İddianamede çete lider olarak nitelenen Yıldırım Özkahraman ve üyeler için tarihi bir ceza istendi. Özkahraman 4 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 101 yıl hapis cezasıyla yargılanacak.
İZMİR - İzmir'de bir çiftlik evinde 4 kişinin işkence edilerek öldürülmesi olayına karıştıkları iddia edilen organize suç örgütü üyelerine yönelik geçen yıl Temmuz ayında yapılan operasyona ilişkin iddianame hazırlandı. Cumhuriyet Savcısı, organize suç örgütü lideri olduğu öne sürülen Yıldırım Özkahraman'ın 4 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 101 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasını talep etti.
Alınan bilgiye göre, özel yetkili Cumhuriyet Savcısı, 1.5 yıl süren teknik takip ve delil toplamanın ardından yapılan operasyona ilişkin iddianamesini tamamladı.
İddianamede, Cumhuriyet Savcılığına, ''Beşoklar'' ismiyle bilinen organize suç örgütüne yönelik operasyonun ardından suç dünyasında oluşan boşluğu doldurmak için İskender Özkahraman ile kardeşi Yıldırım Özkahraman'ın ''Beşoklar'' çetesi üyelerinin de katılımıyla organize suç örgütü yapılanması oluşturdukları, Altındağ'daki bir kahvehanede kumar oynatıp borçlandırdıkları kişileri tehdit ederek haksız kazanç sağladıkları yönünde ihbar mektuplarının ulaştığı belirtildi.
Yapılan değerlendirmede, örgüt elemanlarının haraç almak, zorla iş yeri ele geçirmek, darp, tehdit, çek senet tahsilatı yapmak gibi suçların yanı sıra tefecilik suçundan yargılanan Vedat Orhan Çelenk ile Hakan Atmaca'nın, Esat Beşok'un da bizzat katılımıyla silahla yaralanması olaylarına karıştıklarının tespit edildiği ifade edildi.
Örgüt kurucu ve yöneticisi İskender Özkahraman'ın 1 Kasım 2008 tarihinde Urla'da Hakan Bölük tarafından öldürüldüğü, örgüt yönetiminin kardeşi Yıldırım Özkahraman'a geçtiği, örgüt elemanlarının İskender Özkahraman'ın intikamının alınması için silahlı eylem hazırlığına giriştikleri belirtildi.
CİNAYETLER
İddianamede, halen 2. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanan Haki Gürboğa tarafından üstlenilen Mustafa Dinç ve Cenk Çelik cinayetleriyle uzun süre kendilerinden haber alınamayan Fevzi Aluç ve Mehmet Özer'in örgüt faaliyetleri çerçevesinde öldürüldükleri öne sürüldü.
Halen İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanan Gürboğa'nın, ''Bir kaç kez karşıma çıktılar. 'Ne istiyorsunuz?' diye sorduğumda 'Sen İskender Özkahraman ile görüşüyorsun, bizim onunla sorunumuz var, bu sorunu hallet bizi barıştır' dediler. İskender ise bana 'Bu adamlardan uzak dur onlar tehlikeli' dedi. Olay günü yine karşıma çıktılar. Bana küfür ettiler. Ben de vurdum'' şeklinde ifade verdiği, ancak silahla öldürülen maktullerin el bileklerinde bağ izleriyle vücutlarında ve göz çevrelerinde ekimozlar, kol ve bacaklarında sıyrıkların olduğunun tespit edildiği dile getirildi.
Örgüt üyelerinden Mustafa Dinç, Cenk Çelik, Fevzi Aluç ve Mehmet Özer'in öldürülmeden yaklaşık 1 ay önce, örgüt üyelerinden İsmet Ülçay'ı bir lokantada silahla yaraladıkları, ''Öldürüleceğiz'' endişesiyle saklandıkları evden, polis kıyafeti giymiş 5-6 kişi tarafından elleri kelepçelenerek çıkarıldıklarının belirlendiği anlatıldı. Örgüte karşı çıkanların sağ kalmayacağı düşüncesinin yayılması ve örgütün gücünün gösterilmesi amacıyla Mustafa Dinç ve Cenk Çelik'in cesetlerinin gizlenmediği, Fevzi Aluç ve Mehmet Özer'in cesetlerinin ise gömüldükleri yerden çıkarılıp yakıldığı belirtildi.
ÇİFTLİKTEKİ İŞKENCE İDDİALARI
İddianamede, gizli tanık sıfatıyla dinlenen 2 kişinin anlatımlarına, kimliklerinin belirlenmemesi için anlatış şekilleri değiştirilerek yer verildi.
Gizli tanık 2, Ayhan Özkahraman ile Mustafa Dinç ve Cenk Çelik'in arasında para anlaşmazlığı bulunduğunu, Dinç ve Çelik'in Ayhan Özkahraman'ı kaçırdığını, elindeki çekleri aldıklarını, Ayhan Özkahraman'ın da akrabası İskender Özkahraman'dan yardım istediğini, bu nedenle örgüt üyeleriyle bu kişiler arasında husumet bulunduğunu ifade ettiği kaydedildi.
Gizli tanık 2'nin, Altındağ'daki çiftlik evinin ahır kısmındaki soğuk hava deposunda Cenk Çelik, Mustafa Dinç'in elleri kelepçeli olarak Filistin askısında tutulduklarını, Dinç ve Çelik ile hareket eden Fevzi Aluç ve Mehmet Özer'in de elleri arkadan kelepçeli olarak yerde oturduklarını gördüğünü anlattığı aktarıldı. Gizli tanık 2, 8 Mart 2007 tarihinde Mustafa Dinç ile Cenk Çelik'in öldürüldüğünü, 10 Mart 2007'de de çiftlik evinin 100 metre aşağısındaki önceden ahır olarak kullanılan son dönemlerde atıl vaziyette bulunan yapının içinde İskender Özkahraman, Yıldırım Özkahraman ve Erdi Ergu'nun 1 metre kuyu kazıp Fevzi Aluç ile Mehmet Özer'i öldürüp gömdüklerini öne sürdü.
ÇİFTLİK ÇALIŞANININ ANLATIMLARI
22 senedir çiftlik evinde çalıştığını belirten ve örgüt üyeliği suçundan cezalandırılması talep edilen Hanife Kurt'un ise ifadesinde, şunları söylediği belirtildi: ''O gece uyuyordum. İnsan seslerine uyandım. Dışarı çıktığımda İskender Özkahraman, Erdi Ergu ile Yusuf İlter Yenice'nin, yanlarında gözleri bağlı iki kişiyi getirdiklerini gördüm. Korktuğum için eve girdim. Gözleri bağlı iki şahsı soğuk hava deposuna götürdüler.
Daha sonra Erdi Ergu, dışarı çıkıp yerden bir sopa alarak içeri girdi. İçeridekilere 'Neden yaptın, neden yaptın?' şeklinde, gözü bağlı şahıslar da 'Hayır, hayır', 'Yapma, yapma' diye bağırıyordu.
İskender Özkahraman, Erdi Ergu ve Yusuf İlter Yenice, gözleri bağlı iki kişiyi arabaya bindirip çiftlikten ayrıldılar. Bu olaydan 10-11 ay kadar sonra sabah saat 08.00 sıralarında İskender Özkahraman, Erdi Ergu ve Yusuf İlter Yenice, çiftliğe geldiler ve ahırların bulunduğu alana doğru gittiler. 1 saat sonra el arabasının içinde bir çuval ile döndüler, el arabasının içindeki çuvalda bulunanları bir çöp bidonunun içinde yakmaya başladılar. Çok pis bir koku yayıldı. Yanan şeyin ne olduğunu bilmiyorum.''
İddianamede, çiftlikte yapılan kazılar ve aramalarda ele geçen deliller ''Biyoloji'', ''Balistik'', ''Laboratuvar-Parmak izi'' ve ''Kimya'' başlıklarında sıralanırken, Olay Yeri İnceleme ekiplerinin çiftlik evinde ''Mahkum Odası'' şeklinde bir yazının görüldüğünü ayrıca bölgedeki bir istinat duvarına da bir internet sitesi adresiyle ''Biz ne abiler gördük. Güle güle Cenk, Mustafa, Serhan'' şeklindeki ifadenin sprey boyayla yazıldığının tespit edildiği belirtildi.
