Dr. Berna BRIDGE
Çocuk Bayramı ve mutsuz çocuklarımız
24 Nisan 2017 Pazartesi

OECD'nin uluslararası öğrenci değerlendirme programı, PISA, 2015 araştırması kapsamındaki 3. raporunu yayınlayıp 72 ülke içinde 540 bin öğrencinin katıldığı çalışmada, en mutsuz öğrencilerin Türkiye'de olduğunu belirtmiş. Ne kadar acı. Dünyada Çocuk Bayramı kutlayan tek ülke nasıl oluyor da çocuklarını bu kadar mutsuz edebiliyor?

NTV'de yer alan habere göre, "Öğrenci refahı" temalı rapor için 72 ülkede 540 bin öğrencinin okul performansları, arkadaşları ve öğretmenleri ile ilişkilerini, okul dışında nasıl zaman geçirdiklerini ve aile ortamları mercek altına alınmış ve buna göre, Türkiye; ‘Yaşam Memnuniyeti’ sıralamasında 10 üzerinden 6.12 puanla son sırada yer almış. En mutlu öğrencilere sahip ülke ise 8.27 puanla Meksika olmuş. Avrupa’nın PISA’da en iyi performans gösteren ülkelerinden biri olan Finlandiya 7.89 ile ikinci sıraya yerleşirken, Hollanda 7.83 ile üçüncü olmuş.

Hadi Finlandiya ve Hollanda için refah seviyesine bağlayalım ama birinci olan Meksika bizden yoksul. Çok daha yoksul. Demek ki mutluluk/mutsuzluk, refah/para ile ilgili bir durum değil. O zaman neden bizim çocuklarımız neden bu kadar mutsuz diye düşünmemiz gerek. Bence mutsuzluğun arkasında sevgisizlik yatıyor. Sevgisiz bir toplum olduk. Çocuğunu öpüp seven, onu gerçekten düşünen, mutluluğunu isteyen bir toplum değil, kendi egoları için çocuklarını sınavlarda yarıştıran, gelecek kaygısı bahanesi ile sınav sonuçlarına aşırı önem veren bir toplum olduk. Çocuklarını yarış içinde bilinçsizce ezdi gibi görünüyor birçok anne ve baba… 

Türkiye’deki öğrencilerin kaygı ortalaması da hayli yüksek olduğu belirtiliyor bu raporda. ‘Sınava iyi hazırlanmasına rağmen çok kaygı duyduğunu’ söyleyen öğrenci oranı 58.8, yüzde 56 da ‘ders çalışırken stres yaşadığını’ belirttiği açıklamış.  Türkiye’nin, İtalya’nın ardından öğrencilerin ders çalışırken en fazla kaygı duyduğu ikinci ülke olduğu belirtilmiş. Bu sınav, aşırı ders, ödev, başarı baskısı, karşılaştırma ve kaygının çocuklarımızda mutsuzluk kaynağı olduğu görülüyor.

Bu baskıyı okullar da anneler kadar yaratıyor. Her yıl, her sınavdan sonra liste liste hangi öğrencinin kaç puan aldığı, nereye girdiği yayınlanıyor. Örneğin, Atatürk Lisesinin Fuar kaldırımına bakan bahçe duvarına asılıyor. Eminim iyi niyetle. Çünkü bazı okullar da gazetelerde yayınlıyor bu listeleri. Atatürk Lisesi tek değil. Ancak, adı o listelerde bulunamayan veya en sonda bulunan öğrencinin psikolojisini düşünün. Böylece, ciddi bir toplumsal bir baskı oluşuyor.

Bunu nasıl düzeltebiliriz? Öncelikle Milli Eğitim Bakanlığı bu tür listelerin yayınlanmasını tümden yasaklar. Okullar bu yönde reklam yapmayı keser, başka eğitici yönler öne çıkarılır veya yine MEB tarafından bu tür sınav başarısına yönelik reklamlar yasaklanır. Anne-babalara, öğretmenlere, okul idarecilerine çocuk büyüme, onların ruh sağlığını koruma yönünde sistemli eğitimler verilir. Okul Ruh Sağlığı konsepti öne çıkarılır. Bu yönde istatistikler yayınlanır. 

Sonuçta, çocuklarımızı düşünmeliyiz, onlara sevgiyle yaklaşmalıyız, değer vermeliyiz. Gelecek kaygısının arkasına saklanarak onları sınav baskısı altında ezmemeli, kıyasıya yarıştırmamalıyız. Karşılaştırmamalıyız. Mutsuz, psikolojik açıdan yaralı, hırs küpü olarak topluma kazandırmamalıyız.

Geleceğin ne olacağı, bu kadar hızlı değişen bir dünyada hangi mesleğin öne çıkacağı, çocuğumuzun nerede, ne zaman önüne bir fırsat çıkacağı ve yükseleceği sadece bugün aldığı sınav puanına bağlı değildir. İlişkileri sürdürebilmesinden, sorumluluk duygusuna, iyi kalplilikten ekip çalışmasına, liderlik becerilerinden güvenilirliğe birçok başka özellik başarıyı getirir.     

Çocuklarımızın Bayramı kutlu olsun, onlara daha güzel yarınlar bırakmak görevi biz yetişkinlerin ve eğitimcilerin görevidir. Çocuklarımıza daha güzel yarınlar bırakabilmek için hep birlikte el ele çalışalım…

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
sade birisi 25 Nisan 2017 Salı 11:47

okul önlerindeki pankartlarla ilgili birşeyler söylemek istiyorum. Bu hem veliyi baskı altına alıyor hem öğrenciyi okul iderecileri bu uygulamayı biranönce son vermeli maalesef bu şekilde insan pisikolojisi bozuluyor.duyarlılığınız için teşeşkkür ediyorum.

Yorumu oyla      11      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Polis kurşunu ile ölen ilk üniversiteli!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Sorun, sadece seçmenin öfkesi mi?
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
İmamoğlu’nun el uzattığı Somalı köylüler
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Mahfi Eğilmez’den Yeni Ekonomi ve Çevre
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bugün hepimiz çocuk olalım!
Fatih YAPAR
Fatih YAPAR
Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemek!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Çok başarılı bir STK örneği: EÇEV
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Bizim Yahudiler neden susuyor?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva