‘Arbede’ sonrası ilk kez konuştu: Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem!

EGEDESONSÖZ - AK Parti İzmir İl Başkanlığı tarafından Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi yakınlarında gerçekleştirilen ve arbedeye sahne olan basın açıklamasının yankıları devam ediyor.

AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli ve İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal’ın da dahil olduğu heyet arıtma tesisi civarında bir basın açıklaması  düzenlemek istemiş ancak alanda bulunan güvenlik görevlileri ile AK Parti heyeti arasında itiş kakış yaşanmıştı. Yaşanan arbede sonrası İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, konuyu yargıya taşıyacaklarını açıklamıştı.

AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli, Sonsöz TV’de Gazeteci Fatih Yapar’a süreçle ilgili değerlendirme yaptı.

SÜREKLİ: 10-12 YERDE AYNI METODU UYGULADIK
Yaşanılan olayın planlı mı yoksa anlık mı geliştiği yönündeki soruya yanıt veren Kerem Ali Sürekli, “Tabii ki anlık bir şey. Bizim İzmir’de etkin ve yerinde muhalefet anlayışımız 3,5 yıldır ortada.  Yapıcı bir muhalefet yapıyoruz. Bu muhalefetten de Büyükşehir'in bazı hususları alıp aylar, yıllar sonra uygulamaya geçtiğini, bizim beyanlarımız sonrası sorunlara çözüm aradığını memnuniyetle görüyoruz. Kokuda da öyle. Biz ne dediysek 3 yıl sonra sayın başkan da aynı noktaya geldi. Bu anlayış çevresinde koku ile ilgili açıklamalarımız oldu.Birini körfezde yaptık. Metodumuz aynı. İl binasında buluşuyoruz, servis araçları basın mensubu arkadaşları alıyor. Çünkü bununla ilgili de spekülasyonlar oldu. Bugüne kadar 10-12 yerde açıklama yaptık ve hepsinde aynı metodu uyguladık. Harmandalı’na, körfeze, opera binasına, otobüs duraklarına gittik. Gittiğimiz yerlerde kesinlikle Büyükşehir Belediyesi'nin tesisleri sınırları içinde olmadı. Teknelere bindik, denizde çamurlu koku olan ortamı yansıttık. Bir farkındalık oluşturduk. Kokuda başarılı olmuşsun ki Soyer de dahil olmak üzere bizim ortaya koyduğumuz tezleri 3 yıl sonra kabul ederek bu tezler üzerinden çözüm üretmeye çalışıyorlar. O gün de aynı duyurumuzu yaptık. Yer Sasalı’ya giden caddenin karşısındaki bir yol” diye konuştu.

GİRERKEN DE ÇIKARKEN DE ELLERİNİ SIKTIM
Kendisinin emekçilere karşı sert davrandığı yönünde bir algı oluşturulmak istendiğini ancak bunun doğru olmadığını belirten Sürekli, “Algı oluşturulmak istendi ancak öyle değil. Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Mustafa Özuslu Bey konuyu yakalamış. Arkadaşların elini sıktı demiş Mustafa Bey. Burada yanlış talimat almış güvenlik görevlileri. Burası askeriye değil. Talimatı incelemek zorundalar. Büyükşehir’de farklı görevdeler. Kanunsuz emir uygulanmaz iken astarı olmayan talimatları uygulamaları doğru değil. Ben girerken de çıkarken de ellerini sıktık. Oradaki güvenlik arkadaşlar da ‘yaşattığımız durumdan dolayı bizde üzgünüz’ dedi. Bütün talimatı veren kişi içeride dolaşıyor, Özgür Bey de ismini açıkladı mecliste. Emekçilerimiz zarar görmesin diye konuyu bu şekilde mütalaa ediyoruz. Anlık inisiyatif de onlarda olması lazım. Farkındalık olsun diye biraz farklı tonda ifade ettim. Yoksa bizim emekçiler ile bir durumumuz olamaz” ifadelerini kullandı.

MURAT BEY'E ÜZÜLDÜM... TUNÇ BEY’İ ARADIM, ÜZÜLDÜĞÜNÜ BELİRTTİ
CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan’ın yaptığı açıklamalar için ‘üzülüyorum’ ifadelerini kullanan Sürekli, “Arkadaşıma üzülüyorum, 2-3 defa açıklaması oldu. Telefon açsa gerçeği öğrendi. Deniz Yücel Bey’i aradım ve o da keşke daha da konuşsaydınız dedi. Tunç Bey’i de aradım. Ona da ilk olarak giden bilgi tesise gittiğimiz yönündeydi. O da gerçeği araştırdı ve bizim üzüntümüzü görerek o da üzüldüğünü bildirdi. Biz karşılıklı medeni insanlarız” dedi.

