AK Parti’de uzun süredir devam eden “Lider kim?” sorusu Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun olağanüstü kongre kararı almasıyla yanıtını bulmuş oldu. Liderin doğal mı yoksa karizmatik mi olduğunu tartışmaya gerek yok. Davutoğlu’nun veda konuşmasında vurgu yaptığı ‘Evvel refik bade’l tarik’ sözünün yol ve yol arkadaşlığı kavramına inananların her alanda yani siyaset dışında da bir yere not etmesi gerekiyor.

Tabi ki hemen partide yeni lider arayışında birçok isim konuşulmaya başlandı. Bu isimlerin en başında Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım geliyor. Yıldırım, Davutoğlu’nun kongre öncesindeki resti karşısında Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘bilgisi dahilinde’ rüştünü imza toplayarak ispat etmiş bir isim… Yıldırım’ın kongre sonrasında, İzmir’e listeleri kontrol altına almış bir milletvekili adayı olarak geldiğinde ‘Bu partinin tabelasını asan ekibin içinde ben varım. Partiyi kuran, tabelayı asan, bu partide herkes çekildiği zaman son hesabı ödeyeceklerden biri benim’ sözleri halen hafızalardaki tazeliğini koruyor.

Yıldırım dışında ismi gündemde olan diğer güçlü isim ise Adalet Bakanı Bekir Bozdağ… Anayasa değişikliği, başkanlık sistemi gibi ‘hukuk-siyaset’ ilişkisinin yoğun yaşanacağı önümüzdeki günlerde bu isme ihtiyaç olacağı kanaati taşıyanlar da var. Ayrıca Bozdağ’ın ‘lider’ değil, bir ‘görevli’ mantığında verilen işi yapacak isim olduğu için tercih edilebileceği konuşuluyor.  Bu çerçevede potaya giren bir başka isim ise hukukçu kimliği ile bilinen Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop… Prof. Dr. Şentop hoca bilgi birikimi ve kriz dönemindeki deneyimlerinin yanında Erdoğan’a yakın isimler arasında yer alıyor. Davutoğlu’nun, Şentop’u Erdoğan’ın önerdiği ‘kabine listesinden sildiği’ çok konuşulmuştu.

Tüm bu isimler tartışılırken bugünlerde parti kulislerini hareketlendiren diğer bir isim ise Genel Başkan Yardımcısı Antalya Milletvekili Mehmet Ali Şahin… Bakanlık, başbakan yardımcılığı ve TBMM Başkanlığı gibi görevlerde bulunan Şahin’in ‘uzlaşmacı ve abi’ rolü birçok kesim tarafından kabul görüyor.

Parti kaynakları, damat Berat Albayrak’ın çok radikal bir karar olacağı, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un son zamanda Erdoğan ile görüş ayrılığı yaşadığı, Bakan Süleyman Soylu ve Mehmet Müezzinoğlu’nun ise şartları uygun olmadığı gerekçesiyle tercih edilmeyeceğini ifade ediyor. Son karar çok kısa sürede netleşecek ama farklı, sürpriz bir ismin de ortaya çıkmayacağının garantisi yok gibi de görünüyor.
***
Gelelim bölgenin durumuna… Bu süreçten elbette parti teşkilatları en üst kademesinden en alt kademesine kadar etkilenecek. Ege Bölgesi denilince malum her zaman olduğu gibi İzmir herkesin aklındaki ilk isim... İzmir’den önce diğer illere bakmak gerekirse komşu Manisa’da parti yıllarca Bülent Arınç ve Hüseyin Tanrıverdi arasında paylaşıldı. İki ismin zaman zaman gövde gösterisine sahne olan durumlarda teşkilatlarda görevden almalar-atamalar yapıldı. Arınç, son döneminde Bursa’dan milletvekili yolculuğuna çıkarken Tanrıverdi de MYK üyesi sıfatıyla 2014’te Manisa Büyükşehir adayı gösterildi. Sonrasında yaşananlar ise malum... Tanrıverdi seçimi kaybetti, Arınç yeni süreçte kopuş yaşadı. Bugün ise Manisa’da yapı oldukça farklı… Parti tabanından gelen isimler görevler alsa da liderliği partide hızlı yükselen Büyük Birlik Partisi kökenli Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ yürütüyor. Özdağ’ın, yeni dönemde kafasında Büyükşehir adaylığı olduğu biliniyor. Önce, Davutoğlu başkanlığındaki MYK’ya müdahale eden Erdoğan, 1 Kasım seçimi listelerinde ülke genelinde olduğu gibi Manisa’da da MHP-BBP yapısındaki oyları almak için Özdağ’a geniş yetki verdi. Manisa’da şimdilik yeni oluşacak yapı ile ters düşecek bir ortam görünmüyor.

Yine İzmir’in yakın komşusu Aydın’da da hareketlilik yaşandı. Geçtiğimiz ay il başkanı görevde kalmak kaydıyla yönetim değiştirildi. Orada ise 7 Haziran listesinin aksine 1 Kasım’daki değişiklik dikkat çekmişti. Özellikle İl Başkanı Sadık Atay son aday gösterilmemiş listede hakimiyet Erdoğan’ın başbakanlığı döneminden itibaren Aydın’ı temsil eden İzmir eski İl Koordinatörü Mehmet Erdem’e bırakıldı. Şanlıurfa eski Milletvekili MYK Üyesi Zeynep Karahan Uslu’nun Haziran’da Aydın’dan meclisi denemesi oy oranı nedeniyle başarısızlıkla sonuçlanınca genel merkezdeki görevinin devam etmesine karar verildi. Kısaca, Aydın da tıpkı Manisa gibi Davutoğlu dışında, Erdoğan’a yakın bir yapı ile hareket ediyor.

Muğla’da ise geçtiğimiz günlerde istifa eden il başkanı İhsan Küreci ve yönetimin yerine yeni atama yapıldı. Marmaris’te iki dönemdir ilçe başkanlığı yapan Kadem Mete’nin Rize İyidere’li olduğunu hatırlatmakta fayda var. Şu anda iki milletvekili bulunan Muğla’da Hasan Özyer’in bundan önce iki dönem, Nihat Öztürk’ün ise geçmişte il başkanlığı yaptığının da altı çizilmelidir.

Balıkesir’de ise yapının diğer illerden farklı bir tarafı yok. Partide uzun yıllar genel başkan yardımcılığı görevini yürüten Ahmet Edip Uğur, şu anda Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı yapıyor. Görevde olan vali ile sürekli kapışan Uğur’un şu anda ‘partide kontrolü elinde bulunduran’ yapının dışında olmadığını söylemek lazım.

Ege siyasetinin son dönemde öne çıkan illerinin başında gelen Denizli’de de hakimiyet yine Davutoğlu’nun oluşturmaya çalıştığı yapının aksine hareket ediyor. Erdoğan’ın yakın arkadaşı Ekonomi eski Bakanı Nihat Zeybekçi, 1 Kasım’da ipleri tamamen ilde eline aldı. İzmir eski Koordinatörü Mehmet Yüksel’in devre dışı bırakılmasında etkili olduğu belirtilen Zeybekçi’nin liderliğindeki listede ise zaten kabinede olan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu ve Cahit Özkan ile Şahin Tin yer almıştı.

Partide yaşanan hareketli süreçte en çok merak edilen konular arasında yen alan İzmir teşkilatının durumu ise henüz netleşmiş değil… Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde görev vererek atadığı İl Başkanı Bülent Delican daha sonra Ahmet Davutoğlu’nun genel başkanlığında seçilerek yeniden koltuğuna oturdu. Erdoğan’ın görevi tebliğ ederken söylediği ‘Partide birlik ve beraberliği sağla, küskünleri kucakla. 2019’a kadar oradasın’ sözünün geçerli olup olmadığını tartışanlar da yok değil. Delican, şu anda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olan Süleyman Soylu’nun teşkilat başkanlığı döneminde tüm alt ve yan çalışma ekiplerini ‘genel merkezin bilgisi dahilinde’ belirledi. Şu da bir gerçek ki iki seçim geçiren İzmir teşkilatının bir kısmı Bakan Binali Yıldırım bir kısmı da Genel Başkan Yardımcısı Nükhet Hotar’ın etrafında toplandı. İlçe belediye başkan adaylarını da yerel seçimde aday olan Yıldırım’ın belirlediğini hatırlatırsak teşkilatın zaman zaman manevralar yapmak zorunda kaldığını yok saymamış oluruz. Partinin yeni liderinin Yıldırım olması halinde İzmir’de revizyon yapılacağını söyleyenler de var. Buna kesin gözüyle bakanlar da olabilir. Fakat burada atlanmaması gereken çok önemli bir konu var. Yıldırım, genel merkez Delican’ı o göreve getirirken referans olan, ‘bu işi yapar’ diyen kişilerin en başında geliyor. Tecrübeli bakanın partinin en ücra köşesindeki teşkilat mensubu hakkında az ya da çok bilgisi var. Bundan sonra yaşanacak gelişmelerde olası değişimde başbakan olmasa bile yine İzmirli bakan olduğu için kendisine sorulacağından aracılara, laf taşıyıcılara ya da süreci kışkırtanlara prim vermeyeceğine inanıyorum…