Ayda ÖZEREN
Trajik İyimserlik
22 Ağustos 2020 Cumartesi

2020’yi özetleyen bir tamamlama benim için “Trajik İyimserlik”…

Bu kavramı ilk literatüre kazandıran geçenlerde kitabını önerdiğim Viyanalı Psikiyatrist Victor E. Frankl.

2. Dünya Savaşı sırasında 4 milyondan fazla tutsağın imha edildiği Nazi toplama kamplarından canlı çıkabilmesinin nedeni yaşadığı trajediye karşı oluşturabildiği iyimserlik.

Tüm gördüklerine, duyduklarına, yaşadıklarına, tanık olduklarına, hissettiklerine, korkularına, şiddete, işkenceye ve çektiği acılara rağmen içgüdüsel olarak yaşama sarılmaya devam ettiği ve içinden canlı çıkılamayacak kadar imkansız görünen esaretinin bir gün mutlaka mutlu sona ereceğine inandığı için  kurtulduğunu düşünüyor.

Hayat boyu karşılaştığımız çok fazla dramatik, hatta trajik olay var.

Ölümler, hastalıklar, beklentilerimizin karşılanmaması, yalnızlık, başarısızlık, parasızlık, ait olamama gibi bireysel veya toplumsal olarak karşı karşıya kaldığımız her türlü zalim kadere isyan mı ediyoruz?

Yoksa belli bir dozda iyimserliğimizi koruyup “bu da geçer” diyebiliyor muyuz?

 Böylesine yokuş aşağı gittiğimiz durumlarda yaşadıklarımıza verdiğimiz tepkilerin özünde iyimserlik mümkün mü?

Var olmanın sorun, yok olmanın çözüm” olduğuna inanan depresif midir?

Hamlet “uyuyunca geçer insanoğlunun çektiği tüm kahırlar” dememiş miydi?

Acının, cefanın veya azabın sebebi ister kendimizden olsun, ister dış mihraklı olsun kurtulmak isteriz bir an evvel…Dünyadaki tüm canlılardan farklı olarak acıyı yaşama ve içimizde yaşatma olgusu bizim iç benliğimizi tekrar bulmamızı sağlar. Bir döngüdür içinde…

İyimserliğe ihtiyacımız işte tam da bu yüzden. O döngünün iki ucunu bir araya getirebilmek, her başa dönebildiğimizde yeni baştan gülümseyerek inanarak içtenlikle yeniden başlayabilmek….

Hayatın bize getirdiği trajediler 3 başlık altında toplanıyor diyor Frankl…Acı, suçluluk duygusu ve ölüm…

Acılı zamanlarımızda daha derin düşünür, okuduğumuz kitabın satır aralarından daha çok etkilenir, çalan şarkıda gözlerimiz daha çabuk buğulanır, hassasiyetlerimiz artar.

Eğlencelerimiz, mutluluklarımız hep uçucudur, bir kıvılcım gibi varlığında yok olan ve geride hiçbir sorumluluk bırakmadan yaşadıklarımızdır.

Acılarımız ise bizi şekillendirir. Yoğurur, içsel dünyamızı yeniden keşfetmemizi sağlar, olgunlaştırır. Varlığımızın kıymetini ortaya koyar. Bu dünyadaki geçiciliğimizi hatırlatır.

Acılarımız bize yaşama dair ipuçları için daha derine inmemiz gerektiğini anlatır. Yüzeyde değil daha derinlerdedir anlam…

Suçluluk duygusu da aslında iç sesimizdir. Değerlerimizle eylemlerimizin karşı karşıya kaldığı zor durumlardır. Keşkelerle dolu bir bedende olduğunuzu varsayın. Yaptığınız veya yapmadığınız onca eylemin altında ezildiğinizi…

Suçluluk duygusu yaşadığımızda trajik iyimserlik şöyle devreye girer. Aslında çok daha iyi bir insan olabilirim. Bunu yapabilirim. Hatalarımın farkındayım ve iyi yönde değişebilirim. Farkındalıkla ilgili eğitimler, meditasyonlar, kişisel gelişim seminerleri hep daha iyi olabileceğine inandığın için. Kendinle ilgili iyimser olmayı seçtiğin için. Bu da başka bir bilinç evresi değil mi?  

Ölüm ise en zor başa çıkılanı…Ölüme karşı nasıl iyimser olabilir ki insan?

Hayatı daha iyi yapma çabalarının son bulduğu, anlamların yitirildiği bir trajedi değil mi? Yetersizliğimizi, geçiciliğimizi, güçsüzlüğümüzü dank ettiren değil mi?

Ölümün soğukluğu sorumluluk alma ve eyleme bir an evvel geçme duygusunu perçinliyor. Geleceğin bize ne sunacağına dair olumsuzlukları silkeleyip hayatımızı elimize almak…Yapabileceğimizin en iyisini yapmaya çalışmak…Yaşamaya çalışmak…

Trajediler ne kadar acı olursa olsun, benliğimizi bulmamıza yardımcı olan deniz fenerleridir. Yolumuzu kaybettiğimizde rotamızı bulmamıza yardımcı olacak, sınırlarımızı keşfettirecek ve en fırtınalı zamanlarımızda ulaşabilecek bir hedefimiz olabileceğini hatırlatan işaretlerdir. 

Frankl yaşamı dişçiye gitmeye benzetiyor…

“Her an daha kötüsünün henüz yaşanmadığına inanırsınız, oysa zaten yaşanmış bitmiştir”

2020 de böyle bir yıl işte. Yaşandı bitti diyeceğimiz günler yakın…

Şarkı Önerisi : İyimserim-Nükhet Duru

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 2 yorum var, 2 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
FatoşTaner 22 Ağustos 2020 Cumartesi 12:17

Aydammm canım ne güzel bir enerji verdin sabah sabah bana Daha kötüsünü beklememeye dairZaten olan oluyor ve olmuş????

Yorumu oyla      3      3  
Vedat Saygın 22 Ağustos 2020 Cumartesi 11:38

Tebrikler herkes sizin gibi iyimser olabilse hanımefendi. Ama değiliz ne yazık

Yorumu oyla      3      3  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Eğitim ve yeni müfredat
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bir Mayıs, çok renk…
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Yeşil Yıkama ve İtibar Yönetimi
Hanzade ÜNUZ
Hanzade ÜNUZ
Fırtınam, felaketim, hasretim...
Aylin AKDOĞAN
Aylin AKDOĞAN
İzmir-İN
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
47 yıldır karanlıktaki 'katliam!'
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Aydınlanmanın alacakaranlığında
Kemal ARI
Kemal ARI
İstediklerimiz ve sorumluluklarımız
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Buralara bir daha dönme Göztepe!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Mutlu s’on!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva