İzmir merkezli olarak Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü FETÖ (Fethullahçı Terör Örgütü) soruşturmasında gözaltı sayısının 46'ya yükseldiği öğrenildi. Gözaltına alınanlardan, Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne getirilen, aralarında kentin eski Emniyet Müdürü Ali Bilkay'ın da bulunduğu zanlıların ifade işlemlerine başladı.
- KİMLER GÖZALTINA ALINDI?...
Bu arada operasyona yönelik yeni bilgiler de ortaya çıkmaya başladı. Operasyonun en önemli dayanaklarından birisinin İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin, hazırladığı 12 sayfalık rapor olduğu belirlendi. Müfettişlerin raporlarında, elde ettikleri bilgiler doğrultusunda önemli suçlamalarda bulundukları ileri sürüldü.
Usulsüzleri tek tek tespit eden müfettiş raporlarından elde edilen bilgilere göre, gizli bilgi ve belge bulundurma soruşturmasıyla, 13 bakanlık ve kamu kurumu hedef olarak seçildi. Aralarında Genelkurmay Başkanlığı, Dışişleri Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatı'nın da bulunduğu bu kurumlardaki yaklaşık 3 bin kişinin tasfiye edilip yerlerine cemaate yakın kişilerin kadrolaşmasının planlandığı ileri sürüldü.
350 KİŞİ SAHTE İSİMLERLE DİNLENDİ
Gizli bilgi ve belge bulundurma operasyonunun en önemli dayanaklarından birisi olan telefon dinlemelerinde de usulsüzlükler yapıldığı ortaya çıktı. Buna göre, soruşturma için 10 farklı ilden dinleme kararı alındı. Suçlanması planlanan 350 kişinin, telefonları ise sahte isimler adına çıkartılan mahkeme kararlarıyla dinlendi. 357 kişinin casuslukla suçlandığı gizli bilgi ve belge bulundurma soruşturmasının esasını teşkil eden belgelerin, casusluk niteliği taşıyacak nitelikte gizli belgeler olmadığı, raporda yeraldı. Ayrıca, bu belgelerin de yine uzmanlarını incelediği hard disklere, önceden konulduğu saptandı.
FUAT AVNİ ÖNLEMİ
Bu arada üst düzey emniyet görevlileri ve bürokratlara yönelik yürütülen savcılık soruşturma yaklaşık bir yıldır devam ediyordu. Ancak savcılığın soruşturmada operasyon safhasına geldiğinin, duyulup da Fuat Avni gibi sosyal medya hesaplarından deşifre edilmemesi için büyük çaba gösterildi. Gizlilik içerisinde alınan gözaltı kararları, özel ekiplerini kuryeliğinde, adliyeden ilgili emniyet birimlerine ulaştırıldı. Operasyonda görev alacak polisler de, sadece bir faaliyet içerisinde bulunacakları bilgisi verilip emniyete çağırıldı. Ardından bu polisler, başlarındaki amirlerle ellerine verilen adreslere gönderildi. Bu adreslerde gerekli hazırlıklarını tamamlandığı bilgisinin gelmesi üzerine, aynı anda baskınlar yapıldı. İlk önce gözaltına alınmaları planlanan emniyet görevlileri ile bürokratların, bu şekilde kaçmalarının önüne geçilmiş oldu.
GÖREV YAPTIKLARI BİNAYA GÖZALTINDA GETİRİLDİLER
Operasyonunu en ilginç anları ise, gözaltına alınan emniyet görevlilerinin Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne getirilmelerinde yaşandı. Gözaltına alınanlar arasında bulunan İzmir eski Emniyet Müdürü Ali Bilkay, Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nden Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcıları Yüksel Türkal, Mehmet Ali Şevik, Şube Müdürleri Erkan Değer, Bahri Tuzcu, Şube Müdür yardımcısı Taner Aydın ile amirler Yusuf Uzşan ile Yaser Özoğul'un, daha önce uzun yıllar bu binada görev yaptığı, gizli bilgi ve belge bulundurma soruşturmasının yürütülmesinde görev aldıkları öğrenildi.
ZANLILARIN AVUKATI KONUŞTU
İzmir merkezli olarak Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü FETÖ (Fethullahçı Terör Örgütü) soruşturmasında gözaltı alınan 46 kişi arasında yer alan Erkan Değer'in avukatı İsmail Hakkı Küçük açıklama yaptı. Gözaltındaki kişilerin anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs, terör örgütü kurmak, yönetmek, masum insanlar hakkında sahte delil üretmek, casusluk davası sanıkları hakkında suç delilleri üretmekle suçlandığını anlatan İsmail Hakkı Küçük, "Dosya, polislerin arama yapmadan önce, belgeleri ilgili sanıkların evlerine yerleştirildiği onların asılsız, kumpas delillerle yargılatıldığı iddialarına dayanıyor. Hukukçu olarak şunu gördüm. Casusluk davasının delilerini, etkisiz şaibeli hale getirmek için açılmış bir soruşturmaya benziyor. Hukuki açıdan değerlendirmede bulunamayacak kadar basit fantezi gibi sorular yönetiliyor. Hukukçu olarak çok üzüldüm. Yavuz hırsız ev sahibi bastırır misali sanıkların, 'paralel yaptı, bana kumpas kurdu' dediği gibi hukuku ters çevirdiği durumun aynısı var burada. Bu operasyonun bütün belgeleri, dosyası devletin elinde. Ele geçirilen belgeler, kamyonlar dolusu TSK'ya teslim edildi. O zaman Bülent Arınç, bu polisler için 'eli öpülesi polisler' demişti" dedi.