Baro Başkan adayı Av. İlke Erol iddialı konuştu: 2016 ruhu canlanacak!

Muhittin AKBEL / EGEDESONSÖZ - İzmir Barosu, yeni başkanını ve yönetim kurulunu, 22-23 Ekim tarihinde yapılacak seçimli olağan genel kurulunda belirleyecek. Adaylardan biri de Av. İlke Erol… “İşte İlke’miz, işte adayımız” sloganıyla yola çıkan Cumhuriyetçi Avukat Grubu adayı Erol, “Seçimi biz kazanacağız, çünkü bizim duruşumuz farklı” dedi. Bir İzmir kadını olduğunu, avukatlık mesleğini seçmesinin altında, kız çocuklarının ve kadınların mağdur edilmelerinin yattığını anlatan Av. İlke Erol, “Onların haklarını savunmak üzere yola çıktım. Eğer sandıktan çıkarsam, avukat arkadaşlarımın haklarını savunmak için gece gündüz çalışacağım” ifadelerini kullandı.

BARO YÖNETİMİNİN ÇÖZÜM ODAKLI OLMASI GEREKİYOR
Bu yıl meslekte 32. yılını yaşadığını, mesleğe başladığında yaşanan avukatlık sorunlarının, ülkenin de içinde bulunduğu zor durumdan kaynaklı olarak daha da büyüyüp yumak haline geldiğini belirten Av. İlke Erol, neden aday olduğunu şu sözlerle anlattı:

“Meslektaşlarımla yaptığım sohbetlerde, genç arkadaşların sitemlerinde, sorunların ciddiyetini daha net gördüm. Özellikle gençlerimizin geleceğe yönelik umutsuzlukları var. Oysa umutsuz olmamak gerek. Bu nedenle, meslektaşlarımın sesi olmak, sorunları çözme konusunda mücadele veren bir başkan olmak istediğim için aday oldum. Etkin bir şekilde iş yapılması gerektiğine inanıyorum. Mücadelenin etkin yürütülmesi gerekir. Baro yönetiminin çözüm odaklı olması gerekiyor. Her zaman, baro, avukat içindir, dedik. Baronun bir meslek örgütü olduğunu, her zaman avukatın yanında olması gerektiğini, avukatın hayatına dokunacak, hayatını etkileyecek adımlar atılmasının gerekliliğini savundum. Güç birliğine her zaman inandım. Burada bir liderlik yapmak gerekiyordu. Mevcut yönetimin çözüm odaklı birtakım çalışmalar yapmış olmakla birlikte, daha çok, gerçek hayata geçirilmeyen söylemde kaldıklarını düşünüyorum. Mesela CMK ücretleri son derece düşük oranda. Avukatlık tarifesi, asgari ücret tarifesinin çok altında kaldı. Devlet eliyle emek sömürüsü haline döndü. İş yavaşlatma eylemi başlatıldı. Oysa bu sorunun çoktan çözülmüş olması gerekiyordu. Neden bugüne kadar beklendi? KDV’nin yüzde 1’e düşürülmesinden bahsediliyor. Bana kalırsa hiç KDV de alınmayabilir. Baro’da Barolar Birliği’ni zorlayacak mekanizmayı oluşturmak gerekiyor. İşte bu nedenlerle aday olmaya karar verdim.”

AVUKAT ARKADAŞIM, BARO’NUN HEP YANINDA OLDUĞUNU BİLECEK, HİSSEDECEK
Çok güzel projelerle yola çıktıklarını, projeleri önümüzdeki günlerde kamuoyuyla paylaşacaklarını anlatan Av. İlke Erol, “Olmazsa olmazım, meslektaşlarımın konforunu artırmak olacak. Hem bireysel, hem de hukuki ve ekonomik anlamda. Avukat arkadaşlarım, meslek örgütü Baro’nun her zaman yanında olduğunu bilecek, hissedecek. Listemdeki arkadaşların isimlerine baktığınızda, arkadaşlarımın hepsi avukatlığı bilfiil yapan, adliyenin tanıdık yüzleri ve sorunlara hakim kişiler. İzmir Barosu’nun tüm birimleri, meslektaşlarımızın emrinde olacak. Meslektaşlarımız arzu ettikleri her zaman Baro yönetimini yanlarında görecekler. Meslek alanlarının genişletilmesi konusunda kararlı adımlar atacağız. Önümüzdeki günde bir manifestomuz var, onu da yayınlayacağız. Avukatlık mesleğine kasıtlı olarak yapıldığını düşündüğümüz şeyler oluyor. Avukatları darboğaza sürükleyen şeyler. Çok fazla hukuk fakültesi açıldı mesela. İzmir Barosu’ndan meslektaşlarımızın ekonomik koşullarının iyileştirilmesi, en büyük önceliğimiz olacak” dedi.

