Mehmet KARABEL
Yoksa Nasreddin Hoca aslında ‘ahi evran’ mıydı?
15 Eylül 2020 Salı

Tabii ki…

İzmir’in Mezarlıkbaşı yokuşunda…

Sizi evinize götürecek belediye otobüsünü beklerken…

“Şuradan bir kilo tartıver…” dediğiniz seyyar esnaf…

Kaşla göz arasında…

Şeftalinin eziklerini…

Sağlamların arasına son derece becerikli bi’şekilde katıyorsa…

Ve dahi, bundan hiç yüzü kızarmıyorsa…

Yüzyıllardır Anadolu’ya ışık tutan…

Ahilik Edebi’ni öğretmenin imkanı yok…

Ya, o cıvık şeftalileri kabulleneceksiniz…

Ya da ağız dalaşı ile kavga çıkacak…

Sonuçta…

Siz de dirhemi kafanıza yiyeceksiniz…

***

Şimdi diyeceksiniz ki, “ahilik” bu seyyar esnaf için değil…

Dükkanı olan için geçerli…

Ne alaka?

Bizim evin önünden geçen “motorize manav” esnaf değil mi?

Pandemi başladı; dükkanın kepengini indirdi…

Şimdi…

Zeki Müren’in “Bahçevan” filmindeki gibi…

“Ha’di manavınız geldi; hepsi tazecik” diye sesleniyor, balkonlara…

Üstelik…

O “motorize manav” öyle güven sağlamış ki…

Aklınız durur…

Bi’gün önceden ev hanımlarını cep’ten arıyor…

“Abla, yarın kapınızdayız Allah’ın izniyle… Siparişlerini alabilir miyim?”

Ahi, bu işte…

Çürük yok, kalite var…

Hile yok, güleryüz var…

Acaba yok, güven var…

İsteyen keş ödüyor, dileyen kart’la…

Beşinci katta mı oturuyor Nermin Hanım?

Hiç önemli değil…

Motorize Manav Osman’ın çırağı JR. Osman…

Şaaaak, torbalarla beşinci katta…

Maskeli ve temassız alışveriş…

Ahi, bu işte…

***

Balıklama daldık ama…

Ahilik, eski Ahilik gibi değil…

Anlam değişmedi, kavram değişti…

Ahiliğin, tatlı bir tarihi var…

Arapça’daki “kardeşim” karşılığını unutun…

Bugün herkes birbirine kardeşim diyor, bayatladı yani!

Ahi, demek…

Eliaçık demek…

Cömert demek…

***

Kime borçluyuz bu “Ahilik Terbiyesi”ni?

Taaa 1.200’lü yıllardan beri Ahi Evran-ı Veli Efendi’ye…

Ne yapmış Denizli’de de yaşayan bu efendi?

Şunu yapmış:

O dönemde Anadolu'ya göç eden Türkmenler’e…

Hem aş ve iş imkanı sağlamak…

Hem de vasıflı bir meslek sahibi üretici haline getirmek için…

Neredeyse 800 küsur yıl önce

Ahilik teşkilatını kurmuş…

Bugün için tam karşılığı “adam gibi adam” esnaf ve sanatkar…

***

“Ahilik”, bir güzellik…

Doğruluğa, dürüstlüğe, kaliteye yemin etmiş bir…

“Esnaf ve Sanatkar Kulübü…”

Hak’tan ve Haklı’dan yana…

“Komşum yatağa aç girmesin!” diyen anlayışın…

Altın kalpli üyeleri…

62 yaşındaki İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği…

Tam 33 yıldır…

Layık olduğu biçimde “Ahilik Haftası”nı kutluyor…

Örnek davranış…

İzmir’in esnafı güzel esnaftır…

Pandemi döneminde bile müşterisine hizmette can kurban…

Sınır tanımıyor, yaratıcılığını dosta-düşmana gösteriyor…

Bu nedenledir ki…

İzmir Büyükşehir belediye Başkanı Tunç Soyer’in sözleri anlamlı:

Ahilik bu coğrafyada kök salmış en güzel uygulamalardan biri... Bunu sürdürüyor olmak çok önemli… Köklerimize ne kadar bağlı kalırsak krizleri, felaketleri o kadar hafif atlatırız…”

***

“Ahilik” ile ilgili çok az bilinen bir ayrıntıyı…

Hatırlatarak devam edelim…

Selçuk Üniversitesi Tarih Bölümü eski Başkanı Prof. Dr. Mikail Bayram

Yıllar önce…

Esprileri ile Türk Mizah Tarihi’nde efsaneleşen Nasreddin Hoca’nın…

Aslında…

Türk Esnaf Kültürü’nün mimarı Ahi Evran’la…

Aynı kişi olduğunu…

Farklı toplum kesimleri tarafından farklı özellikleriyle tanındığı için…

İki ayrı kişilik olarak bilindiğini iddia etmişti…

İnanmak, inanmamak size kalmış…

Yine de…

Bulabilirseniz, eğer…

Prof. Dr. Mikail Bayram’ın…

“Tarihin Işığında Nasreddin Hoca ve Ahi Evran” başlıklı kitabını okuyun…

Bayram Hoca diyor ki:

O dönemde esnaf Türkler’in ünlü düşünürü Ahi Evran, Türkmenler’in ise Hoca Nasreddin olarak bilmesinin sebebinin, iki ayrı yaşam tarzı olan grubun aynı kişiyi farklı yönleri ile tanımasından kaynaklanır…”

Vallahi…

Hiç de mantıksız değil…

Prof. Dr. Mikail Bayram’ın…

Bi’de şahane örneği var: şöyle ki:

“Gerçek Nasreddin Hoca yani Ahi Evran, 4 Nisan 1261 yılında Moğollar tarafından şehit edildi… Bu saldırıdan kurtulan talebeleri ise uç bölgeler olan Akşehir, Ilgın ve Afyon yöresine kaçarak, yerleştiler... Öğrencileri Akşehir’de Hoca Nasreddin’e bir makam kurdular... O da bugünkü Nasreddin Hoca türbesidir... Bu Anadolu’da çok rastlanan bir olaydır... Yunus Emre’nin 10 ayrı mezarının olması bunun en güzel örneğidir... Akşehir’de Türkmen öğrenciler Ahi Evran lakaplı Mahmut Nasreddin’in bugün bilinen esprili hikayelerini yaydılar ve düşüncelerini Hace Nasreddin ismi ile yaşattılar…”

***

Farkında mısınız?

Bizim esnafımız çok esprilidir…

Genellikle…

Vatandaşın işini kırmadan, dökmeden, gülümseyerek halleder…

Hoş…

Yeni kuşak esnaf ve sanatkar biraz daha fazla…

Modern hayatın nimetlerinden yararlanmak istese de…

İzmir’in her esnafı bir Nasreddin Hoca’dır…

Asırlardan süzülüp gelen şu Nasreddin Hoca fıkrası…

Ne denli “zeka hazinesi” ürünü olduğunu kanıtlıyor…

***

Nasreddin Hoca’nın yaşadığı yıllarda…

Gaddarlığı ile bilinen…

Timur İmparatorluğu’nun kurucusu Timurlenk’in (Aksak Timur)…

Anadolu'yu işgalinde, ordusunda filler de varmış…

Bunlardan birini, tarlada hizmet amacıyla köylülere vermiş…

O fil, tüm ekinleri talan etmeye başlayınca…

Köylüler soluğu, Nasrettin Hoca'nın yanında almış:

“Bu fil bizi mahvedecek... Timur'a gidip, fili geri almasını söyler misin?”

Hoca, güvenmediği köylülere şöyle bi’bakmış ve…

“Tek bir şartla!” demiş…

“Benimle birlikte Timur’un çadırına geleceksiniz… Ben de sizin adınıza konuşacağım…”

Köylüler kabul etmiş; huzura kabul edilmişler...

Daha doğrusu Nasreddin Hoca öyle sanmış...

Astığı astık, kestiği kestik Aksak Timur seslenmiş:

“Söyle hoca, dileğin nedir?”

Nasreddin Hoca, bi solukta cevap vermiş:

“Ben köylünün adına geldim, efendimiz! Onların derdine tercüman olmaktır dileğim… Diyorlar ki...”

Sözün tam burasında…

Nasreddin Hoca, köylüleri işaret etmek üzere şöyle bir yarım dönmüş ki; o da nesi? Ardında hiç kimse yok!

Hoca, hiç bozuntuya vermemiş ve Timur’a şöyle seslenmiş:

“Köylülere armağan ettiğiniz fil, öyle hayırlı, uğurlu ve yararlı bir hayvanmış ki... Ondan bir tane daha köye armağan etmenizi talepten utanç duyuyorlar… Kerem edin, köyümüze bir tane daha gönderin!”

Nokta…

Sonsöz: “Ahilik; yiğitlik, mertlik, cömertliktir… Kuvvetliyken affetmesini, hiddetli iken yumuşak olmasını bil… / Anonim…”

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Polis kurşunu ile ölen ilk üniversiteli!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Sorun, sadece seçmenin öfkesi mi?
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
İmamoğlu’nun el uzattığı Somalı köylüler
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Mahfi Eğilmez’den Yeni Ekonomi ve Çevre
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bugün hepimiz çocuk olalım!
Fatih YAPAR
Fatih YAPAR
Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemek!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Çok başarılı bir STK örneği: EÇEV
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Bizim Yahudiler neden susuyor?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva