Bu gün çok ilginç bir şey yaşadım.

Zeytin, portakal, limon, erik, manolya ve servi ağaçlarının bulunduğu bahçemize karşı çayımı yudumlarken çok GÜZEL BİR KUŞ gördüm.

Bu tür kuşu bahçemde ilk kez görünce heyecanlandım.

RESMEN GÖZ GÖZE GELDİK VE BAKIŞTIK.

 “Onların da yaşam hakkı var”, “Biyolojik çeşitliliğin korunması gerekir” başlığı altında yaban hayatın korunmasıyla ilgili pek çok kez yazı yazmıştım.

İnanılır gibi değil teşekkür eder gibi uzun süre baktı.

Renkleri ve güzelliği mest etti beni.

Acaba İzmir’in YALIÇAPKINI MI? diye aklımdan geçirdim.

Sonra koşumun bahçesindeki limon servi ağacına kondu ve bir süre orada kaldı.

Ve oradan uçup gözden kayboldu, derin sessizliğin içinde.

Ne klakson sesi, ne insan bağrışmaları, ne de motosikletlerin gaza basıp gürültü çıkarmaları vardı.

İNSANLAR EVLERİNDE KAPALI.

Ormanlar, ağaçlar, çiçekler, doğa yaban hayatına kalmıştı.

İçimi bir coşku kapladı, “Nesli tehlikedeki hayvanlar ÇOĞALMAYA başlamıştır”dedim.

Kızıl Geyik, Ala Geyik, Yaban kedisi, Akdeniz Foku, Yabani At, Afrika Eşeği, Çengel Boynuzlu Dağ Keçisi, Vaşak, Hazar kaplanı, Leopar, Çita, Ceylan, Kunduz, Su Samuru, Oklu kirpi, Sırtlan, Karakulak Kedisi, Yılan Kartalı, Kızıl Akbaba, Kara Akbaba ve daha pek çoğunun nesli tehlike altındaydı.

Kuşlardan Yalıçapkını, Yelkovan, Turna, Toy, Ak Kuyruklu Kartal, Küçük Akbaba,   Keza bitkilerden de yüzlerce…

Çevre kirliliği, orman yangınları, ilaçlı tarım uygulaması, yasa dışı ticaret ve bilinçsiz avcılık sebebiyle türler yok olma tehlikesi yaşıyordu.

Şimdi, 4 milyon 250 bin nüfuslu İzmir’de 4 milyon insan evlerinde, Türkiye’de 80 milyon ve dünyada 3 milyar…

“Onların da yaşam hakkı var”, “Biyolojik çeşitliliğin korunması gerekir” yazılarını 20 yıldır yazıyorum.

İnsan yaşamının devamı için biyolojik çeşitlilik çok, çok önemli.

Biyoçeşitlilik, dünyada bulunan yaşam formlarının çeşitliliğidir. İnsanların yaşamlarını sürdürebilmesi için yaşadıkları çevrede, temiz su ve havanın, verimli toprakların, besinlerin ve diğer gereksinimlerinin sürdürülebilirliğini sağlaması gerekiyor.

Türklerde bir söz vardır; “Bir musibet, bin nasihatten evladır