EGEDESONSÖZ- İntegral Araştırma Koordinatörü Ümit Yaldız ile Gazeteci Fatih Yapar, SonSöz TV yayınında, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde tartışmalara yol açan havuz sistemin son bulması ve sendika ile yapılan uzlaşı ele alındı.

CHP GENEL MERKEZİ MÜDAHALESİ İLE DE OLSA ÇÖZÜLDÜ
Gazeteci Yapar yaptığı değerlendirmede “Sendikalar açıklama yaptı. Genel merkez sürece el koydu. Genel Başkan Yardımcısı Ulaş Karasu geldi, havuz problemi çözüldü. Ne oldu? Havuzdakilerin hepsi çıkacak, görevlerine son verilen kişiler dönecek, ikramiyeler ödenecek. Böylece sorun kalkmış olacak. Başkan da konuşacaktır konuyla ilgili. Sürekli bir kriz yaşıyoruz, işçi krizi, havuz krizi. Havuz krizinin insanlık sorunu olduğunu, hakkaniyetle bağdaşmayacağını söylemiştik. Sorunun çözülmesi önemli bir konu” dedi.

Araştırmacı Yaldız ise “O insanların tekrar işe dönmesi güzel. Büyükşehir’deki iş barışı CHP Genel Merkezi müdahalesi ile de olsa çözüldü. Havuz insani, vicdani ve hukuki olmaması noktasındaydı. Adliyeyi, iş mahkemelerini göreve davet ettik. Bir insanı havuza atarak maaş, tazminat vermeyeceksiniz, sigortası yok. İnsanlar esir gibi, insani değil demiştik” şeklinde konuştu.

BİR ŞAHIS KARAR VERİYOR VE KENT KAOSA SÜRÜKLENİYOR
Gazeteci Fatih Yapar, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın uyguladığı yönetim anlayışını yorumlayarak “uygulamaların tamam büyükşehirin politikası değil. CHP Kurultay yapıyor, tüzükte değişiklik oluyor yada bir genelge geliyor. CHP’li yerel yönetimlerin yönetim anlayışı konusunda yapılacak işler, talimatlar sıralanıyor. Ancak pratikte işlem yürümüyor. Ne yürüyor? Sayın Tugay böyle düşündü, böyle buyurdu, böyle arz etti. Bir şahıs karar veriyor ve kent kaosa sürükleniyor. Sonra karardan vazgeçiyor. İşin şahsi yorumlanması var. Niye karar alıp vazgeçiyoruz, insanlara niye eziyet ediyoruz? Bu insanlara niye zulmediyoruz, birileri acı çekince mutlu mu oluyoruz, zevk mi alıyoruz? İnsanı yaralayan işler bunlar. 2 yıl oldu göreve geleli, sürekli işçi, personel problemi… İnsanlar huzurla çalışsın, işten çıkarılacağım korkusu yaşamasın. Maaş yatsın, SDS’ler yatsın, primleri, ikramiyeleri yatsın. İnsanlar bunu bekliyor” değerlendirmesini yaptı.

BİR SÜRÜ TELEFON GELDİ, KİRALIK EV VERMİYORLARMIŞ BELEDİYEDE ÇALIŞANLARINA!
Ümit Yaldız ise şunları söyledi:

“Yönetimsel istikrar her alanda çok önemlidir. Şirketlerde bile böyledir. Sen gazetedeki çalışanlarını hem görev yeri anlamında hem istihdam boyutuyla sürekli değiştirirsen Egedesonsöz’ün bir fotoğrafını oluşturamazsın. Her anlamda istikrar önemli. Ülke yönetirken de önemlidir. Zırt prt kabine değişse istikrarsızlık olur, bu da huzursuzluğu getirir. Ülke geleceğini göremez.

Büyükşehir’de çalışan birisine neredeyse artık kız vermeyecekler dedik. Şimdi de kiralık ev vermiyorlarmış belediye çalışanlarına. Bir sürü telefon geldi bana. Belki ev kiralarken belediyede çalışacaklarını saklayacaklar. Ev sahibi önünü göremiyor. Önceden belediye çalışanı dedin mi kefilsiz ev verilirdi. Garanti görmeden ev vermeye başlamamışlar. Adamlar yalın ayak yürüyor, eylemden eyleme koşuyorlar.

Hükümet kesinti yaptı, tamam. Günün sonunda bu işçi görevini yapabilecek mi? Gerekirse hizmeti ikinci plana atacaksın. Çok acil durumdaki işleri ikinci plana atacaksın. Önce çalışanını mutlu etmelisin. İşten mi çıkaracaksın, çıkar, ver tazminatını. İnsanlar önüne baksınlar. Havuz garabeti gibi işin içinde olma. 2 bin 500 kişi işe alınmış dedin. Başkan savunma yaptı, itfaiyeye oraya buraya aldım dedi. Bin, bin 200 olur, EYT’den emekli olan yerine teknik personel alırsın. Bir yandan havuzdan adam çıkarma iddiaları, 2 bin 500 kişinin işe girişe ilgili soru işaretleri varken derdinizi anlatmakta zorlanırsınız”

PORNO İZLEME ÖRNEĞİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANINA YAKIŞTI MI?
Gazeteci Fatih Yapar, Başkan Tugay’ın porno izlerken yakalandığı iddia ettiği işçinin havuza alındığını anlattığını hatırlatarak “İnsanlar büyükşehirde işten çıkarmalarla ilgili derdini anlatmakta zorlanıyordu. Çalışmayanlar var dediniz, içlerinde porno izleyenler var dediniz. O zaman havuza düşen insanlar için sormazlar mı acaba pornoyu kim izledi diye. Niye böyle bir örnek veriyorsunuz. Büyükşehir koltuğunda oturan bir insansınız, her anlamda şehri temsil ediyorsunuz. Porno izleme örneği büyükşehir belediye başkanına yakıştı mı?” şeklinde konuştu.

MHP'den Leyla Zana açıklaması: 'Başbuğumuzun 'kızım' dediği bir şahsiyettir, nokta'
MHP'den Leyla Zana açıklaması: 'Başbuğumuzun 'kızım' dediği bir şahsiyettir, nokta'
İçeriği Görüntüle

DEVRİ SABIK ETKİSİ ESİR ALDI BÜYÜKŞEHİRİ…
Ümit Yaldız ise şunları söyledi:

“Bu örnek değerlendirildiğinde o da kendisine yakıştırmamıştır. Başkan bu meselelerin içinde bu kadar olmamalı demiştik. Sözcü hatta başka isimler üzerinden açıklama yapılmalı. Şirket müdürleri, genel sekreter yardımcıları, açık ofistekiler var. Onlar konuşsun. Porno izleyen adamı havuza niye gönderiyorsun, tazminatsız atacaksın. Tamamen idari tasarrufa 150-200 insana kriminal yaftayı, pornocu yaftasını yapıştırdı. Kötü bir iletişim kazası. Başkan her konuyu bizzat ele almak istiyor, kimseye güvenmiyor. Bu yönetimsel problemdir.

Büyükşehir’de iç barışın, iş barışının sağlanması kolay değil. Devri sabık etkisi esir aldı büyükşehiri… Eskinin adamı, yeninin adamı… AK Parti’den devir alsaydı bu kadar devr-i sabık olmazdı. Yönetimi A’dan Z’ye değiştirdi. Değiştirdiklerini de değiştirdi. İşçileri değiştirmeye çalışıyor gibi. Belli bir rakama kadar işçiyi değiştirmek ister gibi bir algı var. İnsanlar çalıştıkları kuruma, kurumun başındaki kişiye güven duymazsa aidiyet hissetmezler”

DİSK, İZMİR’DEKİ CHP İKTİDARININ EN ÖNEMLİ AYAKLARINDAN BİRİ
Sendikaların süreç içindeki pozisyonunu ve tutumunu da yorumlayan Yaldız, “Zaman zaman sendikalar da kantarın topuzunu kaçırıyor. Konuşmalarda ayarı kaçırdıkları oluyor. DİSK’in süreç içinde temsilci düzeyinde hataları olmuştur. Ancak DİSK, İzmir’deki CHP iktidarının en önemli ayaklarından biri olduğu unutulmamalıdır. Gerek süreç içinde gerek seçim kampanyalarındaki sahiplenmeleri ile… Büyükşehir davasında da onlar vardı. Piriştina’nın seçim sürecinde afişleri DİSK’e bağlı işçiler asıyordu. İdari izin alarak afiş astılar işçiler... Kocaoğlu’nun seçim kampanyaların aktif biçimde yer aldılar. Kocağlu’nun “dürüst başkan” deniyorsa bu DİSK’in sayesinde yayıldı. Zaman zaman DİSK yöneticilerini eleştirdik, gazetecilere ayar vermeye kalkanları eleştirdik. DİSK ve sendikalar CHP’nin İzmir’de iktidarının oluşması ve kemikleşmesinde önemli bir katkı sundular. Hamza Dağ, DİSK’te kahraman gibi karşılanabilir miydi yerel seçimde… 40 bin kişilik orduyu arkasına alamadı ama CHP kurumsalı adına Tugay aldı. Maça 1-0 önde başlıyorsun. Ne istiyorlarsa verilmeli demiyorum, işçiye bu kadar acı çektirilmemeli. Büyükşehir çalışanları önünü göremezse başkan ne kadar para bulursa bulsun yapılacak işten gereken katkıyı alamaz. Kaliteli hizmet sokağa yansımaz. Belediyenin kılcal damarları bu insanlar. Ailelerle birlikte 200 bin kişi bu kitle…