Harun ÖZDEMİR
Hayır diyebilen Türkiye!
9 Ekim 2017 Pazartesi

Türk dış politikasının bir geleneği var ise bunu Batı ile inişli-çıkışlı ilişkilere borçlu. Modern zamanların yükselen devletleri Batılı, çökenleri ise genelde Asya ve Afrika, özelde ise Osmanlı’nın şahsında Müslüman devletlerdi.

Osmanlı 18. Yüzyıldan 20. Yüzyıla kadar olan süreyi giderilmesi zor kayıplarla geçir. Bu dönemde Batı ile ilişkileri kibirle reddeden Padişah ve devlet adamları çıktığı gibi ne istendiyse “Emredersiniz!” diyenler de oldu.

Ama hiçbiri kayıplara ve çöküşe engel olamadı.

Türkiye Cumhuriyeti Devletine gelindiğinde ise durum bayağı değişti: Batı ile savaşmayalı 95 yıl oldu. Bu barış, hakikaten Türk dış politikasının başarısıdır.

Türkiye Cumhuriyeti, Batı’nın bütün ittifakları içerisinde yer aldı.

Türkiye bunu nüfusu %99 Müslüman olan halkı adına yapabildi. Türkiye’nin Müslüman olması Batı’da bir rahatsızlık yaratmamış ise bu, monşerlerin Müslüman halk ile Batılı devletler arasında paratoner görevini başarıyla yürütmesi ile olabildi.

Türk halkının Batı teknolojisi ve mühendislik bilimleriyle tanışması, bunları alıp tüketmesi, satın alacak parası olmadığında Batılı finans kuruluşlarından 1 trilyon dolar kadar borçlanabilmesi… bunların hepsi, Batı ile sürdürülebilen ılımlı ve barışçıl politikalar ve işbirlikleri ile olabildi.

***

Eminim ki; başta Mustafa Kemal Atatürk, İnönü, Bayar, Menderes, Demirel, Ecevit, Erbakan, Türkeş, Özal… bu liderlerin hepsi, Batı’ya karşı “Hayır!” demeyi defalarca akıllarından geçirdiler…

Rahatsızlık konuları, şahsî çıkarları ve kişisel onurları olsaydı kimsenin kuşkusu olmasın, bu tepkiyi gösterebilecek yeterli cesaretleri vardı; bunu da yaparlardı.

Ama yapmadılar.

Çünkü kendi gururlarını öne çıkararak millete zarar vermediler.

Demirel 6 defa iktidarı bırakırken bunların her biri “Evet!” demektense Batı’ya gösterilen birer “Hayır!” tepkileriydi.

Erbakan’ın 28 Şubat operasyonu ile iktidardan uzaklaştırılması Batı’ya gösterilen “Hayır!”ın bir bedeliydi.

Ecevit 2000’de Kuzey Irak’ta kurulmak istenen Kürt Devleti’ne “Hayır!” dediği için erken seçime razı edildi. En yakınlarının akıldışı ihanetini lütfen bir hatırlayalım.

Unutmuş gibiyiz…

Ak Parti’nin nasıl bir vizyonla kurulacağı, Erbakan’ın liderliğini yaptığı Refah ve Fazilet partileri kapatıldığı günlerde netleşmişti.

Ak Parti’nin lider kadrosunun, Erbakan’ın ve Ecevit’in “Hayır!” dedikleri konulara “Evet!” olduktan sonra siyasete ve iktidara giden yola çıkabilmişlerdi.

***

Geldiğimiz noktada görülen manzara şudur:

-Türkiye istese de monşerlerin yürüttüğü dış politikaya dönemiyor.

-Türkiye monşerler olmadan geleneksel dış politikayı da yürütemiyor.

-Ak Parti; dış politikada en tehlikeli tepkinin “masaya yumruk vurmak”, “masayı devirmek”, “masadan kalkmak”, “restleşmek”… olduğunu öğrendiğinde Cibuti’den başka dostunun kalmadığını geç anladı!

-Osmanlı’dan beri Türkiye’nin iman ve ibadet hariç, her konuda Batılı olma çabası, nasıl oldu bilinmez, berhava edildi. Batılılaşma vizyonumuz avuçlarımızın arasından cıva gibi akıp gitti.

-ABD Çağının en kârlı iki devletinden bir olduğumuz her yönüyle, açık ve seçik iken, ilişkileri bozmak için elden ne geliyorsa onu yapmaya çalışmak anlaşılır gibi değil.

-Önümüzde tek yol gösterici ABD ve Batı’nın rezil uşakları Arap Emirliklerinden başka bir model kalmadı. Ekonomisi, yönetimi ve üniversiteleri bilimsel ve şeffaf olmayan… Ürettikleri bir teknolojileri dahi olmayan emirliklerin asla güvenilemeyecek dostluklarına nasıl muhtaç olduk aklım almıyor.

***

Eskilerde “Hayır diyen Türkiye” kitabı yazanlar vardı. Bu işlerden anlayanlar çok iyi bilirlerdi ki, bu sloganları atanlar içimizdeki en bayağı batı uşaklarıydı.

Hayatının hiçbir döneminde Batı’ya “Hayır!” diyemeyenler, kahramanlığı mahallenin erçel oğlanına yaptırmaya çalışıyorlardı!

Sanıyorum onu da başardılar…

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 2 yorum var, 2 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
ŞZ 9 Ekim 2017 Pazartesi 15:44

Sayın yazar ERÇEL OĞLAN demişsiniz. Türkçeye bir sözcük kazandırmak çok güzel. Sözlüğe baktım BÜYÜK anlamında. Keşke PARANTEZ İÇİNDE bilinirliği çok olan Türkçesini de yazsaydınız. Daha iyi olurdu.

Yorumu oyla      11      5  
Fikret Aslan 9 Ekim 2017 Pazartesi 15:35

İran’ı yıllarca İsrailin ve ABDnin düşmanı olarak bilenler yanılırlar. Dünyanın en iyi dost ve müttefik ülkeleri İran-ABD-İsrail üçlüsüdür. Yıllarca tavşana kaç tazıya tut oyunu oynadılar. 2002,den sonra Bu oyundaki tavşan bizle beraber Suriye-Irak oldu maalesef. Allah ülkemizi bu cahil dış politikacılardan bir an evvel kurtarsa da Irak ve Suriye gibi olmasak bari.

Yorumu oyla      12      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Polis kurşunu ile ölen ilk üniversiteli!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Sorun, sadece seçmenin öfkesi mi?
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
İmamoğlu’nun el uzattığı Somalı köylüler
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Mahfi Eğilmez’den Yeni Ekonomi ve Çevre
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bugün hepimiz çocuk olalım!
Fatih YAPAR
Fatih YAPAR
Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemek!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Çok başarılı bir STK örneği: EÇEV
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Bizim Yahudiler neden susuyor?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva