Nüvit TOKDEMİR
Erkan Velioğlu'na veda...
9 Aralık 2016 Cuma

Bir futbol sevdalısı...

İzmir ve Altınordu tutkunu...

Ve yaşamını bu üçgende belirlemiş insandı...

Sorulduğunda, "Rize'de doğru, İstanbul'da büyüdü, İzmir'e ve Altınordu'ya tutkun Erkan Velioğlu" diye tanıtırdı...

Daha ne olsun!..

İzmir futbol camiasının "Erkan Abisi-Hocası" yaşamını yitirdi...

Vedalar hüzünlüdür her daim; bu veda yüreğin sevgi dağarcığından bir sevgi parçası olunca, sarsılıyor insan...

"Erkan Abi"nin vedası da öyle oldu...

X

"Erkan Abiyi nasıl anlatmalı" sorusu belirdiğinde usumda, önceki yıllaarda kendisiyle yaptığım bir söyleşiyi paylaşmak geldi içimden...

X

"O 1942’de Rize Fındıklı’da yaşama ‘merhaba’ dediğinde geleceğinin ne olacağını bilemezdi kuşkusuz. İlkokulu Hopa’da okuduktan sonra 1951’de İstanbul’a gelmiş, ortaokulu ve liseyi bu kentte okumuştu. İşte sonraki yaşamının belirleyicisi olacak süreç başlıyordu. Fatih Camisi’nin avlusunda arkadaşlarıyla birlikte futbol oynarken kimler tarafından izlendiğini bilmiyordu bile.

Yıl 1957’ydi. O yıl İstanbulspor’u çalıştırmakta olan Cihat Arman ve Sabri Kiraz, yönetici Ali Sohtorik’le birlikte futbolcu arayışına çıkmışlar, gençleri izliyorlardı. Daha ilk gördükleri anda kendisini çağırıp, 'Evlat, sen bizimle geliyorsun' dediklerinde o da şaşırmıştı. Ama işte yaşam onun için ağlarını örmeye başlamıştı. Kimdi bu genç futbolcu? Sonraki yıllarda Türkiye’nin en etkili solaçıklarından biri olarak tanınacak Erkan Velioğlu‘ydu elbette.

Severek gitti İstanbulspor’a ve 2 yıl süreyle önce genç, sonra da A takımda olmak üzere oynadı. Sarı - Siyahlı takım kadrosu o dönem Sabri, Garbis, Enver, Erdoğan, Kenan, Güngör, Kasapoğlu,Aydemir, İbrahim, İhsan ve Erkan’dan oluşuyordu. Velioğlu, bu kadroyu duraksamadan sayabiliyordu. 1957’de İstanbulspor Genç Takımı’nda oynarken İstanbul Genç Karması’na seçilir ve aynı yıl Konya’daki Türkiye Şampiyonası’nda kaleci Özcan Arkoç,Selim Soydan ve Yılmaz Gökdel’in de bulunduğu kadroyla şampiyon olurlar. Başarı grafiği yükselen Velioğlu bu arada ulusal genç takım kadrosuna da çağrılmıştır. İşte o günlerden bir anı:

'Genç milli takıma çağrıldım ama okulda durum kötü. Ne yapacağımı bilemiyorum. Gidersem devamsızlıktan okulda kalacağım. Hocalarım diyor ki 'Gel okulda görün, sınıfı geçeceksin. Gelmezsen seni kimse kurtaramaz.’ Ben gitmek istiyorum, iki arada kaldım. Annem de etkili oldu ve kaldım. Milli takım için sordular, ‘Kim gelsin yerine’ diye... Hiç kuşkusuz yakın arkadaşım o zaman Rami’de oynayan Mahmut Evren’in ismini verdim.'

Erkan Velioğlu, İstanbulspor’dan sonra Zekelli’nin çalıştırdığı Karagümrük’e transfer olur. Burada ilk yılı kötü geçse de, ikinci yıl Bülent Eken ve Recep Adanır’ın gelmesiyle toparlanır, başarılı olur. Karagümrük’te Sümer, Gökçen, Nihat, Orhan, Kadri, Doğan, Tarık, Aydın, Zekai, Ali Soydan’la birlikte oynar. İyi geçen sezonla birlikte Ankara ve İzmir’den transfer teklifleri başlar.

Yıl 1961’dir. Ankara’dan gelen tekliflere sırtını dönüp bundan sonraki yaşamının belirleyicisi olacak İzmir’e ve Altınordu’ya gelmeyi kabul eder. Aldığı transfer bedeli 22 bin 500 lira o günler için bir rekordur. Kendi anlatımıyla Hatay semtinde o parayla 8 daire alması olasıdır yani... O günleri anlatırken diyor ki Velioğlu:

'Altınordu formasını giyen bırakamazdı. Değişik bir sevgi ortamı vardı. O günlerin Tilkilik semtinde oturanlarda Altınordu’ya ve sporcularına bakış açısı da farklıydı. Gariptir, bağlayıcı bir sevgileri vardı bizlere karşı. Aynı ortamı Karagümrük’te de gördüğümü söyleyebilirim...'