ÜÇE BÖLÜNDÜĞÜMÜZ SEÇİMDE BİLE KAZANAN BİZ OLMUŞTUK
Cumhuriyetçi Avukatlar Grubu’nun iki adayla yarışacak olmasını handikap olarak görmediğinin altını çizen Av. İlke Erol, şunları söyledi:

“İkiye bölünmüşlüğe rağmen kazanacağımıza inanıyorum. İyimserliğin ötesinde hem kendime, hem ekibimdeki arkadaşlarıma, hem de meslektaşlarımın bu konudaki sağduyularına güveniyorum. Bölünmüşlüğü asla tasvip etmiyorum; bölünmüşlük iyi bir şey değil. Bölünmemeyi keşke başarabilseydi grubumuz ve biz tek adayla seçime katılabilseydik! Ne yazık ki bazı şeylerin önüne geçemiyoruz. Geçmişte, 2016’da, Aydın Özcan döneminde, iki aday kendisine karşı yarışmıştı. Üçe bölünmüş haldeydik ve kazanan Cumhuriyetçi Avukatlar Grubu oldu. 2016 ruhu yeniden canlanacak. Üyelerimiz, kimin daha iyi hizmet edebileceğine olan inançlarını sergilemişlerdi o seçimde. Yine aynı takdiri kullanacaklarına inanıyorum. Şu anda tüm grupların ortak paydası, ülkede yaşanan hukuki sistemle ilgili olmalı. Cumhuriyet değerleri yok edilmeye çalışıyor, laiklik ilkesi yerle bir ediliyor. Hukuk devleti olmaktan uzaklaşıyoruz. Üstünlerin hukukunun tesis edildiği bir hukuk sistemi var. Bir gecede kararnameyle İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılıyor. Tek kişi rejimine girmiş durumdayız. Bu noktada Baro seçimine giren tüm grupların da bu sorumlulukla hareket edeceğine inanıyorum. Bizim birbirimizle değil, sistemle ilgili sorunlarımız var. Çağdaş Grup’tan, tabanda birtakım değerler üzerinde anlaşma sağlanamadığı için Cumhuriyetçi Grup doğmuştu. Merhum başkanımız Nevzat Erdemir, Çağdaş Grup’tan ayrılarak Cumhuriyetçi Grup’u kurmuştu 2000 yılında. Hukuk anlamında ortak paydamız aynı ancak bizim duruşumuz farklı. Değerlere verdiğimiz öncelik var.”

ÖYLE BİR ELEŞTİRİ, BANA YAPILMIŞ BÜYÜK BİR HAKSIZLIK OLUR
Adaylığını açıkladıktan sonra düzenlediği kahvaltılı etkinliğinde, iki dönem Baro Başkanlığı yapan Aydın Özcan’ın da yer aldığı fotoğrafla ilgili eleştirilere de yanıt veren Av. İlke Erol, “Grubumuzun mensubu diğer aday arkadaş, grup iradesini hiçe saydığı için aday olduk. Grubun iradesinin temsil edilmesi için, Kasım, Ocak ve Nisan ayında üç kez grubumuzu genel kurula davet ettik. Genel kurula katılan arkadaşların bana aday olmam konusunda telkinde bulunduğunu söylemek istiyorum. Daha önceki baro deneyimlerini, yaptığım çalışmaları bildikleri için bana güvendiklerini ifade ettiler. Ben de o sorumluluğu üzerime almam gerektiğini düşündüm ve aday oldum. 1 Nisan’da başkan adaylığımı, grup huzurunda açıkladım. Dolayısıyla 13 Mayıs’ta Karşıyaka’da meslektaşlarımla bir kahvaltı etkinliği düzenledim. Aydın Özcan, Cumhuriyetçi Grup’un yaşayan, geçmişte Baro’ya başkanlık yapmış tek kişidir. Genel Sekreterliğini yaptım. Kendisinin, benim adaylığımı açıkladığım bir toplantıda bulunmasının kimi neden rahatsız ettiğini anlayamıyorum. Bunları çok da talihsiz buluyorum. Bu benim şahsıma yapılmış çok büyük bir haksızlık olur” diye konuştu.

