Nedim ATİLLA
Yaşanacak bir şehirden insan manzaraları
26 Kasım 2017 Pazar

Değerli hekim dostum İnanç Çağlayan son derece duyarlı, yaşadıklarını paylaşmaktan büyük keyif alan bir insan. Bugün köşemi bir günlüğüne sevgili İnanç’a bırakıyorum. Yaşadıklarını paylaşmış, ben de sizlerle paylaşıyorum…

AMA...

7-8 yıl önce bir Ortadoğu ülkesinde yerel kamu yöneticiliği yapan bir dostum olmuştu. Kendisini İzmir’de gezdirmiştim. Geçenlerde o beni ülkesine ve şehrine davet etti. Gittim.  Niçyol diye bir semtte oturuyormuş. Bana gururla "seni şehrimizin en canlı, en büyük, en hareketli caddelerinden birinden, ülkemizin ikinci cumhurbaşkanının adının verildiği,  eski Natay Caddesinden’den geçirerek narçova semtindeki akrabalarımın yanına götüreceğim"  dedi.

Arabasına bindik. Cumartesi saat 3 gibiydi. Yola çıktık. Bir döner kavşaktan sola döndük. Gözlerime inanamadım. En dar yeri dört şerit olan geniş bir cadde…  Her yerde binlerce araba var. Yolun iki yanına dip dibe arabalar park etmiş. Yol karşılıklı tek şeride inmiş. İnanılmaz bir trafik. Saatte belki bir km hızla ancak gidilebiliyor. Elli metrede bir çöplerden malzeme toplayan kocaman torbalı el arabalı gençler var.

Biraz gidince o tek şeride bir apartmanın torbasız kömürleri dökülmüş, taşıyorlar. Araçlar yürüme hızında o kömürlerin üzerinden geçiyor. Caddede metro gibi arka arkaya körüklü otobüsler var. Yine o tek şeritte flaşörlerini yakmış araçlar sakin sakin duruyor. Elinizi camdan çıkarıp usturmaça gibi kullanarak yanlarından geçiyorsunuz. Yayalar için çok geniş kaldırımlar var. Bu kaldırımlara adeta pazar kurulmuş. Elbiseler, kebapçı masaları, turşu, manav, cep telefonu kılıfçısı… Yüzlerce insan birbirlerine dokunarak yürümeye çalışıyor. Bu dükkanların sayısız nakliye kamyonları var. Kısmen genişleyen bir bölgede araçlar yola dik park etmiş.

Onların park manevraları sırasında "gel gel"  yapan yakınları ile trafik geçici!!!  olarak duruyor. Trafik o kadar yavaş ki trafik ışıkları disko spotları gibi yanıp sönüyor sadece.

-Dostum dedim ne bu trafik

-Sana demiştim dedi şehrimizin en işlek caddelerindendir.

-Ama dedim hiç ilerleyemiyoruz niye bu araçlar ana caddeye park etmiş

-Dostum bizde çok araba var. Her ailenin en az 2 tane. Çok geliştik hatta yakında kendi arabamızı yapacağız.

-Ama dedim otopark yapmadınız mı?

-Hayır dedi

-Niye para yok mu?

-Para var. Her sene biz yollarımızı yeniler kaldırımlarımızı bile değiştiririz, şehir şantiye gibi ama böyle daha çok mutluyuz… Ne öyle yer altında beş altı kat izbe karanlık otoparklar. Halkımız evinin önüne park etmekten çok mutlu. Hele park yeri aramanın dayanılmaz keyfini tahmin edemezsin. Tüm telefonlarımızı ederiz, ihracat ithalat bile yaparız. Arabalarımız büromuz gibidir sıcacık

-Ama dedim toplu ulaşım yok mu ?

-Olmaz mı dedi şehrin tek metrosu bu cadde altından geçiyor gurur duyuyoruz.

-Ama dedim kullanmıyor musunuz?

-O insanlar için, aşk ol arabayla binemezsin ki.. "kahkaha attı"

-Ama dedim bu koca otobüsler?

-Onlar bu caddeyi kullanıp başka yerlere gidiyor çok mutluyuz yeşil otobüslerimiz var

-Ama dedim hiç ilerleyemiyoruz halk şikayet etmiyor mu

-Bak dedi biz çok sıcakkanlı insanlarız kanımız kaynar, samimiyeti severiz. Halkımız çok memnun çok mutlu.  Bir şikayeti olursa da yanındaki diğer vatandaşlara "diliyle eliyle diziyle"  iletiyor şikayetini bize gelmiyor.

-Ama peki dedim bu caddede bu flaşörlü araçlar…

-Dostum amma da kılsın. Adamın sigarası bitmiş almasın mı, bir işkembe çekmiş canı içmesin mi, manitasını beklemesin mi. Biz çok özgür bir şehiriz istediğimiz yerde istediğimizi yaparız. Bu yüzden çok mutluyuz.

-Ama ya arkadakinin acele bir işi varsa…

-Yoktur. Varsa da korna çalar. Bak duymuyor musun şu armoniyi. İnsan yaşadığını hissediyor. Zaten emin ol o arkadaki de biraz ilerde durup para çeker makinadan yani herkes mutludur.

-Ama kömür... dedim

-Aaaa o nostaljii dedi. Biz geleneklerimizi hep yaşatmak isteriz. Eskiden sizde de öğle değil miydi giderek unutuluyor bu gelenekler. Hem insanların yürümelerini istiyoruz her yere arabayla gitmesinler

-Ama dedim kaldırım kalmamış

-Bak dedi bu işte sosyal demokrasi. "Adam 20 m2 dükkan kiralıyor 100 m2 kullanıyor. Kamu alanlarını halka esnafa açıyoruz" 

-Ama yürüyemiyor insanlar 

-Biz samimi insanlarız birbirimize dokunarak, "müsade eder misiniz"  diyerek yürürüz dostum. Toplumsal ilişkilerimiz gelişiyor böyle

-Ama dedim bu çöp toplayıcılar da trafikte

-Onlar en çağdaş projemiz yeniden kazanım, duymadın mı. Çöplerden plastik doğramalar neler neler yapıyoruz hem gençlerimiz köle olmadan kendi işlerini yapıyorlar

-Ama peki ama bak her yerde park yapılmaz, burada durulmaz, araçlarınız çekilir işaretleri var, eds kamerası da gördüm. Bunları siz koymadınız mı?

Dostum kahkaha attı.

- "Çağı yakalamışız değilmi "dedi. Onlar dünya standartları. Trafik levhaları olmadan trafik olur mu. Medeniyette ne varsa bizde de var. Çok geliştik son yıllarda.

-Ama iyide dedim ya bir hasta olsa yangın çıksa ambulans itfaiye?

-Bak o sorunla uğraşıyoruz dedi. Ambulans şoförleri haliyle acele ediyor. Zorlanıyorlar. O sirenler de can sıkıcı.

-Ama insan, hasta dedim

-Pek fazla ambulans olmuyor be dostum dedi. Şu kadar mutlu insanın arasında bir kaç tanede mutsuz olacak tabi...

-Gerçekten insanlar mutlu mu, her yer böyle mi, seçimlerde hesap sormuyor mu halk diye son bir soru sordum

-Kesinlikle mutlu dedi. Her seçim hem yerel  hem genel açık farkla kazanılıyor. İnsanlarımız çok mutlu bizim dedi.

 O sırada karşı şeritte bir ambulans gördük. Slalom yaparak ilerlemeye çalışıyor ama önündeki araçların kaçacak yerleri yok. Dostum telefonunu kurcalamaya başladı nedense...

Sanırım 3 kilometrelik yolu bir saate alıp dostumun yakınlarının evine geldik. Evde bir telaş. Yakınlarından biri fenalaşmış. Ambulans 45 dk da gelmiş, hastayı almış, hastaneye giderken gördüğümüz ambulans da oymuş...

Dostumun yüzü değişti mutluluğu kayboldu birden. Birisi beni evden alelacele Metro’ya götürdü.   Onlarda hastaneye doğru yola çıktı.  Dostumu bir daha görmedim. Dün bir mail aldım. O yakınını kaybetmiş. İşinden istifa edip Himalayalar’da bir sahil kasabasına yerleşmiş. “Huzuru buldum” diyor.

***

İnanç Çağlayan, makalesini “Bu hikaye yaşanılmış olaylardan esinlenerek kaleme alınmıştır...” diye bitirmiş. Bana çok hayali geldi… Böyle yaşanacak şehir olur mu?

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 2 yorum var, 2 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
muhalif 28 Kasım 2017 Salı 12:58

böyle yaşanacak kent demek olunuyormuş, bu "hikayede" anlatılanların çoğu o kentte yaşayan insanlarla ilgili gibi geldi bana...yola 2 sıra parkedenler, var olan metroyu kullanmatyıp her evde nerdeyse 3 arabanın olduğu şehirde herkez tek başına araba ile trafiğe çıkması,kaldırımlara masa koyması nerden kaynaklanıyor? insanlardan değil mi? demekki o şehrin insanlarıda öğle mutlu oluyor ve bu başkalarına dert oluyor..........

Yorumu oyla      13      5  
27 Kasım 2017 Pazartesi 08:47

aynı izmir'i anlatmış

Yorumu oyla      14      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
‘Gözü kara’ lidere veda!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Aydınlanmanın alacakaranlığında
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Çöl tozu meselesi: Yararlı mı, zararlı mı?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Cumhuriyet'i ve Atatürk’ü anlamak
Kemal ARI
Kemal ARI
İstediklerimiz ve sorumluluklarımız
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Buralara bir daha dönme Göztepe!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Mutlu s’on!
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Keser döner sap döner!
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'Cehaletin tek korkusu kadındır…'
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva