Arabamın direksiyonuna geçmişim, park yerinden çıkarmaya hazırlanırken…

Yanımda bir araba göründü.

“Hop hooooop” demeye kalmadı, arka çamurluğa dokundu.

Korna çalarak, camı açıp seslenerek durdurabildim bana çarpan aracın sürücüsü…

Direksiyonda kendini haklı çıkarmaya çalışan bir amca!

Başladık tartışmaya…

Daha geniş bir açıdan park ettiğim sokağa giriş yapsa, hiç bunlar olmayacaktı ama olan oldu!

Şoför amca arabadan inerken, gözlerim yuvalarından fırladı.

Önce bastonu çıkardı dışarıya, sonra iki hamlede sol ayağını, ardından sağ ayağını…

Gözlüğünün numarasını tahmin bile edemedim, ama şişe dibi gibiydi!

Tonton amcamız, tahminimden de yaşlıydı.

Karşılıklı anlaşmak mümkün olmayınca, polis ekiplerini çağırdım.

Polis arkadaşlar, arabama çarpan aracın şoförünün 82 yaşında olduğunu söylediklerinde…

“Bu halde bir sürücünün ehliyetini elinden almak lazım” deyivermişim!

Küplere bindi amca…

Polis arkadaşlar, “Beyefendi, direksiyona geçin lütfen” dediler, kibarca…

Videoya çektiler, beyefendinin direksiyona geçişini...

“Hadi bakalım şimdi de dışarı çık” dediler, çıkışını da videoya kaydettiler.

Fotoğrafları, videoları amirlerine gönderdiler.

Polisler, sürücünün ehliyetine baktılar.

Bu kez şaşırma sırası polis arkadaşlardaydı!

Tonton amcamız, bir yıl önce doktora gitmiş, sağlık kontrolünden nasıl geçtiyse, sağlıklı bulunmuş, ehliyetini yenilemiş!

***

Daha bir yıl önce başımdan geçen bu olayı neden anlattım?

Bilindiği gibi Karayolları Trafik Kanunu’nda değişiklik yapılacakmış!

65 yaş ve üzerindeki sürücüler, her yıl, fiziksel ve psikolojik yeterliliklerini ölçen bir dizi testten geçmesi zorunlu hale getirilecekmiş!

Refleksleri, görme yetisi, genel sağlık durumu incelenecekmiş!

Yaşa bağlı ortaya çıkabilecek ve sürüş güvenliğini olumsuz etkileyebilecek potansiyele sahip sürücüler tespit edildikten sonra trafiğe çıkmaları engellenecekmiş!

80’i devirmesine rağmen kendisini delikanlı sanıp trafiğe çıkanlar var elbette.

Sağlık sorunu yoksa, pekala trafiğe çıkabilir.

Ama 65 yaş sınırına fena halde takılmış durumdayım.

Bir hafta sonra 65 yaşına basacağım için mi bilemiyorum ama…

65 yaş alt sınırını kabul etmek mümkün değil.

***

Hatırlatmak isterim.

Eskiden 60 yaşına kadar yaşamak marifetti.

60 yaşındaki birine ihtiyar denirdi.

Ya bugün?

60 yaşında biri ölse, “çok genç gitti rahmetli” demiyor muyuz Allahaşkına?

Mesela Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, 60 yaşındaki biri “genç” kategorisine giriyor.

Yine Dünya Sağlık Örgütü…

65-74 yaş aralığındaki insanları “Genç yaşlı…”

75-84 yaş aralığındakileri “Orta yaşlı…”

85 ve üzeri ise “İleri yaşlı” olarak kabul ediyor.

Hal böyleyken…

65 yaşında bir sürücüye, daha “orta yaşlı” kategorisine bile geçmemişken “ileri yaşlı” muamelesi yaparsanız, haksızlık etmiş olursunuz.

80 yaşında bir sürücü de araba kullanabiliyor günümüzde.

Sağlıklıysa neden kullanmasın ki…

Fakat o yaştan itibaren sürücünün sağlığının sorgulanması normal kabul edilebilir.

Ancak 65 yaşındaki kişinin sorgulanmasını anlamak mümkün değil.

***

TÜİK’in 2024 verilerinden birkaç not aktarmak istiyorum.

Geçen yıl ülkemizde toplam 1 milyon 444 bin trafik kazası meydana gelmiş.

Bunların 266.855’i ölümlü kaza olarak kayıtlara geçmiş.

6.352 kişi, bu kazalarda yaşamını yitirmiş.

İzmir; 223 kişinin ölümü sonucuyla, Ankara (325), İstanbul (315), Konya (300) ve Antalya’nın (290) ardından beşinci sırada.

Kazalarda ölenlerin yüzde 42,2’sinin sürücüler olduğu tespit edilmiş.

En fazla kaza Ağustos ayında ve Cuma günleri meydana gelmiş!

Eğer daha çok yaşamak istiyorsanız, mümkünse Ağustos ayında az seyahat edin, Cuma günü trafiğe çıkmayın!

***

TÜİK’in yukarıdaki verilerini not ederken, gözlerim kaza yapan sürücülerin yaş gruplarıyla ilgili bir bilgi aradı.

Maalesef öyle bir bilgiye rastlamadım.

Hayatın içine dönecek olursak, şu soruları soralım:

Trafikte sürekli şerit değiştirip slalom yapan 65 yaş üstü bir sürücü gördünüz mü?

Ya drift atan bir yaşlı?

Otoyola çıktığında gaz pedalini kökleyen, aşırı hız yaparak ceza yiyen bir yaşlı sürücüyle karşılaştınız mı?

Kırmızı ışıkta geçenleri saysak, 40 yaş altındakiler, üst yaş gruplarını fersah fersah geride bırakır!

Motosiklet üzerinde şov yapan bir amca, bir dedenin vahşi sürüşüne tanık oldunuz mu?

Göremezsiniz; çünkü kazaya sebep olacak hataların büyük kısmını maalesef gençlerimiz yapıyor.

Emekli bir polis dostum, bu görüşümü şu sözlerle destekledi:

“Binlerce trafik kazası olayına gittim, hata yapan sürücülerin çoğu gençti.”

Demek istediğim şudur:

Bugün Dünya Sağlık Örgütü’nün “Genç yaşlı” dediği ama Türkiye Cumhuriyeti devletinin “ileri yaşlı” sınıfına sokmaya çalıştığı yaş grubu, öyle sanıldığı kadar sabıkalı değil.

Evet, 82 yaşında bir tonton amca, benim arabamın çamurluğuna sürttü.

Ama kabahat onda değil.

Hata; burnunun ucunu göremeyen, bastonuyla ancak yürüyebilen o amcaya, o kazadan bir yıl önceki muayenede, “Tamam buraya kadar” deyip, eline kırmızı kalemi alıp çarpı işaretini koymayanlarda!

Şunu da hatırlatmalıyım.

2024 yılında, 80 yaşını geçen sürücülerin sağlık kontrolünden geçirilme aralığı iki yıla indirildi.

Yani daha düne kadar, 80 yaşındaki birinin dahi araba kullanmasına izin veriyorken…

Birden 65 yaşa kadar inip, onca insanı “yaşlı” sınıfına sokmak, hiç de hakkaniyetli bir şey değil.

Bugün devlet dairelerinde insanlarımız 65 yaşına kadar çalışabiliyor.

***

“Genç yaşlı” sınıfına girmek üzere olan bir sürücü olarak, yetkililerden ricamdır.

Bu rica, sadece kendi adıma değil, 65-75 yaş aralığındaki tüm sürücüler adınadır.

Gelin, o üç yılda bir sağlık kontrolü maddesi yönetmelikte aynen kalsın.

75’inden itibaren her yıl sağlık kontrolünden geçme şartı getirilsin.

Trafiğin günah keçisi yapmayın, 65’lik gençleri!