Yağı gıda ve yem katkısı olarak, lifi tekstil, kompozit ve kağıt hammaddesi olarak, sapı ise kağıt ve yalıtım malzemesi olarak kullanılan keten, katma değeri yüksek bir tarım ürünü olarak dikkati çekiyor.
Anavatanı Anadolu ve Mezopotamya olan, bu toprakların hafızasında yer almasına rağmen son 40 yılda üretimi durma noktasına gelen ketenin üretim alanı ve kullanımının yaygınlaşması için Döngü Kooperatifi tarafından çalışmalar yürütülüyor.
Kooperatifin Tarım ve Orman Bakanlığı Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü ile kuraklığa dayanıklı tohum çeşitleri geliştirme projesinde ise başarılı neticeler alınıyor.
Geliştirilen "Cemre" ve "Efe" adlı tohumlar için tescil başvurusu yapılırken İzmir'in Tire ilçesine bağlı Kahrat Mahallesi'nde toprakla buluşturulan bu tohumlardan yeşeren ketenler, temmuz ayında hasat edilecek.
Susuzluğa dayanıklılığının yanı sıra gübre ve ilaç gibi girdilere ihtiyaç duymayan bu keten çeşitlerinin üretici için cazip bir ürün olması bekleniyor.
Sulamaya ihtiyacı yok
İzmir Tarım ve Orman Müdürü Mustafa Özen, AA muhabirine Türkiye'nin ketende 1960'lı yıllarda 3 bin 750 ton civarında üretim yaptığını, ancak son 40 yılda çeşitli nedenlerle 2 tona kadar düşerek kaybolmaya yüz tuttuğunu anlattı.
Küresel iklimsel değişikliğinin insanlığı radikal kararlara yönelttiğine değinen Özen, çiftçilerin susuzluğa dayanıklı olan bu ürüne yönlendirilmesi gerektiğini belirtti.
Sadece kar ve yağmur sularıyla kendisini ayakta tutabilen ketenin gübre ve ilaç da istemediğini, içindeki yabancı otların temizlenmesi ve ilk dönemdeki çapalamayla yetişebildiğini ifade eden Özen, ürünün yaygınlaşması için pazarının da olması gerektiğine dikkati çekti.
Özen, Döngü Kooperatifinin ketenlerin işlenmesi ve farklı ürünler elde edilmesine yönelik geliştirdiği projeye de Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü ve müdürlük olarak destek verdiklerini kaydetti.
Nemli bölgelerde yetişiyor
Özen, ketenin Ege, Akdeniz ve Karadeniz gibi nemli bölgelerde yetişebildiğini, susuzluğun etkisinin hissedildiği bölgelerde önemli bir alternatif olarak görüldüğünü belirtti.
Küçük Menderes Havzasında da yer altı sularının çekilmesi, yağmur miktarının azalmasıyla alternatif ürün arayışlarının ortaya çıktığına işaret eden Özen, şöyle konuştu:
"2 yıldır yaptığımız denemelerde elde ettiğimiz tohum çeşitlerinin bölgeye çok güzel adapte olabileceğini gördük. Dolayısıyla üretme noktasında herhangi bir endişemiz yok.
Bu bölgede sadece keten üretim alanını yaygınlaştırmak istemiyoruz, üretmiş olduğumuz ketenlerin de işlenmesi notasında bir çalışma yapmak istiyoruz. Bu noktada pilot ölçekte bir işletme kurularak, ketenin tohumundan, sapından farklı maddeler elde ederek pazar sahasını genişletmek istiyoruz."
Keten üretim üssü
Döngü Kooperatifi Başkanı Zeynep Derece de keten lifinden biyokompozit malzeme üretimiyle uğraştığı sırada yerli hammadde bulamaması üzerine proje geliştirdiklerini ifade etti.
Tohumların Kahrat Mahallesi'nin yanı sıra Manisa, Denizli, Ankara ve Samsun'da da ekildiğini ifade eden Derece, projeyi üretimle bırakmayıp ürünün işlenmesi ve pazarın geliştirilmesini de içine alan bir döngüde planladıklarını aktardı.
Katrat Mahallesi'nde bir atölye kuracaklarını, mahalleyi ketenle ilgili önemli bir üs haline getirmeyi planladıklarını aktaran Derece, "Ekiminden son kullanımına iyi işleyen bir döngü yaratmak istiyoruz. İsmimizdeki döngü de oradan geliyor. Mevcut bilgilere sahip çıkıp onu da yenilikçi fikirlerle, teknolojilerle birleştirip köylünün pazar sorununu minimize ettiği, son kullanıcının ithalat değil yerli ürünlerle ihtiyacını karşıladığı bir sistem kurmak istiyoruz." diye konuştu.
Deneme amaçlı 10 dekarlık tarlasına keten eken çiftçi Erdem Kuru da kasım ortasına doğru ekim yaptıklarını, bir kaç ay içinde hasat edileceğini söyledi.
Ürünü merak ettiği için ektiğini kaydeden Kuru, "Gübre ve ilaç istemediği için masraf az olacak, buğdaya alternatif bir ürün istediğimiz için de ektik. Olumlu sonuçlanırsa seneye daha fazla yerde ekmeyi düşünüyoruz." dedi.