15 Temmuz darbe girişiminin ardından FETÖ/PDY bağlantılı dernek ve vakıflar kapatılırken 29 Temmuz’da İzmir’den Muzaffer Tuzcuoğlu Eğitim ve Kültür Vakfı ile Tuzcuoğlu Vakfı’nın da kapısına kilit vuruldu. Önceki gün ise vakıf yöneticilerini kapsayan bir operasyon savcılık talimatıyla İl Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şubesi tarafından gerçekleştirildi.

Gerekçe ise büyük ve önemliydi. Toplam 17 kişinin kuruluş amacı "hayır işlerinde bulunmak" olan Muzaffer Tuzcuoğlu Vakfının yönetimine zamanla sızdıkları ve burayı ele geçirdikleri, vakfa ait bütün gayrimenkulleri örgüt lehine kullandıkları iddia ediliyordu. Ayrıca vakfın burs vereceği kişilere Asya Bank’ta hesap açma zorunluluğu getirdiği kayıtlara geçerken FETÖ’nün İzmir’deki önemli isimlerinden olan firari ALFEMO Mobilyaları Sahibi Ramazan Davulcuoğlu’na da kıyak yapıldığı, vakfa ait yerlerin bu isme verildiği operasyonun ana gerekçelerinden birisi oldu.

Peki kim bu Tuzcuoğlu Vakfı? İzmir’de üç adet Tuzcuoğlu ismini taşıyan vakıf bulunuyor. Bunlardan ikisi FETÖ bağlantısı nedeniyle kapatıldı. İşte kapatılan bu vakıf aynı zamanda operasyon yapılan vakıf. Vakfın kurucuları arasında Muzaffer Tuzcuoğlu, Ayten Tuzcuoğlu ve Müzeyyen Yorgancıoğlu bulunuyor. Bu vakıfta Tuzcuoğlu ismi taşımayan Gürsel Yılmaz (başkan),  Erdoğan Çiftçi (2. Başkan) ve Abdullah Üstün (genel sekreter) gibi isimler yönetici olarak görev yapıyor. Bu iki Tuzcuoğlu vakfına FETÖ’nün nasıl sızdığını, malların kimlere yönlendirildiğini, nasıl bir sistemin çalıştığını savcılar bulacak.

İzmir’de bir de Tuzcuoğlu Eğitim ve Sağlık Vakfı var. Diğerlerine isim olarak çok benzeyen bu vakıf hizmetlerini sürdürüyor. Vakıf ile aynı ismi taşıyan ve bağlantılı Tuzcuoğlu Holding bünyesinde ise İzmir’in yakından tanıdığı isimler var. Mesela bunlardan bazıları DYP eski Milletvekili İzmir Büyükşehir Belediyesi AK Parti Meclis Üyesi Erkut Şenbaş, AK Parti 2015 Milletvekili Adayı Ali Sedat Şenbaş, TOBB İzmir Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı ve Park Bornova Outlet Center Genel Koordinatörü Aysel Öztezel.

Diğer iki FETÖ bağlantılı vakıftan ismine sadece “Sağlık” alanını ekleyerek ayrılan bu vakfın kurucusu ise Mehmet Ali Tuzcuoğlu. Çok eski yıllar önce nakliyat alanında çalışmalar yaparak adını duyuran Tuzcuoğlu’nun babası Ahmet Ağa’nın Konya’dan İzmir’e göç ettiği, at arabalarıyla taşımacılık işine başladığı, Kurtuluş Savaşı sırasında da bu arabaları cepheye silah taşımada kullandığı belirtiliyor. Ahmet Ağa’nın ölümünden sonra kardeşleri Hasan Fehmi ve Mustafa Tuzcuoğlu ile birlikte işlerin başına geçip vakfa ismini veren Mehmet Ali Tuzcuoğlu’nun ölümü sonrası işler karışıyor. Türkiye’de NATO tesislerinin kurulmasıyla birlikte askerlerin taşıma ve nakliyat işlerini de yapan Tuzcuoğlu,  vakfa Amerikan modeli bir sistem getirmiş. O da ‘mal varlıklarının ölümünün ardından vakfa değil, vakıf bünyesinde yer alan şirkete kalması’ mantığı. Amerika’yı yöneten Mellon, Kennedy ve Rockefeller Aileleri’nin yaptığı sistemi kurmaya çalışan Tuzcuoğlu’nun ölümünden sonra geçen 30 yılda çıkan mahkeme kararları da bu yüzden Türkiye’de örnek Yargıtay kararları olarak uygulanmış.  Vakfın ruhani ve üst perdede bulunan bir misyonu var. Fakat şirketler kişilere ve ortaklık yapılarına göre farklı şekillenmiş.

Vakfa ismini veren Mehmet Ali ve Hasan Fehmi’nin hiç çocukları yok. Sadece kardeşleri Mustafa’nın üç kızı ve bir oğlu var. Üç kızdan birisi olan Aynur, DYP eski Milletvekili Şenbaş’ın eşi. Tek erkek Ahmet Tuzcuoğlu hem amcası hem de babasının mirasının Şenbaş ailesi tarafından ele geçirildiğini ifade ediyor. Kardeşi Aynur’u da eniştesi ile birlikte suçluyor. Geçmiş tarihlerde mahkemeler, davalar, kararlar var. Sayıları 160’ı bulan davalarda söz konusu rakamlar milyon dolarları buluyor.

Aynur Şenbaş, Ali Sedat Şenbaş gibi anne oğulun bir dönem başkanlık yaptığı vakfın şu anda başında Engin Turhan yer alıyor. Aynı zamanda holdingin de başında bulunan torun Turhan’ın babası Doğan Turhan Ahmet Tuzcuoğlu ile birlikte vakfın mal varlıklarının çeşitli şirketlere aktarıldığını beyan etmişler. Hatta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da özel mektupla durumu anlatmışlar. Kısaca vakfın üzerinde şu anda bir mal, ürün yok. Tüm mal varlıkları kurulan şirketlere aktarılmış. Aile arasındaki mal paylaşım davaları, birbirlerini suçlamalar ise sürüyor. Sorunun ne zaman çözüleceği ise muamma.