Uygarlık, sistem kuran aklın eseridir. Soyutlamayı öğrenen insanın zeki olduğu ortaya çıkınca, bir daha onu tutmak mümkün olmadı; ta ki yapay zekâyı bulana dek…

Acı bilgi; insan aklı, sonunda, kurduğu uygarlığı kendi aklıyla sürdüremeyeceği koşullara teslim olacağı noktaya gelmiş bulunuyor.

İnsanlık, postmodernitenin getirdiği koşulların hariminde, bir cinnet halinin eşiğinde…

Değişmekte olan üretim ilişkilerinin yol açtığı değerler sistemindeki çöküş, herşeyi yeniden söylemek mecburiyetiyle karşı karşıya bıraktı, insanlığı.

Yeni toplumun taleplerini algılayacak yeni bir akla ve yeni siyasete ihtiyaç var. Bunun için de yeni bir dil kurmak ve yeniden söylemek gerekiyor.

Nitekim MHP İzmir İl Başkanı, “yeni bir toplumsal mutabakata ihtiyaç olduğunu ve bunun İzmir’den başlayabileceğini,” geçtiğimiz günlerde açıkladı. Dikkate alınması gereken çok önemli bir açıklama…

Sosyal demokratların “İzmir Düşünce Topluluğu” platformunda yıllardır üzerinde durduğu bu meselenin, MHP tarafından da ilgiyle izlendiğini biliyorum.

Sistem artık tutunamıyor, dengeye dönemiyor. Bu durumdan elbet de Türkiye ziyadesiyle etkileniyor. Çünkü ekonomisi yeterince güçlü değil. Politik zaafları var.

Kırk yıl içinde, post modern yaklaşımlarla, ülke yönetimi iflah olmaz biçimde dejenere edildi. Kamusal alanda, sosyal zeminin islamlaştırılması sonucu, bütün normlar sorunlu hale geldi. Yüzyıllık toplumsal mutabakat, İslamcıların ve Kürtlerin itirazları sonucu bozuldu.

Fakat bozulan sadece toplumsal mutabakat değil; sanayi toplumu sonrasının geçiş sürecinde ortaya çıkan yeni sosyolojinin talepleri ve ihtiyaçları, sistemin dengelerini altüst ediyor.

Dünya ve ülke ahvali, yeni bir toplumsal mutabakatın zaruretini işaret ediyor.

Değişen Dünya düzeninde nasıl hareket etmek gerektiğini ve kadim birliğimizi nasıl tahkim edeceğimizi, bir araya gelerek konuşmanın zamanı geldi.

Konuşmanın yöntemi ve hangi meselelerin nasıl ele alınacağı üzerinde mutabakat sağlamak, iyi bir başlangıç olabilir.

Sistem artık tutunamıyor. Değişim ve dönüşümün öncülleri ortaya çıktı. Ve böyle dönemlerin insanlığa büyük acılar yaşattığı, tarihsel bir gerçek.

İçeride bir arada sağlam durmayı başarabilirsek, hem kendimiz hem bölge halkları için iyi şeyler yapmanın koşullarını yaratabiliriz.

Yeter ki ayağa kalkalım.