Menduha CEYLAN / EGEDESONSÖZ- Koronavirüs pandemisiyle birlikte sağlık kontrollerini uzunca bir süre erteleyen vatandaşlar şimdilerde İzmir’deki devlet hastanelerinde randevu bulamıyor. Merkezi Hekim Randevu Sistemi’nde randevu bulunamamasının sebeplerini aktaran İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı, konuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Devlet hastanelerine muayene olmak gün geçtikçe daha da zorlaşıyor. Rutin kontrolleri için randevu arayan vatandaşlar günlerce sıra beklemek durumunda kalıyor ve bu duruma tepkilerini sosyal medya üzerinden gösteriyorlar. Şehrin merkezinde randevu bulmak imkansızlaşırken, çevre ilçelerden de randevu bulabilmek için en az 2 hafta beklemek gerekiyor.
Sosyal medya üzerinden paylaşımda bulunan bir vatandaş, cildiye muayenesini olabilmek için İzmir’de randevu bulamadığını ve en erken 18 Ekim tarihinde Selçuk ve Bergama devlet hastanelerinde yer bulabildiğini aktararak tepkisini gösterdi. Yaşanan bu zor durum hakkında konuşan Çamlı, “Sağlıkta dönüşüm politikalarının bizleri getirdiği nokta maalesef bu. Ne hasta memnun ne hekim memnun. Böyle bir kaotik ortamın içindeyiz” dedi.
ŞEHİR HASTANESİ İLE BİRLİKTE BAZI HASTANELER KAPANIRSA…
İyi bir organizasyon yapılarak sağlıkta dönüşüm politikalarının gözden geçirilmesi gerektiğini belirten Çamlı, “Sevk zincirinin bir şekilde hayata geçirilmesi ve çok basit sorunlar için yapılan ikinci, üçüncü basamak başvurularının önüne geçilmesi gerekiyor. Kışkırtılmış hasta talebinin mutlaka bir düzene oturtulması lazım. Sağlıkta dönüşüm politikalarına mutlaka düzenleme getirilmesi gerekiyor. Organizasyon sorunları mevcut; hekim dağılımı, sağlık kuruluşlarının dağılımı… İzmir’e bir şehir hastanesi açılması düşünüyor ve şehirdeki bazı hastanelerin -ki işlev olarak yıllardır köklü sağlık hizmeti veren bir takım hastanelerin- kapatılması söz konusu… Bunun nasıl bir kaos getirebileceğini düşünebiliyor musunuz? Semtinde çok rahat bir hizmet alma imkanı olan vatandaşların, şehrin dışında gibi duran daha yolu bile yapılmamış, ulaşım alt yapısı olmayan hastaneye ulaşması nasıl olacak? Günde 40 bin kişinin hizmet alması düşünülen bir hastanenin trafik yoğunluğu nasıl olacak? Kısacası sağlıkta dönüşüm politikaları kar zihniyetli anlayışının getirdiği noktadır bütün bunlar. Sağlığın bir ticari bir meta olarak değil, bir hak olduğu düşünülerek buna uygun bir organizasyon sağlanması gerekiyor” diye konuştu.
KIŞKIRTILMIŞ BİR SAĞLIK TALEBİ MEVCUT!
Çamlı, poliklinik muayene sisteminin çok uzun süredir ciddi bir kaotik süreç içerisinde olduğunu söyleyerek bu durumun sebebini şu sözlerle açıkladı:
“Temel neden, sağlıkta dönüşüm politikalarının getirdiği kışkırtılmış sağlık talebi. Biz hekimler olarak bu duruma polikliniklerde ve acil servislerde tanık oluyoruz... Bunun sebeplerinden birisi sevk zinciri dediğimiz, hastanın kademeli yönlendirilmesi sistemi ortadan kalktı. Vatandaşlar artık en basit şikayetleri için, aile sağlığı merkezlerinde erişebilecekleri tedavileri için üniversitelere başvurmaktalar. Bu sebeple de ciddi yoğunluklar yaşanmakta. Aynı zamanda kışkırtılmış bir sağlık talebi var. Hastalara istedikleri saatte ve dakikada muayene olabilecekleri, bütün tetkiklerinin aynı gün bitirilebileceği gibi adeta hasta memnuniyeti odaklı bir ticari sağlık sistemine döndü işler… Bunun da temel sebebi sağlığın ticarileştirilmesi. Sağlık piyasalaştırıldı ve kar getiren ticari sektör haline döndü. Burada da müşteri memnuniyeti ortaya çıktı. Yaptığınız işin kalitesi değil sayısı önem arz etmeye başladı.”
HASTA DA HEKİM DE MEMNUN DEĞİL!
Hekimlerin muayene sürelerinin ciddi oranda düşürülmesinin ciddi sorunlara yol açtığını vurgulayan Çamlı, “Dünya Sağlık Örgütü bir hekimin bir hastaya 20 dakika bakmasını öneriyorken bunu 10 dakikaya hatta 5 dakikaya düşürürseniz verilen sağlık hizmetinin kalitesinin iyi olması mümkün değil. 5 dakikaya indirilen muayenelerde hastanın şikayetlerinin etraflıca dinlenmesi, muayene olması, varsa tetkiklerinin incelenmesi, hastaya yeni tetkikler yazılması ve reçetenin yazılması gerekiyor. Bütün bunların hastaya ayrıntılı bir şekilde anlatılması ne 5 ne 10 dakikada mümkün değil. Böyle bir muayene sistemine giren hastanın soruları cevap bulmuyor ve bu sefer aynı sorunlarla başka bir hastaneye başvuruyor. Aynı sorun için belki 5 tane hekim, hastane geziyor her birinden 5’er dakikayı topladığınızda 25 dakika ediyor. Sonuçta tatmin olmamış bir hasta ve mesleğini yaparken de mesleki hazzı almayan bir hekim görüyoruz. Üstelik bu kadar hızlı hasta bakılması ve buna rağmen hastada bir tatminin oluşturulamaması tamamen sistemin olayı; kışkırtılmış bir sağlık talebi ve sayısal değerlerle yakından ilişkili. Üstelik bu kadar hızlı hasta bakılması sırasında uygulama hataları ortaya çıkabiliyor. Dolayısıyla bu çok ciddi bir sorun” ifadelerini kullandı.
SAĞLIKTA ŞİDDETİ ARTTIRAN BİR SİSTEM!
Tedavi sisteminden tatmin olmayan hastaların gösterdiği tepkilerin sağlıkta şiddete sebep olduğuna değinen Çamlı, “Yaşanan tüm bu aksaklıklar sağlıkta artan bir şiddet olarak da karşımıza geri geliyor... Son dönemde artan şiddetin en önemli nedenlerinden biri de bu. Çünkü hasta, hasta-hekim ilişkisini sağlayabilecek bir ortam bulamıyor. Hekimler de bu durumdan çok şikayetçi. Düşünün ki bir hekim günde 80-90 hasta bakmak durumunda en az. 90 hasta bakan bir hekimin, hastasına verimli olabilmesi mümkün değil. Kısacası sağlıkta dönüşüm politikalarının getirdiği bu kışkırtılmış sağlık talebi ve sağlığı sayı olarak değerlendiren anlayış her geçen gün bir kısır döngü içerisinde; önce muayene süreleri 10 dakikaya indi şimdi de 5 dakikaya iniyor. 5 dakikaya inmesi de kesinlikle çözüm olmuyor” dedi.
RANDEVU BULAMAYAN ACİLE GİDİYOR!
Hastanelerde randevu bulamayan hastaların acile başvurduğunu söyleyen Çamlı, “Acil servis hekimleri 1 yılda 120 poliklinik yapmışlar. Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 155’i acilden geçmiş... Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey yok. Randevu bulamıyorlar ya da beklemek istemiyorlar, katkı payı ödemek istemeyenler aynı gün içinde sağlık hizmeti almaya çalışıyorlar. Böyle bir sistem uygulanabilir, sürdülebilir değil. Bunu kimse görmek istemiyor” diye konuştu.