Harun ÖZDEMİR
Açlık grevi ile sonuç almak!
15 Kasım 2012 Perşembe

Hukuku felsefesi, her bir cezai müeyyide için çok yönlü açıklamalar yapar. Konunun doktrin tarafı karşımıza, birbirinden oldukça farklı açılımlar sunar. Bu konular, hukuk devletinde yurttaşlık bilgisi gibi öğrenilir ve mucibince de amel edilir!  
Hangi felsefi görüş, suç oranlarında azalmaya neden olabilir? Bunun tartışması ortaöğretimde başlar, yüksel okulda olgunlaşır.
Suçlu hakları, hak ettiği cezalar, hangi müeyyide cezadır hangisi ödül veya teşvik… bunlar ciddi ciddi tartışılır.
Mağdur nasıl korunur, hangi müeyyide, suçun mağdurlarının kin, nefret veya kan davası gütmekten alı kor?
Bunlar cezai ehliyete haiz bireylerin yetişmesinde önemli konulardır.  
 
-Cezaevi gerekli midir? Başka cezalandırma yöntemi var mıdır?
-Hangi hukuk toplumunda suçlunun masumdan daha çok hakkı vardır?
-Cezaevi suçluyu işlediği suçtan dolayı cezalandırmak için mi ihdas edilmiştir?
-Suçlunun yeni suçlar işlemesini önlemek için mi yapılmıştır? Yoksa
-Cezaevi, hürriyeti kısıtlanan kişilerin özgürlükleri karşılığında onlara sunulan bir istirahatgah mıdır? Veya
-Suçluya işlediği suçtan daha hafif cezalar vererek, suçluyu veya suç işleme potansiyeli olanları, yeni suçlar işlemesi için cesaretlendirmek amacıyla mı inşa edilmiştir?
…..
…..
 
-Adi suçlularla, bir örgütün siyasi amaçları için adam öldürenlere verilen cezalar aynı mı olmalıdır?
-Yasama, yürütme ve yargı üçgeninde elde edilmesi mümkün talepleri, rejimin olanakları içinde “demokratik mücadele” ile alabilmek varken; açıklanması oldukça zor ittifaklar yaparak silahın ve öldürmenin en acımasız yöntemlerine başvuranların cezası, E veya F tipinde ağırlanmak mıdır? 
-Silahı iletişim aracı olarak kullananlara, insanlık tarihi boyunca “ölüm cezası” uygulanırken bu cezayı hapse dönüştürmek, sonra da “Açlık grevindeler, maazallah ölürlerse ne yaparız?” gibi akla, ülkeye ve de mağdurlara zarar verecek çözümleri “barış adamı” kılığında kamuoyuna sunmak, insanlık mıdır?
 
Ülkeyi bu sorunlarla boğuşmak zorunda bırakanlar, huzura ermişler midir, bunu öğrenme imkanımız var mıdır?
 
Osmanlı öncesinden beri bu topraklarda hüküm süren bir hayat tarzı var. İnsanların kendi hallerinde sürdürdükleri…
 
Bu yaşam tarzı verimsiz miydi?
Dünyadaki gelişmelerde habersiz miydi?
Yeni nesiller için zararlı mıydı?
Büyük bir coğrafya katma değer üretemeden genel bütçeye yük mü oluyordu? vs.
 
Bu ve benzeri şikayetleri; güçlü bir ulaşım, iletişim ve okullaşma ile önce üniter yapıya, sonra tek pazara ve genel bütçeye kademeli ve gönüllü katılımı artırarak, toplumu daha rekabetçi yarıştırarak gidermek mümkündü. Türkiye bütün insan kaynakları ile önce içinde, daha sonra da dünyaya köklü bir entegrasyonu sağlayabilirdi. Bunu yapmak varken, Müslümanın oldum olası düşman bellediği “New Yunanizm, New Latinizm, New Hümanizm” ile terbiye etmek de neyin nesi!!!
 
Bu ülkenin Allah aşkına 90 yıldır yaşadıklarına bir bakın! Bir iki noktasına değil, toplamına bir bakın!
Bakmak istemeyenler o kadar çok olmalı ki, rezillik devam ediyor!
 
Bu topraklarda bin yılı aşkın bir süreden beri İslami mefkure ile yoğrulan Gayrimüslimler ve farklı kültürleri yaşatan ırk, kabile, aşiret büyüklüğünde onlarca topluluk vardı. İslam’ın her türlü yorumuna göre, bir insanın dini veya etnik kökeni ne olursa olsun doğal olarak sahip olabileceği haklar vardır. Bunların bir kısmını Müslümanların ezici bir çoğunluk oluşturduğu Türkiye’de devlet için zararlı görmek, nasıl bir hükümet-i hikmettir?
 
Bu yasakları devletin olmazsa olmazı haline getirip yabancıları ülke içine davul zurna ile davet etmek, vatandaşı devlet düşmanı yabancıyı da vatandaş dostu yapmak… nasıl bir ileri görüşlülüktür ki, zararı Türkiye’ye faydası yabancılara oluyor?  
 
Can sıkıcı birçok konuyu sıralamaya gerek yok. Şu olanlara bakıyorum da, “Türklerin beş bin yıllık bir devlet geleneği var” denen böbürlenmenin bir efsane olduğunu düşünüyorum!  
 
Artık Türk devlet geleneği, burnunun önünü göremez hale geldi. Hiçbir sorunu rezil olmadan çözemiyor!
Çıldırmak üzereyim!
 
Çünkü bu ülkede yabancılar devreye girmeden bir sorun çözülemiyor. Bununla beraber kötü niyetliler de, sözün ve kalemin gücü yerine silah kullanmadan dertlerini anlatmak istemiyor.
 
Bu iki açmaz içinde sıkışmış durumdayız.
 
Bu sağırlık ve basiretsizlik bizleri yiyip bitirecek!
 
İnanın bitirecek!

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 6 yorum var, 6 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
gediz bakır 21 Kasım 2012 Çarşamba 10:36

ayrıca, geçtiğimiz sene galatasaray şampiyonluk maçında kupasını alamadı;başbakandan yardın istedi.Federasyon hala görevde,Galatasaray o anki sorununu tek başına veya federasyon ile çözemediği için rezil mi oluyor?

Yorumu oyla      15      5  
gediz bakır 21 Kasım 2012 Çarşamba 10:23

öğretmenim, ya açlık grevini yapanlar "öteden beri biz de mağduruz, durumumuz bu yüzdendir." diyorlarsa.O zaman mağdur doktirininizi ,ilk mağdur, son mağdur, sözde mağdur.. olarak zenginleştirmelisiniz sanırız.

Yorumu oyla      17      5  
yemlihan 21 Kasım 2012 Çarşamba 10:16

devlet, bir sonuçtur.Kurulmadan önce, benzer silahlı, silahsız çok mücadeleleri vardır. Olayda, niyet bellidir. Taklid ediyorlar.

Yorumu oyla      16      6  
Murat 16 Kasım 2012 Cuma 16:21

Üstadım,bu ülkede aydın ve fikir adamı geçinen onlarca kılıksız kişi var.Elin de silah olanları, çoluk çocuk demeden öldürenleri,neredeyse kahraman yapacaklar.Türk milleti nerede?Hala, Türkiye laiktir,laik kalacaktır la uğraşıyor.Gözünü kapamış,etrafındaki tehlikeyi görmüyor.

Yorumu oyla      16      9  
Fikret ASLAN 15 Kasım 2012 Perşembe 16:04

Sn. Harun hocamın şu satırı herşeyin özetidir. Teşekkürler Hocam. """"""""""""""""Silahı iletişim aracı olarak kullananlara, insanlık tarihi boyunca “ölüm cezası” uygulanırken bu cezayı hapse dönüştürmek, sonra da “Açlık grevindeler, maazallah ölürlerse ne yaparız?” gibi akla, ülkeye ve de mağdurlara zarar verecek çözümleri “barış adamı” kılığında kamuoyuna sunmak, insanlık mıdır?""""""" HAK, HUKUK, ADALET, BARIŞ, İNSANLIK, KARDEŞLİK, ÖZGÜRLÜK BU YAZININ İÇİNDE.... OKUYUN, UYGULAYIN VE BAŞKA ARAYIŞLARA GİRMEYİN EEEEEEEY YETKİLİ (ZER)-ZEVATLAR....

Yorumu oyla      13      8  
MURAT OĞUZBOYU 15 Kasım 2012 Perşembe 11:50

"Silahı iletişim aracı olarak kullananlara, insanlık tarihi boyunca “ölüm cezası” uygulanırken bu cezayı hapse dönüştürmek, sonra da “Açlık grevindeler, maazallah ölürlerse ne yaparız?” gibi akla, ülkeye ve de mağdurlara zarar verecek çözümleri “barış adamı” kılığında kamuoyuna sunmak, insanlık mıdır? " İşte bu, olay bu... Süpersiniz Sayın Yazar

Yorumu oyla      13      8  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Polis kurşunu ile ölen ilk üniversiteli!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Sorun, sadece seçmenin öfkesi mi?
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
İmamoğlu’nun el uzattığı Somalı köylüler
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Mahfi Eğilmez’den Yeni Ekonomi ve Çevre
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bugün hepimiz çocuk olalım!
Fatih YAPAR
Fatih YAPAR
Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemek!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Çok başarılı bir STK örneği: EÇEV
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Bizim Yahudiler neden susuyor?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva