Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Avrupa Birliği'ne nasıl bakalım?
26 Mart 2017 Pazar

Günümüzde Avrupa ve bu bağlamda Avrupa Birliği(AB) üzerine Türkiye Kamuoyunda tartışmalar yoğunlaştı.Bu tartışmalar karşıtını da yarattı .

Geliniz konuyu 20 yıldır yürürlükte olan Gümrük Birliği Anlaşması’nın tarım ürünlerini de kapsayacak şekilde  genişletilmesinin  gündeme gelmesiyle somutlaştıralım.

Ve “AB ile Dış Ticaret  Nasıl Bir Seyir İzledi ?”ona bakalım.

Avrupa Birliği ile Dış Ticaret  Nasıl Bir Seyir İzledi?

Türkiye,1996’dan itibaren AB’ye tam üye olmadan  “Gümrük Birliği” anlaşmasını imzalayarak AB ülkeleriyle gümrüksüz ticaret yapmaya başladı.Örneğin 1996-2012 arasında AB lehine verdiği ticaret açığı toplamı 210.2 milyar doları aştı.2016 yılı sonunda bu açığın 240 milyar doları  geçmesi beklenebilir.

Birkaç örnek verelim:

  • En övündüğümüz kalemlerden biri otomobil sektörü değil mi? Türkiye ile AB arasındaki otomobil dış ticaretinde 2014 yılında 770 milyon euro olan dış ticaret açığı, geçen yıl 2.4 milyar euro seviyesine yükseldi. 2014 yılında Türkiye’nin lehine olan 100 bin adetlik fark da 2015 yılında yüzde 104’lük gerileme ile Türkiye aleyhine 40 bin adet olarak gerçekleşti.
  • Türkiye’den AB’ne işlenmiş piliç eti ihracatı başlayacaktı. Ancak ton başına getirilen 1024  euro vergiyle bu ihracatı yapmamız mümkün olamadı. Oysa, AB’nin onay verdiği en az 7 entegre tesisimiz vardı.

Avrupa Birliği ile Süt ve Et Ürünlerinde de Rekabet Etme Durumumuz  Var Mı?

Gümrük Birliği anlaşması tarım ürünleri süt ve et süt ürünlerini de kapsayacak şekilde güncelleşir ise Türkiye AB ile rekabet edemez. Görünen köy kılavuz istemez.Örnekleyelim:

  • Son 5 yılda AB’ye süt ürünleri ihracatımız 1 milyon 193 bin dolar, ithalatımız ise 299 milyon 574 bin dolar.
  •  Et de ise şimdiden açık ithalatçı bir ülke durumundayız.
  •  Tarımda avantajlı  olduğumuz alanlar  oldukça sınırlı.Yaş meyve sebzede, tahılda ve turunçgilde avantajlı olabiliriz. Hayvansal ürünlerde ise balık ve baldan başka şansımız yok.

Türkiye süt ve et ürünlerinde rekabet edemez konusunun  teknik ve ekonomik iki temel nedeni var.

  • Teknik nedeni Avrupa’nin iklim yapısından kaynaklanıyor.Bilindiği üzere hayvansal üretimde maliyeti etkileyen en önemli girdi yemdir.Yağışı bol ve düzenli olan Avrupa ülkelerinde sığır yetiştiriciliğinde yemin maliyeti oldukça düşüktür. Tam aksine  Türkiye’de kaba yem üretimi  sulama suyu ile yapılır ve suyun maliyeti yüksektir.Yoğun yem hammaddeleri açısından da dışa bağımlıdır.
  • İkinci nedeni,ekonomik ve örgütlenme farklılığıdır.Avrupa’da hayvan yetiştiriciliğine sağlanan destekler ve de üreticilerin örgütlenmeleri,üretim ve elde edilen ürünlerin işlenmesinde çok yüksek düzeydedir. Üretici aynı zamanda sanayicidir.

Anlatılan bu iki etmenin bir araya geldiği AB ile Türkiye’nin,bırakınız diğer malları özellikle sığır sütü ve ürünlerinde rekabet açısından hiçbir şansı yoktur.

Gümrük Birliği Anlaşmasında Nerede Hata Yapıldı?

İki önemli tespit yapalım:

  • Türkiye,AB’ya tam üye olarak kabul edilmeden gümrük birliği anlaşmasına taraf oldu.
  • Türkiye, AB’nin üye olmayan ülkelerle imzaladığı Serbest Ticaret Anlaşmaları (STA)’nı, herhangi bir müzakere sürecine girmeden kabul etmek durumunda kaldı ve kalıyor. STA ile üye olmayan ülkelerden  AB’ye giren tarım dışındaki bütün mallar AB malı sayılıyor ve bu şekilde Türkiye giren mallardan gerekli gümrük alınmıyor. Türkiye bundan büyük zarar görüyor.

Ancak çare ne?

Türkiye ekonomisi, sürekli olarak sermaye transferine,hammadde,yarı mamul hammadde ve de orta ve ileri teknoloji  transferine  bağımlı.Bu durum örneğin AB ile de sürekli cari açık üretiyor.

Çare için başlıca  üç konuya değinelim.

  • Bilim ve teknolojiye çok daha yüksek düzeyde kaynak ayırmak gerekiyor.AB ülkelerinde AR-GE’ye ayrılan kaynaklar,Türkiye ile karşılaştırılmayacak düzeyde yüksek.
  •  Eğitimde sıçrama yapmalı. Dünyanın 17. büyük ekonomisine sahip ülkemiz 6 buçuk yıllık ortalama eğitimle 137’nci  sırada. OECD’nin Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programına (PISA) yaptırdığı 2012 eğitim raporuna göre;64 ülke içindeki sıralamasında 42’nci.Türkiye,Hırvatistan,İsrail,Yunanistan ve Sırbistan (449) gibi ülkelerin gerisinde kalmış.
  • Sosyal,teknik  ve ekonomik anlamda örgütlenmenin niteliğini artırmalı.

Bunlar yapılabilirse dünya  pazarında daha yüksek düzeyde yer bulabilir, daha az sömürülür ve siyasal güdülenmeden daha az etkilenebiliriz.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Polis kurşunu ile ölen ilk üniversiteli!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Sorun, sadece seçmenin öfkesi mi?
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
İmamoğlu’nun el uzattığı Somalı köylüler
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Mahfi Eğilmez’den Yeni Ekonomi ve Çevre
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bugün hepimiz çocuk olalım!
Fatih YAPAR
Fatih YAPAR
Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemek!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Çok başarılı bir STK örneği: EÇEV
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Bizim Yahudiler neden susuyor?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva