Mehmet KARABEL
Ölmeyen aşk!
17 Nisan 2024 Çarşamba

Acım büyük!

Ahmet Başkan, delikanlılık arkadaşımdı…

Mine ise…

Alsancak’ın “en güzel” kızlarından…

Sezen’in şarkısındaki gibi “Adamların Adamı”ydı Ahmet Piriştina

Önce…

O veda etti; size, bize, hepimize…

Henüz…

52 yaşındaydı…

Mine…

Ahmet’inin adını…

Bi’gün bile dudağından düşürmeden 20 yıl dayandı!

Dün…

Mine için de “hayat saati” duruverdi…

Acı… Gözyaşı… Hasret…

Hepsi, ama hepsi…

Son 20 yıla sığmadı, sığamadı…

Mine…

Dün Ahmet’ine elini uzattı!

***

Üç yıl önce…

Ahmet’le Mine’nin…

“Ölümsüz Aşkı”nı yazmaya çalışmıştım…

Aynen…

O “büyük sevdaları” anlatan başlıkla…

Sabrederseniz…

Gidelim yarım asır öncesine…

***

Bu yaşanmış öykü...

İzmir Alsancak’ta doğup, büyümüş...

Bugün 70’lı yaşlarını süren...

Her “delikanlı” kadın ve erkeğin yaşadığı...

Ve dahi yaşattığı...

“Bir demet Yasemen” gibi...

Koklamaya doyamadığımız anılar manzumesinin...

Ölümsüz(!) bir parçasıdır...

Başlıyoruz...

***

1975’in Eylül’ü...

İzmir, o ayda bile yapış yapış sıcak...

Akşam saatlerinde başlayan serinlik...

Az-biraz ürpertiyor ama...

O’ssun varsın...

Yürekler deli gönül olmuş...

İzmir’in meşhur imbatı yelpaze gibi...

***

Mekan, Birinci Kordon’daki Karina Disko...

(Çocukluğumuzun Altay Lokali...)

Deniz üstünde emsalsiz güzellikte...

Gençliğin başkenti gibi...

Şimdi yerinde yeller esiyor...

İçeri girdiniz mi...

Sigara, alkol ve halı kokusu genzinizi yakıyor anında...

Tanıdık bir grup var; kızlı-erkekli...

Çoğu birbirinin kuzeni-yeğeni...

Yaşları pek öyle kakara-kikiri yaşlar değil...

Masanın moda içkisi, votka-limon...

Aralarında yaşça büyük Mehmet Refik Soyer ve eşi de var...

Delikanlılardan en gösterişli olanının adı, Ahmet...

Uzun boylu, yakışıklı...

Aile şirketlerini (soğukhava deposu ile un fabrikası) yönetiyor...

Taş çatlasın, 22-23 yaşlarında...

Hani...

Gömlek yakalarının yaprak gibi kocaman...

Pantolonların ise İspanyol paça olduğu günler...

Grupta bir kız var...

Uzun boylu, kuğu gibi...

Taaa o günlerin…

Çok popüler sinema yıldızı Hale Soygazi’ye benziyor ama...

O’ndan çok daha güzel ve çekici...

Adı, Mine...

Çamlaraltı mezunu, henüz 20’sine bile basmamış...

***

Pist kalabalık ama...

Yakışıklı Ahmet, dünya güzeli Mine’yle dans etmeyi…

Kafaya koymuş, fısıldar gibi soruyor:

“Dans edelim mi?”

Mine, ses çıkarmıyor; sadece yerinden doğruluyor...

Pistte kendilerine yer bulmak için ilerlerken...

Ahmet, diskonun DJ’i ile göz göze geliyor...

Mesaj alınmıştır...

Az sonra...

Ahmet’le “bütünleşen” o melodi...

Bir anda bütün Karina’yı sarıyor...

50 yıl öncesinin unutulmaz bir Rolling Stones şarkısı...

(Hala dillerde...)

“Angie” çalmaya başlıyor...

Muhteşem bir slow...

Mick Jagger, o şarkıda sevgilisine sesleniyor:

“Bu kara bulutlar ne zaman dağılacak? / O bulutlar bizi buradan nerelere götürecek?”

Ahmet’in kolları Mine’nin belinde...

Gözler birbirlerinden başkasını görecek gibi değil!

Bu “Angie” parçasının büyüsü...

Ahmet, genç kızın kulağına fısıldıyor:

“Bu parçayı sevdin mi?”

Mine, gözlerini kırpıyor “evet” anlamında...

Ahmet’e daha bi’cesaret geliyor:

“Çıkalım istiyorum; tabii sen de istersen?”

Mine’nin cevabı tek kelime:

“Hayır!”

Ahmet’in pes etmeye niyeti yok:

“Ama ben ciddi düşünüyorum...”

Gözler buluşuyor yeniden...

Alsancak’ın güzel kızı, fısıldar gibi karşılık veriyor:

“O zaman olabilir…” 

Ah, aşk...

Ahmet’in kanatları olsa...

Sevinçten uçacak o an...

***

Sahne değişiyor...

Bir kaç gün sonra Mine’lerin evindeyiz...

Genç kızın dedesi...

İzmir’in tanınmış tacirlerinden…

Kale Ticaret’in sahibi Nurettin Çetinyılmaz...

Yemekten sonra ufaktan taşı atıyor Mine’ye:

“Biliyorsun seni isteyen var! Zamanı geldi artık...”

Genç kız, “Biliyorum” dercesine başını sallıyor:

“Onun çok sert bir sesi var... Ama Ahmet’in sesini, konuşmasını herkes beğeniyor!”

Ev ahalisini şaşırtan bu çocuksu cevaptan sonra...

“Ooo, kim bu Ahmet?” şoku yaşanıyor Mine’lerin evinde...

***

Mine ile Ahmet’in çok mutlu bir evliliği oldu...

Birbirlerine hep aşkla baktılar...

Dürüst oldular sevdalarına...

Aşklarını masal yapmak yerine...

Parmakla gösterilecek saadetlere yelken açtılar...

Önce Levent geldi aileye...

Sonra Zeynep...

Mutlulukları perçinlendi...

***

Ahmet de popüler bir ailenin oğluydu...

Sevenleri ordu gibiydi...

Ama...

Ne milletvekili seçildikten sonra…

Ne KİPA’yı yaratırken...

Ne de…

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı koltuğuna otururken...

Kendisinin önüne...

“Piriştina” soyadını koymadı...

Fıkralara bile konu olan...

“Arnavut İnadı” vardı sadece...

Sabit fikirli değildi...

Ama, laf aramızda “Zor Adam”dı...

Çocukların yanında hiç tartışmazlardı...

Mine’sine adıyla seslenmez...

Hep “Minik” derdi...

İşte, o “Minik”...

Dağ gibi eşini kaybettiği gün...

Tek kelime çıkmıştı, ardı ardına dudaklarının arasından:

“Gitti... Gitti... Gitti...”

***

Bitiriyoruz...

Kahpe Felek...

20 yıl önce Ahmet’in kalbine fiske atıp durdurmasa...

Dün de…

Melekler Mine Piriştina’yı yanlarına almasa…

Çok değil 72 gün sonra…

Tam da 28 Haziran’da…

O şahane Alsancaklı çift…

Evliliklerinin 48’inci yıldönümünü…

Evlatlarıyla...

Torunlarıyla...

Ve dahi...

Birbirlerinin kolundan hiç çıkmayan aile dostlarıyla kutlayacaklardı...

Kader işte, ne diyeceksin?

Nokta...

Hamiş: Delikanlılık arkadaşımı, Nükhet Duru’nun şarkısındaki gibi, Sezen Aksu’nun sözleriyle “Adamların Adamı”nı büyük aşkı Mine’siyle hatırlayalım ve Onları hiç unutmayalım… Işıklarda uyusunlar:

“Ah koca oğlan oyun ettin / Bu iş burada bitmez / Söylenecek çok söz kaldı / Sana bir ömür yetmez / Ah nerelere gittin aman söyle / Bu ayrılık ne yaman söyle / Adamların adamı, uykuda mısın?”

Sonsöz: “Beni çok özle, bir daha bu kadar sevmeyecekler seni... Aşksız olma ki, ölü olmayasın... Aşkta öl ki, diri kalasın... / Hz. Mevlana...”

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
No Name 17 Nisan 2024 Çarşamba 09:35

Güzel yazıyorsun ama yanlış yerdesin sayın Karabel !

Yorumu oyla      1      1  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
‘Gözü kara’ lidere veda!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Aydınlanmanın alacakaranlığında
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Çöl tozu meselesi: Yararlı mı, zararlı mı?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Cumhuriyet'i ve Atatürk’ü anlamak
Kemal ARI
Kemal ARI
İstediklerimiz ve sorumluluklarımız
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Buralara bir daha dönme Göztepe!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Mutlu s’on!
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Keser döner sap döner!
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'Cehaletin tek korkusu kadındır…'
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva