Rabbimizin hükmünde “hikmet” arayanlardanım.

“Her zorluktan sonra bir kolaylık” arayanlardan ve “her derde bir deva” yaratıldığına inananlardan…

Havf ve reca arasında; ümitle korku arasında yaşayanlardan…

Lakin şimdi korku tarafı ağır basıyor…

Birdenbire her şey altüst oldu…

Dün bize uzak gibi görünen, taaa Çin’deki bir hastalık bir anda bütün dünyayı sardı…

‘Bu bir tasarım’, ‘Laboratuvarda üretilmiş biyolojik silah’ diyenler de var, ‘Tanrı’nın laneti’ diyenler de…

Senaryolar gırla gidiyor; Bilderberg, Racofeller, Bill Gates gibi meşum gurupların-kişilerin projesi…

Yeni dünya planları… Kahinlerin kehanetleri… Televizyon dizileri ve kıyamet alametleri…

Göreceğiz…

Fakat artık hiçbir şey eskisi gibi değil!  

Evimize çakıldık kaldık.

Gözle görülmeyen “minnacıcık bir yaratık” bizi bizden, bizi her şeyden aldı kopardı.

En sevdiklerimizden olduk.

Eşimizden, dostumuzdan ve kapı dibi komşumuzdan; anne ve babamızdan, çocuklarımızdan olduk.

İşimize, hastamıza ve cenazemize bile gidemez olduk!

Düğünler ve nişanlar ertelendi, onca masraf çöpe gitti, dahası gelecek altınlardan da olduk!

Ve daha bir sürü kırılma…

Sonrası ne olur?

Ekonomik kriz, işsizlik, sefalet ve açlık…

Eyvah!

İngiltere çırpınıyor, dolar yükseldi(!) ama ABD virüsün merkezi oldu diyorlar…

‘İtalya çöktü’ ve ‘İspanya yıkıldı’ diyenler var.

‘Fransa havlu attı’, ‘Hollanda battı’; ‘AB parçalandı’ diyenler ve İki dünya savaşını çıkarmaktan sabıkalı Almanların da ‘askeri yığınak yaptıklarını’ iddia edenler var.

Haber bültenlerine göre dünya yaşanmaz bir halin kapısında.

Pekiyi n’oldu böyle, nasıl bu hale geldik?

Bir bakalım…

Corana grubundan “zoonoz” bir virüs “mutasyona” uğrayarak insanlara bulaştı ve günümüzün dünyası ortaya çıktı.

Mutasyon, mutasyon, mutasyon…

İşte şifre bu kavramda. Sahi nedir bu MUTASYON?

DEĞİŞİM...

Kavram Latince “mutari”- den geliyor. Değişim, dönüşüm ve başka bir hale gelme manasında olan sözcük İngilizce ve Fransızcaya da aynı anlamla geçmiş; MUTATİON...

Batılı yazılı kaynakları bilmiyorum, tarayamadım (zor geldi). Ama biz Hazret-i Kavramla ilk defa Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Dergisi’nin sayfalarına şerefyab oluyoruz. Yıl ise 1943.

Neyse fazla etimolojik tafsilata gerek yok.

“Değişim, dönüşüm ve başka bir hale gelme” manaları bize yeter.

Şimdi mutasyona yani “değişime, dönüşüme ve başka bir hale gelme” durumuna yakından bakalım:

Hani o AVM çılgınlığımız vardı ya, artık o çılgınlığımız yok. DEĞİŞTİK çünkü biz.

Lüks peşinde koşup burnumuz havalardaydı ya hani, işte o havamız da artık söndü, fıs. DÖNÜŞTÜK çünkü biz.

Restorandan, lokantadan; kuş sütü eksik sofralardan fotoğraf paylaşamıyoruz artık, BAŞKA BİR HALE GELDİK çünkü biz. Şimdilerde evde yaptığımız ekmekleri paylaşıyoruz.

‘Onu giymem’, ‘Buna binmem’, ‘O telefonu almam’ ve ‘Bunu yemem’ diyorduk ya hani o isteklerimiz de artık BİTTİ.

‘Otelimiz DeLüküs olsun’, ‘Rezidansımız şöyle, Avrupa tatilimiz de böyle olsun’ diye artık uçamıyoruz. O arzularımız da DEĞİŞTİ, evde kalıyoruz artık biz.

Artık ne pup ne clup ne de tavernalardan zevk almıyoruz, DEĞİŞTİK çünkü biz.

Arabamız var binemiyoruz; paramız var harcayamıyoruz, şöyle bir gezmeye dahi çıkamıyoruz. DÖNÜŞTÜK gari biz.

Gazino, pavyon, meyhane… Amaaan, o da nedir öyle. Gitmeyiz biz öyle yerlere; çünkü biz geçtik BAŞKA BİR HALE.

Etrafımızdaki fakiri, muhtacı unutmuşuz, dini ziyaretlerimizi turizm sanıp gidiyormuşuz. Şimdi istesek de gidemiyoruz.

Mecburen DEĞİŞTİK, DÖNÜŞTÜK BİZ; BAŞKA BİR HALE büründük biz.

Ve daha birçok değişim, dönüşüm ve halden hale geçiş örneği…

İşte gerçek MUTASYON!