Buse AÇIKALIN/EGEDESONSÖZ- Dijitalleşmenin hız kazanmasıyla birlikte, cep telefonundan uzak kalma korkusu anlamına gelen nomofobi, genç nüfus arasında hızla yaygınlaşmaya başladı.
İngilizce "no mobile phobia" kelimelerinin kısa okunuşu olan nomofobi, cep telefonundan uzak kalma korkusu olarak tanımlanmaktadır.
Psikiyatr Prof. Dr. Zeki Yüncü, Egedesonsöz’e ‘nomofobi’ ile ilgili yaptığı açıklamalarda, “Cep telefonu ve bilgisayar sistemlerinde yer alan yazılımlar, kullanıcıyı ekrana daha fazla bağlamak üzere tasarlanmıştır. Çünkü bu yazılımlar, kullanıcıyı ekranda tuttukça gelir elde eder. Burada bir denge, bir alışveriş vardır. Biz ne kadar çok ekrana bakarsak, o kadar çok bu programlar üzerinden gelir sağlanır” dedi.
Cep telefonuna aşırı odaklanmanın bireyleri temel faaliyetlerinden uzaklaştırdığını dile getiren Yüncü aynı zamanda bu durumu kontrol altına almanın yollarını anlattı.

“BİR SEKRETER GİBİ HAYATIMIZI KOLAYLAŞTIRIYOR”
Cep telefonunun hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olduğunu söyleyen Yüncü, bu durumunun ölçüyü aşmaması gerektiğini söyledi. Yüncü, yaptığı açıklamada, “Cep telefonu artık gündelik yaşamın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Günümüzde insanlar cep telefonlarını yalnızca iletişim için değil; bankacılık işlemleri, sosyalleşme ve organizasyonel faaliyetler için de yoğun biçimde kullanıyor. Artık cep telefonları, bir iletişim aracı olmanın ötesinde, adeta bir sekreter gibi hayatı kolaylaştırıcı bir rol üstleniyor.
“BİR ANDA HAYATIMIZIN KONTROLÜNÜ ELE GEÇİRMEYE SEBEP OLUYOR”
Ancak bazı durumlarda cep telefonu, ölçüyü aşan biçimde hayatımıza entegre oluyor ve ondan kopamamaya başlıyoruz. Bu kopamama durumu, hayatımızı kolaylaştıran bir unsurun bir anda hayatımızın kontrolünü ele geçirmesine sebep oluyor” şeklinde konuştu.
Cep telefonu sistemlerinde yer alan yazılımların kullanıcıyı ekrana daha çok bağlamak züere tasarlandığını belirten Yüncü, “Cep telefonu ve bilgisayar sistemlerinde yer alan yazılımlar, kullanıcıyı ekrana daha fazla bağlamak üzere tasarlanmıştır. Çünkü bu yazılımlar, kullanıcıyı ekranda tuttukça gelir elde eder. Ayrıca bu sistemler, kullanıcıdan çeşitli veriler toplayarak bilgiye ulaşır.
Burada bir denge, bir alışveriş vardır. Biz ne kadar çok ekrana bakarsak, o kadar çok bu programlar üzerinden gelir sağlanır. Bu uygulamaların çoğu doğrudan ücret talep etmez. Ancak bu, onların ucuz ya da bedava olduğu anlamına gelmez. Uygulamalar, sistemin devamı için kullanıcı üzerinden pazarlama faaliyetleri yürütür, adres ve ilgi alanı bilgilerini kullanarak kişiye özel gönderiler oluşturur. Bu veriler, çeşitli platformlarda satış faaliyetlerinde değerlendirilir. Böylece reklam faaliyetlerinden ücret almadan da kullanıcı üzerinden kazanç sağlanır” açıklamalarında bulundu.
“BİREY FARKINDA OLMADAN YALNIZLAŞIR”
Nomofobi’nin bireyler üzerindeki etkileri ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Yüncü, “Cep telefonuna aşırı odaklanma, bireylerin temel faaliyet alanlarından uzaklaşmasına neden olur. Öğrenciler okul sisteminden, çalışanlar iş etkinliklerinden, aile bireyleri ise birbirlerine ayıracakları zamandan uzaklaşır. Bu da bireyin farkında olmadan yalnızlaşmasına yol açar” dedi.
“ARINMA TEDAVİSİ YAPMAK, DETOKSA GİRMEK GEREKİR”
Nomofobi’yi kontrol altına almanın yollarını anlatan Yüncü, “Bu durum kontrol edilemez hale geldiyse detoksa girmek, yani arınma tedavisi yapmak, cep telefonu tatilleri düzenlemek gerekir. Ancak cep telefonu kullanımı hayatımızı o kadar baltalamadıysa, bu durumda uygulamaları belli bir amaç için kullanmak ve kendimizi bu şekilde sınırlamak gerekir. Eğer bu sınırlamayı biz yapmazsak, hakimiyet kolayca elimizden çıkar ve uygulayıcılar ile içerik düzenleyiciler kontrolü ele geçirmeye başlar” ifadelerini kullandı.




