Türkiye’de sistemin liberalleşmesiyle başlayan vasatlaşma, 40 yıl içinde, bütün kurum ve kuruluşları etkisi altına aldı. Buna siyasal partiler de dahil.

Bu dönemde, değerli olanlar tasfiye edilirken önemliler bütün köşeleri tuttu.

Ve korkarım vasatlar rejiminde en ağır hasar solda meydana geldi. Vasatların solda da öne çıkmalarının sonuçları vahim oldu.

Sistemin sunduğu imkanları tepe tepe kullanan solcuların görünürde amansız muhalefeti, işler efendilerin arzuladığı gibi sürerken ne anlama geliyor olabilir?

Yoksulluk ve işsizlik ara vermeden artıyor, açlık hakeza… Yolsuzluk, rüşvet, karanlık ilişkiler, kapitalist sistemin bile hazım kapasitesini zorluyor.

Hal böyle iken, solcular yarattıkları küçük küçük evrenlerde söz israfına devam ediyor. Sosyalistler ve komünistler ise suskun… Veya seslerini fazla duyuramıyorlar.

Neo liberal dönemin teamüllerine göre, solcu veya sağcı, her kim bir köşeyi tutmuşsa, orada kalmak için grubunu besliyor. İşte tam da bu nedenle liyakat çökmüş bulunuyor. VİP vasatların baharı…

Sadece ülkemizde değil, vasatlardan sorulur hale gelen yeryüzünde de işler arapsaçı…  Muktedirler, yüzyılın şafağında havlu attılar. Yapay zekâ ile köşe kapmaca oynuyorlar…Veya köşe bucak kaçıyorlar.

Malum, akıllı sistemlerde keyfilik, yolsuzluk, rüşvet falan olamıyor; üstüne bir de “blockchain” uygulaması gelince hepten imkansızlaştı.

Ne yazık ki Dünya’da ve yurtta vasatlar rejimininyol açtığı hasar çok büyük. Büyüyen çevre sorunları, iklim krizi, iktisadi kriz, altı milyara yakın yoksul…

Ve nihayet, vasatlar düzeni yolun sonunda...

Dünya ölçeğinde değişim başladı.

Gelin görün ki ülkemizde kimselerin bir şeylerden vazgeçmeye niyeti yok.

Sistemin vasat muktedirleri koltuklarına sıkı sıkı tutunmakta çok kararlılar. Zeki olmadıkları için de yaklaşan felaketi umursamıyorlar.

Hazin ama gerçek, duvara çarpacağız.