Önceki akşam Ege Üniversitesi’nin MÖTBE salonundan yüzlerce insan sevinçle, coşkuyla, keyifle çıktık. Yaşadığımız sadece baharın gelmiş olmasının sevinci değildi… Tanık olduğumuz gerçek bir sanat gösterisi idi…

Bizi oraya getiren ve geldiğimiz için asla pişman olmamamızı sağlayanlar Ege Üniversitesi Devlet Türk Müziği Konservatuarı Türk Halk Oyunları Bölümü Ekin Halk Oyunları Topluluğu’nun sahneye koyduğu Ekin-29 “Hayat Ağacı” Denizli Düğün Öncesi Gelenekleri Gösterisi idi…

Tanıtım bülteninde Hayat Ağacı şöyle anlatılmış: Geçmişten günümüze insanoğlunun yaşamında, doğumdan ölüme hayatın hemen her aşamasında yeni başlangıçlara şahit olan törensel kutlamalar ve bu süreci betimleyen Hayat Ağacı, kutsal tezahürlerle ortaya çıkmıştır.,

Anadolu’da ailenin temeli, kutsal evlik törenleri ile atılır. Yetişkinliğe ulaşan bireyin çocukluk ve gençlik aşamasında edindiği kültürel birikimini, geleceğe nasıl aktarılacağı törenlerle anlatılır. Evlilik törenleri hayat ağacının ilkbaharıdır. Belli aşamaları sırasıyla yerine getirmeden layıkla ürün alamayacağını bilir Anadolu insanı.

Adaylar arasından eş seçimi uygulamalarıyla başlayan evlilik törenleri, uzun zaman aralığında gerçekleşen birçok geleneksel törenden sonra çiftin bir hane altında birleşmesiyle sonuçlanır.

İnsanın geçiş dönemi kabul edilen evlilik hareketinin getirdiği önemli bir geleneğin adı olan “Düğün”, genellikle Cuma günü öğleden sonra başlayan ve Pazar günü gelinin güvey evine varmasıyla sonlanan süreçteki danslı uygulamaların adıdır.

Her coğrafyanın ağacı kendi iklim takvimine göre yeşerir, Denizli gelin güvey şenlikleri de kendine özgü çiçeklenir, dallanır meyvesini verir.

Ekin 29 Hayat Ağacı-Denizli projesinde, “Denizli Yörükleri Geleneksel Evlenme Süreci” düğün öncesi ve sonrası danslı uygulamaları da içine alan bir kapsamda anlatımlar içeren halk oyunları sunumu olarak tasarlanmıştır…

***

Olağanüstü iki saat geçirdik. Öncelikli alkışım Ege Üniversitesinin gelenekleri yaşatma konusunda çok yetenekli olduklarını ortaya koyan çağdaş gençlerine… Tabii ki senaryoyu yazan ve yöneten Prof. Dr. Mehmet Öcal Özbilgin’e… Yönetmen yardımcıları Doç.Dr. Sema Erkan, Dr. Bora Okdan, Öğr. Gör. Merih Oldaç, Öğr. Gör. Aykut Mis’e… Koreografiyi yapanlara, sahne arkasında, önünde çalışanlara… Her şey çok güzeldi. Alkış, alkış, alkış…

Ve de bu etkinliğin sponsoru Ege Kültür Derneği’ndeki sevgili arkadaşlarıma da teşekkür ediyorum..

***

İnsan, hayat ağacı misali geçmişi ile geleceği arasında bağ kurmasıyla diğer canlılardan ayrılır. Bu bağlamda, geleneksel dans uygulamaları toplum hafızasında kültürel belleğinin canlı tutulması için en etkili sosyal yollardan birisi… Ne güzel yazmışlar değil mi?

“Önümüzdeki yolculuğun bir sonu olduğunu bilmek ne güzel… Ve yolculuğun kendisi ne kadar güzel…”