İSTENEN CEZALAR
İddinamade organize suç örgütü elebaşı olduğu öne sürülen Yıldırım Özkahraman için Mustafa Dinç, Cenk Çelik, Fevzi Aluç ve Mehmet Özer'in ''tasarlayarak öldürülmesine iştirak etmek suçundan'' 4 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi.
Özkahraman'ın ayrıca ''silahlı suç örgütü kurmak ve yönetmek'' suçundan 9 yıl, 3 kez ''geceleyin konut dokunulmazlığının ihlali'' suçundan toplam 9 yıl, 4 kez ''silahla ve birden fazla kişiyle, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma'' suçundan toplam 56 yıl, 2 kez ''silahlı tehdit'' suçundan toplam 10 yıl, 1 kez ''nitelikli yağma'' suçundan 15 yıl, 1 kez de Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkındaki Kanuna muhalefet suçundan 2 yıl olmak üzere toplam 101 yıl hapis cezasıyla cezalandırılması istendi.
İddianamede öldürme olaylarına karıştıkları belirlenen Esat Beşok, İsmet Ülçay'ın da yer aldığı çetenin 10 üyesi 4'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis, cinayete iştirak edip suçu üstlendiği kaydedilen Haki Gürboğa için de 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edilirken, ayrıca karıştıkları suçlardan da cezalandırılmaları talep edildi.
Diğer yandan, ruhsatsız tabanca taşımak suçundan yakalanan örgüt üyelerine yardım ettikleri, sahte evrak tanzim ettikleri iddia edilen 5 polis memurunun da silahlı suç örgütüne yardım etmek suçundan cezalandırılmaları istendi.
İddianame İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesinde kabul edildi.
OPERASYON
İzmir Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, 1.5 yıllık teknik takip ve delil toplamanın ardından, ''Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, suç örgütü adına faaliyetlerde bulunmak, adam öldürmek, yaralamak, adam kaçırmak, alıkoymak, işkence yapmak, zorla para almak, zorla iş yeri ele geçirmek, kumar borcu tahsil etmek, darp, tehdit'' suçlarını işledikleri ileri sürülen gruba yönelik geçen yıl Temmuz ayında operasyon başlatmıştı.
Yaklaşık 20 kişinin gözaltına alındığı operasyonda, 1'i Glock toplam 4 tabanca, 1 kuru sıkı tabanca, 3 pompalı tüfek, 1 av tüfeği, sahte ehliyet ve kimlik, 2 polis muhabiri kartı ele geçirilmişti.
Suç örgütünün, Altındağ-Çamdibi bölgelerinde bir dönem faaliyet gösteren ve kamuoyunda ''Sinemacılar cinayetleri'' olarak bilinen Çamlıca kardeşlerin öldürülmesi olayıyla gündeme gelen ''Beşok grubunun'', düzenlenen operasyonla çökertilmesinin üzerine aynı bölgede yasa dışı faaliyetler yürüttükleri ileri sürülmüştü.
Suç örgütünün elebaşısı olduğu ileri sürülen, Urla ve Altındağ'da kafe-restoran işletmeleri, arazileri bulunan İskender Özkahraman ise 1 Kasım 2008 tarihinde 8 kurşunla öldürülmüştü. Olayın faili olarak gözaltına alınan İskender Özkahraman'nın iş ortağı ve çocukluk arkadaşı Hakan Bölük, ''kendine tokat attığı gerekçesiyle Özkahraman'ı öldürdüğünü'' söylemişti.
Suç örgütünün, Mart 2007'de Cenk Çelik ve Mustafa Dinç'in öldürülmesi ile çiftlik evinde kazılara neden olan Mehmet Özer ile Fevzi Aluç'un kaybolması olaylarıyla bağlantılarının bulunduğu ileri sürülmüştü. Suç örgütü elebaşına ait çiftlik evin arazisinde yapılan aramalarda iki kişinin iskelet parçalarına ulaştı.
Toprak altından çıkarılan kemik parçaları, kimliklerinin belirlenmesi amacıyla DNA incelemesi yapılmak üzere İzmir Adli Tıp Kurumuna gönderilmişti.