GÜVENLİKÇİ ARKADAŞLARA DAVA YOK!
Emekçilere zarar gelmemesi için dava konusunu kapattıklarını vurgulayan Sürekli, “Telefon diplomasisi yaptık sonrasında. Kendilerine de söyledim. Kendi iç mekanizmalarını gözden geçirsinler. Bizim üstünde durduğumuz tüm hassasiyet emekçilerimizdir, onlar mağdur olmasın diye konuyu kapattık. Yoksa hukuki açıdan güvenlikçilere de yansıyacak süreç olabilir diye süreci yavaşlattık. Güvenlikçi arkadaşlarımıza zarar gelmesini istemeyiz. O an hassasiyetimizi sarf etmek için kullandığımız cümleler var” ifadelerini kullandı.

FİZİKİ GÜÇ KULLANMA GİRİŞİMİ OLDU
Yaşanan olayla kendilerine karşı olan tutuma üzüldüğünü dile getiren Sürekli, “Bir bölümünde fiziki olarak bizi sokamama yönünden fiziki güç kullanma girişimi vardı ve bu bizi üzdü. Sokakta yürürken büyükşehir güvenlikleri geliyor ve sizi engelliyor. Bu aynısı. Arabadan inip açıklama alanına geçtim. Burada normalde güvenlik durmuyor ve o gün için 8-10 tane güvenlik getirmişler. Bir gazeteci arkadaş da araştırıp yazmış… Oradaki güvenlik duruşunda büyük terör olaylarında müdahale edecek askeri duruş şekli vardı. Tüm olaylar İzmir'deki basın mensubu arkadaşların önünde oldu. Benim anlatmama bile gerek yok” dedi.

BEN O ANDA KEREM ALİ SÜREKLİ DEĞİLİM
Kendilerinin tesisin içine girmediğini ve bu yöndeki söylemlerin gerçeği yansıtmadığını belirten Sürekli, “Tesisin içi değil, dışarısı değil, tesise giden yolun başlangıcı. O yol Kuş Cenneti’ne de gidiyor. Kamunun yerinin başlangıcı. Oraya da izin almadan güvenlik yeri koyamazlar. Arabadan inince ilk önce güvenliklerin elini sıktım, halini hatırını sordum. Gittiğimde arkadaşlar müzakere ediyordu böyle durmayın nedir diye. Ben ellerini sıkarken bana düşman gözüyle bakan ve olaya müdahale edecek bir durum vardı. Bu hoş değildi. Zaten diyorum da öyle. Sanki yasadışı eyleme içindeyiz ve bizle mücadele edecekler gibi bir duruş vardır. Bunu kabul etmediğimi göstermek için girdim. Ha kapının arkasında ha kapının önünde açıklama yapmışım fark etmez. Zalimi sevemem, zulmü alkışlayamam. Bir yanağımıza vurduklarında diğer yanağımızı çevirecek değiliz. Efendi olduğumuz için bu tür haksızlıklarla karşı karşıya kalmayı hak etmiyoruz. Biz onlar gibi devlet kurumlarına baskın yapmıyoruz. Ben bir siyasi partinin il başkanıyım. İzmir'de 500 bin üyeye sahip teşkilatın başındayım. Ben o anda Kerem Ali Sürekli değilim. 500 bin kişinin ve İzmirlilerin hukukunu savunan biriyim. Eski vekilim sözünü ‘bu işleri bilirim’ diye söylüyorum. Bu konumum bitsin, her yerdeki haksızlığın karşısında daha yüksek tonla  tepkimi dile getirim. Şimdi il başkanıyım, bir sorumluluğum var. Belli sınırlarda hareket etmemiz gerekir” ifadelerini kullandı.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in ‘Haber verselerdi birlikte gezerdik’ sözüne de tepki gösteren Sürekli, “Tesisi gezme amaçlı bir ziyaret değildi. 2,5 kilometre uzaktan oradaki görüntüyü göstermek için yapılan basın açıklamasıydı” diye konuştu.

51 KİŞİYİ SAVCILIĞA VERİYORUZ
Yapılanların bir danışmanın aracılığı ile olduğunu ve sosyal medya üzerinden kendisinin yanı sıra vefat eden annesine bile küfürler edildiğini belirten Sürekli, “Ben 500 bin üyeye sahip bir partini il başkanıyım. Bir sorumluluğumuz var. Bu olayın arkasında çevre kirliliği, koku ile ilgili bir danışmandan söz ediliyor ve orada da talimatın bundan geldiği belirtiliyor. Arkadaşlar şunu bilsin yaptıkları yanlış. Bir sıkıntı olursa güvenlik görevlilerine olur. Büyükşehir çalışanlarına mesaj atıldığı, benim kınanmam ve tepki gösterilmesi gerektiği yönünde bir mesaj atıldığı iddia ediliyor. Bunun da bir danışmanın başının altından çıktığı biliniyor. Benim de 500 bin üyem var ben onlara mesaj atarsam ne olur? O mesajın ardından benim ölmüş anneme küfürler ettirecek kişi yine o danışmanı ise Tunç Bey'in de bununla ilgili bir şey yapmasını  isteriz. Sosyal medyadan ölmüş anneme küfreden 51 kişiyi savcılığa veriyoruz. Onlara da yazık olacak. Bu talimatı veren kişiyi sorgulamak lazım” dedi.

DİSK BASKININI ÖRNEK VERDİ
Geçmiş yıllarda DİSK tarafından İzmir Büyükşehir Belediyesinin İsmet İnönü Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen meclis oturumunda yaşanan eylemi hatırlatan Sürekli, “Biz o güvenlikçilerin hakkını savunuyoruz. Emekçiler oradan gece-gündüz alınteri dökerek para kazanıyor. Onların hakkını savunuyoruz. Ancak birkaç yıl önce büyükşehir meclis basıldı ve güvenlikçilerin üstüne basa basa bir sendika meclis bastı. Keşke onlar hakkında suç duyurusunda bulunsaydı” diye konuştu.

BÜYÜKŞEHİR ALGI YAPTI, ESAS KONU KOKU!
Çıkan arbede sonrası Büyükşehir Belediyesi’nin amacına ulaştığını vurgulayan Sürekli, “Esas gündemde Büyükşehir amacına ulaştı. Böyle olmasını istiyorlardı. Algının bu tarafa yönelmesini istiyorlardı. Böyle bir gerginliğin tarafı oldular. Bizim gündeme getirdiğimiz konu ikinci plana geriledi. Burada vahim tablo var. İzmir'deki arıtma çalışmıyor. Yüzde 30 kapasite ile çalışıyor. Bütün İzmir'in atıklarını, artıklarını arıtmak için çalışan tesis bu orandaysa vahim bir durum var demektir. Bu sene kokuyu hissetmeyen kalmadı. Buradan arıtılmayan atığın yüzde 70’i tesisin önünde denizde toplanıyor. Kokunun temel kaynağı bu… Esasen önemli olan, vahim tablo arıtmanın yüzde 30 ile çalışması. Dördüncü faz yok. 10 yıldır ihalesi yapılamıyor. Ağustos ayında yine iptal oldu ve 1 faz eksik çalışıyor. 3 faz da eskimiş bir teknoloji ile çalışıyor. Güncellenmesi gerekiyor. Teknolojini 3 fazdaki eksikliğinden dolayı arıtmanın yüzde 30 ile çalışması durumu ile karşı karşıyayız. Bu da büyük bir çevre felaketi oluşturuyor. İzmir büyük bir koku sorunu ile karşı karşıya. Kısa vadede çözümü mümkün değil. Arıtılan yüzde 30’dan çıkan çamurlar kurutma ünitesine gitmesi gerekiyor ancak büyük kanalda kurutma yok. Şu anda çok çok büyük eksik, yetersiz bir şekilde orada çalışma yürütülüyor. Çıkan çamurlar denizin belli bir bölgesine konmuş ve kireç örtülmüş. Şimdi Muradiye’ye götürülüyor.  O da az bir bölümü” dedi.

ÖMER BEY ÜST DÜZEY GÖREVLERE GELEBİLİR
Yaşanan arbedenin hemen ardından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İzmir İl Müdürü Ömer Albayrak’ın görevden alınmasının tesadüf olduğunun altını çizen Sürekli, “Öyle bir rotasyon gündemdeydi. Tesadüf olmuştur. Ömer Albayrak müdürümüzden memnunduk. Kamu kurumlarında böyle rotasyonlar olur. İzmir’den inşallah yine üst düzey bir yönetici çıkabilir Ömer Bey’in üst düzey görevlere gelebilir diye duyumlarımız var” ifadelerini kullandı.

VAH Kİ VAH İZMİR’İM…
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın sürece dahil olup olmayacağı yönündeki soruya yanıt veren Sürekli, “Bakanlık  tabii ki haberleri takip edip çalışmalarını yapıyordur. Burada asıl sorumlu Büyükşehir. Neden Gediz’e gittiler?  Başkan ilk önce Gediz kirletiyor dedi mi körfezi? Biz ne dedik? Hayır dedik. Sorun arıtma… Dereler, yağmur suyu ile kanalizasyon aynı hattan gidiyor dedik. Biz hala aynı şeyi diyoruz. Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, son 6 aydır benim dediklerimi tekrarlıyor. Niye 3 sene kaybettik? Bunun bedelini İzmirliler ödüyor. Neden söylediklerimizi 3 yıldır kabul etmedi? Yerinde ve yapıcı muhalefet yapıyoruz. Vah ki vah İzmir’im… Sonra güvenliğe talimat verin bizi oradan geçirmeyin diye” ifadelerini kullandı.