Geçen hafta Fuar İzmir’de düzenlenen Olivtech etkinliklerinde sevgili ağabeylerim Ayhan Çıkın ve Hüsmen Solmaz, değerli kardeşim Ahmet Uhri ile birlikte dinleyenlerin çok keyif aldıkları bir zeytin söyleşisi yaptık…

Panel sona ermişti ki, Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi İcra Direktörü Dr. Mustafa Tan söz aldı ve “size kötü bir haberim var” dedi. Verdiği kötü haber 2002’den zeytinliklere göz diken madencilerin zeytincileri “kızılderilileştirme” çabasının son girişimiydi.

Son 15 yılda birçok kere ortadan kaldırılması denenen ve her defasında gerek zeytincilik sektörünün gerekse tüm kamuoyunun tepkileri ve olağanüstü mücadeleleriyle engellenen ve ülkemiz zeytinciliğinin koruma kalkanı olan 3375 sayılı kanun için yeniden madenciler harekete geçmiş durumda.

Mustafa Tan’dan öğrendiğimize göre, 22 Mayıs’tan sonra Hükümet’ten gidecek ilk isim olarak görülen Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan’ın başkanlığında gerçekleştirilen Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu (YOİKK) toplantısında, başta Madenciler olmak üzere toplantıya katılanlar bir kez daha kanunun değişikliğini gündeme getirmişler.

Bu toplantıda, Zeytincilik koruma kanununda yer alan bazı hükümlerin, madencilik, enerji ve diğer sanayi faaliyetlerinin önünde engel teşkil ettiği dile getirilmiş ve gerekli hükümlerin kanuna konularak, yatırımların önünün açılmasının ve bu çalışmaların T.C. Ekonomi Bakanlığı koordinasyonunda yürütülmesinin talimatı verilmiş…

Mustafa Tan, “ Yeni değişiklik talepleri daha önce 5 kez TBMM’ye getirilen ve reddedilen değişikliklerden ve kısaca Zeytincilik Yönetmeliğinde yapılmak istenen ve Danıştay tarafından hukuka aykırı olduğu ifade edilerek iptal edilen değişiklik tekliflerinin daha da acımasızı ve adeta maden lobisinin almak istediği bir intikamın yerine getiriliş biçimini derinden hissettirmektedir” diyor…

Bu zeytin düşmanları ne istiyor? Zeytinliklerin ölüm fermanı zeytincinin de “Kızılderilileştirilmesi” anlamına gelen talepleri korkunç… Toz duman limitlerinde ÇED Raporu istenmemesinden tutun da,  50 dönümün altındaki zeytinliklerin zeytinlik tanımından çıkarılmasına, maden veya yatırımlarda her kesilen zeytin ağacı için gösterilecek yere dikilmek üzere 3 fidan verilmesi gibi insanlıktan, insaftan ve bilgiden yoksun isteklerde bulunuyorlar… Unutmayın Türkiye’deki yoksul zeytincinin en fazla 10 dönüm toprağı vardır, şimdi devlet eliyle bu zeytinliklerin ellerinden almaya çalışıyorlar.

Bu yasa onaylanırsa, ne sofralarda zeytin eskisi gibi olacak, ne de zeytincilik… Barışın sembolü Anadolu topraklarından sökülüp atılacak. Eğer böyle bir yasa çıkarsa, zeytinliklerimiz madencilerin, enerji şirketlerinin, yol müteahhitlerinin ve inşaat devlerinin arka bahçesi haline gelecek. Bugün hepimizi besleyen, yüzlerce aileyi doyuran topraklar birer şantiye, zehir depolama sahası olacak.

Yeni yasa, zeytinlikleri bu faciaya açmakla kalmıyor, zeytinliğin tanımını toptan değiştiriyor.

Kampanyalar yeniden başladı. Ben imzaladım siz de Change.org’a girerek imzalayabilirsiniz.

Zeytin bu coğrafyanın kutsalıdır, koruyalım, yaşatalım…

Zeytinci ailelerin Kızılderili muamelesi görmesine izin vermeyelim…