CUMHURİYETÇİ GRUP, İZMİR BAROSUNUN EN GÜÇLÜ GRUBUDUR
Başkan adayı Av. İlke Erol, seçim öncesi üyelere mesaj da verdi: “Cumhuriyetçi Grup üyesi arkadaşlar, bana oy vereceklerdir; çünkü İlke Erol, burada Cumhuriyetçi Avukatlar Grubu’nun üzerindeki kişilerin vesayetini kaldırıp grubun çoğulcu, demokratik sistemi gelenekselleştirmiş ve önünü grubun içindeki meslektaşlarının yolunu açma mücadelesindedir. Cumhuriyetçi Gruba oy veren meslektaşlarım öncelikle bunu göreceklerdir diye düşünüyorum. Grubumuz mensubu diğer aday arkadaşımız, her ne kadar beni önseçimden kaçan, önseçime saygı duymayan, önseçime girme cesaretini göstermeyen bir aday olarak göstermeye çalışsa, hakkımda kara propaganda yapsa da, ben bunlara cevap dahi vermiyorum. Avukat İlke Erol’u tanıyan Cumhuriyetçi Grup mensubu meslektaşlarım ve İzmir Barosu’na kayıtlı tüm avukat arkadaşlarım, benim demokrasiye olan inancımı, grup idaresine, çoğulculuğa olan inancımı, çok iyi biliyorlar. 32 yıldır burada avukatlık yapıyorum. Her zaman adil olanı savundum, doğru yerde durdum. Meslektaşlarım bunu takdir edeceklerdir diye düşünüyorum. Cumhuriyetçi Grup, İzmir Barosu’nun en güçlü grubudur. Bugüne kadar kazandığımız seçim sonuçlarına bakacak olursak, üyelerimizin güvenine mazhar olduğumuzu görürsünüz. Ancak grubu bölmeye dönük, grubumuzu zayıflatmaya dönük çalışmalara, grup içinde bir takım çıkar gruplarına izin vermeyeceğimizin altını da adaylığım sürecinde çizmiş olduk. Kimseyle kavgamız yok, kimseyle kavga etmiyoruz. Ülkedeki vesayete nasıl başkaldırıyorsak, Cumhuriyetçi Avukatlar Grubu içerisindeki bazı kişilerin grup küçük olsun, benim olsun anlayışına bir başkaldırıdır.”

ANNEME BABAMA TEŞEKKÜR EDİYORUM, AVUKATLIĞA YAKIŞAN BİR İSİM VERMİŞLER BANA
“İşte İlke’miz, işte adayımız” sloganıyla yola çıkan Av. İlke Erol, bu sloganı ortaya koyan genç avukat arkadaşlarından övgüyle söz ederken, bir teşekkür de anne ve babasına etti:

“Anneme babama da çok teşekkür ediyorum, bana, avukatlığa çok yakışan bir isim koydukları için. İşte ilke’miz, işte adayımız sloganı, hem adımın İlke olması, hem de İzmir Baro başkanlığına talip olup yola çıkarken, birtakım ilkelere sadık kalacağımızın sözüdür bu aynı zamanda. Olmazsa olmaz değerlerimiz, Atatürk’ün bize sunduğu tüm Cumhuriyet değerleridir. Bunun dışında hukukun üstünlüğünü, mesleğimizin saygınlığını, avukatlarımızın haklarını koruyacağımızın, o ilkelerin de arkasında dimdik duracağımızın teminatıdır. Hatta yeni sloganlarımız var. Yeniden Başaracağız, Yeniden İlke’lerimizle başaracağız, diyoruz. Güçlü, İlke’li, etkin baro, diyoruz.”

KESİNLİKLE BİR SİYASİ GELECEK PLANLAMAM YOK
Baroyu basamak olarak kullanıp bir yerlere gelmeyi düşünüp düşünmediğiyle ilgili soruya, “Böyle bir soru sorduğunuz için teşekkür ediyorum” dedi ve şu yanıtı verdi:

“Ben hiçbir siyasi yol haritasıyla Baro başkanlığına aday olmadım. Tüm gerçekliğimle ve samimiyetimle şunu söyleyebilirim ki, sadece ve sadece meslektaşlarımın sesi olmak için adayım. İzmir Baro Başkanlığı çok onurlu bir görevdir. Siyasi görevden alacağınız güç ve mutluluk, Baro başkanlığından daha güçlü değildir. Hiçbir başkanlık, meslektaşlarının haklarını savunan Baro Başkanının görevinden daha üstün değildir. Dolayısıyla da ben sadece meslektaşlarıma hizmet için göreve talibim. Siyasete de sadece görüş ve duruş olarak bakıyorum. Herhangi bir siyasi planlama, hayatımda yok.”

