Türkiye, İslam normlarıyla hemhal neo liberal dönemi kapatmaya hazırlanıyor.

Herkesin kaybettiği seçimleri geride bırakırken, “yönetilmesi enikonu zorlaşan Türkiye kimlere teslim edilecek” tartışması giderek büyüyor.

Yürüyen gerçek; seçimi hangi lider kazanırsa kazansın,iktidar olmak artık çok güç. Seçimi kazanmak, muktedir olmaya yetmeyecek. Seçim sonuçlarına göre, iki ittifak da güçlü halk desteğine sahip değil.

Oysa, Türkiye’yi bekleyen zor günlerde, iktidarın ülke ölçeğinde halk desteğine mutlakaihtiyacı var.

Ülke, hayat pahalılığından derin bir ekonomik krize doğru yol alıyor, kaybedilecek zaman kalmadı. Ve bu gidişat kimsenin meçhulü değil.

Seçimin ortaya çıkardığı diğer gerçek; ülke siyasetinde milliyetçi görüşoldukça baskınhale geldi. Büyüyen küresel ekonomik kriz karşısında yükselen milliyetçilik, Avrupa’da nicedir boy gösteriyordu.

Türkiye’de bir şeyler değişiyor. Gerek Cumhur gerek Millet İttifakı’nda, milliyetçiler belirleyici güce erişmiş bulunuyor.

HDP yönetiminin Kürt milliyetçiliğini öne çıkarması, milliyetçi yaklaşımı ayrıca teşvik etti.

Önümüzdeki süreçte, milliyetçilerin liderini bulup dağınıklıktan kurtulması ve yeni siyasal oluşumların önünü açması, güçlü ihtimaldir.

CHP’ye gelince, milliyetçi değişimin rüzgarıyla, tasfiye edilen ulusalcı kadroların Parti’de yeniden söz sahibi olması kuvvetle muhtemel.

Kılıçdaroğlu’nun son anda kullanmaya başladığı milliyetçi diskur için artık çok geç.

Altılı Masa, Batı ipiyle indiği kuyunun dibinde kaldı.

AKP ise, muhafazakarların milliyetçilikle güçlendirilmiş merkez partisi olmayı sürdürecek gibi… Ama güç kaybederek…

İş dünyası endişeli. Sanayi burjuvazisi, ticaret burjuvazisi, iktidara yakın inşaat sektörüyle ihya olan yeni sınıf; hepsi de yaklaşan büyük krizin altında kalmamak için bir karar verecek. Ve bu karar, yeni dönem dinamiklerininişleyişine aykırı olmayacak. Sanayide ve tarımda üretimin yeniden canlanması için yeni bir programa acilen ihtiyaç var.

Uzun sözün kısası;

İktidar dolaşımında kan değişimi başladı. Süregelen siyaset son demlerinde.

Radikal değişimlere hazır olmak lazım.