İstanbul'da "silahlı terör örgütü PKK/KCK üyesi olmak" suçundan tutuklanmasının ardından Esenyurt Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ahmet Özer'in 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapis istemiyle yargılanmasına başlandı.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Marmara Cezaevi karşısındaki salonda yapılan duruşmaya tutuklu sanık Özer getirildi.
Duruşmaya CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bazı CHP milletvekilleri ve partililer de izleyici olarak katıldı.
Kimlik tespitinin ardından Özer'in savunmasının alınmasıyla duruşma devam ediyor.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, terör örgütünün varlığını sürdürebilmesi ve temel amacı olan sözde "demokratik özerkliği" hayata geçirebilmesi için insan kaynağı ve finansal destek gibi iki temel devamlılığa ihtiyacı olduğu belirtiliyor.
Örgüt mensuplarının etkisiz hale getirilmesine yönelik askeri operasyonlar ve belediyelerin bütçelerinden örgüte maddi destek sağlanmasının kayyum uygulaması gibi diğer yöntemlerle akamete uğratıldığına dikkati çekilen iddianamede, örgütün yeni strateji geliştirmek zorunda kaldığı vurgulanıyor.
Şüpheli Özer'e yönelik iletişim dinlemesi neticesindeki HTS kayıtlarına değinilen iddianamede, 23 Kasım 2023 ve 23 Ocak 2024 arasındaki görüşmelerde 135 suç unsuruna rastlandığı bilgisi veriliyor.
İddianamede, "Hermes" isimli gizli tanığın ifadesinde, Özer'in örgütün Avrupa yapılanmasında görevli üst düzey örgüt mensubu Cemal Kavak ile Esenler'de bir evde görüşerek, terör örgütü faaliyetleri nedeniyle ceza alan bir akrabasının yurt dışına kaçırılması için yardım istediğini söylediği aktarılıyor.
Yine burada örgütün sözde güncel KCK yürütme konseyi üyeliğini yürüten Zübeyir Aydar ile görüntülü konuşması sırasında Kavak'ın, Özer'i "Değerli bir dostumdur, bizdendir. Aktif bir şekilde çalışmalarımızı yürütmektedir." şeklinde tanıttığını dile getirdiği bildiriliyor.
Kavak'ın, görüntülü görüşmeden sonra Özer'e kırsal faaliyetlere katılacak hücre evlerinde bulunan gençlerin maddi ihtiyaçları olduğunu söyleyip, para talep ettiği, şüpheli Özer'in de iş insanı tanıdıklarının olduğunu ve kendisinin de buna katkı sunacağını söylediği gizli tanığın ifadesinde yer alıyor.
Özer'in, birkaç gün sonra Kavak'ın evine gelerek, yüklü miktarda parayı kendisine teslim ettiğini belirten gizli tanık, ifadesinde kendisinin yaklaşık 5 yıllık asgari ücrete denk gelen parayı bizzat sayanlardan biri olduğunu anlattı.
Gizli tanığın ifadesinde, bu parayla Lice, Van ve Mardin Nusaybin üzerinden ayrı ayrı olmak üzere 10'a yakın örgüt mensubunun kırsal alana gönderildiği, paranın bir kısmının ulaşım ve barınma ihtiyaçlarını karşılamak için örgüt mensuplarına verildiği kaydedildi.
Ahmet Özer'in PKK/KCK silahlı terör örgütünün üst düzey yöneticileri tarafından açıklanan "kent uzlaşısı" stratejisi kapsamında mevcut siyasi konjonktürden de faydalanıp, gerçek siyasi görüş ve görüntüsünü gizlemek amacıyla batı illerindeki belediyelerden Esenyurt Belediyesine gönderilip, görevlendirildiğinin altı çizilen iddianamede, Özer'in siyasi tutum ve davranışlarının üst düzey örgüt yöneticilerinin talimatına göre şekillendiğine işaret edildi.
İddianamede yer alan Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) raporuna göre, Özer'in haklarında "silahlı terör örgütüne üye olmak" ve "terör örgütü propagandası yapmak" suçundan işlem gören kişilere çeşitli miktarda para aldığı ve gönderdiğinin belirlendiği de kaydediliyor.
Raporda, Özer'in hesabına 29 Mart 2024'te karşı tarafı bilinmeyen ancak "efektif yatan Muhammed Sertaç Özçoban talimatla yatıran" işlem açıklamasıyla o dönemki kurla 1 milyon 289 bin 480 liralık giriş olduğu da belirtiliyor.
İddianamede, Özer'in silahlı terör örgütüyle süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk arz edecek şekilde organik bağ kurarak terör örgütü üyesi olduğu iddia edilerek, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.
"BÖYLE BİR ŞEYLE İTHAM EDİLMEK BENİM İÇİN ZULDÜR"
"Böyle iddialarla muhatap olmak, barışa ve bilime kendini vermiş biri olarak beni yaralıyor." diyen Ahmet Özer, "Yaşamım boyunca insan haklarından, demokrasiden ayrılmadım. 2011 yılından itibaren PKK ve başka bir ideolojik düşünceyle bağlantım olmadı. Böyle bir şeyle itham edilmek benim için zuldür." şeklinde konuştu.
"BURADA OLMAMIN NEDENİ ESENYURT BELEDİYE BAŞKANI OLMAM"
Ahmet Özer savunmasına şöyle devam etti:
"Bugün barış sürecinde yürütülenler, benim yıllarca savunduğum görüşlerdir. Bu süreçten memnuniyet duyduğumu belirtmek istiyorum. Benim burada bulunmamın birinci nedeni Esenyurt Belediye Başkanı olmamdır.
Ben Esenyurt Belediye Başkanı olmasaydım üniversitelerde belki de rektör olacaktım, profesör olacaktım. Ben üniversitelerde olsaydım belki de beni barış sürecinde konuşma yapmaya çağıracaklardı.
Ben Esenyurt Belediyesi'ne kayyum atayacakları için buradayım. Eskiden beri 'Esenyurt'u alan İstanbul’u alır, İstanbul'u alan Türkiye'yi alır' denir. Bana bu yapılanlara Esenyurt halkının yüzde 80'i itiraz ediyor."
"BU AKLA, MANTIĞA, HUKUKA UYGUN MUDUR?"
Hakkındaki iddiaların tümünü reddettiğini söyleyen Ahmet Özer, "Biliyorsunuz ki İmralı görüşmelerinde benim ismim geçiyor ki bu iddiaları kesinlikle reddediyorum. Benim irademin dışında üçüncü şahıslar arasında yapılan konuşmada adımın geçmesi nasıl mümkün olabilir Sırf bir insanın kendi iradesi dışında üçüncü şahıslar arasında adının geçmesi o kişiyi nasıl suçlu kılar, örgüt üyesi yapar. Bu akla, mantığa, hukuka uygun mudur?" ifadelerini kulandı.
İddianamede suçlandığı bir diğer olayın ise yaptığı bir taziya görüşmesi olduğunu kaydeden Ahmet Özer, şöyle devam etti:
"Bir taziye telefonu nedeniyle suçlanıyorum. Van’da Mehmet Kaya’nın babası vefat etmiş. Mehmet Kaya’yı arıyorum, 'Başınız sağolsun, aileniz sizin gibi değerli evlatlar yetiştirdi' demişim. Meğerse bu Mehmet Kaya’nın iki kardeşi örgüt üyeliğinden içeride. Ben onlara bunu söyledim diye suçlanıyorum. Bunun neresi suç olabilir."
Özer şöyle devam etti:
"HTS kayıtları iddiasına gelecek olursak, 694 teröristle görüşmüşüm. Takdir edersiniz ki aradığım kişilerin adli kayıtlarının olup olmadığını bilmem, görüşmelerden önce GBT araştırması yapamam. Kim nedir, bir yargılaması var mı, yok mu, adli işlem geçirmiş mi, geçirmemiş mi bunu bilmem mümkün değildir.
Ayrıca bu 694 kişiyi ben mi aramışım, onlar mı beni aramış o da belli değil. Konuşmaların içeriği belli değil, ne zaman aramışım, aranmadan önce mi sonra mı adli işlemleri olmuş, bütün bunlar belirli değil."