İşte Velioğlu’nun İzmir’e ve Altınordu’ya ‘tutulmasının’ ‘aşkla’ bağlanmasının nedeni de bu sevgi olsa gerek... Altınordu’yu 1961’de Sait Altınordu ve Lütfü Atamer ikilisi çalıştırmaktadır. Velioğlu’nun takım arkadaşları kaleci Yüksel,Neyir, Muzaffer, Todor, Muhterem Ar, Coşkun, Melih Garipler, kaleci Mümin, İsmet Orhunbilge gibi isimler olur. Türkiye Ligi’nin iyi takımlarından biridir Altınordu. 1964’te iyi puanla 8. durumdadırlar. Düşme hattındaki Beykoz’un son 4 maçı tehir edilir ve lig sonunda oynar. Beykoz’a ligde kalması için 8 puan gereklidir ki inanılmazı başarıp alırlar ve Altınordu düşer. Velioğlu şöyle anlatıyor o günleri:

'Nasıl olduğunu biz de anlayamadık. Herkes şaşkındı. Neyse ki kadromuz çok iyiydi ve bir sonraki yıl şampiyon olduk. Yeniden çıkınca rahmetliCandoğan Sakaoğlu başkanımız iyi transferler yaptı. Zadel, Syasky, Todor, Balov gibi 4 yabancımız vardı. Başka takımlarda böyle başarılı yabancılar yoktu. Sonraki yıllarda iyi sonuçlar aldık. Sevilen bir takım olmayı başarmıştık...'

9 yıl oynadığı, 6 yıl kaptanlığını yaptığı Altınordu’da 406 maçta forma giyen Erkan Velioğlu, antrenörlük süreciyle birlikte bu rakamın 604 maça ulaştığını ve bunun bir rekor olduğunu söylüyor. Ama kader her futbolcuya ayrı bir çizgi çizmişse, onu da farklı bir şekilde yakalıyor. 1970’de Altınordu yöneticileri onu bir kenara çekip transferi olduğunu, gitmesi gerektiğini söylüyor. Velioğlu, 'Futbol nankör bir şey. O yıl takımın Göztepe’ye borcu varmış. Yöneticiler, ‘Erkan git, borcu silecekler, üste para verecekler’ dedi ve gittim' diyerek andığı o günleri anlatırken gözleri doluyor. Çünkü çok sevdiği kulübünden koparılırken bir yandan da yine kulübü adına bir fedakârlıkta bulunması istenmiştir kendisinden.

1 yıl Göztepe’de oynar, ardından 1 yıl da Balıkesir... Oradan Antalya’ya transfer olup 2 sezon oynar ve 1974’te futbolculuğa veda eder. Altınordu’da antrenörlüğünü yapan Molnar’ın, 'Senden iyi antrenör olur' sözleri hiç aklından çıkmaz. 1975’te kursa katılarak antrenörlük belgesini alır ve İzmir Genç Karması’nda göreve başlar. 1976’da Altınordu Başkanı Rasih Öztürk evine elinde bir

düdükle gelir, 'Eşortmanın var mı? Varsa al bu düdüğü, doğru takımın başına git' der. O an sevdiği takıma yeniden dönüşüdür. Sonrasında Uşak, Salihli, Göztepe, İzmirspor, Karşıyaka, Buca, Aydın, Manisaspor ve Bandırmaspor’u çalıştırır. Çok sıkıntılar çekmiş, hepsinin üstesinden kimi zaman gelebilmiş kimi zaman yenik düşmüş ama hiçbirini en yakınındakilere bile hissettirmeden içine atarak yaşamış bir futbol adamı duruyor karşımızda."

X

Eşi çok sevdiği Emel hanımı yitirdikten kısa bir süre sonra söyleşmiştik kendisiyle... Yaşamını kızları Dilek ve Gözde, futbolu bırakan oğluVolkan ve 3 torunuyla birlikte mutlu biçimde sürdürürken, amansız hastalık çıktı ortaya...

İki yılı aşkındır yaşama tutundu... Dost ziyaretleri onu ayakta tuttu... Ancak veda kaçınılmaz oldu!..

Erkan Abi ölmedi!

O ustamız Okan Yüksel'in dediği gibi "yorgunluk gidermeye" çekildi!..

Işıklar içinde uyusun...

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 2 yorum var, 2 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Osman Arpacıoğlu 10 Aralık 2016 Cumartesi 23:17

Sayın Hocam,Erkan kaptana yakışır bir yazı. Artık hiç bir şey 960 lı 970 li seneler gibi olmayacak.Sık sık yazıyorum eşe dosta duyurmaya çalışıyorum"BİNMİŞİZ BİR ALAMETE GİDİYORUZ FELAKETE"... Saygı ve sevgiler...

Yorumu oyla      11      5  
Böcek 10 Aralık 2016 Cumartesi 21:31

Gönlü geniş, sevgi dolu mert.cömert ve delikanlı ERKAN BABA. Bir babamı kaybettiğimde bu kadar üzülmüştüm bir de seni toprağa verdiğimizde. Mekanın Cennet olsun. Seni Asla Ama ASLA UNUTMAYACAĞIZ.........

Yorumu oyla      11      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Polis kurşunu ile ölen ilk üniversiteli!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Sorun, sadece seçmenin öfkesi mi?
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
İmamoğlu’nun el uzattığı Somalı köylüler
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Mahfi Eğilmez’den Yeni Ekonomi ve Çevre
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bugün hepimiz çocuk olalım!
Fatih YAPAR
Fatih YAPAR
Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemek!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Çok başarılı bir STK örneği: EÇEV
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Bizim Yahudiler neden susuyor?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva