Önümüzdeki günlerde “Life After Beth”in vizyona girecek olması tesadüf değil. Zira ‘zombi filmi’ ile ‘komedi filmi’nin bir araya geldiği şablon 30 senedir aktif bir şekilde sinemanın içinde

İşte bu melez türün en önemli örnekleri…

Korku sinemasında 1930’lardan beri adı geçen ‘zombi’, ‘yaşayan ölü’ye denk gelen bir motiftir. Ölen insanın hayata geri döndükten sonra insan ırkının peşine düşüp, bu eylemi bir besin kaynağına dönüştürmesini konu alan filmlere malzeme olmuştur.

1960’larda daha ciddi ve felsefi eserlerle temsil bulmaya başlayan zombi filmleri, 1980’lerden bu yana ‘komedi’yle yakın temas kurdu. Zombi komedisi de çokça başvurulan bir melez türe dönüştü. Daha çok kült ürünler verdi.

1960’larda daha ciddi ve felsefi eserlerle temsil bulmaya başlayan zombi filmleri, 1980’lerden bu yana ‘komedi’yle yakın temas kurdu. Zombi komedisi de çokça başvurulan bir melez türe dönüştü. Daha çok kült ürünler verdi.

1- Zombilerin Şafağı (Shaun of the Dead) (2004): Bilgisayar oyunu estetiği kullanan bir görsel yapı, İngiliz mizahına yatkın bir ikili ve İngiliz banliyösünün mekanikleşmesine odaklanan alaycı bir dramatik zemin.Edgar Wright, Simon Pegg ve Nick Frost’un

2-Dehşet Gezegeni (Planet Terror) (2007): Çizgi roman estetiğiyle çekilmiş bir zombi filmini, saf istismar filmi öğeleriyle eğlendirirken zor bulursunuz. Seriye dönüşen vampir komedisi “Gün Batımından Şafağa”yla da bilinen Rodriguez-Tarantino ikilisi,

yine işbaşında! Bu kez askeri üste yaşanan kimyasal gaz sızıntısını, plastik şiddetten ve bacağa makineli tüfek takma gibi yaratıcı çözümlerden beslenirken buluyoruz. Bonus olarak Tarantino’nun şovenist, tecavüzcü ve vandal asker tiplemesi de var.

3-Yaşayan Ölü (Braindead) (1992): Sinemanın en devasa zombilerini bulundurması ve zombi filmlerinin en gore (kan pıhtısı) sahnelerini içermesiyle şanı bugünlere kadar ulaşmış kült bir film! Peter Jackson, ‘Skull Adası’nda ‘Sumatra fare-maymun’un

annesini ısırmasıyla birlikte Yeni Zelanda’ya uzanan virüsten kurtulamayan Lionel’a odaklanmıştır burada. El emeği göz nuru görsel efektlerin becerisiyle sarılan bu Jackson deliliği, “Dead Alive” adıyla da biliniyor.

annesini ısırmasıyla birlikte Yeni Zelanda’ya uzanan virüsten kurtulamayan Lionel’a odaklanmıştır burada. El emeği göz nuru görsel efektlerin becerisiyle sarılan bu Jackson deliliği, “Dead Alive” adıyla da biliniyor.

radyasyonla oluşan, tuhaf hareketlere meyilli rengarenk bir ırk yaratmıştı.Billy Connolly’nin canlandırdığı ‘Fido’ bu toplamın en sevecen ürünüdür.“Makas Eller” ile “Yaşayan Ölülerin Gecesi”ni 50’lerde bir araya getiren eşsiz atmosfer ise hala zihinlerde!

5-Undead (2003): “Vampir İmparatorluğu” (“Daybreakers”, 2009) ile tanınan Spierig Kardeşler’in kendi birikimleriyle çektikleri ilk filmleri… Ozploitation film (Avustralya istismar filmi) geleneğinden beslenen “Undead”, Avustralya’ya düşen meteorların

insanları zombiye dönüştürmesine odaklanır. Bu yırtıcı tehditten kaçmak için ise yaratıcı yollar bulmak şarttır. Aksiyon yayan koşuşturmacaları, alaycı tabanı ve gündüz-gece ayrımını iyi yapan yöresel renk tonuyla akılda kalan bir zombi komedisi…