Geçen cuma İstanbul’dan Ayvalık’a kara yolundan seyahat halindeyim, sosyal medyaya göz gezdiriyorum. Telefonumda facebook yok ama instagram ve twitterdan izliyorum olup biteni, üç farklı facebook hesabım asistana emanet, yazılarımı paylaşıyorlar. Facebook ile 5-6 yıldır fiilen ilgilenmeme nedenim genç kuşakların yer almaması. Dedeler, nineler ve ölüm ilanları…

Ve Twitter’da bir not; okumaya bayıldığım Vedat Milor’dan: Eğer 1.4 milyon takipçim değil de 14 takipçim olsaydı, gözümü kırpmadan burayı terk ederdim. Buna emin olabilirsiniz.

Sebep: Elon Musk’ın Twitter’ı satın alması… M?usk’ı nasıl tanıyoruz: Vizyon sahibi, istikrarsız, hırslı ve yaratıcı… Bu devralmanın daha geniş siyasi, sosyal ve kültürel sonuçları olacağı kesin. Hatta sosyal medya yeniden şekillenecek diyenler de bence pek haklılar.

Bugüne kadar Twitter, Trump’ın hesabını kapatacak kadar cesur ve kendini sık sık temizlemeye çalışan bir mecra idi. Ama o cuma günü ilerleyen saatlerde Elon Musk, “Kuş serbest bırakıldı” tweetini attı ve tartışma başladı... Bu, 44 milyar dolarlık Twitter'ı devraldığını sitenin kullanıcılarına duyurmanın çılgınca ve çok Musky bir yolu gibi görünüyordu ama hemen ardından da “gelecek” tartışılmaya başlandı.

Twitter satışı gerçekleştikten sonra şirketin CEO’su Parag Agrawal, CFO’su, Baş Hukuk Müşaviri, Hukuk Politikası ve Güvenlik Başkanının aralarında olduğu birçok üst düzey yönetici görevden alındı. Şimdi Elon Musk’ın Twitter’ın CEO’luk görevini üsteleneceği söyleniyor.

Aslında satış işleri Mart ayından beri aralıklı olarak gündeme geliyordu. Twitter'ı satın alacağını dünyaya duyurduktan bir ay sonra Musk, anlaşmadan vaz geçmeye çalıştı. Çünkü ona göre şirketin sahte hesap sorunu kendisine söylenenden daha kötüydü. Musk, bu sözde ihmalin, şirkete gereğinden fazla değer biçmesine yol açtığına karar verdi ve Twitter sorunu çözene kadar bunun finansal açıdan uygun bir çaba olmadığına karar verdi.

Musk, inananlar inanmayanlardan daha az olsa da bunu iyilik için yaptığını iddia ediyor: “Twitter'ı almamın nedeni, medeniyetin geleceği için ortak bir dijital agoraya sahip olmanın önemli olması” diye yazdı. Bunu para kazanmak için değil, “sevdiği insanlığa yardım etmek için” yaptığını iddia ediyor. Ne kadar asil bir duygu değil mi? Ancak futbol takımlarını ve gazeteleri satın alan milyarderler gibi Musk'ın gözünü Twitter'a koyma kararı da yumuşak güç elde etmenin ve yeni bir oyuncağın sahibi olmanın bir yolu olarak görenlerin çoğunlukta olduğunu gözlemliyorum: Hem de Twitter mesajlarında.

Musk'ın Twitter ile ilgili en büyük sıkıntılarından biri, sitenin gereğinden fazla denetlendiğine inanması. Şimdiden Donald Trump'a yönelik kalıcı bir yasağı tersine çevireceğinin sinyallerini vermesi de enteresan. 

Aslında, tüm sosyal medyanın sorunu aynı: Kullanıcıları tacizden korumak ve uygunsuz, rahatsız edici veya yasa dışı içeriği kaldırmak söz konusu olduğunda sosyal medya şirketleri yeterince önlem almıyorlar. Bir kurallar manzumesi ne yazık ki yok. Böyle olunca tüm sosyal medya vahşi kapitalizmin oyuncağı oluveriyor. Bu nedenle Musk sonrası Twitter'ın herkesin istediğini yayınlayabileceği Vahşi Batı günlerine dönmesi kaçınılmaz görünüyor.

Sosyal medyanın piyasalardaki hali de hoş değil: Facebook ve instagram yani Meta’nın kârının yılın üçüncü çeyreğinde yarı yarıya düştüğü, Mark Zuckerberg’in Metaverse teknolojisini geliştirmek için yılda 15 milyar dolar harcarken reklam işlerinin daraldığı, Twitter'ın değerinin birkaç yıldır düştüğü bu dönem aslında sosyal medyanın yeniden şekilleneceğini ortaya koyuyor. TikTok ve BeReal gibi uygulamalar kültürel nüfuz açısından büyüyor. Eski teknoloji devlerinin finansal ve sosyal gücü azalıyor. 

Elon Musk'ın patronajında Twitter daha kötüye gider mi? Kullanılamaz hale gelir mi? 

Bence evet ve hayır.