İntegral Araştırma Koordinatörü Ümit Yaldız ile Gazeteci Fatih Yapar, SonSöz TV’de yayınlanan programda kent gündemine ilişkin konuları değerlendirdi.
Programda Alsancak’ta bulunan açık hava otoparklarına abonelik sistemi getirilmesi sonrası yükselen tepkiler ele alındı.
Araştırmacı Yaldız, yeni yapılan sistemin ilkel bir sistem olduğunu belirterek “Cemil Tugay’a bu konuda seslenmek istiyorum, ilkel düzeyde bir çözüm bulmuş kendisi. Türkiye’nin en ilerici kentinde otopark meselesinin bu şekilde çözüme kavuşturulmak istenmesi, çok ilkeldir” dedi.
YAPAR: ABONELİ, KİLİTLİ OTOPARK SİSTEMİ, ÇÖZÜM OLAMAZ
Fatih Yapar, abonelik alınan yeni otopark sistemini eleştirdi:
“Şehrin pek çok noktasında sarı sarı kazıklar var. Abonelikle o alanlar kiralanıyor. Adam anahtarını alıyor, akşam geliyor. Oysa eskiden biri hastaneye geliyordu, işi bitince arabasını oradan çıkarıyor, yerine biri geliyordu. O da alışverişini yaptıktan sonra çıkıyor, üçüncüsü geliyordu. Sürekli sirkülasyon vardı. Şimdi aboneler arabalarını o kulvara sokmak için gidiyor kilidi açıyor, arkada konvoy oluyor, insanlar sinirleniyor. Bir apartmanın 10 dairesi olduğunu, 10 ev sahibinin de doktor olduğunu düşünelim, Cemil Bey doktor ya… Bu nedenle kendisinden örnek vereyim, belki daha iyi algılar. Karşımızda da üç tane otopark alanı var. 10 doktor da istiyor. Öncelik kime verilecek? Kim alacak, açık artırma mı yapacaksınız? Ya da Cemil Bey’in yakınlarına ayrıcalık mı yapılacak? İnsanlar, otopark alanı bulabilmek için deliler gibi yer arıyorlar. Yeraltı otoparklarına girmek çok zor, kuyruklar oluşuyor. Şehir merkezine arabayla gelmeyi yasaklayın o zaman. 4,5 milyon insanın orada hakkı var. Kınık’taki Mehmet amcanın da hakkı var, Kiraz’daki Emine teyzenin de hakkı var. Sen benim kamusal alanımı, başkasına satamazsın! Bu şehrin odaları, her şeye açıklama yapıyorlar, buna neden konuşmuyorlar?”
YALDIZ: DİJİTAL OTOPARKÇILIK VARKEN BU İLKEL SİSTEM, NEYİN NESİ?
Ümit Yaldız da bu uygulamanın, özel otopark ücretlerine en az yüzde 50 zam getireceğini öne sürerek şunları söyledi:
“İlkel dediğim, o sarı kazıklar. 1800’lü, 1900’lü yıllarda otopark sorununu çözmeye kalksalar, ancak böyle çözerlerdi! Abone oldum, üç ay gelmedim, parasını verdim, kime ne? Bu uygulama, bazı insanlara tapulu alan verilmiş duygusu verir. Bu sorun yüzünden yarın bir gün silahlar konuşabilir. Sen nasıl aldın, ben niye alamadım? İlkel kelimesi belki biraz ağır gelmiş olabilir. 1950’lerde, 60’larda araba sayısı artmaya başladığında bir demir kazığınız olurdu, o şekilde çözerdiniz. Otoparkçı emekçiler için de üzgünüm. Diyelim ki, personel eksiltmeyle ilgili böyle bir şey yapıldı! O harikulade ekibinizden çıkmış bir fikir bu. Öyle anlaşılıyor, hemen uygulamaya geçirdiğiniz için! Bu çağda, 2025 yılında bir yazılımla otoparkçılık mümkünken, herhangi bir kredi kartıyla, kullandığı kadarının parasını tahsil edebileceğin sistem varken, böyle bir uygulama niye? Böyle bir imkan varken, o demir kazıkları milletin bağrına saplamak hangi aklın ürünüdür? Dijital otoparkçılık mümkünken, 1960 model kazık dikme modelini bu kente dayatanlar, bu kentteki otopark sorununu çözmek yerine, sorunu üçe beşe katlayanlar, bunun siyasi sonuçlarına da katlanmak zorundadırlar.”
