Bugün…

Dünya’nın bi’çok bölümü için önemli gün…

Bu akşam…

Son yüzyılın “en uzun kanlı ay tutulması” gerçekleşecek…

Ay Dede…

Kana bulanmış gibi kıpkırmızı olacak…

Çıplak gözle izlenebilecek…

“Kanlı Ay Tutulması”…

Bizim memlekette bu akşam (27 Temmuz Cuma)…

23:29’de başlayacak…

Tam bir saat 43 dakika…

Ay kıpkırmızı renge bürünecek…

***

Peki, biz Ay Dede’yi neden bu akşam…

Kana bulanmış gibi izleyeceğiz?

İşin bilimsel yanını bırakalım…

“Kanlı Ay Tutulması”nın…

İnsanlık Tarihi’ndeki yerine bi’bakalım…

***

Ay Dede ile insanoğlu arasında garip bir etkileşme var…

Kökenleri, Latince’ye dayanan…

İngilizce “Ay” anlamına gelen “Luna”…

Aynı zamanda “Deli” anlamına gelen…

“Lunatic” kelimesinin de kökünü oluşturuyor…

Bu bir tesadüf olabilir mi?

Dolunay’da insanoğlu…

Hafiften “tırlatıyor” mu?

Bilimsel araştırmalarda…

Bu sorunun karşılığı tam olarak…

“Yes, this is… (Evet bu…)

Olmasa da…

İnsanoğlu hep bu “Ay Dede”nin etkisinde kalmış…

Mesela…

“Kanlı Ay Tutulması”, çağlar önce…

Özellikle Asya’da yaşayanları hep ürkütmüş…

O zamanki insanlar…

Bir şeylerin ay’a zarar verdiğini düşünerek…

Ay’a ok atmaya çalışmışlar!

Daha beteri var…

Çin ve Hindistan’da ejderhaların Ay’ı ısırdığını, yuttuğunu…

Ve Ay’ın kan revan içinde kaldığını düşünmüşler…

Yunan ve İyon uygarlıklarında…

Sonradan Anadolu’ya Türk uygarlığında da…

Benzer bir inanış varmış…

Örneğin…

Ay kararıyorsa evli çiftler…

“Eşim beni aldatıyor herhalde” gibi düşüncelere kapılmışlar…

Avrupa ve Balkan toplumlarında ise…

Bu olay “Drakula / Kan Emicilerin Efendisi” ile eşleştirilmiş…

İnsanoğlu’ndaki en kuvvetli inanç şu:

“Ay kırmızımsı bir tonda olursa, kan ile dolmuş demektir… Böyle zamanlarda Ay’ın verdiği enerji, kini ortaya çıkardığından ve sahip olduğumuz nefretten ötürü insanlık için tehlikelidir…”

***

“Yok artık, daha neler…” demeyin!

Batı dünyasının yaptığı araştırmalara göre…

İnsan beyninin bir şekilde…

“Ay ile senkronize olan bir iç saati” olabileceği ve…

Saatin ayın dönemleri tarafından etkilenebileceği ileri sürülüyor…

Mesela…

Dolunay dönemlerinde…

Geceleri en az 20 dakika daha az uyuduğumuzu…

Uykuya beş dakika daha geç daldığımızı…

Derin uykunun yüzde 30 azaldığını…

Biliyor muydunuz?

***

Bunları yazarken…

Aklıma geldi…

Ege’nin yetiştirdiği en büyük yazarlardan…

Urlalı Necati Cumalı’nın…

“Ay Büyürken Uyuyamam” adlı eseri…

30 kadar hikayeden oluşan bir kitaptır…

1960'lar Türkiyesi’nde kasaba ve köylerin…

Günlük akışı resmedilirken…

Cesur bir anlatım ile taşranın yatak odasına girer…

O kesimin cinsel yaşantı ve ilişkileri…

Çok akıcı bir dille anlatılır…

Kitaba adını veren hikaye çok güzeldir…

Küçük bir kıyı kasabasında…

Aşksız, yalnız bir genç adam, bir gece yarısı…

Üç aydır oturduğu odasına döner…

Henüz uyumamış ev sahibi kadın 40’ını aşkındır…

Fakat hala çok güzeldir…

Dolunay’lı gece…

İkisini de cinsel birleşmeye çeker…

***

Az daha unutuyordum…

“Kanlı Ay Tutulması”nın…

Burcunuzla da çok yakından ilgisi var…

Peki, burçlar bu tutulmadan nasıl etkilenecek?

Hepsini saymaya gerek yok…

Ama, şu kesin…

“Kanlı Ay Tutulması”yla birlikte…

“Kötü ve İyi” ile “Siyah ve Beyaz” net olarak ayrılacak!

Herkes içinde tuttuklarını dışa vuracak…

Bu da beraberinde büyük gafları getirecek…

Kararlı olanlar ve ne istediğini bilenler…

“Kanlı Ay Tutulması”ndan…

Yararla çıkarken…

Kararsız olanlar ve oyunu kuralına göre oynamayanlar…

Zararlı çıkacak…

***

Bitiriyoruz…

Siz bu akşam “Kanlı Ay Tutulması”nı izlerken…

Artaki Candan üstadın, güftesi Vecdi Bingöl’ e ait…

Kürdilihicazkâr şarkısını mırıldanabilirsiniz:

Ay dalgalanırken suların oynak izinde…
Mehtaba açılsak gecenin şen denizinde…
Dalsam o derin gözlere bir lahza dizinde…
Mehtaba açılsak gecenin şen denizinde…

Şarkıyı bitirdikten sonra, gerisi sizin bileceğiniz…