsız. Yaşam tarzına İzmir’in erkekleri hanımlar kadar sahip çıkmıyor.  Bunun gözlemlerime dayanarak söylüyorum.  İzmir’in öne çıkmasının nedeni kadının alanda olmasıdır. Başbakan ‘Gavur İzmir’ demedi. İzmir’in gavur olduğunu ima etti. Bir genel başkan yardımcısı da ‘sümüklü’ dedim. Onların bir yazarı var. Çıkıp ‘İzmirliyim’ diyor ama İzmir’de adres bile bilmeyen bir tip... Ardından irfan konusu çıktı. Sonra da ‘icap duyuyorum’ diyen de oldu. İzmir’e yapılan baskıları, nitelendirmeleri halk gördü” dedi.
 
RAKİPLERE BAKIŞ
Kocaoğlu konuşmasında ayrıca rakiplerini de değerlendirdi. MHP’nin adayı ile ilgili konuşan Kocaoğlu, “Murat Taşer’i üniversite yıllarından beri tanıyorum. Murat çok düzgün bir arkadaşımızdır. Eskiden kendisini bilirim. Gerçekten Bornova’da yerli bir ailenin çocuğu saygı duyduğumuz bir kişidir. Binali Bey de Bornova’da oturuyor. Kendisi hoş geldi. Yarışacağız. Kesinlikle seviyeli ve saygılı yarış olsun istiyoruz. 2004-2009’da da hiç seviyeyi düşürmedik. Bornova seçimlerinde de düşmedi. Hizmet ağırlıklı olarak seçim atmosferinin geçmesini istiyor kendisi. Biz zaten hizmetleri anlatıyoruz. Rakamlar ve gerçekler konuşacak. Görücüye çıkacağız. İzmirli kimi tasvip ederse sandıktan çıkacaktır” ifadelerini kullandı.