ŞU ANDA TAKDİRE EN ÇOK İHTİYACIMIZ OLDUĞU BİR ZAMAN
Av. İlke Erol, “Şu anda takdire en çok ihtiyacımız olduğu zamandayız. Hayatın genelinde birbirimizi yaralıyoruz. Özkan başkanımızın çoklu baro mücadelesindeki çabaları benim için kıymetli. Ama şunu da söylemek gerekir ki, o gücü de Baro’daki meslektaşlarından aldı Özkan Yücel. Yapılan hatalar da oldu o savunmalar sırasında. Mesela Baronun önünde TOMA’ların arasında meslektaşlarımızın sıkıştırılması, doğru değildi. Bir büyük meydanda yapılmalıydı o etkinlik. Baromuzun yaptığı her eyleme katıldım, destek verdim. Mesela Cumhurbaşkanı’nın Gezi olaylarına katılan kadınlar için kullandığı ağır, yaralayıcı kelime nedeniyle benimle birlikte üç arkadaş, şahsi dava açtık. Baro, iki gün sonra eylem yaptı, biz o eyleme de katıldık. İzmir adliyesi şu anda altıya bölünmüş durumda. Bizim için çok kötü fiziki koşullar var. Oradan oraya koşturmak zorunda kalıyoruz. Bana kalırsa bu sorun çözülebilirdi. Baronun yaptığı tek eylem, C kapısından ek binaya kadar yürümek ve bir takım sloganlar atmak oldu” açıklamasında bulundu.

ORADA TABİİ Kİ BAROMUZA SAHİP ÇIKACAĞIZ
Baro yönetiminin, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın açıklamalarına karşı yaptıkları açıklama nedeniyle yargılanmalarının gündeme gelmesiyle ilgili olarak, “Tabii ki Baromuza sahip çıkacağız. Yönetim, bize parmak sallamayın, korkmuyoruz, dedi. Biz olsaydık, biz de aynısını söylerdik. Aydın Özcan’ın başkanlığı döneminde biz Türkiye Adaletini Arıyor mitingini yaptık İzmir’de. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın laiklik ve eğitimle ilgili açıklamaları olmuştu, buna karşı suç duyurularında bulunduk, davalar açtık. Cumhuriyet değerlerine sahip çıkmak, hepimizin görevidir. Özkan başkan ve ekibinin yargılanması söz konusu olursa, tüm arkadaşlarımla davaya müdahil olurum. Mesleki dayanışmanın olduğu her yerde varız” diye konuştu.

HAKİMLER, SAVCILAR, ÜLKENİN YARGI BAĞIMSIZLIĞININ TEMİNATIDIRLAR
Karaburun’da savcı ve hakimin, bir boşanma olayında yaşanan olaylar sonrasında verdikleri kararlar nedeniyle Siverek’e 4 aylığına sürgün gönderilmeleri konusunu da değerlendiren Av. İlke Erol, “Yargının bağımsızlığına vurulan büyük bir darbe olarak düşünüyorum bu olayı. Yargı bağımsızlığından söz ediyoruz. YSK’nın aldığı bu karar talihsiz bir karardır. Diğer savcı ve hakimlere gözdağı verilmek istenmiştir. Eğer iktidara yakın şahısları korumazsanız, başına bunlar gelir, demek istediler. Hakimler, savcılar, ülkenin yargı bağımsızlığının teminatıdırlar. Özgür düşünceleriyle karar vermeleri lazım” dedi. Çoklu baronun İzmir’de kurulmasının mümkün olamayacağına da vurgu yapan Erol, şunları söyledi:

“İkinci bir baronun İzmir’de kurulması mümkün görünmüyor. İstanbul ve Ankara’da bile sınırlı sayıdalar. Ankara’da 2 bin kişiye ulaştılar ama kamu avukatlarını da Baroya üye olmayı zorunlu tutarak o sayıya ulaştılar. Kamu avukatlarının Baro’ya kayıtlı olma zorunlulukları yok. İsterlerse oluyorlardı. Mecbur kıldılar ama 2 bin sayısının altına düştüler. Barolar Birliği kendilerine süre verdi.  Eski sayıya ulaşamazlarsa kapanacaklar. Aynı yöntemle İzmir’de baro oluşmalarını, 2 bin kişiye ulaşmalarını mümkün görmüyorum. Kamu avukatlarını katsalar işin içine, yine olmaz.”

İLKE EROL’UN YÖNETİMİNDE ŞU İSİMLER YER ALIYOR
Av. Melek Özöner, Av. Serdar Yatcak, Av. Saim Akkurt, Av. Hatice Özlem Topdemir, Av.Elif Yıldız, Av. Banu Karakaya, Av. Ümit Kartal, Av. Eray Mutlu, Av. Ömer Faruk Bostancı ve Av. Aslı Özen.

İLKE EROL KİMDİR?
Aydın’ın Çine ilçesinde 1965 yılında dünyaya geldi. İlk ve ortaokulu ilçede tamamladıktan sonra İzmir Kız Lisesi’nde yatılı okudu. 1988 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi.32 yıldır kendi ofisinde avukatlık yapıyor.  İzmir Barosu’nun kadın ve çocuk komisyonlarında görev yaptı. Cumhuriyetçi Avukatlar Grubu’nun yürütme kurulunda görev yaptı. Aydın Özcan döneminde Barolar Birliği delegeliği, yönetim kurulu üyeliği,  Genel Sekreterlik görevlerinde bulundu.